SMS-TORK, Enver Kaya önderliğinde dört ortaklı bir firma olarak 1985 yılında İstanbul’da kuruldu. 2002 yılında çok ortaklı yapısını değiştirip faaliyetlerine devam eden firma, ürettiği akışkan...

SMS-TORK, Enver Kaya önderliğinde dört ortaklı bir firma olarak 1985 yılında İstanbul’da kuruldu. 2002 yılında çok ortaklı yapısını değiştirip faaliyetlerine devam eden firma, ürettiği akışkan kontrol teknolojilerini dünyanın 87 ülkesine ihraç ediyor.

SMS-TORK şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?

2012 yılından sonra birimlerimizde ciddi bir yapılanmaya gittik. Öncelikle satış birimini alt birimlere ayırarak; direkt, bayi, ölçü kontrol ürünleri, doğal gaz ve yurt dışı satış kanalı şeklinde isimlendirdik. Aynı yapılanma üretim, planlama ve kalite birimlerinde de hayat buldu. Bugün itibarıyla üretim, planlama, kalite, Ar-Ge, satınalma, ürün geliştirme birimlerinin hepsi birbirinden bağımsız olarak çalışıyor. Bunun dışında insan kaynakları, muhasebe ve finansal işler, yönetim kurulu ve genel müdürlük birimlerimiz de faaliyette. Firmamızda kurumsal kültürü yaşatmak adına büyük çaba sarf ediyoruz.

Üretim faaliyetinizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri nelerdir?

Üretim, Ar-Ge, planlama, kalite, satınalma, insan kaynakları birimlerimizin de yer aldığı İMES OSB’deki 4 bin metrekarelik tesisimizde üretimimizi sürdürüyoruz. Sektöre ilk olarak solenoid valf imalatıyla giriş yaptık. Solenoid valfler daha çok küçük çaplarda, ancak bazı modellerde DN80-DN200’e kadar da tercih edilebilen bir akışkan kontrol ürünüdür. Bunun dışında ürün grubumuzda; pnömatik aktüatörler, pnömatik pistonlu vanalar, patlaç valfler ve yine Türkiye’de ilk kez yerli imalat olarak bu sene Ar-Ge’sini bitirip seri üretimine başladığımız elektrikli aktüatörler de yer alıyor. Ayrıca yabancı menşeli ölçü kontrol ekipmanlarının temsilciliğini de yapıyoruz. Uluslararası sertifikalarla da belgelendirilmiş 6 bine yakın ürün çeşidimiz var. Atex, hem solenoid valflerimiz hem de aktüatörlerimizde mevcut. SIL sertifikası üzerine çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kalite sistemi ISO:9001 ve TS16949 belgelerimiz BSI tarafından onaylanmış durumunda. BSI dünyadaki en önemli belgelendirme şirketleri arasında bulunuyor. Tüpraş gibi Türk ekonomisinde ilk 100’e giren şirketlerin birçoğunu denetleyen bir kuruluş. Dolayısıyla tüm ürünlerimizi uluslararası kalite sistemlerine uygun olarak imal ediyoruz. Dünyanın 87 ülkesine ihracat gerçekleştiriyoruz. 2015 yılında Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından da adet olarak en çok ülkeye ihracat yapan firma olduğumuz belgelendi.

Yeni geliştirdiğiniz bir ürün var mı? Varsa bu ürünün kullanım alanı ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Sürekli gelişimi hedefleyen bir firma olarak, iki yıllık bir Ar-Ge çalışmasının sonunda 60 ve 80 nm on-off ve oransal kontrol gerçekleştirebilen elektrikli aktüatörü imal ettik. Türkiye’de bir ilk olan ürünümüzü geliştirerek farklı serilerini yapmak istiyoruz. Bir diğer ürünümüzse, petrol ve doğal gaz hatlarında kullanılabilen, yüksek tork değerlerine çıkan gas over oil üniteli heavy duty aktüatör. Bunların haricinde yerli imalatçı olarak yine Türkiye’de ilk kez D sınıfı Atex belgesine sahip flame proof özellikli bobinler ve paslanmaz hijyenik gıda aktüatörü yaptık.

