CVS Makina, 2010 yılından bu yana Ar- Ge faaliyetlerini sürdürüyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına 2013 yılında resmi müracaatını yapan firma, aynı yıl...

CVS Makina, 2010 yılından bu yana Ar- Ge faaliyetlerini sürdürüyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına 2013 yılında resmi müracaatını yapan firma, aynı yıl Ar-Ge merkezi için lisans aldı. 700 metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren CVS Makina Ar-Ge Merkezinde 35 kişilik bir ekip görev alıyor. Çok sayıda projeyi başarıyla tamamlayan merkezin bütçesi her yıl artırılarak, özellikle demir-çelik sektörüne yönelik yenilikçi ürünlerin geliştirilmesi hedefleniyor. CVS Makina Ar-Ge ve Dizayn Departmanı Şefi Dr. Özgür Çelik, merkezin yapısı, odaklandığı alanlar ve proje çalışmaları özelindeki sorularımızı yanıtlayarak hedefleriyle ilgili bilgi verdi.

CVS Ar-Ge Merkezi ne zaman kuruldu? Firma bünyesinde Ar-Ge merkezi kurulmasının temel nedenleri nelerdir?

CVS Makina olarak demir-çelik ekipmanları üreten ve anahtar teslim demir çelik tesisleri kuran bir firmayız. CVS Makina bünyesinde Ar-Ge merkezi kurulmadan önce de demirçelik sektörüne yönelik projelerde bazı Ar- Ge çalışmaları gerçekleştiriliyordu. Özellikle 2010 yılından itibaren alınmaya başlanan TÜBİTAK 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleriyle Ar-Ge çalışmaları şirket bünyesinde daha da hız kazandı. Bu hızlanmaya bağlı olarak, gerçekleştirilen Ar-Ge çalışmalarının bir merkez çatısı altında toplanıp devam edilmesi kararı alındı. Gerekli hazırlıklar yapılarak 2013 yılı başında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına başvuruldu. Bakanlığın onayıyla CVS Makina Ar-Ge Merkezi 15 Mart 2013 tarihinde faaliyetlerine başladı. Ar-Ge merkezinin kurulmasıyla birlikte geçtiğimiz iki sene içerisinde araştırma geliştirme sistematiği daha olgun bir yapıya kavuştu. Mühendislik, tasarım, raporlama, üniversite işbirlikleri, yayın takibi, projelerden yayın üretimiyle fikri ve sınai hakların korunması, Ar-Ge merkezi sayesinde tek çatı altında birleşti. Günümüzde çağın rekabetçi kimliği göz önüne alındığında sadece üretmek yetmiyor. Aynı zamanda araştırma-geliştirme ve inovasyona önem verme gereksinimi apaçık kendisini belli ediyor. Hızlı akan bu çağda ancak yeni dizaynlar geliştirip üreten, müşterilerin sorunlarına cevap verecek yeni projeler geliştirebilen yapınızla ayakta kalıp hedefinize doğru yürüyebiliyorsunuz. Aynı zamanda rakiplerinizle yarışmanız ve takip eden pozisyondan takip edilen durumuna geçiş de ancak geliştirdiğiniz yenilikçi tasarımlar ve ürünler sayesinde olabiliyor. Özellikle demir-çelik sektörünün en büyük çıkmazı olan enerjinin verimli kullanımına veya tasarrufuna getirilen çözümlerin her biri, firmanıza sektörde önemli bir avantaj sağlıyor. Ar-Ge merkezimizde geliştirdiğimiz demir-çelik sektöründe enerji tasarrufu sağlayacak yeni bir ürünümüzün tasarımından detay mühendisliğine kadar projelendirmesini tamamladık. Bu sistemin üretilip ticarileşmesiyle birlikte hem klasik yöntemlerle üretim yapan ocaklara enerji tasarruflu alternatifler sunmuş, hem de firmamızın sektörel rekabet gücü artırmış olacağız.

Merkezin yapısı, teknik olanakları ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Üretim merkezli geliştirilen projeler var mı? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik?

