Akademik araştırmalar sonucunda, Türkiye’nin İlk Endüstriyel Robotu’nu geliştiren Altınay Robot Teknolojileri, robot teknolojisinde Türkiye’nin önemli kuru...

Akademik araştırmalar sonucunda, Türkiye’nin İlk Endüstriyel Robotu’nu geliştiren Altınay Robot Teknolojileri, robot teknolojisinde Türkiye’nin önemli kuruluşları arasında yer alıyor. 20 yıldır lokal ve global sanayi için robotlu üretim teknolojileri geliştiren Altınay’ın bu başarısının arkasında teknoloji üreten ve yöneten yetenekli insan kaynağı bulunuyor. 2006 yılında 7 bin metrekare mühendislik alanı ile Robot Teknolojileri Uygulama Merkezi’nde hizmet vermeye başlayan Altınay bugün Tuzla endüstri bölgesi, İstanbul Teknopark ve Gölcük‘teki toplam beş tesisi ve toplam 13 bin metrekare kapalı alanda robotlu esnek üretim teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik uluslararası projelerde yer alıyor. Robotlu otomasyonun üretim faaliyetlerinde kullanımının güncel durumu ve gelişimi hakkında sorularımızı yanıtlayan Altınay Transfer Sistemleri (Altras) İş Birimi Yöneticisi Batu Toktaş, “Öncelikle bir durum değerlendirmesi yapmak gerekirse; robotlar esnek üretim, kalite ve hız açısından rakipsizdirler. Bunun doğrulamasını rakamlara baktığımızda rahatlıkla görürüz. 2014 yılı verileri ile dünyada 1,3 milyon adet robot bulunurken 2017 yılında bunun 2 milyon adedi bulacağı tahmin ediliyor. Sektörel dağılım açısından otomotiv sektörü robotlu üretim açısından önemli bir lokomotif. Gıda sektörü ise ciddi büyüme oranı ile dikkat çekmekte. Yıllık satış değerleri incelendiğinde 2017 yılı ile ilgili tahminlerin oldukça gerçekçi olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Öncelikle Altınay Robot Teknolojileri firmasından kısaca söz eder misininiz?

Altınay Türkiye, Almanya, Rusya, Fransa, İspanya ve Hollanda başta olmak üzere birçok ülkede yer alan sektörün önde gelen firmalarına; kaynak, birleştirme, montaj, taşıma, transfer, boyama, kesme & parlatma, yüzey işleme, görüşe dayalı robot yönetimi ve kontrol, paketleme ve paletleme alanında robotlu otomasyon ürünleri ile hizmet sunuyor. 2014 yılı cirosu 50 milyon Euro’nun üzerinde olan ve yönetimi, Tuzla Endüstri ve Ticaret serbest bölgesinde bulunan Altınay Grubu’nun yarısından fazlası mühendis ve doktora dereceli olmak üzere yaklaşık 200 çalışanı bulunuyor.

Robot yatırımına yönelim için en önemli sebepler sizce nelerdir?

Robot yatırımı işletmeler için pek çok direkt ve endirekt fayda getiriyor. Robotlu otomasyona yatırımın sebeplerini aşağıdaki şekilde listeleyebiliriz:

Operasyonel Giderlerde Düşüş : Aydınlatma ve ısıtma giderlerinde yıllık yüzde 8 ila yüzde 20 arasında tasarruf sağlıyor. Bunun dışında işçilik giderlerinde önemli tasarruf sağladığı biliniyor. Özellikle birden fazla vardiya çalışılan üretim proseslerinde yatırımın geri dönüşü, iki yılın altında olmaktadır. Bir ürünü daha düşük fiyatlara satabilme imkanı sağlayarak rekabette öne geçmenizi, pazar payınızı ve toplam cironuzu artırmanızı sağlayan robotlu otomasyon sistemleri ürünlerinizi aynı fiyata daha yüksek kar ile satabilmenize imkan sağlıyor.

Kaliteli ve Sürdürülebilir Üretim: Robotlar hassas çalışan ve tekrar edilebilirliği yüksek ekipmanlardır ve bu özellikleri ile üretimin her aşamasında yüksek “kalite” çıktısı sağlıyor. Robotlar; operatörlerin sıklıkla yaşadıkları dikkat dağılması, yorgunluk ve duygusallıktan yoksun oldukları için, kaliteyi “sürdürebilir” bir şekilde, performans düşüklüğü olmadan sağlıyor.