Firmanız ve ürünleriniz konusunda yürüttüğünüz TÜBİTAK vb. gibi projeleriniz var mı?

TÜBİTAK ile birçok çalışma yapıyoruz. Elektrik aktüatörü bunlardan biri. Yine patlaç valflerimizi TÜBİTAK destekli bir proje çerçevesinde geliştirdik. Adını henüz açıklayamayacağım özel bir projemiz daha var. Yani birçok alanda TÜBİTAK ile çalışıyoruz. Ar- Ge birimimizde altı kişilik bir ekip görev alıyor. Ar-Ge ekibimiz çalışmalarının çoğunda KOSGEB, TÜBİTAK gibi kurumlardan destek alıyor.

Firma olarak inovatif çalışmalara gereken yatırımları yapıyor musunuz?

İnovasyon fark yaratmak adına çok önemli bir konu. Türkiye’de ve dünyada aynı alanda hizmet verdiğimiz pek çok firma var. Avrupa’da elektrik ve multi turn aktüatörleri yıllar önce üretilmiş. Türkiye’deyse bunları yapan firma olmaması sebebiyle paramız Avrupalı, Amerikalı firmalara gidiyor. Bu kapsamda solenoid

vana alanında fark yaratacak ve sektörde ilk olacak çalışmalara yoğunlaştık. Bir yıl içerisinde bu çalışmamızı bitirmeyi planlıyoruz. Yine bir arkadaşımız bu konuyu doktora çalışması olarak yürütüyor. Çalışma tamamlandığında enerji verimliliği alanında büyük çığır açacak bir ürün ortaya çıkaracağımızı düşünüyorum. Dolayısıyla daha çok kendimizde olmayan ürün gruplarını imal ederek pazarımızı genişletmek ve bu alanda pay elde etmek istiyoruz.

Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

En çok önem verdiğimiz konu teknik eğitimler. Ar-Ge ekibimizle her hafta düzenli olarak eğitim toplantıları yapıyoruz. Bu toplantılar slayt üzerinden ilerlemekten ziyade bire bir ürünleri ele alarak, elektrik bağlantılarını yaparak, çalıştırarak, yeri geldiğinde bozupyakarak gerçekleştiriliyor. Ekibimiz bu çalışmalarla kısa sürede kendini geliştirebiliyor. Ayrıca satış konusunda dikkat edilmesi gerekenler ve temel satış yöntemleri konusunda çeşitli profesyonel kurumlardan destek alıyoruz.

Sektörünüzle ilgili yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz?

Fuarlar, özellikle yurt dışı pazar elde etmek adına en önemli aracımız. 2002 yılı sonrasında aktif olarak yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyoruz. Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya, Rusya’dan Orta Asya’ya ve Arap ülkelerine kadar birçok ülkede fuara katıldık. Bugün dünyada 87 ülkeye ürün satıyorsak, hepsi bu fuarlarda tanıştığımız firmalar vasıtasıyla oldu. Son olarak katıldığımız IFAT Fuarı’na Ekvador, Kanada, Rusya, Çin, Tayland, Vietnam, Kolombiya, Sudan ve Dubai gibi dünyanın dört bir yanındaki ülkelerden ziyaretçi geldi. Dolayısıyla fuarlar bizim için çok önemli organizasyonlar. Bu nedenle her sene en az dört-beş farklı yurt dışı fuarda yer alıyoruz.

Firmanızın ihracat potansiyelinden bahseder misiniz?

Solenoid vana, pnömatik aktüatör, pnömatik pistonlu vana, patlaç valf ve elektrikli aktüatör olmak üzere kendi imalatımız olan tüm ürünlerin ihracatını gerçekleştiriyoruz. 2016 yılı itibarıyla aralarında Rusya, ABD, Almanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, Arap ve Uzak Doğu ülkelerinin de bulunduğu dünyanın 87 noktasına ürünlerimizi gönderiyoruz.

