Bugün birkaç saniyede poz verip çektiğiniz, banyosu kolaylıkla yapılan, gerekirse kısa zamanda büyültülüp istediğiniz boyutta kopyası elinize verilen fotoğrafın ve bunları çeken makinelerin icadının aslında yüzyıl...

Bugün birkaç saniyede poz verip çektiğiniz, banyosu kolaylıkla yapılan, gerekirse kısa zamanda büyültülüp istediğiniz boyutta kopyası elinize verilen fotoğrafın ve bunları çeken makinelerin icadının aslında yüzyıllarca süren deneme ve çalışmaların sonucu olduğuna inanmak gerçekten güç. Aslında, fotoğraf makinesi büyük icatların çoğu gibi bir kişi tarafından icat edilmemiş. Fikrin doğması, uygulanması, gelişimi, değişik kişilerin çalışmaları ve uzun aralıklı dönemlerin sonucunda gerçekleşmiş.

İnsanoğlu binlerce yıldan beri çevresinde gördüklerini bir biçimde çizmek, görüntülemek gereğini duydu. Çünkü o zamanlar resim, insanların çevrelerinde gördüklerini, doğada var olanları kaydetme ve gelecek kuşaklara aktarmanın bir yoluydu. İnsanlık tarihi bu işe tabii ki DSLR makinelerle başlamadı. İnsanoğlunun fotoğraf çekme merakı başladığında ne profesyonel fotoğraf makineleri ne de akıllı cep telefonları vardı. İlk fotoğraf makinesi çalışmaları Arap kökenli İbn-i Heysem ve Kamaladdin tarafından yapılsa da bu makinenin kullanılması ressamların resimde perspektife başvurmaya başlamasıyla oldu. Geçen yüzyıllar içerisinde mobilite, hız gibi konularda çok daha avantajlı hale gelen bu makineler, artık sadece ressamların değil herkesin elinde. Leonardo da Vinci, 1300’lü yıllarda Araplar tarafından imal edilen ilk fotoğraf makinesi olan ‘Camera Obscura’yı, “Dışarıda duran cisimler öndeki yüzeye delinmiş olan küçük bir delikten karşı duvara ters görüntüler şeklinde yansımaktadır” şeklinde tanımlamıştır. Görüntüyü küçücük bir delikten ters şekilde yansıtan bu metodun temellerini atan kişi ise Aristoteles’ten başkası değil. İlk çekilen fotoğrafların zamanımıza göre çok zahmetli ve kalitesiz olmasına rağmen, bugün çekilen fotoğrafların atası olduğu inkar edilemez bir gerçek. İlk fotoğrafı çeken Fransız mucit Joseph Nicephore Niepce, çektiği bu fotoğrafta her ne kadar net bir görüntü yakalayamasa da bir tarihin başlangıcını 1826 yılında gerçekleştirdi. İlk net fotoğrafın yakalanması ise bu tarihten 13 yıl sonra yine Fransız ressam ve kimyager Louis Jacques Mande Daguerre’ün evinin penceresinden yapıldı. Bu fotoğraf aynı zamanda içinde insan figürü içeren ilk fotoğraf olarak tarihte yerini aldı. Bu fotoğrafların haricinde ise ilk doğa olayı fotoğrafı 1847’de, ilk fotomaj 1858’de, ilk renkli fotoğraf 1861’de, ilk sıralı çekim 1880’de ve ilk yüksek hız fotoğrafı da 1940 yılında çekildi. Tarihte çekilen bu ilk fotoğraflar, fotoğrafçılık tarihi açısından çok önemli olsa da fotoğraf çekmek artık hayatlarımızın sıradan bir parçası haline geldi.

NEYDİ, NE OLDU?

İlk kullanılan makinelerden günümüze kadar gelen makinelerin gelişimi birçok insanın çalışması sayesinde oldu. Bu alanda ilk çalışmalar ise Niepce’e ait. Niepce, ortağı Daguerre ile yürüttüğü çalışmalarında taşın üzerine çizilen herhangi bir resmin görünmesini sağlayacak derecede şeffaf maddeler ile ilgilendi. Niepce daha sonra çalışmalarını geliştirerek, evinin penceresinden çektiği fotoğrafla dünya literatürüne girmeyi başardı. Niepce’in ölümünden sonra ise çalışmalara devam eden Daguerre, çektiği bir fotoğrafı civa buharında banyo ederek bir cismin net görüntüsünü elde etmeyi başardı ve bu çalışma resmen bir buluş olarak tarihe geçti. 1841 yılında daguerreotype yapan Josef Max Petzval, bu makineye buzlu cama bağlı ve netliği ayarlayan bir mercek ve ışığı 16 kez daha güçlü geçiren bir çift mercek yerleştirerek pozlama süresini kısaltmayı başardı. Aynı yıl William Henry Fox Talbo, fotoğrafçılıkta yeni bir dönem açmıştı ve negatif-pozitif tekniğini buldu.

19. YÜZYIL YENİLİKLERİN DÖNEMİ OLDU

19. yüzyılın sonları fotoğraf makinesi için üst üste gelen yeniliklerin dönemi oldu. Öncelikle günümüzdeki ‘Kodak’ firmasının da kurucusu olan George Eastman, selüloit şerit kullanarak ilk film ile çalışan ilk kamerayı icat etti. Bu gelişmeden sadece üç sene sonra ise Pierre Janssen, kısa zamanda çok fazla çekim yapabilen bir makine icat ederek sinematografinin temellerini attı. Yine bu yıllarda farklı makine tasarımları yapılırken, standart aksesuarların değişebildiği, üstten bakılabilen ya da tamemen metalden olan makineler bunlardan sadece birkaçı. Fotoğraf makinelerinin gelişiminde 20. yüzyılda da duraksama olmadı. Bu yüzyılda Mr. Land polaroid makinayı icat ederken fotoğraf makineleri ve merceklerde büyük ilerlemeler sağlandı; mikroskobik çalışmalar, uzay fotoğrafçılığı, sualtı fotoğrafçılığı gibi özel alanlar geliştirildi; görülebilen görülemeyen her şeyin fotoğrafını çekmek mümkün oldu ve makinelerde seri üretime geçilerek piyasaya sunuldu.

20. yüzyıldan itibaren teknolojideki hızlı ilerleme fotoğraf makinesine de yansıdı ve makineler en büyük gelişimlerini bu yüzyılda gösterdi. Bu gelişim sadece makinelerle sınırlı kalmadı ve baskı teknolojilerindeki gelişme de daha kaliteli fotoğraflar çıktı alınmasına katkıda bulundu. Japon makinelerinin tüm dünyayı sardığı piyasada, renkli fotoğrafların da yaygınlaşması bu döneme rastladı. Fotoğraf konusundaki son gelişme ise bilgisayar teknolojisi ile birlikte dijital fotoğraf çağına giriş oldu.