Unlu mamuller sektörünün yapısını belirleyen temel unsurların başında bu alana yönelik geliştirilen yeni teknolojiler ve makineler geliyor. Ürünün kalitesi, niteliği ve çeşitlerini belirleyen unlu...

Unlu mamuller sektörünün yapısını belirleyen temel unsurların başında bu alana yönelik geliştirilen yeni teknolojiler ve makineler geliyor. Ürünün kalitesi, niteliği ve çeşitlerini belirleyen unlu mamul makinelerinin üretiminde, Türk markaları da son yıllarda dünyada adından sıkça söz ettiriyor.

Unlu mamul makineleri üretimi alanında Avrupalı üreticilerin düzeyini yakalayan Türkiye’nin, bazı ufak farklılıklarla birlikte Avrupa’daki çoğu makineyi üretir hale geldiği görülüyor. Kalite, üretim çeşitliliği ve yeni makine tasarımı konularında önemli gelişmeler kaydeden sektörün ihracatı da her geçen yıl yükseliyor. 2015 yılında, dünyanın değişik noktalarına 55,4 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ihraç eden Türkiye’nin, bu alandaki gücü devamlı artıyor.

Artık gelişmiş teknolojiye sahip, katma değeri yüksek makineler üreterek Türkiye ekonomisine daha fazla katkı sağlayan sektörün, ithalatı da düşüyor.

ANA PAZARIMIZ İRAN

TÜİK verilerine göre dünyanın değişik noktalarına unlu mamul yapımında kullanılan makineler ihraç eden Türkiye’nin 2014 yılında 52,7 milyon dolar olan ihracatı, 2015 yılında 55,4 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu artışla sektör, 2015 yılında ihracat rakamlarında yüzde 5,2’lik bir yükseliş yaşamış oldu.

İhracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke sıralamasında listenin başında yer alan İran’a 2014 yılında 5,2 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ihraç eden Türkiye, 2015 yılına gelindiğinde bu pazarda yüzde 2’lik bir artış sağladı. Söz konusu artışla sektör, İran’a geçtiğimiz yıl 5,3 milyon dolar değerinde unlu mamul makineleri ihraç etmiş oldu. 2015 yılında Türkiye’nin unlu mamul makineleri ihracat listesinde ikinci sıraya yerleşen Cezayir’e yüzde 11,6’lık bir artışla 4,7 milyon dolarlık ürün ihraç edildi. Sektörün 2014 yılında söz konusu pazara gerçekleştirdiği ihracat 4,3 milyon dolardı.

ROMANYA’YA İHRACATIMIZ ALTIYA KATLANDI

Sektör adına 2015 yılının en olumlu gelişmesi Romanya’ya gerçekleştirilen unlu mamul makineleri ihracatında görüldü. Türkiye, söz konusu ülkeye 2014 yılında gerçekleştirdiği 703 bin dolar olan unlu mamul makineleri ihracatını, 2015 yılında altı kat artırarak 4,4 milyon dolara kadar taşıdı.

Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin komşusu ülkelerde yaşanan iç karışıklıklar, ilgili ülkelerle olan ihracata da olumsuz yönde yansıdı; Türkiye’nin en önemli ihracat pazarlarından Irak bu olumsuzluğun en yoğun hissedildiği rotalardan biriydi. Unlu mamul makineleri ihracatında Türkiye’nin en önemli ticaret noktalarından biri olan Irak’a gerçekleşen ihracatta 2015 yılında yüzde 42,1 oranında bir gerileme söz konusuydu. 2014 yılında 3,9 milyon dolarlık ihracatla Türkiye’nin unlu mamul makineleri ihracatında üçüncü sırada yer alan Irak’a söz konusu kayıpla, geçtiğimiz yıl 2,3 milyon dolarlık ürün ihraç edildi.

Suudi Arabistan Türkiye’nin unlu mamul makineleri ihracatında 2015 yılında beşinci sıraya yerleşti. Türkiye’nin 2014 yılında 1,6 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ihraç ettiği Suudi Arabistan’a 2015 yılında yüzde 33,8’lik artışla 2,2 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. Türkiye’nin unlu mamul makineleri ihracatında 2014 yılında 3,7 milyon dolarlık rakamla Irak’tan sonra üçüncü sırada yer alan Rusya, takvimler 2015 yılı sonunu gösterdiğinde altıncı sıraya geriledi. Türkiye, Rusya’ya geçtiğimiz yıl yüzde 44,5 oranında düşüşle 2,1 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ihraç etti.

