Göç ve mülteci sorunu ile artan terör, 2008 küresel krizinden sonra ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar, daha da bozulan gelir dağılımı, yine küresel ölçekte siyaseti ve hükümet politikalarını etkilemektedir.

Göç ve mülteci sorunu ile artan terör, 2008 küresel krizinden sonra ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar, daha da bozulan gelir dağılımı, yine küresel ölçekte siyaseti ve hükümet politikalarını etkilemektedir. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkışında da göçmen politikaları, işsizlik, mülteci sorunu ve terör tehdidi etkili ve belirleyici olmuştur. Avrupa Birliği üyeliğini bu sorunların kaynağı olarak gören yaklaşım ve politikalar ile İngiltere halkı AB’den çıkış yönünde karar almıştır. Bu referandum sonucu, küresel siyasette bu yaklaşımın ve politikaların güçlenmesi yönünde etkili olacaktır. Daha içine kapalı toplumlar talep edilecektir.

İNGİLTERE AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN NASIL ÇIKACAK ?

Avrupa Birliği Lizbon Anlaşması’nın 50. maddesi bir ülkenin üyelikten çıkışını düzenlemektedir. Buna göre ilgili ülkenin çıkış talebini AB Konseyi’ne iletmesi ardından yapılacak AB Zirvesi tarafından belirlenecek yönlendirici ilkeler çerçevesinde Avrupa Birliği’nden çekilmeye ilişkin kuralları ve yeni ilişki şeklini belirleyecek bir anlaşma müzakere edilecek, uzlaşma halinde anlaşma akdedilecektir. Anlaşmayı Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi onaylayacaktır.

Müzakere süresi ise azami iki yıldır. Müzakere bitene ve yeni anlaşma yürürlüğe girene kadar İngiltere’nin tam üyeliği sürecektir. Tüm hakları kalacak ve yükümlülükleri de aynen uygulanacaktır. İki yıl içinde müzakereler sonucunda anlaşma olmazsa, müzakereler otomatik olarak biterek üyelik düşmektedir. İki yıllık müzakere süresi tüm üye ülkelerin onaylaması halinde uzatılabilmektedir. İngiltere ile ayrılık müzakerelerinin hemen başlaması ve iki yıl içinde tamamlanması hedeflenmektedir.

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN GELECEĞİ

Avrupa Birliği, Avrupa’da oluşturduğu birlik sürecinde tarihi bir aşamaya gelmiştir. İlk kez bir üye ülke Birlik’ten ayrılacaktır. Ve ayrılacak ülke Avrupa Birliği’nin ikinci büyük ekonomisi olan İngiltere’dir. Avrupa Birliği’ni İngiltere ile müzakerelerde zorlu bir siyasi süreç beklemektedir. Bu süreçte İngiltere’ye benzer yeni ayrılık talepleri ve referandum önerileri gelebilecektir. Bu nedenle Avrupa Birliği’nin hızla kendi içinde yeniden yapılanmaya gitmesi de muhtemel ve hatta kaçınılmazdır. Avrupa Birliği 27 üye ile Birliği bir arada tutmaya kararlı görünüyor. Bu çerçevede daha esnek bir entegrasyon modeli hayata geçirilebilecektir. Çok çemberli ve dış çemberden merkeze geldikçe entegrasyonun düzeyinin arttığı bir yapılanma modeline geçilebilecektir.

İngiltere’nin ayrılık kararı Avrupa Birliği’nin geleceği üzerinde önemli bir belirsizlik yaratmıştır. AB, bu belirsizliği kısa sürede ortadan kaldıracak adımlar atmalıdır. Aksi takdirde siyasi etkileri yanı sıra olumsuz ekonomik etkiler giderek ağırlaşacaktır. İngiltere ile AB iki yıl boyunca üyelikten çıkışı müzakere ederken yapılacak yeni anlaşma AB ile İngiltere arasındaki yeni işbirliği veya ilişki modelini de belirleyecektir. AB ile İngiltere arasında ticaret, sermaye hareketleri, hizmetlerin sunumu, serbest dolaşım, işgücü dolaşımı, AB vatandaşı çalışanlar gibi başta ekonomik olmak üzere çok sayıda alanda yeni ilişkileri düzenleyen bir anlaşma yapılacaktır. İngiltere AB için İsviçre, İzlanda ve Norveç gibi özel anlaşma ile entegrasyon sağladığı bir üçüncü ülke konumuna gelecektir. İngiltere ile yapılacak anlaşma üye diğer ülkeleri ayrılık yönünde teşvik edici de olabilecektir. Bu nedenle AB ayrılığın cazibesini azaltmak için İngiltere’ye en az imtiyazı vermek isteyecektir.

İNGİLTERE’NİN SİYASİ BÜTÜNLÜĞÜ DE RİSK ALTINDA

İngiltere (Büyük Britanya) için bir diğer önemli konu ise İskoçya ve Kuzey İrlanda’nın İngiltere’den ayrılarak bağımsızlığını kazanmaları ve yeni AB üyesi ülkeler olma olasılığıdır. Bu olasılık İngiltere’nin (Büyük Britanya) siyasi bütünlüğünü önemli ölçüde tehdit etmektedir.

