Tüm Asansör Sanayici ve İş Adamları Derneğinin (TASİAD), asansör sektöründe...

Tüm Asansör Sanayici ve İş Adamları Derneğinin (TASİAD), asansör sektöründe faaliyet gösteren üyelerine 25 yıldır hizmet verdiğini aktaran Yönetim Kurulu Başkanı Levent Akdemir, “TASİAD olarak sorunlara değil çözümlere odaklanma, şikayet etmek yerine üzerimize düşeni yapma kararlılığındayız. Çalışmaya, üretmeye ve proje geliştirmeye devam ediyoruz” dedi.

Makine Sanayii Sektör Platformu (MSSP) üyesi dernek, birlik ve diğer sektörel kurumları tanıtarak yönetim kurulu başkanlarından, dernek faaliyetleri ve sektörün gelecek hedefleriyle ilgili bilgi almaya devam ediyoruz. Dergimizin Ocak sayısında Tüm Asansör Sanayici ve İş Adamları Derneği (TASİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Levent Akdemir sorularımızı yanıtladı.

Tüm Asansör Sanayici ve İş Adamları Derneği (TASİAD) tarihçesi, üye sayısı, yapısı ve son dönem çalışmalarıyla ilgili bilgi verir misiniz?

Derneğimiz, 1988 yılında Seyit Ali Yazgan, Ethem Culum, Fahri Tunalı, Bekir Paşayiğit, Dursun Genç, Hamdi Ergün ve Rahman Vatansever öncülüğünde Tüm Asansörcüler Derneği (TAD) adı altında kuruldu ve daha sonra ismini Tüm Asansör Sanayici ve İş Adamları Derneği (TASİAD) olarak değiştirdi. Kuruluşunda 50 üye ile faaliyete geçen derneğimizin şu anki üye sayısı 97’dir. Katılımcılık, birlikte hareket etme anlayışı ülkemizde yeni yeni yerleşiyor. Yeni kurulan her dernek gibi TASİAD da kurulduğu yıllarda katılımcılık ve birlikte hareket etme anlayışı eksikliği nedeniyle sorunlar yaşadı ancak üyelerin ve yönetimlerin derneğe sahip çıkmalarıyla bunlar aşıldı. TASİAD; yaptığı toplantılar, eğitim çalışmaları ve etkinliklerle 25 yıldır asansör sektörüne hizmet eden güçlü bir dernektir. Diğer derneklerimize de öncülük etmiştir. Sektörün büyüklüğünü artırmak için mensuplarının değişen ve gelişen koşullara uyumunu sağlamak gerektiğinin bilincinde olan derneğimiz, eğitim çalışmalarına önem veriyor bu amaçla toplantılar düzenliyor. Asansör yönetmeliklerindeki ve standartlarda oluşan son gelişmeler ve uygulamalar hakkında bilgi paylaşımında bulunuyoruz. Bilirkişi kurulu oluşturarak asansör sektörüne bu yönde de katkıda bulunuyoruz. Ayrıca kalfalık, ustalık ve usta eğitici belgelerinin alınmasına yönelik kurslar açarak üyelerimizin bu belgelere sahip olmasına yardımcı oluyoruz. Sektörü ilgilendiren konularda kamu idaresine görüş bildirmeye devam ediyor ve bu kurumlarla koordineli olarak çalışıyoruz. TASİAD, 14 derneğin üye olduğu asansör sektörel gelişim platformunun (ASGEP) kurucusudur ve sekreteryasını üstlenmektedir. ASGEP ile başlayan birlikteliği bir federasyona dönüştürme çalışmalarımız ise başarıyla sonuçlandı ve Asansör Sanayicileri Federasyonu ( ASFED ) kuruldu.

Sektörünüzün üretim ve ihracat potansiyeli ile derneğinizin bu yöndeki çalışmalarını aktarır mısınız?

