makine sektörüne yönelik uluslararası meslek örgütlerinin karar mekanizmalarında etkin roller üstlenmeye başlayan...

Makine sektörüne yönelik uluslararası meslek örgütlerinin karar mekanizmalarında etkin roller üstlenmeye başlayan Türk yöneticiler, bağlı bulundukları sektörleri başarıyla temsil etmenin yanında uluslararası arenada ülke çıkarlarının korunmasına da destek oluyor. Bu isimlerden biri de Avrupa Hidrolik ve Pnömatik komitesi (CeToP) yönetim kurulu Başkanı Ahmet serdaroğlu.

Makine ihracatını 2023 yılında 100 milyar dolara yükselterek dünyanın en fazla makine ihraç eden ilk beş ülkesi arasına girmeyi amaçlayan Türkiye, makine sektörüne yönelik uluslararası örgütlenmelerin karar mekanizmalarında da etkin rol almak istiyor. Makine sektörünün farklı alt gruplarında faaliyet gösteren MSSP üyesi dernekler, ilgili uluslararası yapılarla yakın işbirliği ilişkileri yürütüyor. MSSP çatısı altında yer alan 30 dernekten 10’unun Avrupa merkezli sivil toplum örgütlerine üyeliği bulunuyor. Dernek yönetim kurulu üyelerinden bazıları CETOP, ELA, EUROVENT, EHI, EUPC, EUROPUMP, AGRIEVOLUTION gibi farklı alanlarda çalışmalarını sürdüren uluslararası yapılarda görev almaya başladı. Bu isimler Türk makine sektörünü temsil etmenin yanında uluslararası arenada ülke çıkarlarının korunmasına da destek oluyor. 2013 yılında Hollanda’da düzenlenen toplantıda Avrupa Hidrolik ve Pnömatik Komitesi (CETOP) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Ahmet Serdaroğlu üstleneceği yeni görev ve sorumluluklarla ilgili bilgi verdi. 

CETOP’ta ne zaman görev almaya başladınız? Komite içinde bugüne kadar hangi görevleri üstlendiniz? Uluslararası bir sivil toplum örgütünün yönetim kurulu başkanlığına yükselişinizin öyküsünü paylaşır mısınız?
Akışkan Gücü Derneği (AKDER), 2006
yılında CETOP üyesi oldu. CETOP genel kurul toplantıları tüm üye ülkelerin ulusal akışkan gücü derneklerinin başkan ve genel sekreterlerinin katılımıyla yılda bir kez gerçekleştirilir. Her yıl bir üye ülke bu genel kurullara ev sahipliği yapar. 2008 yılında genel kurul toplantısı Almanya’nın Münih kentinde gerçekleştirildi. AKDER Başkanı olarak ilk kez bu toplantılara katıldım. Toplantıda 2009 yılı genel kurulunu düzenlemek için talip olduk. Genel kurul üyeleri de AKDER’in ev sahipliğinde İstanbul’da yapılması-nı uygun buldu. 2009 yılında AKDER olarak CETOP genel kuruluna ev sahipliği yaptık. Tüm çalışma grupları komisyon toplantıları ve genel kurul toplantıları ve sosyal faaliyetler başarılı bir şekilde üç gün süresince İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu faaliyetler sırasında üyelerin dernek yetkilileriyle sıcak diyaloglar oluştu. 2010 yılında CETOP yönetim kurulunda görev üstlenmem konusunda davet aldım. 2010-2013 yılları arasında üç yıl boyunca yönetim kurulunda görev yaptım. CETOP Ekonomik Başkan Yardımcısı olarak Shanghai-Çin, Moskova-Rusya, Wrocklaw-Polonya ve Las Vegas-ABD’de gerçekleşen toplantılara konuşmacı olarak katıldım ve çeşitli sunumlar yaptım. 2013 yılında Hollanda’nın Lahey şehrinde yapılan genel kurulda CETOP Başkanlığı’na önerildim ve üyelerin oybirliği ile seçildim. Önemli sorumluluklar yükleyen bu görevin, 30 yıldır sürdürdüğüm mesleki kariyerim için son derece önemli olduğunu düşünüyorum.

