Gunumuz koşullarında değişen ve yenilenen teknoloji suyun insanoğluna ulaştırılmasında pompa kullanımını zorunlu kılıyor. turk pompa sanayisini kendi catısı altında toplayan pomsad ise ulkemizin bu alanda dunya aktörü ...

Pompalar su başta olmak üzere, akışkanları istenilen noktaya getirmek ve insanoğluna ulaştırmak için ihtiyaç duyulan makineler. Türk Pompa Sanayisi de son yıllarda hızlı bir gelişim ivmesi yakalayarak ihracat rakamları nı sürekli yukarılara taşıyor. Sektörün duayenlerinden olan ve 1996–2000 yılları nda POMSAD’ın kurucu başkanlığını yapan Prof. Dr. Y. Mühendis Cahit Özgür bizlere pompa sanayinin durumu, POMSAD’ın kuruluşu ve çalışmaları ve üniversite sanayi işbirliği hakkında çok değerli bilgiler verdi.

Genel olarak ülkemizdeki pompa sanayisini değerlendirir misiniz? Bu sektörü bir araya getirmiş olan POMSAD’ın kuruluşunu anlatır mı- sınız?
Türkiye teknolojide ne geri bir ülke ne de gelişmiş bir ülke. Ama gelişme potansiyeli olan bir ülke olarak beliriyor. Pompa ise Türkiye’nin imal ve ihraç edebileceği bir ürün. Bu nedenle, pompa sektörü ülkemizde gittikçe ilerliyor ve ihracatı artıyor. Daha önceki süreçlerde, ülkemizde pompa imalatçılarını bir araya getirme fikri birkaç kez gündeme geldi. Ancak bizde daha o zaman dernek bilinci tam olarak yerleşmediği için neredeyse bütün imalatçılar birbirinden korkuyorlardı. Bu arada, gerçekleştirilen birkaç teşebbüs de başarıyla sonuçlanmadı. Bir süre sonra birkaç firmada çalışan öğ- rencilerim bana geldiler. “Hocam bizi toplarsın, bir araya gelmemizi sağlarsı n” dediler ve beraberce hiçbir karşılık beklemeden bu işe başladık. Çalışmaları mızın sonucunda, 1996 yılında POMSAD kuruldu. Bu dernek kurulduğu zaman hızla gelişti ve bizler de mümkün olduğu kadar tanıtım yaptık. O süreçte bazı küçük imalatçılar biz buradan ne kar ederiz dedikleri için başlangıçta tereddütle yaklaştılar ama sonra bu dernek çığ gibi büyüdü. 2000 yılına kadar benim başkanlığım devam etti ve üye sayısı 24,  firma sayısı da 19’a çıkmıştı. Bundan sonra Kutlu Karavelioğlu’nun başkanlığı başladı. Zaten ben sanayici değil, sadece dernek kurucusuydum. Kutlu Bey görevi aldı ve benden çok daha hızlı bir şekilde hareket etti. Gerçekten pompa sanayicileri Kutlu Bey’e teşekkür etmelidir. Çok büyük atılımlar yaptı. Bunlardan biri olarak Europomp üyeliği gösterilebilir. Böylelikle POMSAD Avrupa Pompa Sanayicileri Birili- ği’nin bir bileşeni oldu. Kutlu Bey yönetim kuruluna girdi ve standartlarla ilgili bilgilendirme yaptı. Bir kere Avrupa?da dernek tanıtıldı. İki büyük toplantı yapıldı. Europomp toplantısı 2003 yılında İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu toplantıda Avrupa’da yapılan genel kurul toplantı- larına Türkiye’nin ev sahipliği önemli bir örnek oldu. Hatta bizden sonra ev sahipliğini İngiliz’ler aldı. İngiliz delegesi: “bizden böyle bir toplantı tertibi beklemeyin yapamayız” dedi. Bundan sonra şu kademeler geçti: “Başlangı çta Türk ismi yoktu derneğin başı nda. Dernek isminin başına 2005 yılında Türk ismi eklendi. Ayrıcada pompa ve vana sanayicileri birliği haline geldi. Vanacılar girmeden önce bize müracaatlar oluyordu. Mesela kompanentleri imal eden firmalar başvurdu. Bu da düşünüldü. Önce vanacılar girdi. Vana pompanın bir kompanenti olarak düşünüldü ama sonra Avrupa’ya bakınca vanaları n da büyük bir sektör olduğu düşünülerek bu iki sektör birleştirildi aslı nda. POMSAD, şu anda Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği haline geldi. Derneğin merkezi önceleri İstanbul’daydı daha sonra Ankara’ya nakledildi.” Bütün bu süreçler benim adıma, bir bakı ma çocuğunun mürüvvetini görmek gibi bir şey. Ben bu günleri gören bu önemli organizasyonun 1996-2000 yılları nda kurucu başkanlığını yapmış olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

