TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, SEKTÖREL RAPORLAR SERİSİNDE BU KEZ, POMPA VE VANA SEKTÖRÜNE ODAKLANIYOR. TÜRKİYE MAKİNA FEDERASYONU İLE TÜRK POMPA VE VANA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ’NİN HAZIRLADIĞI “POMPA, VANA VE ARMATÜR SANAYİ SEKTÖR RAPORU” BAŞLIKLI ÇALIŞMA, SEKTÖRÜN GÜNCEL EKONOMİK VERİLERİYLE BİRLİKTE BÜYÜME ÖNGÖRÜLERİ VE GELECEK STRATEJİLERİNE ODAKLANIYOR.

Türkiye’nin Makinecileri, sektörün yurt içi ve yurt dışındaki tanınırlığı ve katma değerini artıracak faaliyetlerini aralıksız sürdürürken, sektörün büyüme politikalarına ışık tutacak rapor ve çalışmalarla sektör temsilcilerine yol göstericilik görevine de devam ediyor. Bu kapsamda geride kalan altı yılda 27 önemli raporve yayına imza atan, bunların 16’sını salgın dönemi olan 2020 ve 2021 yıllarında yayımlayan Türkiye’nin Makinecileri, makine sektörünün bağlantılı sektörlerle ilişkilerinden dış pazar analizine, ihracat potansiyeli araştırmasından makine imalat sektörünün Türkiyeve dünya değerlendirmesine değin derinlikli çalışmalar ortaya koymuştu.Moment Expo sayfalarında da ayrıntılarıyla incelediğimiz bu raporlar serisinde son olarak, geçtiğimiz ay yayımlanarak makine sektörü, politika yapıcılar ile kamuoyunun dikkatine sunulan “Pompa, Vana ve Armatür Sanayi Sektör Raporu” başlıklı çalışmanın, sadece sektör temsilcileri için değil, tüm imalat süreçlerini ilgilendiren ekipmanları içermeleriyle sanayi sektörünün tamamı için önemli bir içerik sunduğuna inanıyoruz. 

RAPOR, SEKTÖRÜNTÜM GELİŞME EKSENLERİNE ODAKLANIYOR

Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) ile Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği’nin (POMSAD) iş birliğinde hazırlanan “Pompa, Vana ve Armatür Sanayi Sektör Raporu” başlıklı çalışma, pompa ve vana sanayisin-de öne çıkan gelişmeleri; küresel tedarik zincirlerinde yeniden yapılanma, bölgeselleşme ve yakından tedarik, sürdürülebilirlik uyumu, AB Yeşil Mutabakatı ve enerji verimliliği, dijitalleşme ve teknolojik gelişmeler ile ürün çeşitlendirme ve yüksek katma değerli üretim olarak ortaya koyuyor. Raporda ayrıca, dünya pazarlarında önemli talep gören ancak Türk pompa ve vana sanayisinde ölçek öngörülmediği için üretimi yapılmayan veya yapılamayan alanlarda üretimin çeşitlendirilmesinin getireceklerinin altı çizilirken hem ithalatta hem de iç pazarda düşük kaliteli, asgari standartları karşılamayan ve zaman zaman kayıt dışı üretilen ürünlerle ilgili olarak da etkin bir denetim ve gözetim sağlanması gerektiğine dikkat çekiliyor. 