2012 yılı toplam ithalat ve ihracat verilerine bakıldığında; Türkiye’deki asansör sektörünün yaklaşık 135 milyon dolar ihracat yaptığını, 152 milyon dolar düzeyinde de ithalat gerçekleştirdiğini görüyoruz. 2012 yılı verileri itibariyle 290 milyon dolarlık bir ticaret hacmine sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. 2013 yılının ilk yarısında asansör ve asansör aksam ürünlerinin ithalatında önemli yer tutan ülkeler ise; Çin, İspanya, Almanya ve Yunanistan olarak sıralanıyor. Asansör ve asansör aksam ürünleri ihracatımız büyük oranda komşularımıza yönelik gerçekleştirilirken, genel itibariyle Ortadoğu ülkelerine ve Avrupa Birliği ülkelerine de ürünlerimizi ulaştırıyoruz. İhracatımızda Bulgaristan, Gürcistan, Rusya İran, Irak ve Suudi Arabistan gibi ülkeler ilk sıralarda yer alıyor. Ortadoğu’daki siyasi sorunlar sebebiyle bu bölgedeki ülkelere olan ihracatımızda sert düşüşler yaşandı. Ülkemizin Arap yarımadasındaki ülkelere yönelik girişimleri neticesinde bu ülkelerin istikrara kavuşmaları ve yeniden yapılandırılmaları sonrasında Türk asansör sektörünün bu gelişmelerden önemli bir pay alacağı öngörülüyor.

Sektörünüzün temel sorunları nelerdir? Sorunların çözümü noktasında kimlere, ne tür görevler düşüyor?

Türk asansör sektörünün uluslararası alanda yüksek rekabet gücüne sahip bir yapıya kavuşabilmesi, özgün, kaliteli, katma değeri yüksek, uluslararası pazarlarda bilinen ve aranan üretim düzeyine erişebilmesi için hem sektör mensuplarının hem de devletin atması gereken adımları ana başlıklar altında sıralanabilir. Sektörde finansman, sermaye yetersizliği, düşük verimlilik, kalifiye iş gücü, teknolojik ve endüstriyel birikim ile paylaşım sorunlarına ilişkin çözüm mekanizmalarına gereksinim duyuluyor. Türk asansör sektörünün özgün, kaliteli, katma değeri yüksek, uluslararası pazarlarda bilinen ve aranan üretim düzeyine erişebilmesini, tanınan bilinen yerli marka ve tasarımlar oluşturabilmesini; sermaye yetersizliği ile ölçek ekonomisinden uzak işletme büyüklükleri engelliyor. Sektörde; ortak çalışma ve Ar-Ge işbirliklerinin geliştirilmesi, verimlilik ve kurumsallaşma konularında eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Özel ve kamu kesimi alımlarında Türkiye’de üretilen ürünlere yönelik özendirici uygulamalar ve destek mekanizmalarının geliştirilmesi sektörün istenen seviyeye gelmesini sağlayacaktır. Kamuda yapılan asansör ihalelerinde yerli firmaların ürünleri yerine yabancı firmaların ürünleri tercih ediliyor ve ilgili mevzuata uyulmuyor. Kamu alımlarında yerli ürün ve firmaların tercih edilmesine yönelik mevzuat uygulamalarının takip edilmesi bürokratik direncin kırılmasını sağlayacaktır. KOBİ’lere sağlanan kredilerin, desteklerin, Ar-Ge teşviklerinin basit, kolay, erişilebilir, yaygın ve güvene/beyana dayalı bir yapıya kavuşturulmasıyla finansmana erişimi kolaylaştıracaktır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının kamuoyunu asansörlerin önemi konusunda bilgilendirmeye yönelik kamu spotları hazırlaması bina yöneticilerinde sorumluluk, kamuoyunda bir farkındalık yaratacaktır. TASİAD bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Meslek liselerinde hatta üniversitelerde de elektromekanik taşıyıcılar bölümlerinin zorunlu olabilmesi, öğrencilerin özendirilmesi sektörün yaşadığı nitelikli eleman sıkıntısını hafifletecektir. Belediyeler, bina yöneticileri ve asansör bakım firmaları arasında etkin koordinasyon ve bilgi paylaşılmasına ilişkin düzenlemeler yapılması, ruhsat makamlarının standart ve yönetmeliklere hakim duruma getirilip, uygulama farklılıklarının ortadan kaldırılması; asansör yönetmeliklerine ve standartlara uygun olmayan üretim, bakım, denetim ve periyodik kontrol uygulamalarından kaynaklanan sorunların çözümünde etkili olacaktır. Asansör periyodik kontrollerine ilişkin veriler asansör montaj ve bakım firmaları ile asansörlerde önemli eksiklikleri ortaya koymaktadır. Bakım firmaların çoğunluğunun “merdiven altı” tabir edilen şekilde faaliyet yürüttüğü biliniyor. Sektörün disipline edilmesi konusunda ehil olmayan kişilerce kolay firma kurmanın önüne geçilmesi, denetimlerin artırılması, adil, rekabetçi bir iş ve girişim ortamını bozan, sektörde haksız rekabete yol açan kayıt dışılığın önlenmesi gerekiyor. Asansörler, tasarımından imalatına, imalatından bakımına, bakımından periyodik kontrolüne kadar tüm süreçlerinde mühendislik hizmetine gereksinim duyan bir uzmanlık alanıdır. Asansör firmalarında mühendis çalıştırılmasının mecburi hale getirilmesi firma kurmanın önünü keserek sektörde yaşanan çok sayıda küçük firma ve standart dışı bakım ve üretimi azaltacaktır. Ucuz işgücüne sahip Asya ülkeleri ithalatının yol açtığı haksız rekabetin önlenmesi yerli sanayinin korunması için şarttır. Sektörün mevcut durumunu bilmeden ve analizini yapmadan sorunları çözmeye çalışmak ve geleceğe yönelik stratejiler geliştirmek hem gerçekçi olmayacak, hem de doğru bir sonuç da vermeyecektir. Bu nedenle sektörde durum tespiti yapmak, güçlü ve zayıf yönlerini görmek, işletmelerin kapasitelerini, yapılarını, yaşamış oldukları sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini ve potansiyellerini ortaya çıkarmak üzere bir “asansör sanayi envanter çalışması” yapılması gerekiyor. TASİAD bu konuda da çalışmaya hazırdır. TASİAD olarak sorunlara değil çözümlere odaklanma, şikayet etmek yerine üzerimize düşeni yapma kararlılığındayız. Çalışmaya, üretmeye ve proje geliştirmeye devam ediyoruz. TASİAD olarak nitelikli elaman sıkıntısını çözmek için çalışmalar yapıyoruz. Kartal ve Yakacık Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerine asansör kursları vererek hemen sektöre kazandırma yönünde çalışmalarımız var. Yine bu okullarda içinde test kuleleri, laboratuvarları, modern teçhizatları bulunan asansör bölümleri açmak istiyoruz.