İNGİLTERE EKONOMİSİ OLUMSUZ ETKİLENECEK

AB üyeliğinden ayrılma sonucunun çıkmasının ardından İngiltere’nin Birlik’ten ayrılacak olması İngiltere ekonomisini kısa ve orta vadede olumsuz etkileyecektir. İngiltere 2,76 trilyon dolarlık milli geliri ile AB’nin ikinci büyük ekonomisidir. Küresel krizden EURO Bölgesi’ne göre daha çabuk çıkan İngiltere’nin ticari ilişkilerinin yarısı, Birlik içinde gerçekleşmektedir. İngiltere’de kısa ve orta vadede ekonominin yüzde 5-6 arasında küçülmesi beklenmektedir. Sterlin yüzde 10-12 arasında değer kaybetmektedir. İngiltere’nin kredi notu da düşecektir. Doğrudan sermaye yatırımları ve sermaye hareketleri olumsuz etkilenecektir. Cari açığın finansmanında sıkıntı olabilecektir. Küresel finans merkezi Londra da olumsuz etkilenecektir. İngiltere’nin dış ticaretinde de yavaşlama ve daralma beklenmelidir.

AB EKONOMİSİNDE TOPARLANMA SEKTEYE UĞRAYACAK

Avrupa Birliği ekonomisi küresel kriz sonrası uzun süren resesyonun ardından son iki yıldır kademeli, ancak kırılgan bir ekonomik toparlanma içine girmişti. AB ve Euro Bölgesi ekonomileri yüzde 1,5-2,0 arasında bir büyüme temposuna yaklaşmaktaydı. İngiltere’nin ayrılık kararı ile birlikte Birliğin siyasi geleceğine ilişkin ortaya çıkan belirsizlik ekonomik toparlanma ve büyümeyi de olumsuz etkileyecektir. Yılın ikinci yarısında ve 2017 yılında AB ve Euro Bölgesi’nde daha yavaş bir ekonomik büyüme gerçekleşecektir. İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan gibi ülkelerin ekonomik sorunları yeniden artabilecektir. Avrupa Parasal Birliği ve Euro da tartışma konusu olacaktır ve muhtemelen Euro önümüzdeki iki yıl içinde zayıf kalacaktır.

Avrupa Birliği ekonomisi ve ticaretinin yavaşlayacak olması yüzde 2,5 olan küresel ekonomik büyüme beklentisini de olumsuz etkileyecektir. Dünya ekonomisinde büyüme yavaşlayacaktır. Zaten daralmakta olan dünya mal ticareti de olumsuz etkilenecektir.

Küresel mali piyasalarda da güvenli varlıklara hızlı bir sermaye kaçışı yaşanmaktadır. Sterlin ve Euro ile bu cins varlıklardan çıkış yaşanmaktadır. Dünya ekonomisinde yavaşlama beklentisi ile petrol ve emtia fiyatları da gerilemektedir. Küresel ölçekte mali varlık fiyatları ve değerleri de AB öncelikli olarak düşmektedir. Gelişen ülkelerden de sermaye çıkışları olmaktadır.

Güvenli liman arayışı içinde altın, Japon Yeni, İsviçre Frangı ve gelişmiş ülke tahvilleri değer kazanmakta ve yatırım yapılmaktadır. İngiltere ve Avrupa Merkez Bankası ile diğer gelişmiş ülke merkez bankaları ortaklaşa hareket ederek küresel mali piyasalarda istikrarı korumayı hedeflemektedir. Önümüzdeki dönemde İngiltere, Avrupa ve Japonya Merkez Bankaları yeni parasal genişleme önlemleri alacaklardır. ABD Merkez Bankası FED’in 2016 yılı içinde faiz artırma olasılığı ise yeni oluşan küresel koşullar içinde önemli ölçüde azalmıştır.

TÜRKİYE İÇİN KARAMSAR TABLO

İngiltere’nin AB tam üyeliğinden ayrılışı Türkiye’yi doğrudan etkileyecektir. Öncelikle Türkiye AB içinde tam üyeliğini her koşulda destekleyen bir ülkenin siyasi desteğini kaybetmektedir. AB ile İngiltere arasında yapılacak anlaşma Türkiye ile AB için de tam üyeliğe dışında yeni bir model örneği oluşturabilecektir.

İngiltere’nin ayrılma kararında belirleyici olan mülteci ve göçmen sorunu ile terör ve terörle mücadele ekseninde Türkiye ile AB ilişkileri etkilenecektir. AB ve İngiltere’de ekonominin ve ticaretin yavaşlaması Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyecektir. İngiltere, Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği tek gelişmiş ülkedir ve AB içinde en büyük ikinci ticaret ortağıdır. İhracat kısa vadede olumsuz etkilenecektir. Orta vadede ise ticareti, İngiltere ile AB’nin nasıl bir ticaret anlaşması yapacağı ve Türkiye’nin buna nasıl taraf olacağı belirleyecektir. Türkiye ile İngiltere muhtemelen bir serbest ticaret anlaşması yapabilecektir. Londra finans merkezi Türkiye’nin en önemli borçlanma kaynağıdır. Bu merkezin geleceği de Türkiye’nin borçlanma olanakları üzerinde belirleyici olacaktır.