Makine sektöründe uluslararası bir yapılanmanın tepe yöneticisi olmak Türkiye ve Türk hidrolik ve pnömatik sektörü açısından neden önemlidir?
AKDER, hidrolik ve pnömatik eğitimin standartlarının geliştirilerek Avrupa düzeyine taşınması ve CETOP sertifikalı eğitim merkezlerinin oluşturulması gibi çeşitli çalışmalara imza attı. CETOP’un desteğiyle oluşturulan bu merkezler makine imalat sektörünün ihtiyacı olan kalifiye ve deneyimli eleman eksiğinin giderilmesi açısından son derece önemlidir. Sektörün hedeflenen noktaya gelmesi için gereken adımların atılması, çalışmaların yapılması da aynı derecede öneme sahip. Bunu bir hizmet yarışı gibi düşünmek gerekiyor. AKDER, hidrolik pnömatik sektörünün tek temsilcisi olarak sektör mensubu firma ve kişilerin menfaatlerini ön planda tutarak hizmet üretmek zorundadır. CETOP’ta yapılan çalışmalar, belli bir sistematik içinde tüm üye dernekler ve AKDER ile payla-şılıyor. CETOP Teknik Komitesi, Avrupa Birliği komisyonları ile birlikte çalışıyor, bilgi ve deneyimlerini paylaşıyor ve lobi faaliyetleri gerçekleştiriyor. Makinelerin güvenliği, elektromanyetik uyum, gürültü emisyonu sınırlaması, basınçlı kaplar ile ilgili talimatlar, makina direktifleri gibi konularda çalışmalar yürütüyor. Diğer disiplinlere karşı hidrolik ve pnömatik sektörü aleyhine çıkabilecek regülasyonlara karsı duruş sergiliyor. Belirli konularda yol gösterici talimatları (directives) ve hidrolik pnömatik endüstrisinin sektörel sorunlar üzerindeki kendi tezlerini sunan (position paper) yayınlar hazırlıyor. Bu çalışmaların Avrupa ile aynı anda Türkiye’deki makine imalat sektörü ile paylaşılması son derece önemlidir.

CETOP’ta başkanlığını üstleneceğiniz yeni yönetimin sektöre yönelik hedef ve planları nelerdir?

Bulgaristan, Ukrayna, Slovakya ve Macaristan gibi ülkelerin CETOP üyesi olması için girişimlerde bulunuyoruz. Yeni dönemde komitenin şemsiyesini genişletmeyi planlıyoruz. CETOP, kendi bölgesi dışındaki ülkelerle Enternasyonal İstatistik Komitesi (ISC) bünyesinde diyaloglarını sürdürüyor ve ISC’nin başkanlığını ve sekretaryasını üstleniyor. ISC üyeleri arasında; ABD, Japonya, Çin
ve Tayvan gibi önemli ülkeler bulunuyor. Önümüzdeki dönem içinde Hindistan, Kanada, Brezilya ve Avustralya gibi ülkelerin de ISC bünyesine alınması konusunda planlarımız var. Tanıtım ve iletişime yeni dönemde özel önem vereceğiz. Ürün ve firma rehberinin daha faydalı olabilmesi için hem içerik hem de dağıtım konusunda iyileştirmeler planlıyoruz. Basılı rehberin aynı anda elektronik ortamda çoğaltılarak dağıtımının gerçekleştirilmesini istiyoruz. İnteraktif WEB sayfası, ürün ve uygulamalar için video gibi teknolojik imkanların kullanılması, daha fazla fuara katılım sağlamak sureti ile tanıtım ve iletişim faaliyetlerimizi geliştirmeyi amaçlıyoruz. Tüm bu aktivitelerin asıl amacı; sektörümüzün müşterisi, ürünlerin kullanıcısı konumundaki insanların kafasında sektörle ilgili daha somut daha net bir imaj oluşturmaktır. Sektörel eğitimle ilgili çalışmalarımız da sürecek. CETOP standartlarında eğitim veren merkezlerin oluşmasına destek vereceğiz. Bu bağlamda İstanbul’da UAGEM ve Ankara’da faaliyet gösteren eğitim merkezlerinin sertifikalandırılması, eğitimler sonunda öğrencilere-kursiyerlere CETOP sertifikalarının verilmesi de planlanıyor. Uzun zamandır çalışmalarını başarıyla sürdüren teknik komite Avrupa Birliği içinde lobi faaliyetlerine devam edecek ve sektör menfaatlerinin savunulması konusuna sektörümüze ihtiyacı olan desteği verecektir. Üyelerimize sağladığımız istatistik bilgilerin daha doğru ve zamanında oluşturulması için de çalışmalar yapacağız. Sağlıklı sektör bilgilerinin sadece üye ülkelere ve firmalarına iletilmesi konusuna özel önem verilecek.

