Bazı mesleki branşların kadınlara, bazılarınınsa erkeklere daha uygun olduğuna dair değer yargılarından vazgeçilmesi gerektiğini belirten Has...

Bazı mesleki branşların kadınlara, bazılarınınsa erkeklere daha uygun olduğuna dair değer yargılarından vazgeçilmesi gerektiğini belirten Has Group Yönetim Kurulu Üyesi Ayça Hasbay, “Mühendislik sadece erkeklere özgü bir eğitim alanı değil. Büyük şehirlerde belki bu çok büyük bir sorun oluşturmuyor ama ülkenin her bölgesinde bu anlayışın eşit şekilde yerleşmesi gerekiyor” dedi.

Ayça Hasbay kimdir? Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

İstanbul’da 1979 yılında doğdum. Şişli Terakki Lisesi’nde ortaöğrenimimi tamamlayarak yükseköğrenimim için ABD’ye gittim. Alabama Üniversitesi’nde Pazarlama ve İşletme Bölümlerini bitirdikten sonra Türkiye’ye dönerek aile şirketimiz Has Group içerisinde çalışmaya başladım.

İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz? Alabama Üniversitesi’ndeki eğitimim sırasında çeşitli üretim sektörlerinde faaliyet gösteren firmalarda staj yapma imkanım oldu. Buradaki çalışmalarım esnasında eğitimini aldığım alanla ilgili tecrübe kazandım. Mezuniyetim sonrasında yurda döndükten sonra Has Group’un ithalat-ihracat departmanında göreve başlayarak burada 1,5 yıl çalıştım. Ardından firmamızın satış pazarlama departmanına geçtim. Bir nevi kendi işyerimizde rotasyona tabi tutularak deneyim kazanmaya başladım diyebilirim. 2002-2004 yıllarını kapsayan bu süreçte, ağabeylerim Has Group Yönetim Kurulu Başkanı Tamer ve Ahmet T. Hasbay’ın, sektörü tanımamda ve günlük iş akışına dair tecrübe kazanmamda çok önemli katkıları oldu. 2004 yılında yeni üretim tesisimizin açılmasıyla birlikte Has Group’un çok önem verdiği çalışma alanlarından biri olan özel projeler departmanında satış ve pazarlama sorumlusu ve aynı zamanda firmamızın yönetim kurulu üyesi sıfatıyla görev almaya başladım. Bugün itibariyle ise Has Group Yönetim Kurulu Üyeliğinin yanı sıra, ağırlıklı olarak firmamızın pazarlama, satınalma, insan kaynakları ve idari işler departmanlarına destek vererek şirketimizin vizyonu doğrultusunda çalışmalarımı sürdürüyorum.

Kaç yıldır bulunduğunuz görevi sürdürüyorsunuz? Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor?

Türkiye’ye döndüğüm 2002 yılından bu yana Has Group bünyesindeki çalışmalarıma devam ediyorum. Doğal olarak sorumluluklarımız da çok fazla. Bunun gerektirdiği tempoda yoğun bir çalışma ortamına sahibim. Gün içerisindeki planlı toplantılar, gündemin takibi, stratejilerimizin değerlendirilmesi, okunacak ve cevaplandırılacak birçok mail, incelenecek üretim raporları, müşteri memnuniyeti takibi, yurt dışı mümessillerimizle temaslar gibi 24 saate sığmayan işler ortalama bir işgününü dolduruyor. Bununla birlikte kısa ve uzun vadeli planlamalar, yeni ürün ve Ar-Ge çalışmaları ile firmamızı nerede görmek istediğimizle ilgili stratejik kararlar gibi titizlikle incelenmesi gereken konular da zamanı dolu dolu geçirmemi sağlıyor.

Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz?

Has Group olarak hedefimiz; rakiplerimizden bir adım ileride olmak, sürekli yeni bir şeyler üreterek teknolojiyi bu inovatif bakış açısıyla kullanmak. Yüzde 100 müşteri memnuniyeti hedefiyle bir anlamda kendimizle yarıştığımızı söyleyebilirim. Biz kimsenin yapmadığını ya da cesaret edemediğini gerçekleştirmeye çalışmayı seviyoruz. Bu yüzden var olanla yetinmek bize göre değil. Yatırımlardan hiçbir dönem vazgeçmedik. En iyi, en yeni teknolojiye sahip makinelerle üretim yapmaya odaklandık ve bunun için de en başarılı ekiplerle çalışmayı tercih ettik. Ekip arkadaşlarımızın kendilerini geliştirmesine daima özen göstererek çalışanlarımızı destekledik. Süreklilik taşıyan eğitim faaliyetlerimizle de güzel bir Has Group ailesi oluşturduk. Başarılarımızın temelinde ekip ruhuyla hareket etmek yatıyor.

