2021’DE YEREL VE KÜRESEL EKONOMİ ÖNEMLİ BİR SINAV VERDİ. AMA DAHA ZOR BİR SINAVLA KARŞI KARŞIYAYIZ. TEDARİK ZİNCİRİNDEKİ DÖNÜŞÜMDEN İŞ GÜCÜ DEĞİŞİMİNE, YEŞİL DÖNÜŞÜMDEN KÜRESEL ENFLASYON MÜCADELESİNE; PARA POLİTİKALARINDAN KÜRESEL TİCARETİ ETKİLEYEN TÜM DİĞER DEĞİŞKENLERE DEĞİN ÖNEMLİ BAŞLIKLAR BÜTÜNÜ, 2022’DE ÜRETİCİ VE İHRACATÇILARI BEKLİYOR OLACAK
Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Geleneksel olduğu üzere, yılın son yazısında, dünya ekonomisi ve ihracatta 2022 yılı beklentilerimi paylaşacağım. 2022’nin ana gündem maddelerinden ilki, son iki yıldır olduğu gibi salgın olacak. Salgın henüz yenilmiş değil; kış mevsiminde günlük yeni vaka sayıları da yeniden artış gösteriyor. Ancak aşılamada önemli mesafe alındı. 2022 yılı ortasına kadar gelişmiş ülkelerde üçüncü doz aşılamanın önemli sayılara ulaşacağını öngörebiliyoruz. Gelişen ülkelerde de aşılamada yüksek seviyelere çıkılacaktır. Diğer yandan, devam eden araştırmalar, yakın bir tarihte yeni aşı ve ilaçların da kullanım onayı alabileceğine işaret ediyor. Bu gelişmeler çerçevesinde, salgının etkilerinin 2022 yılında azalsa da süreceğini söyleyebiliriz. İktisadi ve sosyal faaliyetler için uzun süreli tam kapanma ihtimalini ise çok düşük olarak görüyorum.
TEDARİK ZİNCİRLERİNDE DEĞİŞİM SÜRECEK
2021 yılında dünya ekonomisinde birçok yeni normal koşulları yaşandı. Örneğin tedarik güvenliği önem kazanırken, ülkeler birçok kritik üründe ve girdide yurt içinden tedariki öne çıkardı ve bu nedenle yeni kapasite yatırımlarına başladı. Temassız ekonomi eğilimi de bu dönemde dijitalleşmeyi hızlandırdı. Salgının dünya ekonomisi üzerindeki bir başka önemli etkisi ise küresel tedarik zincirlerindeki kırılma ve yeniden yapılanmanın başlaması oldu. Birçok sektörde mevcut tedarik zincirleri bozulurken, yakından tedarik öne çıktı ve Türkiye, bu yeni eğilimlerden büyük ölçüde olumlu etkilendi. Bu eğilimlerin 2022 yılında kuvvetlenerek sürmesi ve kalıcı hale gelmesi bekleniyor. Türkiye ise 2022 yılında daha uzun vadeli bağlantı talepleri ve siparişleriyle karşılaşabilir.
EMTİA, ENERJİ VE NAVLUN FİYATLARI YILIN İLK YARISINDA YÜKSEK KALACAK
2021 yılının özellikle ikinci yarısında en yüksek seviyelere ulaşan ham madde, emtia, enerji, navlun ve nihai ürün fiyatlarının 2022 yılında nasıl bir seyir izleyeceği de önemli bir konu olarak önümüzde duruyor. 2022 yılının ilk yarısında fiyatların sınırlı geri çekilmeler olsa bile yüksek kalmaya devam edeceğini öngörebiliyoruz. Nitekim 2022 ortasına kadar yapılan vadeli işlemlerde fiyatlar yine oldukça yüksek gerçekleşiyor. Enerji ve navlun fiyatlarında 2022 yılının ikinci çeyreğinde düşüşler beklense de artışın başladığı fiyatlara halen uzak kalınacağını söyleyebiliriz. Fiyatlara ilişkin olarak, 2022 yılının ikinci yarısı için iki senaryo bulunuyor: İlkine göre, yatırımlarla gelecek yeni kapasiteler, tedarik ve taşımacılık zincirlerindeki sıkıntıların azalması, enerjide arz ve talebin dengelenmesiyle fiyatlarda hissedilir düşüşler yaşanacağını söylerken, ikinci senaryoda ise tüm bu iyileşmelere karşın yılın ikinci yarısında gelecek ek talepler nedeniyle fiyatlardaki düşüşlerin daha sınırlı olması bekleniyor. Bu kapsamda, ikinci senaryonun gerçekleşme olasılığının daha yüksek olacağını düşünüyorum.