Türk makine sektörü 2013 yılını nasıl geçirdi? 2023 yılı ihracat hedeflerine ulaşmak için sektörün atması gereken somut adımlar neler olmalıdır?
Türkiye son dönemde makine imalatı alanında büyümesini sürdürüyor. Makine imalat sanayi 2010 yılında yüzde 32,6 ve 2011 yılında ise yüzde 22,3 büyüdü. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıllık dönem için toplam ihracat hedefi 500 milyar do-lar olarak planlanıyor. Toplam ihracatın 100 milyar dolarının ise makine imalat sektörü tarafından karşılanması bekleniyor. 14 milyar dolar olan ihracatın 100 milyar dolar seviyesine ulaştırılması hedefleniyor. Bütün bu hedefler ve geçmiş beş yıllık dönemde yakalanan büyüme dikkate alındığında, sektörümüzün önümüzdeki 10 yıllık dönemde paralel bir ivme izlemesi; makine imalat sektörünün ihtiyaçlarına cevap verebilecek kalite ve seviyelere ulaşması kaçınılmazdır. Makine imalat sektörü lokomotif rolünü üstlenmeli ve hidrolik pnömatik gibi yardımcı sektörler de bu frekansı yakalayıp aynı paralelde büyümeyi gerçekleştirmelidir. Hidrolik ve pnömatik komponentler ve sistemler makine imalatının önemli bir parçasını oluşturuyor. ABD, Çin Almanya gibi dünya ölçeğinde gelişmiş ülkeler incelendiğinde, makine imalatıyla paralel olarak hidrolik pnömatik sektörünün de geliştiğini görebilirsiniz. Hidrolik pnömatik sektörünün büyümesi, makine imalat sanayinin durumu ile yakından ilgilidir. Bu noktada yatırımcı-nın ithal makine ve sistemlerin yerine Türkiye’de üretilen makinelere güvenip, sektörün gelişmesine katkı yapabilece-ğini hatırlatmak isterim. Devletin yerli makine alımına verebileceği teşvikler yanında, gerek kamu gerekse özel sektörde yatırım kararı veren makam ve kişilerin, yerli makine kullanımına vereceği desteğin çok önemli olduğu da bilinen bir gerçektir. 

Sanayiciler için ülkeye hizmet, zaman zaman ekonomik çıkarların önüne mi geçiyor? Makine sektörüne yönelik uluslararası yapılanmalarda görev alacak profesyonellere ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?
Kişilerin bu tür ulusal ya da uluslararası kuruluşlarda görev üstlenmek konusunda istekli olması, bu alanlara zaman ayırabilmesi gerekiyor. Mesleki örgütlerde gönüllülük esas olduğundan bu görevler bir bayrak yarışı havasında yürütülmeli, kişisel menfaatler yerine ortak menfaatler gözetilmeli ve her dönemde geçen döneme göre yapılan işin üstüne biraz daha ekleyerek ilerleme hedef alınmalıdır. Bu konularda harcanan zamanı kayıp olarak görmemek gerekir. Yapılan çalışmaların ve gösterilen çabaların sektör yararına olduğu ve kişilerin de o sektörün bir parçası olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye’nin Avrupa içindeki önemi ve genç, dinamik, kalifiye insan gücünün Avrupa’ya katacakları her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Türk yöneticilerin ulusal dernek ve meslek örgütlerinde deneyim kazandıktan sonra uluslararası organizasyonlarda da görev alması Türkiye’nin yararınadır. Özellikle son dönemde Türkiye’nin Avrupa ve dünyadaki farklı platformlarda iyi şekilde temsil edildiğini gözlemliyoruz. Genç arkadaşlarımıza, eğer gerçekten zaman ayırabileceklerini ve faydalı olabileceklerini düşünüyorlarsa; dernekler, düşünce kuruluşları ve meslek örgütleri gibi alanlardaki faaliyetlere önem vermelerini tavsiye ediyorum.