Demir-çelik sektörü çelikhane ve haddehane olmak üzere iki büyük alandan oluşuyor. Gerek çelikhane gerekse haddehanenin ihtiyaç duyduğu tüm ekipmanların mühendisliği, tasarımı, detay mühendislik çalışmaları, mühendislik analizleri, teknik raporlamaları Ar-Ge merkezimiz bünyesinde gerçekleştiriliyor. Gebze Dilovası Organize Sanayi Bölgesi 3. Kısım Muallimköy’de yer alan ana merkez binamız içinde 700 metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren Ar-Ge merkezimizde; doktoralı ve yüksek lisanslı mühendisler, teknik öğretmenler ve teknik ressamlardan oluşan 35 kişilik bir ekip görev yapıyor. Ar-Ge merkezimizde sürdürülen tasarımlar ve detay mühendislik çalışmaları AutoCad, Solidworks, Inventor programları kullanılarak gerçekleştiriliyor. Bununla birlikte analizlerde aktif olarak yararlandığımız ANSYS programı yine merkezimiz bünyesinde mevcut. Ar-Ge merkezi statüsünü kazandıktan sonra merkezimizde 11 proje başarıyla tamamlandı. Şu anda da merkezimizde beş proje üzerinde aktif olarak çalışmalar yürütülüyor. Projelerimiz ağırlıklı olarak demir-çelik sektörüne yönelik. Geliştirdiğimiz projeler de çoğunlukla üretim odaklı projeler. 2010 yılında başladığımız projede sürekli besleme yöntemiyle enerji maliyetini düşüren ve üretim verimini artıran bir elektrik ark ocağı geliştirdik. Yine çelik sektöründe önemli bir konu olan hurdanın verimli kullanımına olanak sağlayacak düşük yoğunluklu hurdaların preslenerek kesilip, yoğunluğunun artırılmasını sağlayan hurda pres ve makasının üretimine dönük çalışmalara da 2010 yılında başladık. Geliştirdiğimiz 1000 ton kesme kuvveti kapasiteli ilk hurda pres ve makasını üretmemizi takiben, dünyada sayılı üretim kapasitesine sahip olan 1650 tonluk hurda pres ve makasını TÜBİTAK onaylı bir projemiz kapsamında 2014 yılında başarıyla geliştirerek ürettik. Yine demir-çelik sektöründe hurdanın efektif değerlendirilmesini sağlayan hurda kıyıcı, Ar-Ge merkezimizde yürütülen bir proje kapsamında geliştirilen ve üretilerek başarıyla devreye alınan ürünlerimiz arasındadır. Bununla birlikte TÜBİ- TAK destekli olarak yürüttüğümüz başka bir proje kapsamında refrakter üretim sektörüne yönelik geliştirdiğimiz “Refrakter Ergitme Ocağı” üretimini gerçekleştirerek bu yıl içerisinde anlaşılan firmada ticarileşmesini gerçekleştirdik.

Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeydedir? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili neler paylaşmak istersiniz?

CVS Makina Ar-Ge Merkezi olarak şu ana kadar beş TÜBİTAK 1501 Sanayi Ar-Ge Projesi yürüttük. Bu projelerin tümünü başarıyla sonuçlandırdık. Ar-Ge merkezimizde sürdürdüğümüz projeler kapsamında İstanbul Teknik, Yıldız Teknik, Sakarya, Sabancı ve Gebze Teknik Üniversiteleri ile işbirliği yaptık. Ayrıca her yıl belirli bir kontenjan dahilinde ülke çapındaki çeşitli üniversitelerden stajyer öğrenci istihdam ediyoruz. Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik desteklerinin artarak devam ettiğini görüyoruz. Özellikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK destekleri başta olmak üzere üniversitelerin de bu sürece teknoloji transfer ofisleriyle birlikte daha aktif olarak dahil olması son derece önemli. Ar-Ge çalışmalarına devam eden veya yeni başlayacak işletmeler için bu desteklerin önemli bir itici güç olduğunu söyleyebiliriz.

Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlendi mi? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Ar-Ge merkezimiz kurulmadan dört farklı patent başvurusu yapmıştık. Ar-Ge merkezimizle birlikte dört patent başvurusunda daha bulunduk. Sekize ulaşan patent başvuru sayımızın artacağını düşünüyorum. Doktora ve yüksek lisanslı personel sayısını çoğaltmak, yapılan çalışmalarla ulusal ve uluslararası yayın sayımıza katkıda bulunmak, üniversite ve araştırma kurumlarıyla işbirliğini geliştirerek, patent ve faydalı model sayımızı artırmak Ar-Ge merkezimizin ileriye dönük hedefleri arasındadır.

Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmaları için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi?