YEŞİL DÖNÜŞÜM HIZLANACAK
Yeşil dönüşüm, 2022 yılını şekillendirecek bir diğer önemli eğilim olacaktır. COP26 toplantısında ülkeler nötr karbon seviyesine ulaşmaya yönelik hedef tarihleri açıklarken, metan gazı emisyonunun sınırlanması, ormansızlaştırmanın 2030 yılında sona ermesi, kömür kullanımının bırakılması, fosil yakıt yatırımlarına finansmanın kesilmesi gibi çok taraflı birçok anlaşmalara da imzalar atıldı. Sera gazı emisyonlarına ilişkin hedeflere ulaşmak ve çok taraflı anlaşmaların hükümlerini yerine getirmek için 2022 yılından itibaren sektörlerde ve firmalarda yeşil dönüşüm daha da hızlanacaktır. AB’nin sınırda karbon düzenlemesi mekanizması için geçiş dönemi de 2022 yılında başlayacak ve yıl boyu sürecek.
İŞ GÜCÜ PİYASALARI DEĞİŞİYOR
Salgınla birlikte insan kaynakları yönetiminin de farklı bir döneme girdiğine şâhit olmaya başladık. İş gücü piyasasındaki bu önemli dönüşüm halen devam ediyor. Birçok mevcut çalışan iş değiştirerek salgın sonrası öne çıkan sektörlere ve firmalara geçerken, sektörler ve firmalar arası yoğun bir iş gücü göçü gerçekleşiyor; ücret artışı talepleri kuvvetleniyor. Yine bu dönemde, iş bırakarak dijital platformlardan sınır ötesi işlerde serbest çalışma eğiliminin de arttığını izliyoruz. Tüm bunlar yeni dönemde firmaların özellikle kritik iş gücünü elinde tutmasını zorlaştıracaktır.
KÜRESEL ENFLASYON KOLAY DÜŞMEYECEK
2021 yılında dünya ekonomisinde yaşanan yeni normal koşulları küresel ölçekte fiyat artışlarına yol açmış, bu da enflasyon yaratmıştı. ABD ve AB başta olmak üzere gelmiş ülkelerde yüksek tüketici ve üretici enflasyonları yaşanmaya devam ediyor. ABD’de tüketici fiyatları Kasım ayında yıllık yüzde 6,8 ile en yüksek seviyesine çıkarken, Euro Bölgesi’nde Ekim ayında tüketici enflasyonu yıllık yüzde 4,9 olarak ölçülmüştü. Üretici enflasyonları ise yıllık yüzde 10 seviyelerini aşmış durumda. Gelişen ülkelerde de enflasyonda artışlar gerçekleşiyor ve bu eğilimin 2022’de düzelmesi beklenmiyor.
PARASAL GENİŞLEME SONA ERİYOR
Küresel enflasyondaki yükseliş nedeniyle büyük merkez bankaları enflasyonu kalıcı olarak görmeye başladı ve para politikalarında değişim sürecine girdi. Para politikalarındaki bu değişim, salgın sonrası başlatılan parasal genişlemelerin sona erdirilmesi ve kademeli olarak normalleşmeye geçişe işaret ediyor. Normalleşme, çok düşük faiz oranlarının artışı ve genişleyen merkez bankaları bilançolarının küçültülmesi olacakken, para politikalarındaki değişimin dünya ekonomisi ve ticareti üzerindeki etkisi de bu çerçevede büyük önem kazanıyor. Para politikalarındaki bu değişime ilk olarak ABD Merkez Bankası FED başladı. FED, parasal genişlemeyi 2022 yılı Mart ayında sona erdireceğini açıklarken, 2022 yılında üç faiz artışı yapması beklentisi de güçlendi. Faiz artışları muhtemelen Mayıs, Temmuz ve sonbahar aylarından birinde olacaktır ve böylece politika faizi yüzde 1’e yükseltilecektir. İngiltere Merkez Bankası da Aralık ayında ilk faiz artışını gerçekleştirdi ve yeni yılda da faiz artışlarına devam edecektir. Avrupa Merkez Bankası ise şimdilik 2022 yılında sadece parasal genişlemeyi azaltmayı planlıyor ve faiz artışı beklenmiyor. Japonya Merkez Bankası ise 2022 yılında da genişlemeye devam edecek. Gelişen ülke merkez bankaları da faiz artışlarına 2022 yılı boyunca devam edecektir.