POMSAD’ın ilerleyen dönemde önüne koyduğu en önemli faaliyet nedir?
Daha Pompa Sanayicileri Derneği kurulmadan bizim kürsümüzün öncülü- ğünde 1976 senesinde ilk defa Türk pompa kongresi gerçekleştirildi. POMSAD kurulduktan sonra bu öncülüğü POMSAD üstlendi ve altıncısını bu sene Ankara’da gerçekleştireceğiz. Kongrenin içeriğinde ağırlık pratik süreçlere verilmesine rağmen kongre teorik bilgileri de içeriyor. Katılımcı olarak akademisyenlerin de bulunduğu kongreyi İstanbul Teknik Üniversitesi ile Orta Do- ğu Teknik Üniversitesi de destekliyor. Bu kuruluşlar kongreye dış destekten ziyade katılarak destek veriyor. Ayrıca kongreyi birçok sivil toplum kuruluşa da destekliyor. Bu bence önemli bir adımdır. Şimdi yapılacak toplantılarda doğrudan doğruya bilgisayarla akışın hesaplanması na ilişkin konular değerlendirilecek. Bu uygulamalar Türkiye’ye yeni geldi ama sanayide de uygulanmaya başlandı. Bu noktada sanayi ve üniver- site işbirliği yoğun olarak sürüyor. Aslı nda sanayi bu yöntemi kullanarak dizayn gerçekleştiriyor diyebiliriz. Bizde her toplantının sonunda değerlendirme toplantısı yapılır. Bu değerlendirme toplantısı 18 Ekim’de yapılacak. Bu değerlendirme toplantısına gelenler kongreden ne kadar faydalandı, gibi konular üzerinde tartışmalar yürüteceğiz. Burada şöyle eleştiriler oluyor bazen. Siz fazla teorik kalıyorsunuz diye. Daha pratik şeyler versenize deniyor. Bu onlar açısında doğru olabilir ama ilerleme açısından durum böyle değil. Bu gibi kongreler sanayinin modernleşmesi ve daha bilimsel çalışma ve teknolojinin ilerlemesi için büyük faydalar barındırı- yor. Bu nedenle kongrenin seviyesini yüksek tutmaya gayret ediyoruz. Biz sanayiye ve teknolojiye katkısı olan her şeyi ön palana çıkarmak üzerinden hareket ediyoruz.

Türkiye pompa ihracatında sizce nasıl bir noktada duruyor? Sektörün gelişim potansiyellerini nasıl değerlendiriyorsunuz? İhracatımız hızlı bir şekilde artıyor. Çok çeşitli memleketlere ihracat var. İhracatı mızın ithalat karşılama oranları düşük ama son tahlilde yine de gelişiyor. Sektör ihracatımız 2006 – 2007 arasında 155 milyon dolardan 271 milyon dolara yükselmiş. Mesela bunu çok büyük bir gelişme olarak değerlendirmek gerekiyor. İhracatımız büyük ölçüde Almanya, İtalya, Fransa, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya’ya gerçekleşiyor. Böylelikle geniş bir yelpazede ihracat yapılıyor diyebiliriz. Sektör olarak bölge içinde de iyi bir durumdayı z. Makine sanayinin pek çok kolunda olduğu gibi bizim sektörümüzde de tabii ki Çin Halk Cumhuriyeti bütün Avrupa’nın korkusu durumunda. Ancak bu durum Türkiye’nin hiç avantajı olmadığı anlamına da gelmiyor. Türkiye’deki imalatın Avrupa’ya göre çok daha ucuz olması ve lojistik olarak bu pazara yakın olması sebebiyle ülkemizin sektörde çok büyük potansiyeli vardır diyebiliriz. Ayrıca ülkemizde gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında mühendislik hizmetlerinin de daha ucuz oldu- ğunu görüyoruz. Bu durum da bizim için önemli bir avantaj daha oluşturuyor.

Türkiye’de sektör temsilcilerinin üretimlerinde özen göstermesi gereken noktalar nelerdir?
Patent satın almak Türkiye’de pek yaygı n değil. Bizim eskiden kalafat yeri dediğ imiz bölgede ustalar makine kopya ederlerdi. Bu da sektörün doğrudan doğruya kopyacılıktan geldiğini gösteriyor. Sektörün gelişimi böyledir. Ama şimdi böyle bir durum yok tabiî ki. Pompa öyle bir şey ki eğer verimini ölçmüyorsanı z suyu basmak çok kolay. Ama enerji verimliliği çok önemli bir husus. Enerji ekonomisi, bugün pompa ve vana teknolojisini belirleyen bir durumda. Elektrik enerjisinin bir kısmı aydı nlatma ve ısıtmada kullanılıyor. Sanayide kullanılan enerjinin büyük bir kısmı, yani dünyada sanayide kullanılan enerjinin yüzde 30’u pompalarda sarf edildi. Bu nedenle, dünya çapında pompaları n çok büyük önemi var. Burada yapacağınız her türlü tasarrufun dünya ekonomisi üzerinde de önemli bir etkisi olacaktır diye düşünüyorum. Mesela önümüzdeki toplantının önemli bir teması nı da enerji ekonomisi oluşturuyor. Bu noktada, enerji verimli pompanın üretimi çok büyük önem taşımaktadır. Pompa üretimi teknolojisi de bu trende göre belirleniyor dersek sanırım yanlış olmaz. Tabii ki sadece enerji verimli pompanın üretilmesi de başlı başına sorunu çözemez. Sizin pompanız çok verimli olabilir fakat kurduğunuz tesisatta bu pompanız verimli çalışıyor mu çalışmıyor mu bu da çok önemli bir nokta. Bu sistem verimi yüzünden kayıplar yaşanabiliyor. Bu nedenle imalatın iyi olması tek başına yeterli olmuyor. Projenin doğru değerlendirilmesi gerekiyor. Kongrede bu konular da değerlendirilecek. Toplantılarda enerji verimliğine ve doğru projelendirmeye geniş yer ayrılacak.