İhracat konusunda yaşadığınız problemler var mı? Sizce mevcut problemlerin çözüm yolu nedir?

Karşılaştığımız en büyük sıkıntı ülkemizin imajı. Türkiye’nin dünyadaki imajının bu kadar faaliyete rağmen ne yazık ki hak ettiği yerde olduğuna inanmıyorum. Başta devletimiz olmak üzere, MAİB, Türkiye’nin Makinecileri ve diğer sektörel dernekler dünyanın çeşitli ülkelerindeki fuarlarda göğüsümüzü kabartan çalışmalar yapıyor. Biz de yoğun emek harcanan bu çalışmaları büyük bir mutlulukla izliyoruz. Bu durum iğneyle kuyu kazmaya benziyor. Yavaş yavaş bu imaj oturacak. Bizler tekrar tekrar gidip defalarca kendimizi anlatarak, potansiyel müşterileri müşteri haline getirerek söz konusu çalışmalara katkıda bulunuyoruz. Bir Avrupalı diğerini üç cümleyle ikna ediyorsa biz 15 cümle kurarak ikna edebiliyoruz. Devletimiz, sanayicilerimiz ve bu işe gönül verenler Türkiye’nin dünya standartlarında makine üreticisi bir ülke olduğunu duyurmak için büyük bir gayretle çalışıyor.

SMS-TORK’u sektördeki benzerlerinden ayıran özellikler nelerdir?

Firmamız 60’a yakın sektöre hitap eden ürün grubuyla 50’ye yakın farklı alanı olan makine imalatçısına malzeme tedarik ediyor. Bunun sebebi ürün grubumuzun çeşitliliği ve dolayısıyla bu da bizim en büyük avantajımız. İkinci olarak çok kısa bir zamanda yüklü siparişleri teslim edebiliyoruz. Bu durum da bizim için diğer büyük bir avantaj. Son olarak ise kalite-fiyat dengesine sahip bir firmayız. Ürünlerimiz, eş değer kaliteye sahip diğerlerinden daha ekonomik. Tüm bu sebepler bir araya gelince müşterilerimizin öncelikli tercihi oluyoruz.

Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda?

Makine üretiyoruz ama en önemli soru şu: Satılan şeyin kilosu ne kadar? İçerisinde ne kadar teknoloji var? Örneğin; burada mekaniğini yapıyorsak buna 10 birim, üzerine dijital kontrolör takıldığında sekiz ya da 10 birim veriyoruz. Dijital kontrolör yurt dışından küçük bir paketle gelirken bizim makine imal etmemiz için fabrika kurmamız gerekiyor. Durum böyle olunca teknolojiye daha çok ağırlık vermemiz gerektiği kanaatindeyim. Tasarım yani beyin kısmının bizde olması, katma değerli ürün imal etmemiz gerekiyor. Ürettiğimiz makinenin kilogram değerinin yükselmesi teknoloji yoğun imalattan geçiyor.

Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir?

Hızla türeyen firmaların sektördeki en büyük sorun olduğunu düşünüyorum. Alıcıların fiyat odaklı bakış açısını bir kenara bırakması lazım. Kalite odaklı çalışmak ve kaliteli olana da hakkını vermek gerekiyor. Ancak günümüzde ne yazık ki pek çok firmanın önceliği maliyetlerini düşürmek. Tasarruf etmek için daha ucuz ürün almayı tercih edip sonrasında bu ürünlerin çıkardığı problemler yüzünden daha fazla parayı bakıma ve o ürünlerin değişimine harcıyorlar. Bu bakış açısı değişirse biz de birçok sorunumuzu çözeceğiz.

İleriye yönelik projeleriniz ve gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?

SMS-TORK olarak akışkan kontrol teknolojileri üretiyoruz. Dünyanın Endüstri 4.0’ı konuştuğu bu dönemde otomasyon ne kadar önem kazanırsa bizim ürün grubumuzun önemi ve değeri de o oranda artacaktır. Türkiye’de daha önce hiç yapılmamış çığır açacak ürünlerimiz olacak. Bu alanda altyapı çalışmalarımız başladı.