İHRACATTA YÜKSELEN PAZAR; MISIR

2015 yılında Romanya’dan sonra Türkiye’nin unlu mamul makineleri ihracatını en fazla artırdığı ülke Mısır oldu. 2015 yılında yüzde 398’lik artış oranıyla 2 milyon dolar değerinde unlu mamul makineleri ihracatının gerçekleştiği Mısır, Türkiye’nin ihracat sıralamasında ise yedinci sıraya yerleşti.

2015 yılında Türkiye’nin unlu mamul makineleri ihracatında düşüş eğilimine giren pazarlardan biri de Azerbaycan olarak karşımıza çıktı. 2014 yılında Türkiye’den 2,6 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ithal eden Azerbaycan’ın payı, 2015 yılında yüzde 21 oranında azalmayla 2 milyon dolara geriledi.

Makine sektörünün gözde pazarı olan Almanya’ya 2014 yılında 1 milyon 998 bin dolarlık unlu mamul makineleri ihraç edilirken, 2015 yılında bu rakam yüzde 1,3’lük düşüşle 1 milyon 972 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Türkiye’nin unlu mamul makineleri ihraçettiği ilk 10 ülke arasında son sırada yer alan Özbekistan da ihracat rakamlarının yükseliş gösterdiği pazarlardan biri oldu. Söz konusu artışla Türkiye 2014 yılında 815 bin dolarlık unlu mamul makineleri ihraç ettiği pazara 2015 yılında yüzde 98,6’lık artışla 1,6 milyon dolar değerinde unlu mamul makineleri ihraç etti.

İTHALAT ORANLARI DÜŞÜŞTE

Geçtiğimiz yıl ithalat rakamlarında yüzde 26,6 oranında düşüş yaşayan Türkiye unlu mamul makineleri sektörü, ürün tedariğinde giderek iç piyasaya yöneliyor olduğunun sinyallerini verdi. Türkiye’nin 2014 yılında 132 milyon dolar olan unlu mamul makineleri ithalatı, geçtiğimiz yıl yüzde 26,6 oranında düşüşle 97 milyon dolara geriledi.

2015 yılında unlu mamul makineleri ithal ettiği ilk 10 ülkenin yedisinde ithalat rakamlarını geriye çeken sektörün en fazla ithalat gerçekleştirdiği pazar İtalya olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye, İtalya’dan 2014 yılında 55 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ithal ederken, 2015 yılına gelindiğinde bu rakamı yüzde 58,3’lük düşüşle 23 milyon dolara kadar çekti.

İthalatta Türkiye unlu mamuller sektörünün ikinci pazarı olan Avusturya, ithalat rakamlarının yükselen bir ivme gösterdiği ülkelerden biri oldu. Bu anlamda Avusturya’dan 2015 yılında yüzde 82,7’lik bir artışla 17,6 milyon dolar değerinde unlu mamul makineleri ithal edildi. 2014 yılında söz konusu rakam 9,6 milyon dolardı.

Geçtiğimiz yıl Türkiye unlu mamul makineleri ithalatında üçüncü sıraya yerleşen Almanya da ithalat rakamlarının düşüş gösterdiği bir başka ülke oldu. Bu çerçevede Türkiye söz konusu pazardan, geçtiğimiz yıl yüzde 10’luk bir azalma ile 16,7 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ithal etti.

2015 yılında unlu mamul makineleri ithalatında ilk 10 ülke arasında dördüncü sırada yer alan Hollanda ithalat oranlarının en fazla arttığı pazar olarak kayıtlara geçti. 2014 yılında Türkiye’nin 4,3 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ithal ettiği pazardan 2015 yılına gelindiğinde, yüzde 127’lik artışla 9,7 milyon dolarlık ürün ithal edildiği görüldü.

İSVİÇRE’DEN GERÇEKLEŞTİRİLEN İTHALAT, YÜZDE 69,4 AZALDI

İthalatta en sert düşüşün olduğu pazarlardan biri ise İsviçre. Öyle ki 2014 yılında Türkiye’nin 12,7 milyon dolar değerinde unlu mamul makineleri ithal ettiği pazardan geçtiğimiz yıl yüzde 69,4’lük düşüşle 3,9 milyon dolarlık ürün ithal edildi.