Yönetim ve karar mekanizmalarında daha çok erkeklerin bulunduğu bir sektörde kadın yönetici olmanın zorlukları nelerdir?

Makine sektörüne dair bilgi ve tecrübe sahibi kadın yöneticilerle karşılaşmak pek de alışılagelmiş bir durum olmadığı için iş çevrenizden kabul görmeniz çok kolay olmuyor. Dolayısıyla bu alandaki çalışmalarınıza dezavantajlı bir konumda başladığınız için müşterilerinizi ikna etmek için daha çok çaba gösteriyorsunuz. Genel olarak tekstil sektörü aslında kadınların az sayıda yer aldığı bir çalışma alanı değil. Ama konu makine olunca bakış farklılaşıyor. Son yıllarda bu durumun olumlu yönde biraz değişim gösterdiğini fark ediyorum. Ben de kişisel olarak bu kapsamda bir takım sorunlarla karşı karşıya kalsam da zorluklara alışkın olduğum için üstesinden gelmeyi başardım. Örneğin 2003-2006 yılları arasında profesyonel olarak ralli ile uğraştım. O zaman yadırgansa da güzel başarılara imza attım. 2004 yılında Türkiye Ralli Şampiyonası Kadınlar Şampiyonu oldum. Çalışma isteğiniz varsa ve sevdiğiniz bir işi yapıyorsanız önünüze çıkan her engeli yıkabilirsiniz.

İş hayatında kadın olmaktan kaynaklanan problemler yaşadınız mı? Yaşadıysanız paylaşır mısınız?

Bu durum maalesef sadece bizim ülkemize özgü bir sorun değil. Dünyanın birçok ülkesinde çalışan kadın olmak başlı başına zor iş. Özellikle Uzakdoğu ve Arap ülkeleriyle yürüttüğümüz ticari temaslarda, iletişim kurmak için öncelikle tercih edilen bir yönetici değildim ama son beş yıldır bu durumun da değiştiğini gözlemliyorum. Bu konularda yaşadığım her zorlukta iki ağabeyimin de çok desteğini gördüğümü söylemek isterim. Karşılaştığım bu sorunlar benim için para ile satın alınamayacak bir deneyim oldu ve bu sayede de zorlukları aşmayı başardım.

Firmanızda sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar/yöneticiler var mı?

Firmamızda 30 kadın çalışan mevcut ve çoğu da genç mühendisler. Üretim ve Ar-Ge departmanlarında oldukça güzel işlere imza atıyorlar. Diğer departmanlarımızda da uzun yıllardır ekibimizin değerli birer üyesi olarak çalışan, birçok kadın yönetici yer alıyor.

İşle ilgili gerçekleştirdiğiniz yurt dışı gezilerinizde, makine sektöründe yönetici pozisyonda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemlerinizi paylaşır mısınız?

Firmamızın dünyanın çoğu ülkesinde ticari ilişkileri, müşterileri, mümessilleri bulunuyor. Makinelerimiz; Amerika’dan Hindistan’a, Brezilya’dan Pakistan’a, İtalya, Fransa’dan Endonezya ve Bangladeş’e dek uzanan geniş bir coğrafyada çalışıyor. Bu ilişkiler nedeniyle gerektikçe yurt dışı seyahatleri gerçekleştiriyorum. Ayrıca her sene sadece yurt içinde değil dünyanın herhangi bir ülkesinde mutlaka tekstil makinelerine yönelik bir fuar düzenleniyor. Bu organizasyonların birçoğunda bulunmaya gayret ediyorum. Zira her seyahat, her müşteri ilişkisi kıymetli ve büyük deneyimler kazandırıyor. Amerika ve Avrupa ülkelerinde ister bilfiil üretim tarafında olsun, ister yönetici pozisyonda olsun, kadın çalışanlardan hep olumlu tepkiler alıyorum. Ne yazık ki hala Arap, Afrika ve Uzakdoğu ülkelerinde kadınlar fazla aktif olamıyor. Bu durum da bazı kişileri şaşırtıyor.

Başarılı bir kadın yönetici olarak aldığınız ödüller var mı?

Has Group adına 2011 yılında en fazla ihracat yapan, bir önceki yıla göre ihracatını değer bazında en fazla arttıran ve 2011 yılında en fazla pazara ihracat yapan firma ödülünü dönemin Ekonomi Bakanından gururla aldım. Ayrıca yine firmamız adına Has Group Yönetim Kurulu Başkanı ağabeyim Tamer Hasbay ile bu yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve All World Network işbirliğiyle yapılan “Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi” klasmanında 28. sırada yer alarak büyük gururla ödülümüzü aldık.

