Son zamanların popüler konusu 4.0 Sanayi Devrimi veya Almanların tanımı ile belirtmek gerekirse Endüstri 4.0 üzerine Türkiye’de çok fazla şeyler söyleniyor. Bu sanayi devriminin kaçırılmaması gerek...

Son zamanların popüler konusu 4.0 Sanayi Devrimi veya Almanların tanımı ile belirtmek gerekirse Endüstri 4.0 üzerine Türkiye’de çok fazla şeyler söyleniyor. Bu sanayi devriminin kaçırılmaması gerektiği gibi -belki de haklı olarak- dile getirilen söylemin ardından kavram ile alakalı-alakasız birçok başlık bir arada dillendirilerek konu çok karmaşık, anlaşılmaz ve işin içinden çıkılmaz hale getiriliyor. Endüstri 4.0’ın değişik bakış açıları ile tartışılmasında bir sakınca yok, hatta bu çok gerekli. Ama yapılan bu değil. Dolayısıyla buradan bir yol haritası türetmek ve bunu da uygulamaya koymak şu anki tartışmaların ışığında pek mümkün görünmüyor.

Endüstri 4.0 tanımı bir Alman icadıdır ve Almanya endüstrisinin bugünü ve yarını ile ilgili tasavvurları, vizyonu kapsar. Tanımı anlamak için Alman endüstrisinin dününü, bugünü, sorunlarını, geleceğe bakış açısını ve sorun çözmede maharetini, bunun için geliştirdiği metotlarını iyi kavramak gerekir. 2011 yılında Almanya’da başlayan bu yeni durumu/fenomeni tanımlama çalışmaları yaklaşık dört sene sonra bir içerik tanımı buldu kendisine. Bu sürecin gelişimini burada tekrar etmek istemem ama oldukça ilginçtir. Dünyanın değişik coğrafyalarında da sanayinin geleceği hakkında bazı öngörüler ve bunu anlamaya yönelik tanımlamalar var. Tüm bu farklı kavramların bir derdi var ve o da, sanayi toplumunun bugününü anlamak ve geleceğine yön vermek. Dolayısıyla kavramları çıktıkları coğrafyanın gerçeklikleri ile anlamak ve anlamlandırmak gerekmektedir. Daha sonra hangi kavramların ve buna bağlı içeriğin evrensel manada etkin olduğu/olacağı süreci izliyor olacağız. İnternet ve enformasyon teknolojileri konusunda diğer bölgelere nazaran bir hayli ilerde olan ABD’de nesnelerin interneti (Internet of Things) döneminin başladığını duymuştuk. Bu döneme bağlı olarak Alman Endüstri aktörlerinin sorduğu soru; bu nes - neleri üretecek olan fabrika nasıl bir fabrika olacak/olmalıdır? Bu fabrikanın içi (katma değer zincir yapısı) ne tür bir değişikliğe uğrar/uğramak zorunda? Tekil olarak fabrikaların teknoloji gelişmişliğine uygun olarak iyileştirilmesi, mükemmel hale getirilmesi zaten üzerinde sürekli çalışılan bir alandı, peki bunun ötesi nasıl olacak? Fabrikaların birbirleriyle irtibatlandırılması ve fabrikaların yer aldığı toplumsal zeminde değişen talep ve ihtiyaçlar nasıl bir sisteme entegre edilecek? Tüm değişiklikler, yeni sanal ve reel gerçeklikler olarak hangi teknolojilerle başarılabilecektir?

Almanların kullandığı Endüstri 4.0 kavramı, odağında bulut bazlı CPS (Cyber Physical System) olan toplam bir üretim sistemi -katma değer sistemi- ve bunun tetiklemesi ile yeni bir endüstriyel toplumsal gelecek tasavvurudur. Bu genel söylemden hareketle şimdi kısaca yarının işletmelerinin yönetme-işletme mekanizmasının nasıl olacağı üzerine kısaca değinelim. Burada önemli ölçüt klasik-statik (yani bugünkü) uygulamalardan bulut bazlı daha verimli, ademi merkeziyetçi, esnek üretim ve hizmet sunuma geçiştir.

ENDÜSTRİ 4.0’IN BİR ELEMENTİ OLARAK “SMART FACTORY”

Bir fabrikanın yönetim şeklini piramid olarak düşünürsek; en altta CNC makineleri bunun üzerine inşa edilmiş hücre birim yönetimi olarak SPS, yönetim için SCADA (Supervisory Control and Data Acqusition), planlama için MES (Manufacturing Execution Systems) ve tepede de ERP (Enterprise Resource Planning) sistemi yer almaktadır. Belki çoğumuza bu modelleme bile ideal gelebilir ama mevcut durumda işletmeler yukarıda sayılan tüm teknikleri kullanabiliyor. Toplam katma değer zincirinin bir halkası olarak işletmeler yeniden dizayn edilirken mimari yapı olarak piramidin yerini esnekliği sağlayan bulut (cloud) içinde farklı bir dizilim yaratan ve yeni sanal tekniklerle desteklenen (örneğin VRC – Virtual Robot Controller, VNC – Virtual Numerical Control) ademi merkezi bir yönetme-işletme modeline geçecektir. Bu tür işletme modelinin tedarikçi firmalarla ve/veya diğer üretim üniteleri ile irtibatlanması da yine bulut temelli bir sistem üzerinden tasavvur edilmektedir.Reel hayatta bu tasavvurun gerçeğe dönüşmesi biraz zaman alsa da sanal ortamlarda bunlar artık bir gerçeklik olmaya başladı. Zaten CPS’in kendisi de fiziksel dünya ile sanal dünyayı birbirine bağlayan teknik çözüm olarak düşünülmüş değil mi? Endüstri 4.0’ın bir elementi olarak “Smart Factory” konusuna kısa değinmemin gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, işletmelerimizi yeni çağın gerekliliklerine göre hazırlamak zorundayız. Aksi takdirde gerek mamul ürün (makine, tesisat) sağlayan işletmelerimiz gerekse de tedarikçi olarak fonksiyon gören işletmelerimiz büyük bir tehlike altına girecektir.