Türkiye unlu mamul makineleri ithalatında altıncı sırada bulunan Japonya’dan geçtiğimiz yıl 3,8 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ithalatı gerçekleşirken, ABD geçtiğimiz yıl Türkiye’nin ithalatından 3,4 milyon dolarlık pay aldı. 2014 yılında ABD’den 5,3 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ithal eden Türkiye, bu pazardan gerçekleştirdiği ithalatta da yüzde 35,9 oranında düşüş sağladı. TÜRKIYE’NIN DIŞ PAZARLARA OLAN BAĞIMLILIĞI AZALIYOR Türkiye’nin unlu mamul makineleri ithal ettiği ilk 10 ülke arasında sekizinci sırada bulunan Çin’den 2015 yılında 3,3 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ithalatı gerçekleşti. 2014 yılında 4,5 milyon dolarlık ithalatın söz konusu olduğu pazarda unlu mamul makineleri ürün grubunda 2015 yılında yüzde 27,2 düşüş yaşandı. Listenin son sıralarında yer alan Danimarka ve İspanya da ithalat rakamlarında düşüşün söz konusu olduğu pazarlar olarak karşımıza çıktı. Bu anlamda Danimarka’dan 2014’de 3,4 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ithal eden Türkiye, 2015 yılında bu rakamı yüzde 18,5 oranında geriye çekerek, söz konusu pazardan 2,8 milyon dolar değerinde unlu mamul makineleri ithal etti. İspanya’dan ise yüzde 37,2 oranında azalma ile 2,7 milyon dolarlık ürün ithal edildi. Söz konusu rakamlar ışığında genel bir değerlendirme yapıldığında Türkiye’nin unlu mamul makinelerinde dış pazarlara olan bağımlılığının azaldığını söylemek mümkün. Sektör adına olumlu bir gelişme olarak yorumlanan bu düşüş, unlu mamul sanayicilerinin maliyetlerini aşağı çekerken, bu sektörde üretim yapan makinecilerin de iç piyasadaki gücünün artması anlamına geliyor.

UNLU MAMUL MAKİNELERİ İHRACATINDA 17’NCI SIRADAYIZ

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre 2014 yılında dünyada 6 milyar 102 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ihraç edildi. Unlu mamul makineleri ihracatında 2014 yılında dünya listesinin 17’nci sırasında yer alan Türkiye, 2015 yılında 139 ülkeye (serbest bölgeler dahil) ihracat yaptı.

2014 yılında dünyada gerçekleşen 6 milyar 102 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ihracat pastasından 1 milyar 357 milyon dolarla yüzde 22 pay alan Çin, söz konusu rakamla listenin en başında yer aldı. 2014 yılında dünya unlu mamul makineleri ihracatından ilk on ülke arasında en az paya sahip ülke ise 126 milyon dolarla Danimarka oldu. 2014 yılında bir önceki yıla göre unlu mamul makineleri ihracat oranını en fazla artıran ülke İsviçre olurken, onu yüzde 19 ile Hollanda takip etti. İhracatta en fazla düşüşün söz konusu olduğu ülke ise Avusturya’ydı. 2013 yılında dünyanın değişik noktalarına 236 milyon dolarlık unlu mamul makineleri ihraç eden Avusturya, 2014 yılında yüzde 5,6’lık düşüşle 223 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi.

SEKTÖRÜN VAZGEÇİLMEZ FUARI: IBATECH

Unlu mamul makineleri sektörünün yurt içindeki en önemli buluşma noktası ise IBATECH İstanbul Fuarı. Sektör profesyonellerinin buluşma noktası IBATECH İstanbul; unlu mamul makineleri sektörünün uluslararası alandaki konumunu ve geleceğini dünyanın lider markalarıyla bir araya getiriyor. 2014 yılında 63 bin 696 ziyaretçiyi ağırlayan IBATECH 2016 İstanbul’da rekor bir katılım için çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Unlu mamul makineleri sektörünün vazgeçilmez platformu olarak nitelendirilen fuar, dünyanın bu alanda düzenlenen ikinci büyük fuarı olma yolunda başarıyla ilerliyor. Unlu mamul makine üreticilerini potansiyel müşterileri ile bir araya getiren fuar, bu yıl 14-17 Nisan tarihleri arasında kapılarını dünyanın en önemli üreticilerine açmaya hazırlanıyor.