SUYU YÖNETMEK HAYATİ BİR SÜREÇ

Türk pompa ve vana sanayisi, 15 bin kişiye istihdam sağlayan, pompa ve komponentleri ile endüstriyel vana ve evsel vana imalatçılarını kapsayan, üretim ve istihdam sayılarında yıllar içinde gösterdiği istikrarlı artışla makina sanayisine ve ülke ekonomisine önemli katkılar sunan bir sektördür. Pompalar ve vanalar, başta içme suları, atık su ve tarım olmak üzere yaşamın her alanında kullanılırlar. Hijyenin en üst seviyede önem taşıdığı salgın döneminde, evlerimize ulaşan suların çıkış noktasından elimizi yıkadığımız musluğa kadar pek çok alanda yer alan sektörün kesintiye uğramadan çalışmasının ne kadar hayati önem taşıdığına da hep birlikte şâhit olmuştuk. Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu da raporun sunuş metninde, suyu yönetme ve kontrol etme süreçlerinden söz ederken, “Homo Sapiens’in doğasındaki su arayışı, tüm medeniyetlerin konumlanmasında ve gelişiminde öncü rol oynamış. Bir mevsimden ötekine, bir su kaynağından diğerine göçen insan tarımı akıl etmesiyle birlikte yerleşip toplumsallaşmış. Coğrafyayı kadere dönüştüren unsurların en başta geleni su, varlığıyla veya yokluğuyla kimi toplumlar için bolluk ve bereket anlamına gelirken kimine de yoksulluk ve acı getirmiş. Fakat yaşamı boyunca doğayı dönüştürmekle meşgul olmuş insanlığın teknoloji geliştirmekteki ilk ve ana motivasyonlarından biri de suyu yönetmek olmuş.” sözlerini kullanıyor. İklim ve ham madde krizinin yaşandığı, su kaynaklarının kontrolsüzce tüketildiği günümüzde, suyun yönetimi işi, her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Bilim insanları dünya yüzeyindeki 1,4 milyar km3’lük su rezervinin sadece yüzde 1’inin kullanıma uygun kaldığını tespit edip uyarıyorlar: “Su ayak izinizi küçültün!” Kutlu Karavelioğlu’nun, “Su meselesi, en hafifinden enerji meselesidir!” sözünü, bu yazının başlığında da kullanmayı uygun gördük. Çünkü makine sektörünün en eski ve yaygın üyeleri kabul edilen pompa ve vanalar ya da pompaj sistemleri, bugün dünya elektrik enerjisinin yüzde 22’sini tüketiyor. Bunların sadece yüzde 40 kadarı tarım, isale, arıtma ve şebekelerle, yani su sektörüyle ilgili. Yüzde 40 kadarı enerji, petrokimya ve rafinasyon; yüzde 20 kadarı ise içinde makine imalatının da yer aldığı endüstriyel alanda işlev görüyor. Kutlu Karavelioğlu, çoğu 24 saat hizmet veren bu makinelerin devasa enerji sarfiyatlarının, bu makineleri enerji verimliliğiyle ilgili mevzuatların başlangıç evresine yerleştirmekle kalmadığını, günümüzde BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusundaki hayatiyetlerinedeniyle hep mercek altında tutulan unsurlar haline getirdiğini de ifade ediyor. Bu nedenle su meselesi, gerçektende bir enerji meselesi olarak karşımızda duruyor. 

SEKTÖRÜN KÜRESEL BÜYÜKLÜĞÜ, TÜRKİYE’NİN TOPLAM İHRACATINA EŞİT

Günümüz sanayisinde, içinde pompa ve vana kullanılmamış bir makine veya tesis hemen hiç yoktur. İş makineleri, mobil vinçler, traktörler ve hareket eden tüm mekanizmalar, tahrik gücünü hidrolik düzeneklerden alırlar. Kâğıt, gıda, denizcilik, kimya, petrol ve rafinasyon sektörlerinin ihtiyaçları ise daha özelliklidir. Bu açıdan, Kutlu Karavelioğlu, “Endüstri ve üretim nerede gelişmişse, makine nerede yapılıyorsa o ülkeler en büyük pompa ve vana kullanıcılarıdır ve doğal olarak bunları en hızlı geliştirmiş olanlardır. Küresel talebin yüzde 31’i de bu sebeple Avrupa’da, yüzde 17'si ABD'de ve yüzde 10'u Japonya'dadır.Makine sektöründe 3 trilyon doları bulan küresel pazarın 250 milyar doları pompa ve vanalarındır ki bu rakam Türkiye’nin toplam ihracatına yakın bir büyüklüktür.” diyor. Dolayısıyla pompa ve vanaların makine imalatı içindeki payının hızlı artacağını görmek hiç zor değil. Kutlu Karavelioğlu’nun da vurguladığı gibi, “Önümüzdeki dönemde üretim süreçlerinin önündeki en önemli konu başlığı BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları olacak. Tarımdan altyapıya, sanayiden hizmete kadar tüm alanlarda ihmal ettiğimiz birçok yatırımın hayata geçmesini sağlayacak yeşil dönüşüm; daha verimli yani enerji sarfiyatı az, daha hassas yani firesi az, daha güvenilir yani işletme bakım maliyeti düşük makineler gerektirecek. Pompa alırken, pompa istasyonu tasarlarken, enerji ihtiyacının ömür boyu maliyetin yüzde 97’sine ulaştığını bilecek; işini doğru yapan imalatçıyı tercih edeceğiz. Sızdırmayan vanalar, göçmeyen isale hatları, kaçırmayan şebekeler öncelik kazanacak. Yani tam da ‘sudan sebeplerle’ Türkiye’de bu sektörün daha hızlı gelişmesine, kahir ekseriyeti genel maksatlı olan ve seri biçimde üretilen bu ürünlerde ölçek rekabetçiliği kazanılmasına mutlak destek vermek durumundayız.” 