Pompa üretimi genel olarak ne gibi bir önem taşıyor, bu ürünün insan hayatındaki yeri nedir?
Pompa insan hayatında gerçekten büyük önem taşıyor. Örneğin; İstanbul’un suyunu karşılıyor. Genel olarak pompa suyu kontrol eden ve istenilen noktaya götüren bir sistem. Eskiden cazibe, yani yer çekimi vardı. Suyu yukarı koyuyorsun ve aşağıya iniyor. Artık cazibeyle dağıtım devri nihayetlendi. Kısacası, insanlı k için su ne kadar büyük bir önem taşıyorsa suyun insanlığa ulaştırılması da o kadar büyük bir önem taşıyor. Bizler de bu kadar büyük önem taşıyan ve her ülkede kullanılması zorunlu olan bu sistemleri ülkemizde üretmeye, geliştirmeye çalışmalıyız. Bu sayede hem kendi ihtiyaçlarımızı karşılayarak ithalatı azaltacak ve böylelikle ülkemizde yaratılan artı değerin yurtdışına çıkmasını engelleyebiliriz hem de dünyada ihtiyaç duyulan her bölgeye kendi ürünlerimizi pazarlayarak ülke ekonomimizin gelişimine katkı koyabiliriz. Önümüzdeki gerçekleştireceğimiz kongreyi de Süleyman Demirel açacak. Neden Süleyman Demirel diye düşünülebilir. Süleyman Demirel açılışta olacak çünkü kendileri renkli bir isim ve oraya da cazibeyi çekeceklerini düşünüyoruz.

Sektör üretiminde teknoloji geliştirmede kilit rol oynayan üniversite sanayi işbirliği sizce ne noktada? Bu işbirliğini kuvvetlendirmek için neler yapılmalıdır?
Üniversite sanayi işbirliğinin önemi üzerine yapılan konuşmaları ben asistanlığı mdan beri duyuyorum ama geçen bunca zamana rağmen arada bir kopukluk yaşandığı da bir gerçek. Fakat son yıllarda başta TÜBİTAK olmak üzere diğer kurumların sanayi işbirliği projelerine destek vermeleri çalışmaları arttı rdı ve hızlandırdı. TÜBİTAK’ta son zamanlarda birçok sistem üzerine çalışmalar yürütülüyor. Devletin buna destek vermesi çok güzel bir gelişme olarak değerlendirilmeli. Sanayi ve KOBİ’lerle ilgili çalışmalarda var üniversitelerde. Üniversite çalışmaları illaki faydaya yönelik değildir ve olmamalıdır da. Tamamı ile genel faydası düşünülmeyen bir şeye de senelerimizi verebiliriz ama sanayi bu noktada hemen fayda isteyerek aceleci davranıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde akademisyenler maaşları- nı bu projelerden alırlar aslında. Genel olarak makine sektöründe olduğu gibi üniversite sanayi işbirliğinde de henüz yolun başındayız diyebilirim. Bu işbirli- ğinin gelişmesi için öncelikle zaman ve bir işbirliği planı gerekiyor. Bu noktada devlet teşviklerinin artırılması, sanayicilerimizin de biraz daha sabırlı olmaları durumunda üniversitelerimizde yaratı- lan teorik birikimin sanayi üretimimize yansıyacağı kanaatindeyim.   SPOT. “ “Pompa insan hayatında gerçekten büyük önem taşıyor. Örneğin; İstanbul’un suyunu karşılıyor. Genel olarak pompa suyu kontrol eden ve istenilen noktaya götüren bir sistem. Eskiden cazibe, yani yer çekimi vardı. Suyu yukarı koyuyorsun ve aşağıya iniyor. Artık cazibeyle dağıtım devri nihayetlendi. Kısacası, insanlık için su ne kadar büyük bir önem taşıyorsa suyun insanlığa ulaştırılması da o kadar büyük bir önem taşıyor.””    

Prof. Dr. Y. Mühendis Cahit Özgür İnsanlık için su ne kadar büyük bir önem taşıyorsa suyun insanlığa ulaştırılması da o kadar büyük bir önem taşıyor