UNLU MAMUL MAKİNELERİ, GIDA ENDÜSTRİSİNİN BAŞ TACI

Binlerce yıldır tüketilen ekmek, bugün de dünyanın hemen her yerinde son derece önemli bir gıda maddesi. Ulaşılması kolay ve ucuz, doyurucu özelliğe sahip, besin değeri yüksek olan ekmek aynı zamanda nötr tatta bir aroma içerdiği için yaşamın vazgeçilmez gıdası olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan un ve unlu mamuller sektörü, Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) verilerine göre imalat sanayisi içinde gıda sektöründe üretim değeri olarak yüzde 18-20’lik pay alıyor. Türkiye’de un ve unlu mamuller, en fazla üretilen ve tüketilen gıda maddesi olmaları nedeniyle gıda endüstrisi açısından son derece önemli. Tahılın öğütülmesi, ekmek, bisküvi, nişasta, glikoz, pasta ve benzer unlu mamullerin üretimi farklı teknoloji dallarını gerektiriyor. Tahıl tanelerinin değirmen veya fabrikalarda öğütülüp elenmesi sureti ile endospermlerinde bulunan homojen kısımlarından elde edilen ürüne un deniyor. Buğdayın öğütülmeden önce içindeki yabancı maddelerin temizlenip ayrılması ve öğütmeye uygun fiziksel hale getirilmesi gerekiyor. Unlu mamul denildiğinde, ya tüketime hazır ya da ön işlem uygulanmış ve sonradan ek bazı işlemlerle tüketilebilecek duruma gelebilen ve hububat unlarından elde edilen pişirilmiş ürünler anlaşılıyor. Kek, pasta, turta, tart, yufka, çeşitli yağlı, sütlü çörekler, börek, gofret, tuzlu ve katkı kurabiyeler, hazır pasta altlığı, peksimet, bisküvi ve benzeri ürünler bu gruba giriyor.

İLK MEKANİK MİKSERİ ROMALILAR GELİŞTİRDİ

Tarihte ilk mekanik mikseri bir Romalının geliştirdiği kabul ediliyor. Enerji kaynağı olarak ise beygir gücünün kullanıldığı biliniyor. Roma’da ekmeğin vazgeçilmez bir ürün olması, halkı memnun etmek için ekmek dağıtımı yapılmasıyla anlaşılıyor.

Ortaçağ Avrupa’sında Normanlar ekmek üretiminde çavdar kullanmaya, hamurlarını da yorgan altında fermente etmeye başlıyor. İsveçliler, una Ren Geyiği kanı, Fransızlar ise öküz kanı katmayı deniyor. Yayvan ekmeklerin tercih edilme nedenleri arasında, hem tabak işlevi görmesi hem de lezzetle yenmesi gösteriliyor.

Zamanla birçok toplulukta, pişirilen ekmeğin çeşidine göre Fırıncı Loncaları kurulmaya başlanıyor. Loncalar, dürüst fırıncıları koruyup, topluluk içinde statü kazanmalarını da sağlıyor. Loncanın kurallarını çiğneyen bir fırıncı uluorta kırbaçlanırken, sokaklarda teşhir edilme ya da ömür boyu meslekten men cezaları da veriliyor. Gramajının altında ekmek sattığı ortaya çıkan bir fırıncı için de bu cezalar esnetilmeden uygulanıyor.

İlk olarak İngilizler tarafından kurulan Ekmek Mahkemeleri yüzyıllar boyunca ekmeğin gramaj ve fiyatını tespit ederken, Ortaçağ’da bazı yerleşim birimlerinde, yoksul insanlar için un ya da hamurlarını getirip ekmek pişirebilecekleri umumi fırın ocakları bulunuyordu. Bu gelenek, aynı zamanda fırıncılığın da başlangıcıydı. 19’uncu yüzyılda ortaya çıkan çarpıcı gelişmeler fırıncılık endüstrisini günümüzdeki düzeyine getirdi.

1835’te Caignard de Latour, Scwann ve Kutsing gibi bilim adamları tomurcuklanma yoluyla yeniden üretilebildiğini gördükleri mayanın canlı bir organizma olduğu sonucuna vardı. 1838’de bira mayasına Meyer tarafından ‘Saccharomyces cerevisia’ adı verildi. 1859’da ünlü Fransız bilim adamı Louis Pasteur, fermantasyona yol açan organizmanın maya olduğunu ortaya çıkardı.

Ocak tasarımları ve un öğütme teknikleri daha da geliştirildi. Emil Christian Hansen, katıksız maya parçacıkları elde etmeyi başardıktan sonra 1870’lerden itibaren yaş maya üretimine başlandı. Bu, mayanın sağlamlığı açısından devrimdi. Artık ekmek ve bira üreticileri aldıkları mayayı gönül rahatlığıyla kullanabiliyordu.

Yakın geçmişte, ekmek katkı maddelerinin bulunması, daha kaliteli hububat yetiştirilmesi, öğütme tekniklerinin ilerlemesi kadar ekmek pişirmede kullanılan araçların giderek geliştirilmesiyle birlikte hamuru daha iyi fermente etmek, ekmeği daha düzgün pişirmek mümkün olabildi. Ekmek insanoğlunun tarihsel yolculuğunda her dönem ağız tadının temeliydi. Bir kıtadan diğerine şekli değişse de tüm dünyada her gün ekmek yeniyor ve ekmeğin gelişimi insanoğlunun, kültürlerin ve toplumların gelişimiyle paralellik gösteriyor.