MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (MAİB) TARAFINDAN PAYLAŞILAN MAKİNE İMALAT SANAYİSİ KONSOLİDE VERİLERİNE GÖRE, YILIN İLK BEŞ AYINDA TÜRKİYE’NİN SERBEST BÖLGELER DÂHİL TOPLAM MAKİNE İHRACATI 10,1 MİLYAR DOLAR OLDU. AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI İLE GÜNDEME GELEN TÜM MEKANİZMA VE DÜZENLEMELERİN AB’NİN KENDİ REKABETÇİLİĞİNİ KORUMAK İÇİN ALDIĞI ÖNLEMLER OLARAK ÖNLERİNE GELMEYE BAŞLADIĞINI BELİRTEN MAİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELİOĞLU, “YEŞİL DÖNÜŞÜM BAŞLIĞI ALTINDA AB KOMİSYON VE GRUPLARINDA BİRÇOK YENİ DÜZENLEME HAZIRLANIYOR. AB MAKİNE YÖNETMELİĞİNİN DE REVİZE EDİLEREK YAKIN TARİHTE YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ BEKLENİYOR. BÖLGEDE GÖREVLİ TEMSİLCİLERİMİZ YENİ BİR YÖNETMELİK VE DİREKTİFLER TSUNAMİSİYLE KARŞI KARŞIYA KALACAĞIMIZ KONUSUNDA BİZİ UYARIYOR.” DEDİ.

Türkiye’nin makine ihracatı yılın ilk beş ayı sonunda, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 8,3 artarak 10,1 milyar dolar oldu. Türkiye’nin Mayıs ayında AB genelinde en fazla ihracat yaptığı ülkeler, sırasıyla Almanya, İtalya ve Fransa olurken, ithal edilen enerji maliyetindeki hızlı artış sebebiyle dış ticaret açığı vermeye başlayan AB’nin Türkiye’den makine ithalatı, salgının ilk döneminden bu yana ilk kez Mayıs ayında düştü. AB ile ticari ilişkilerinde uzun vadeli bir iş birliği stratejisi geliştirmeye odaklandıklarını ve bölgedeki her adımı dikkatle mercek altına aldıklarını belirten MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, şunları söyledi: “Karbon emisyonunu nötrlemek hedefli AB Yeşil Mutabakat metninin ülkemizde en fazla Sınırda Karbon Düzenlenmesi ve Emisyon Ticaret Sistemi mekanizmalarıyla tartışılmasının sebebi, bunların ihracatımızı direkt ilgilendiren konular olmaları. Yeşil Dönüşüm başlığı altında AB Komisyon ve Gruplarında birçok yeni düzenleme hazırlanıyor. Her yerde sınıflandırılmış makinelerin emniyet yönetmeliği olan AB Makine Direktifinin de yenilenerek yakın tarihte yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bölgedeki görevli danışmanlarımız ile Avrupa makine ve teknoloji federasyonlarında ülkemizi temsil eden meslektaşlarımız, yeni bir yönetmelik ve direktifler tsunamisiyle karşı karşıya kalacağımız konusunda bizi uyarıyor.”

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE ASIL MESELE, YATIRIMLARIN FİNANSMANIDIR”

Ülke sanayilerinin karbon emisyonunun azaltılmasına yönelik stratejik dönüşüm planlarının tümünde başrolün makinelerin ve sistemle rin değişimine verildiğine dikkat çeken Karavelioğlu, “Demir çelikten çimento, kimya ve gübre sanayisine kadar karbon emisyonun azaltılmasında öncelikli tüm sektörlerde çözüm kapısı makine sanayisidir. Makineler ve üretim teknikleri yenilenmeden veya iyileştirilmeden, yani yatırım yapılmadan ne karbon ayak izi küçülür ne enerji verimliliği yükselir ne de enerjide kaynak çeşitliliği sağlanıp, yenilenebilir enerjinin ağırlığı artabilir. Evvel emirde tartışmamız gereken mesele, yatırımların finansmanıdır.” dedi.

“MAKİNE SEKTÖRÜ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HEDEF VE EYLEM PLANIMIZ HAZIR”
Makine sektörünün, endüstrinin dijital dönüşümünde belirleyici rolüyle Türkiye için bilgi üretmeye devam ettiğini ifaden Karavelioğlu, şunları söyledi: “Tüm imalat sanayisinin dönüşümünü merkeze alan ve kamuoyunda da merakla beklenen Makine Sektörü Sürdürülebilirlik Hedef ve Eylem Planımız hazır ve yakında açıklayacağız. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik başlıklara uyum için gerekenleri tüm detaylarıyla paylaşacağız. Bu esnada AB’deki iş ortaklarımızla stratejik konularda bir araya gelmeye ve ortak platformlarda bilgi paylaşımına devam ediyoruz. Son olarak Alman partnerimiz Teknoloji Akademisi ile üyelerimizi bir araya getirdik. Kapsamı dijitalleşme ile genişleyecek ve uygulamaları katılaşacak olan AB Makine Direktifine uyumluluk açısından, tasarım ve imalat süreçlerimizde yapmamız gerekecek iyileştirmeleri tüm işletmelerimize aktaracağız.”

 

“MAKİNE SEKTÖRÜ CARİ AÇIK DEĞİL, FAZLA VERMEK İÇİN VAR”

Türkiye ekonomisinde yılın ilk çeyreğindeki büyümeyi ihracat, sanayi üretimi ve hane halkı tüketim harcamalarının sürüklediğini; makine ve teçhizat yatırımlarının da büyümeyi destekleyen bir unsur olduğunu belirten Karavelioğlu, şunları söyledi: “Makine ve teçhizat yatırımlarında 2019 yılı dördüncü çeyreğinden başlayan büyüme 10 çeyrektir devam ediyor. Makine ve teçhizat üretimindeki artış da yedi çeyreğe ulaşmış bulunuyor. Son iki yılda hem imalat yatırımlarımız hem de makine üretimimiz yüzde 50’den fazla arttı. Makine imalatında katma değerin yüksek, ithalat bağımlılığının düşük olması sayesinde sektördeki üretici fiyatları endeksi artışımız yüzde 71’le, yüzde 132’yi bulan genel imalat sanayisi ortalama endeksinin hayli gerisinde seyrediyor.” Yerli makine imalatçılarının, katma değer yanında ölçek büyütmek suretiyle de bir maliyet avantajı sağlayabildikleri için makine fiyatlarındaki artışı sınırlı tutabildiğini ifade eden Karavelioğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Rekabet gücümüzün avantajlarından yararlanmayı ve bundan böyle iç pazardan daha fazla pay alabilmeyi hedefliyoruz. Ne var ki, makine ihracatımızın 24 milyar dolara yükseldiği son 12 ayda makine ithalatı 35 milyar doları; bu alandaki dış ticaret açığı ise 11,2 milyar doları buldu. Küresel gelişmeler enerjiyi büyük bir cari açık kalemi haline getirmişken, makine dış ticaret açığını artıracak değil, kapatacak bir unsur olarak değerlendirilmeli. Türkiye vakit kaybetmeden ve bütün gücüyle yerli imalata ve yerlileşmeye destek vermeli.”