Ar-Ge çalışmalarına başladığımız 2010 yılında Ar-Ge harcamaları bütçenin yüzde 0.05’ine karşılık gelirken 2010’dan günümüze kadar, bu oran yıllara bağlı olarak giderek artış gösterdi. Özellikle Ar-Ge merkezinin kurulmasıyla birlikte hissedilir şekilde artarak 2013 yılında yüzde 2,5’i, 2014 yılında ise yüzde 3,5’i aştı. Standart ürün sunmadığımız ve her projede ürünlerimiz, tasarımı ve mühendisliğiyle birlikte baştan yapıldığı için bu sürece mutlaka Ar-Ge dahil oluyor. Bu nedenle CVS Makina’nın Ar-Ge’den vazgeçmesi mümkün değil. Yönetim kurulumuzun da Ar-Ge çalışmalarına verdiği destekle yıllara bağlı gelişen Ar-Ge istikrarımızın devam edeceğini düşünüyorum.

Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır?

Günümüzde farklılık yaratmak, katma değeri yüksek ürünler üretmek istiyorsanız bunun yolu Ar-Ge’den geçiyor. Ancak teknolojisini veya tasarımını kendi geliştirdiğiniz ürünler sayesinde dünya pazarında etkili olabiliyor, ülkenizin ihracat potansiyeline daha fazla katkıda bulunabiliyorsunuz. Ar-Ge çalışmaları sonucu ortaya çıkan ve ürüne eklediğiniz yenilikler, ürünün fonksiyonelliğini ve performansını artırabiliyor veya enerji tüketimini azaltan bir etki gösterebiliyor. Bu durum da müşterinin veya tüketicinin ilgisini hızlı bir şekilde çekiyor ve bu ilginin üründen memnuniyete dönüşmesi durumunda, pazardaki rekabet ortamından sıyrılmak mümkün hale geliyor. Ar-Ge çalışmaları sonucu ortaya çıkmış ve performans hedeflerini tutturmuş bir ürünle pazarda çok hızlı bir şekilde en önlere geçebiliyorsunuz. Aynı zamanda Ar-Ge çalışmalarının en önemli katkılarından birisi de çalışmalar sonucu ortaya çıkan birçok verinin başka Ar-Ge çalışmalarını başlatabilme potansiyelinin olmasıdır. Ülkemizde Ar-Ge bilinci daha yeni yerleşen bir olgu. Ar-Ge çalışmalarının özelliği ilk başta kendi bütçenizden harcama yapmanız, genellikle orta ve uzun vadede geri dönüşünü alacak olmanızdır. Ülkemizdeki firmalar çok hızlı sonuç almaya odaklı ve çoğu zaman Ar-Ge çalışmalarının başlangıç maliyetine girmek istemediklerinden Ar-Ge yatırımlarına çekimser yaklaşıyor. Özellikle son 10 yılda artarak gelişen devlet Ar-Ge destekleri yatırımcıları daha cesaretlendirdi. Ülkemizde Ar-Ge konusunda bence en önemli eksiklik üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanamamasıdır. Özel sektör çoğunlukla zorlandığı veya çözemediği sorunda teknik hizmet almak için üniversitelere başvururken, üniversiteler de çoğu zaman üniversite ortamından çıkıp sanayinin içine dahil olamıyor. Üniversite-sanayi ortak projelerinde son zamanlarda artış olsa da (teknoloji transfer ofisleri de bunda etkili) yeterli düzeye ulaşmadığını düşünüyorum. Sanayinin üniversitelere proje götürerek üniversite ve sanayinin ortak projelerde çalışması, üniversitelerin teknik altyapısıyla sanayinin pratik altyapısının birleşmesinin büyük avantajlar getireceğine inanıyorum. Üniversite-sanayi işbirliğinin en büyük avantajlarından birisi de, yüksek nitelikli doktora ve yüksek lisanslı personelin sanayiye entegrasyonunun kolay olması ve böylece Ar-Ge merkezlerinin ihtiyaç duyduğu yüksek nitelikli personel ihtiyacının daha rahat karşılanabilmesidir. Ar-Ge anlamında atılması gereken en önemli adım üniversitesanayi arasındaki koordinasyonunun tam olarak sağlanmasıdır.

Eklemek istedikleriniz?

CVS Makina 15 senelik bir geçmişi olmasına karşın mühendislikten tasarıma, üretimden kuruluma kadar bütün süreçleri kendisinin yürütmesiyle kısa zamanda dünyada anahtar teslim demir-çelik fabrikaları kuran ve ekipmanlarını üreten birkaç büyük firmadan birisi haline geldi. CVS Makina dünyanın farklı ülkelerinden müşterileri için hazırladığı projelerle kendi gelişimine ve ülkemizin ihracatına katkıda bulunmaya devam ediyor. Firmamız, 2013 yılında bir önceki seneye istinaden kategorisinde en yüksek ihracatı yapan firmaya sunulan ihracatın yıldızı ödülünü makine alanında almaya hak kazandı.