Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü akademik faaliyetlerine 1985 yılında başladı.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü akademik faaliyetlerine 1985 yılında başladı. Bölümlerinde 640 öğrencinin eğitim gördüğünü aktaran Cumhuriyet Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil İbrahim Acar, mühendislik öğrencilerine sanayi ile iç içe olma fırsatı sunduklarını ve toplumun yaşam standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunacak mühendisler yetiştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü ne zaman kuruldu? Eğitimde belirlediğiniz temel hedefler nelerdi? Bölümümüz, 1985 yılında 30 öğrenci ile eğitim ve öğretime başladı. Öğrencilerimize teknolojik gelişmelere uygun olarak makine mühendisliğine ait temel bilgileri, genel model ve yöntemleriyle mühendislik kültürünü öğreterek, yetişmiş birer mühendis olmalarını amaçlıyoruz. Bu doğrultuda; makine mühendisliği alanındaki bilgilerini üniversitenin, sanayinin, ülkemizin ve dünyanın gereksinimleri doğrultusunda, ülkenin ekonomik gelişimine ve toplumun yaşam standartlarının yükseltilmesine katkı sunan, geleceğin teknolojilerinin gelişimine yardımcı olabilecek lider mühendislerin yetiştirilmesini hedefliyoruz. Öğrencilerimizin iletişim becerilerine sahip, takım çalışmasına yatkın, araştırma ve geliştirme projelerinde görev alabilecek yeterlilikte mühendisler olarak yetişmesi için bölüm olarak her türlü imkanı sunuyoruz.

Kuruluşundan günümüze bölümünüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz? Bölümümüzün eğitim felsefesi; günümüz teknolojik gelişimlerine cevap verebilecek, temel bilgilere hakim, sadece analiz değil sentez de yapabilen, araştırma becerisine sabölüm eğitim programı tekrar gözden geçirilip, bölüm felsefesine uygun olarak değiştirildi. Uzmanlaşma dalları içeren yeni ders planları 2006-2007 eğitim-öğretim yılından başlayarak uygulamaya koyuldu. Uzmanlaşma dalı olarak zorunlu seçmeli iki kol belirlendi. Son sınıfta öğrencilerimiz termodinamik, enerji ve tasarım ile imalat kollarından birini seçmek durumunda. Hızla değişen dünyamızda, bilgisayar, mikro işlemci ve robotların oynadığı rol gittikçe artıyor. Bu nedenle günümüzde makine mühendisliği, geçmişe göre daha geniş bir uygulama alanına hitap ediyor. Bölümümüzde mezunlarımızın gelişen teknolojiye ayak uydurabilmesi, mekanik, ısı transferi, akışkanlar mekaniği gibi konularda öğrencilerimizin kendilerini geliştirebilmeleri için bilgisayar laboratuvarı; ayrıca Ansys ile Fluent paket programı bulunan bilgisayarlarla donatılmış bir araştırma laboratuvarı kurduk.

Müfredatınızı oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız?

Öğrencilerimize, aldıkları teorik bilgileri laboratuvarlarda yapılan çalışmalarla pekiştirmeleri için çok sayıda imkan sağlıyoruz. Ayrıca öğrencilerimize uzmanlaşma dalı olarak seçtikleri iki koldan birinde daha çok pratik eğitim veriyor, sanayiyi tanımaları ve iç içe olmaları amacıyla staj uygulamaları ile teknik geziler düzenliyoruz. 2013-2014 eğitim öğretim yılında ESTAŞ, TÜDEMSAŞ, DEKOLINE, Kangal Termik Santrali, Demir Export (Çetinkaya/ Elkondu Demir İşletmesi), Divriği Demir-Çelik İşletmeleri ve Suşehri Kılıçkaya Barajı’na teknik geziler düzenleyerek, teorik eğitimin pratik uygulamamalarını sanayi kuruluşlarında birebir yaşayarak öğrenmelerini sağladık.

Öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz?

Öğrencilerimiz makine laboratuvarı dersinde çeşitli deney düzeneklerini tanıyıp, teorik olarak edindikleri bilgileri uygulama fırsatı buluyor. Ayrıca öğrencilerimiz dönem içi ve bitirme projelerinde öğretim üyelerimizin danışmanlığında yine çeşitli projeler geliştiriyor. Bu projelerde sahip olduğumuz laboratuvar imkanlarından yararlanıyoruz. Öğrencilerimiz ayrıca bölümümüz tarafından gerçekleştirilen TÜBİTAK ve SAN-TEZ projelerinde de yer alabiliyor.

Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen öğrencilerin Cumhuriyet Üniversitesini seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz?

Üniversite ve bölümümüzün köklü bir geçmişe sahip olması, idari ve akademik anlamda donanımlı bir kadronun bulunması önemli bir tercih sebebidir. Ayrıca Sivas ilinin ulaşım ve yaşam koşulları açısından rahat bir şehir olması da öğrencilerin üniversite seçimini etkileyen başlıca nedenler arasındadır.

Makine mühendisliği öğrencileri sanayi ile koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir?

Sivas’ın organize sanayi bölgesine sahip bir il olması öğrencilerimize sanayi ile iç içe olma fırsatı veriyor. Sivas bölgesinde TÜDEMSAŞ, TCDD, Kangal Termik Santrali gibi kamu kuruluşları yanında, birçok özel sanayi kuruluşu da yer alıyor. Bu durum öğrencilerimize çok çeşitli yaz stajı olanakları sağlıyor. Ayrıca bölümümüz öğrencilerine, farklı bir ilde yaz stajı yapma fırsatı da sunuyoruz. Staj uygulamalarına ek olarak bölümümüz tarafından gerçekleştirilen teknik geziler sonucunda öğrencilerimiz endüstri kuruluşlarını yakından tanıma firsatına da kavuşuyor.

Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız projeler konusunda bilgi verir misiniz?

Bölümümüz SAN-TEZ, TÜBİTAK, DPT ve BAP kapsamında birçok proje gerçekleştirdi. 2009-2014 yılları arasında 13 BAP, iki TÜ- BİTAK, bir DPT ve iki SANTEZ projesi olmak üzere toplam 18 çalışmayı başarıyla sonuçlandırdık. Bu projelerle öğretim üyelerimiz bölüme 12 milyon TL’nin üzerinde kaynak sağladı. Ayrıca şu an değerlendirme aşamasında bulunan projelerimiz de mevcut. Sanayi ve kamu kuruluşları ile sürekli iletişim halinde olmamız nedeniyle yeni projelere açık bir bölümüz.

Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Avrupa ya da ABD ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz?

Türkiye’deki sanayi kuruluşlarında, üniversitelerde daha çok teorik eğitim verildiği ve yeni mezunların pratikte yetersiz kaldığı görüşü hakimdir. Sanayi kuruluşları yeni mezunların çözüm üretebilecek ve Ar-Ge merkezlerinde aktif rol üstlenebilecek yeterlilikte olmasını istiyor. Geçmişte üniversite-devlet ve sanayi arasında istenilen düzeyde bir ilişki olmamasına rağmen günümüzde bu işbirliği her geçen gün artarak devam ediyor. Birçok ülkede üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde, üniversiteler sanayinin teknoloji ihtiyacına cevap verirken, sanayi de üniversitelere pratik uygulama imkanı sağlıyor. Bu karşılıklı işbirliği, ülkelerin ekonomik gelişmesini de hızlandırıyor. Üniversite-sanayi işbirliğine üniversiteler açısından bakıldığında, ABD ve Avrupa da dahil olmak üzere, tüm dünyada bir tartışma alanı olduğu görülüyor. Toplumun her kesimi kendi perspektifine göre yararlı ve zararlı yönlerini vurgulamak suretiyle bu tartışmaya katılıyor. Üniversite-sanayi işbirliği tarafların bu olguya nasıl baktığı, nasıl yaklaştığı ile oldukça bağlantılı. Üniversiteleri, sanayi ile işbirliğine yönelten birçok neden ve bu işbirliğini oluşturma ve yürütmede birçok beklenti söz konusu oluyor. Bu durum ülkelerin ekonomilerinin gelişmişlik düzeyi ve yaşanan krizler gibi birçok faktöre bağlı. İşbirliğine dayalı çalışmaların yararları, işbirliğinin amacına bağlı olarak farklılık gösterebiliyor. Dolayısıyla işbirliğinin artırılması için bir takım önlemlerin alınması gerekiyor.