Derneğinizin üye olduğu uluslararası kuruluşlar hangileridir? Bu sivil toplum yapılanmaları içinde ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

Dünya asansör ve yürüyen merdiven sektörünü yakından izlemenin gerekliliğine inanıyoruz. Uluslararası toplantılarda üyelerimizi temsil etme, meslek kuruluşları ile ve diğer ülkelerin dernekleri ile ilişkiler kurma yönündeki çalışmalarımız sürüyor.

Üyelerinizin katıldığı ulusal ve uluslararası ihtisas fuarları hangileridir? Derneğinizin fuarlara bakışını öğrenebilir miyiz?

Türk asansör sektörünün büyümesi için önem verdiğimiz yurt dışı fırsatlar bulunuyor. Yurt içinde ise değişen yönetmelikler nedeniyle daha canlı bir döneme giriyoruz. Fırsatlardan yararlanmanın yolu hem kendimizin, hem de şirketlerimizin hazırlıklı olmasına bağlıdır. Fuarlar, bu konuda önemli bir araç ve zemindir. Yerli asansör sanayimizin kalitesi, güvenlik standartları, teknik özellikleri ve montaj sonrası hizmetleri ile tüm beklentileri karşılayacak bir birikime ulaşmış olması, bu büyüme ve gelişmeye uygun bir fuar ihtiyacını doğurmuştur. Hem sektör mensubu, hem de dernek yönetiminde bulunmam nedeniyle sektörün görüş ve düşüncelerinden haberdarım. Son yıllarda sektör mensuplarından ve üyelerden bu yönde gelen talep ve önerilerin yoğunlaşmış olması nedeniyle dernek olarak bu konuda bir çalışma yaptık. Yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucunda yeni fuarın CNR ile beraber yapılmasında fayda gördük. Bu düşünceyle CNR Holding kuruluşlarından Sine Fuarcılık ile Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği arasında bir sözleşme imzaladık. Yapılan bu sözleşmede hem asansör sektörünün geleceğini düşündük, hem de sektör firmalarımızın menfaatlerini korumaya özen gösterdik. 25-28 Eylül 2014 tarihleri arasında CNR EXPO’da gerçekleştirilecek “Avrasya Asansör Yürüyen Merdiven Sanayi ve Teknolojileri Fuarı”na 400 firmanın katılımı hedefleniyor.

Yeni teşvik sistemi ve üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanmasına yönelik çalışmaları nasıl buluyorsunuz?

Yeni teşvik sistemini ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak önemli bir adım olarak görüyoruz. Sistem, uluslararası rekabet gücünü artırma potansiyeline sahip dernek üyesi şirketlere, yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yatırımları hayata geçirebilme fırsatı veriyor. Daha çok araştırma, geliştirme, daha çok teknoloji üretimi, daha çok satılabilir mal üretimi istiyorsak üniversite-sanayi işbirliğine önem vermek zorundayız. Ar-Ge, Türkiye’nin genel sorunudur. Türk asansör sektöründeki firmaların Ar-Ge çalışmaları çok az veya yetersizdir, Asansör firmalarımız kendi proje uygulamalarını üretmek veya geliştirmek yerine hazır proje uygulamaları ile üretimin içinde yer alıyor. Firmalarımızın araştırma geliştirme faaliyetlerine yönlendirilmesi için finansal desteğe olan ihtiyaçları kadar üniversite ile işbirliğine de ihtiyaçları vardır.

Makine Tanıtım Grubu’nun gerek yurt içi, gerekse de yurt dışında gerçekleştirdiği reklam ve tanıtım çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Tanıtım çalışmalarının Türkiye’nin imajına neler kattığını düşüyorsunuz?

İlişki ve işbirliğinin klasik üretim araçlarından daha önemli hale geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Bunun yolu da fuarlarla, reklam ve tanıtımlarla potansiyelinizi anlatmaktan geçiyor. Makine Tanıtım Grubunun (MTG) bu alandaki çalışmalarını takdirle karşılıyorum ve başarılı buluyorum. Çağın gereklerine ve iklimine uygun projeler yürüttüklerini görüyorum. Ülkemizin sahip olduğu imkanları ve kaynakları göstererek Türk makinecilerinin uluslararası pazarlardaki kalite imajını artırdığını düşünüyorum.

Eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mı?

İnşaat sektörünün çok katlı bina yapabilmesini sağlayan asansörlerdir. Asansörler sayesinde inşaat maliyetlerinin ana kalemi olan arsa maliyeti kontrol edilemez olmaktan çıkıyor. Yerine getirdiği bu işlev nedeniyle asansör sektörüne, inşaat sektörünün lokomotifi diyebiliriz. Türk asansör sektörü 1950’li yıllardan sonra hareketlenmiş olmasına rağmen kısa sürede önemli bir büyüklüğe ve birikime ulaştı. Kendi savaş uçağını, kendi gemisini yapmayı konuşan, yerli otomobil markası isteyen Türkiye’nin kendi asansörünü yapamadığını düşünmek kendimize haksızlıktır. Yerli asansör sanayisi; kalitesi, güvenlik standartları, teknik özellikleri ve montaj sonrası hizmetleri ile tüm beklentileri karşılayacak birikime ulaştı. Türkiye artık tamamı yerli asansörlere sahiptir. Bu sayede asansör fiyatları olağan seyrini sürdürüyor. Özellikle son 20 yıldır gelişen yerli sanayi olmasaydı asansör fiyatları bugünkünün en az üç katını aşardı.