RAPOR İÇERİĞİNDE NELER VAR?

Bu çerçevede “Pompa, Vana ve Armatür Sanayi Sektör Raporu”, öncelikle pompa ve vanaların genel yapıları ve diğer sektörlerle ilişkilerine odaklanırken, pompa ve vana sektörünün temel göstergelerini, sanayinin gelişimini, dış ticaret verilerini, Ar-Ge ve standardizasyon çalışmalarını, pompa ve vana sektörünün küresel görünümünü ve önümüzdeki 10 yılda pompa ve vana sektörünü ilgilendiren önemli gelişmeleri de ayrıntılı olarak analiz ediyor. 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POMPA VE VANA SEKTÖRÜNÜN DE GÜNDEMİNDE

 Diğer yandan, küresel iklim değişimine yol açan emisyon salımının azaltılması amacıyla yine küresel ölçekteki düzenlemeler de hızla artmaya başladı. Uzun vadeli emisyon azaltma hedefleri giderek daha kısa takvimlere geri çekiliyor. Bu çerçevede tüm iktisadi ve sosyal faaliyetlerde de sürdürülebilirlikle uyum aranır hale geliyor. Üretimde, ürün standartlarında, ticarette, taşımacılıkta ve daha geniş tanımıyla iktisadi faaliyetlerin tüm süreçlerinde sürdürülebilirlik uyumu zorunlu bir kural haline getiriliyor. Pompa ve vana sektörünün de içinde bulunduğu tüm iktisadi faaliyetlere ilişkin öncü düzenlemelerin ise sıklıkla AB’de ilk kez gerçekleştiğini görüyoruz. Örneğin, artık hepimizin tanıdığı AB Yeşil Mutabakatı belgesi, sürdürülebilirliğe yönelik sürecin tüm aşamalarını ve takvimini de ortaya koymuş bulunuyor. Bu çerçevede, ithalatta karbon vergisi uygulamasıyla birlikte, AB ile ticaret yapan herkes yeşil mutabakata uyma zorunluluğuna girmiş olacak. Sürdürülebilirlikle uyumda aranan koşullar veya AB Yeşil Mutabakatı ile emisyon salımlarının azaltılması, enerji ve su tüketiminin en aza indirilmesiyle mümkün olabilir. AB bu çerçevede, 2020 yılında Sanayide Döngüsel Ekonomi Strateji Belgesi’ni de açıklamıştı. 2021 yılı haziran ayında ise içinde makine sanayisinin de bulunduğu öncelikli sektörlerin strateji belgeleri kamuoyu ile paylaşıldı. Özetle, pompa ve vana sanayi de emisyon salımı, enerji verimliliği ve su tüketiminin azaltılması konularıyla doğrudan ilgili bir sanayi kolu olduğu için ilgili düzenlemelerden doğrudan etkilenecek. Pompa ve vana sanayisinde üretim ve ürünler için en az emisyon salımı, yüksek enerji verimliliği, sessiz, akıllı ürünler ile geri kazanılabilir malzemelerin kullanımı gerekli olacak. Türk pompa ve vana sanayisi de AB ile olan yakın entegrasyonu içinde büyük ölçüde sürdürülebilirlik uyumunu sağlamayı hedefliyor. Bu amaçla firmaların gerekli yatırımları yapması ve ürünlerin standartlarını artırması gerekirken, bu iyileştirme süreci sektör ve firmalar için yeni yatırımları ve ek harcamaları da beraberinde getirecektir. Diğer yandan, Türkiye de sanayide döngüsel ekonomiye geçiş eylem planı hazırlıklarına devam ediyor. Bu açıdan, eylem planları içinde genelde makine sanayisine ve özelde ise pompa ve vana sanayisine destekler ve uygun finansman sağlanması özellikli olarak önem arz ediyor. 