POLİTİKA DEĞİŞİMİ TİCARETİ OLUMLU ETKİLEYECEK
Büyük merkez bankalarının 2022 yılı için açıkladıkları para politikasındaki değişim, öncelikle büyüme tarafında olumsuz bir etki yaratmayacaktır. Tam tersine, soluksuz artan emtia, enerji ve mal fiyatlarını dizginleyerek öngörülebilirliği artıracaktır. Nitekim fiyat artışlarının devamı hem üreticilerin üretimden uzaklaşmasına hem de tüketicilerin satın alma güçlerini azaltarak tüketimlerini azaltmaya gidiyordu. Merkez bankaları, para politikalarındaki bu değişimle riskleri azaltırken, dünya ticareti de büyüme eğilimini sürdürecektir. Bilindiği üzere çok yüksek fiyatlar dünya mal ticaretinde de kesintilere yol açmaya başlamıştı. Bu nedenle tüm fiyat artışlarının kontrol altına alınması, 2022 yılı için dünya ticaretini destekleyecektir. Yine 2022 yılında muhtemelen daha güçlü bir dolar beklenebilir. Emtia fiyatlarında ise yılın ikinci yarısında yüzde 10-15 arasında geri çekilmeler yaşanabilir.
DÜNYA EKONOMİSİ VE TİCARETİNDE BÜYÜMELER SÜRECEK
Dünya ekonomisinde, 2021 yılındaki yüzde 5,7 büyümenin ardından 2022 yılında da görece yüksek bir büyüme öngörülüyor ve yüzde 4,7 büyüme bekleniyor. Gelişmiş ülkeler 2022 yılında yüzde 4,5 büyüyecekken, 2022 büyüme öngörüleri ABD için yüzde 5,2, Euro Bölgesi için ise yüzde 4,3 olarak açıklanıyor. Gelişen ülkelerde ise 2022 yılında yüzde 5,1 büyüme bekleniyor: Asya ülkelerinde büyüme beklentisi yüzde 6,3 iken, 2022 yılında Çin’de yüzde 5,6, Hindistan ise yüzde 8,5 büyüme tahmin ediliyor. Dünya mal ticaretinin ise miktar olarak 2022 yılında yüzde 4,7 genişleme göstereceği öngörülüyor. Değer olarak da yüzde 6 büyüme gerçekleşmesi bekleniyor. Bununla birlikte, 2022 yılında daha çok ticarete konu olan nihai malların fiyatlarında sınırlı artışlar gerçekleşecekken, buna bağlı olarak dünya mal ticaretinin 2022 yılında 21,5 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
TÜRKİYE İÇİN BÜYÜME DAHA ÖNEMLİ HALE GELDİ
Türkiye için dünya ekonomisi ve ticaretindeki büyüme çok daha önemli hale geliyor. Nitekim yeni ekonomi politikası ihracat odaklı hale gelirken, bu nedenle 2022 yılında dünya ekonomisi ve ticaretinde büyümenin sürecek olması ihracatımız için olumlu olacaktır. 2022 yılında Türkiye’ye yönelik ek tedarik talebini devam edeceğini ve giderek kalıcı olacağını da düşünüyorum. Ancak bu ek talebi karşılayabilmek için ihracatçı sektörler ve firmalar 2022 yılının koşullarına uyum sağlamalılar. Uyumu zorlayacak riskler ise uyguladığımız yeni ekonomi politikasının yarattığı yüksek enflasyon, yüksek üretici maliyetleri, daha yüksek piyasa faizleri ve TL’deki belirsizlikler ve hızlı değer kaybı olacaktır