Çalışan Mutluluğu ve Motivasyonu: Robot kullanılarak çalışma koşulları iyileştirilebilmektedir. Robotlar, her türlü pis, sıcak, soğuk, tehlikeli ve gürültülü ortamlarda problemsiz olarak çalışabilir. Operatörde eklem ve diğer sağlık problemlerinin oluşumunu engeller, iş kazalarının önüne geçerek güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı sağlıyorlar. Koşullardaki iyileşme, işe ve firmaya bağlılığını arttırır ve iş yerinde sirkülasyonu azaltır.

Kapasite Artışı : Robotlar her türlü üretim faaliyetini standart bir operatörden daha hızlı gerçekleştiriyor. Özellikle kaynak, taşıma ve boya uygulamaları için, karşılaştırmalı örnekler verebiliriz. Robotik prosesler ile bir buçuk ila dört kat arasında üretim artışı gerçekleşir. Bu fark, özellikle proses uygulamalarında dramatik farklar oluşturuyor. Artan işçilik maliyetlerini daha düşük seviyede tutmak rekabette üretici firmaya avantaj sağlıyor.

“REKABETTE KALİTE SİZİ ÖNE TAŞIR”

Peki ya esnek üretim imkanı? Esnek üretim imkanı robotlu otomasyona yatırımın sebeplerinden biri olarak söylenebilir mi?

Günümüzde ürün çeşitliliği çok fazlalaştı. Bu durum üretim altyapısı üzerinde büyük bir baskı kurmaktadır. Robotlar programlama esnekliği ve bu programların hafızalarında depolanmış olması sayesinde, üretim bantlardaki model değişimlerini anlık olarak yapabilirler. En az eforla en esnek üretim yöntemini robotik otomasyon sağlıyor. Ayrıca; komplex manuel üretim faaliyetlerini (montaj, kaynak, boya vs.) gerçekleştiren deneyimli işçileri bulmak zor ve maliyeti yüksek olmakla birlikte, deneyimli işçiyi elden kaçırmak da kolaydır.

Yatırım bütçesi açısından da avantajlı olsa gerek.

Robotlar düşünüldüğü kadar pahalı ekipmanlar değillerdir. Her geçen yıl teknolojik özellikleri gelişirken, fiyatları düşmekte. Robot sistemlerini kullandığınızda; aynı kapasiteye, daha az yatırım yaparak sahip olabilirsiniz. Bakımları düzenli ve planlı yapılan robotlar, 20 yılın üzerinde kullanım ömürlerine sahiptir.

Diğer taraftan robotlar yere, duvara ve tavana bağlanabilirler. Endüstriyel tesislerin metrekare fiyatları oldukça yüksektir. Sistemlerin kurulum aşamasında, farklı bağlantı opsiyonları değerlendirilerek en uygun yerleşim bulunmakta ve kullanılan fabrika alanı azaltılmaktadır. Kurulum alanında ortalama yüzde 11-20 arasında azalma sağlanır. Bu da; daha fazla üretim kapasitesini aynı alanda sağlayabilme ve toplamda daha düşük maliyetler anlamına gelir.

Otomasyon yatırımlarının sorunsuz bir şekilde tamamlanması için nelere dikkat edilmeli, ne gibi önlemler alınmalıdır?

Otomasyon yatırımı her zaman beklendiği gibi sonuçlanmayabilir. Bu konuda olumlu örnekler kadar olumsuz örneklerle de karşılaşmaktayız. Otomasyon yatırımını yapacak firmanın hazırlığının yeterli olmaması ve işi yapacak firmanın teknik veya finansal yetersizliği olumsuz sonuçları da beraberinde getirebiliyor.

“İRAN KADRAJIMIZDA”

Firma olarak yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz?

Fuarlara hem katılımcı hem de ziyaretçi olarak katılıyoruz. Rusya, Dubai ve Almanya’da farklı sektörlerdeki fuarlara katılımcı olarak katıldık. Önümüzdeki dönem için, ambargonun sona erdiği İran pazarıyla ilgileniyoruz ve burada da fuar katılımcısı olma girişiminde bulunduk. Pazarlama ve bütçe planlarımızın arasına, İran pazarını da katmış durumdayız. Fuarlarda son kullanıcılarla temas edebiliyor, hem de o ülkelerde bulunan aracı firmalarla tanışabiliyoruz. Bu bakımdan fuarların bizim için genel olarak faydalı organizasyonlar olduğunu düşünüyoruz.

Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz ve ihracattaki hedefleriniz nelerdir?

İhracat yaptığımız ülkeler; Rusya, Romanya, Slovenya, Bulgaristan, Fas, Almanya, İspanya ve Hollanda. Proje bazlı çalışan ve standart dışı ekipman ve sistemler üreten bir firmayız. Bu kapsamdaki işlerle ilgili müşterilerimiz, daha lokal hizmet bekliyor. Biz de müşterilerimizin bu beklentilerini karşılamak adına yatırımlar yapıyoruz. Rusya’da temsilcilik ofisi açarken, Almanya’da bir şirket satın alması yapmış olmamız, buna güzel bir örnek. Avrupa’da bizim alanımızdaki pazar, çok geniş olmakla birlikte çeşitlilik de içeriyor. Almanya merkezli yapılanmamızla, önümüzdeki dönemde ihracatımızı daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz.

 

Devlet destekli yürüttüğünüz projeler var mı?

Devlet desteklerinden faydalanmaya çalışıyoruz ve bu desteklerin teknoloji geliştiren firmaları kapsıyor olmasından da memnuniyet duyuyoruz. Bizim hemen hemen tüm projelerimiz spesifik bir çözüme yönelik olduğundan, çoğu kez proje içerisinde çeşitli Ar-Ge faaliyetlerinde bulunuyoruz. Zaten inovasyon olmaksızın, uzun vadede şirketlerin ayakta kalması ve gelişmesi mümkün değil. Firma olarak TÜBİTAK’a bağlı Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı’nın (TEYDEB) destekleri, bizim gibi yoğun mühendislik çalışmaları yapan firmalar için en uygun destek programı. Biz de genellikle bu kapsamda TEYDEB’den destek alıyoruz. Ayrıca yurt dışı fuar, pazarlama ve reklam faaliyetlerinde de mümkün olduğunca devlet desteklerinden faydalanıyoruz.

“DENEYİMLİ BİR MÜHENDİSLİK KADROMUZ VAR”

Altınay’ı yurt içindeki ve yurt dışındaki rakiplerinden ayıran temel farklar neler?

Maliyet yönünden bir karşılaştırma yaptığımız da, Avrupa kökenli rakiplerimize nazaran yüzde 15 -25 civarında bir avantaj sağlayabilmekteyiz. Uzun süreli ve yüksek hacimli projelerde bu fark daha belirgin olarak karşımıza çıkıyor. Yabancı firmalara göre öne çıkan iki önemli avantajımız; insan kaynağı ve imalat imkanlarımız. Standart ekipmanların fiyatları dünya genelinde çok fark etmiyor, hatta Türkiye’deki ekipman fiyatlarının üretimlerinin yapıldığı merkez ülkelerine nazaran daha yüksek olduğunu bile söyleyebiliriz. Otomasyon sistemlerinde sadece fiyatla rekabet yaratamazsınız, öyle olsa bizden daha düşük maliyetle üretim yapan ülkeler pazarda çok daha avantajlı olabilirdi. Buradaki en önemli husus çözümlerde farklılık ve avantaj yaratabilmek. Süreçlere hakim bir şirket çok daha esnek ve ekonomik çözümler geliştirip bunu da rekabete yansıtabilir. Bizim de odak noktamız burasıdır, esas işimiz hem süreç geliştirmek, hem de olabilecek en ekonomik yerleşim planı ve konseptler üzerine çözüm sunmaya çalışmak. Bu ise tecrübe ve altyapı gerektiriyor. Bizim oldukça deneyimli ve geniş bir mühendislik altyapımız bulunuyor. Bu da bize rekabette avantaj sağlıyor.

Firma olarak gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?

Robotlu otomasyon kullanımı giderek artıyor. Bunun ikinci aşamasına geçmek üzereyiz ki, bu da kollaboratif robotlar dediğimiz insanla birlikte aynı ortamda çalışabilen, iş güvenliğine uygun robot sistemlerini içeriyor. Bu konuda da çalışma ve partnerliklerimizi geliştirip, çözüm sağlayıcı olacağız. Diğer yandan, şirket içindeki yapılanmamızı da değiştiriyoruz. Daha odaklanmış bir yönetim ve alt gruplarla; güvenilirliğimizi daha da fazla ispatlamış olacağız. Hem şirketimiz, hem de ülkemiz adına gelecekten umutluyuz.