Erkek egemen bir sektör olan makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor?

Belki buna biraz da kadınların tercihi diyebiliriz. Ben işine aşık bir insanım, işin üretim tarafı bana inanılmaz keyif veriyor. Üretimin ilk aşamasında gördüğünüz bir metal parçası, insanların muhteşem emeğiyle bir bakıyorsunuz ki kocaman bir makineye dönüşmüş. Bence bu muhteşem bir şey. Kadın ya da erkek olmanız durumu değiştirmiyor, keyif alarak çalıştığınız bir işte başarısız olma şansınız çok düşük.

Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir?

Makine sektörünün kesinlikle daha fazla tanıtılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye eskisi gibi değil, çok değişti. Gelişmiş ülkelerde bile görmekte zorlanacağımız mükemmel üretim tesislerine sahibiz. O eski merdiven altı atölye anlayışından gittikçe uzaklaşıyoruz. Rekabet bir anlamda kalitenin yükselmesine de neden oluyor. Eski tip sanayi siteleri yerine tüm teknolojik yeniliklere sahip ve sayıları her geçen gün gittikçe artan milyon dolarlar değerinde üretim tesisleri ciddi bir istihdam sağlıyor. Tabi ki ülkemizin gelişmekte olan bölgelerinde daha geleneksel, eski tip tesislerimiz de hala çalışıyor. Ama ekonomik olarak büyüdükçe bu tesisler de yerini modern, teknolojik mekanlara bırakacak. Türkiye’nin nitelikli iş gücüne duyduğu ihtiyaç her dönem güncelliğini koruyan bir konu. Devamlı olarak yeni ekip arkadaşları, genç mühendisler aranıyor olmasına rağmen mekanların yapısından da kaynaklı olarak başvuru sahipleri genellikle hep erkekler oluyor. Bu da demek oluyor ki hem ülke olarak hala çok az kadın mühendise sahibiz, hem de çalışma alanlarının elverişsizliği nedeniyle kadın mühendislerimiz bilgi ve tecrübelerini ya başka ülkelerde, ya akademik kariyer çerçevesinde üniversitelerde veya başka iş kollarında değerlendiriyor. Nitelikli eğitim veren okullara sahibiz. Kız öğrencileri mühendis olmaları için buralara daha fazla yönlendirmemiz gerekiyor. Ailelerle ilk ve orta eğitim kurumlarındaki öğretmenlerimize de bu noktada önemli bir görev düşüyor. Çocuklara daha geniş bir perspektif sunularak, belli meslek dallarına özendirilmeleri gerekiyor. Bazı mesleki branşların kadınlara, bazılarınınsa erkeklere daha uygun olduğuna dair değer yargılarından vazgeçilmeli. Mühendislik sadece erkeklere özgü bir eğitim alanı değil. Büyük şehirlerde belki bu çok büyük bir sorun oluşturmuyor ama ülkenin her bölgesinde bu anlayışın eşit şekilde yerleşmesi gerekiyor. Bu konuda bizim gibi sanayicilere ve profesyonel yöneticilere de; sektörü, üretim tesislerini ve teknolojiyi tanıtmak ve bu alanda çalışmayı özendirmek gibi önemli bir görev düşüyor. Staj imkanları da ayrı bir pratik konusu. Okulların mesleki eğitim bölümlerinin sadece erkek öğrenciler için olmadığı iyi anlatılmalı.

Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Türkiye’de makine sektöründe daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor?

Halen makine imalat sektöründe çok az kadın çalışan ve yönetici var. Özellikle katıldığımız uluslararası fuarlarda bunu net olarak görebiliyorum. Kadın çalışanların mesleki tercihleri ağırlıklı olarak iletişim, pazarlama, insan kaynakları, finans-ekonomi, mimarlık ya da avukatlık gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Mühendislik, endüstri tasarımcılığı, kimya gibi alanlarda kadın çalışanlara rastlamak çok yaygın bir durum değil.

Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Kendi adıma üretim sektörünün keyifli bir sektör olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Makine imalatı alanında çalışmak isteyenlere, öğrencilikleri sırasında ya da yüksek öğrenimlerine karar vermeden önce mutlaka ülkemizdeki tesisleri gezmelerini ve fikir edinmelerini tavsiye ediyorum. Hemcinslerime ise her iş kolunda başarılı olabileceklerini söylemek isterim. Bunu çok iyi biliyorum, bizzat yaşadım ve benim dışımda yaşayanları da gördüm… Neden olmasın?