ÜRÜN ÇEŞİTLENDİRME VE KATMA DEĞERLİ ÜRETİMÇOK ÖNEMLİ

Dünya pazarlarında önemli ihtiyaç ve talep gören, ancak Türk pompa ve vana sanayisinde yeterince üretimi yapılmayan/yapılamayan alanlarda üretime girilerek üretimin çeşitlendirilmesi de raporda ele alınan bir diğer gelişme ekseni olarak karşımıza çıkıyor. Kimya, petrol rafineleri, kâğıt ve gıda sanayisi gibi imalat sanayilerinin üretim süreçlerinde kullanılan ürünler, petrol, doğal gaz ve enerji sektöründe kullanılan pompa ve vana ürünleri, aktüatör ürünleri ile kontrol vanaları, basınç düşürücü vanalar, emniyet vanaları ve glob vana ürünlerinde üretimin çeşitlendirilmesi ihtiyacı varken, hem ithalatta hem de iç pazarda düşük kaliteli, asgari standartları karşılamayan ve zaman zaman kayıt dışı üretilen ürünlerle ilgili olarak etkin bir denetim ve gözetim sağlanması gerekliliğine de raporda vurgu yapılıyor. 

ÖNÜMÜZDEKİ 10 YILDA POMPA VE VANA SEKTÖRLERİNİNELER BEKLİYOR?

Raporun son bölümünde ise Avrupa pompa ve vana-armatür sektörlerini ilgilendiren mevzuatla ilgili gelişmeleri rapor eden ORGALIM Enformasyon Bülteni’nin 2021 yılı ilk raporunu göz önüne alarak, önümüzdeki 10 yıl için sektörü ilgilendiren önemli gelişmelere de odaklanılıyor. Buna göre, pompa ve vana sektörleriyle ile ilgili standart ve yönetmeliklerin gelişimini ilgilendiren tüm Ar-Ge çalışmaları üç temel “amaç” etrafında toparlanıyor. 1. Bilimsel rekabet gücünü artırmak için deneyimli araştırmacıların doktora eğitim ağları ve araştırmacı değişimleri için burslara fon sağlanması,2. Endüstriyel rekabetçilikte, teknolojik ve endüstriyel kapasitelerin artırılması ile güçlü duruma geçilmesi hedefi, 3. Yenilikçi yaklaşımla yeni pazarların yaratılması ve öncü olmak.Bu çerçevede, 2030 yılı hedefleri doğrultusunda yapılacak çalışmalarla; • Canlılar için daha iyi yaşam koşullarının sağlanmasına, • İklim değişikliğine direnen, etkin, sürdürülebilir çözümlerin geliştirilmesine, • Okyanus ve suların korunması için deniz ve tatlı suları temizlemek, bozulmuş ekosistemlerive habitatları eski haline getirmek, sağladıkları temel mal ve hizmetleri sürdürülebilir bir şekilde kullanmak için karbondan arındırılmış mavi ekonominin geliştirilmesine, • Artan nüfus için gerekli sağlıklı gıda temini, doğa ve iklim şartları için toprağın korunmasına,• Daha yaşanılır şehirler oluşturulmasına yönelik yenilikçi yaklaşımlarla sistematik dönüşümlerin yapılacağı, yaşam kalitesi artmış ve sürdürülebilir yapıların oluşturulmasına yönelik projeler geliştirilip desteklenecek. • Bu amaç ve hedefler doğrultusunda kamudan ve ilgili sektörlerden yatırım ve reform planlarının ortaya koyularak kuvvetle teşvik edilmesi de bekleniyor: • Bir an önce temiz teknolojiler ve yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi ve kullanımının hızlanması; örneğin enerji ve hidrojen altyapısı, yenilenebilir kaynaklı hidrojen üretimi dâhil olmak üzere yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerji gibi konularda çalışmaların hızlandırılması, • Kamu ve özel binaların enerji verimliliğinin iyileştirilmesi, • Fiber ve 5G ağları da dâhil olmak üzere tüm bölgelere ve hanelere hızlı geniş bant hizmetlerinin hızlı bir şekilde sunulması, • Üretim ve hizmet faaliyetlerinin dijitalleşmesi, • Endüstriyel veri bulutu kapasitelerinde artış ve en güçlü, en yeni ve sürdürülebilir işlemcilerin geliştirilmesi, • Ulaşımda sürdürülebilir, erişilebilir ve akıllı ulaşımın, şarj ve yakıt ikmal istasyonlarının ve toplu taşımanın genişletilmesinin hızlandırılması için geleceğe dönük temiz teknolojilerin teşvik edilmesi, • Dijital becerilerin geliştirilmesini her yaş için desteleyecek eğitim ve mesleki eğitim programları için mevcut eğitim sistemlerinin uyarlanması başlıca ilgilenilen konuları oluşturuyor.  

Çalışmanın orijinal dokümanına, burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.