Metin Altınöz tarafından 1950 yılında Söke’de traktör tamiri ve zirai alet yedek parça montaj atölyesi olarak kurulan Altınöz Tarım Makinaları, 1960 yılından itibaren zirai ekipman üretimine...

Metin Altınöz tarafından 1950 yılında Söke’de traktör tamiri ve zirai alet yedek parça montaj atölyesi olarak kurulan Altınöz Tarım Makinaları, 1960 yılından itibaren zirai ekipman üretimine başladı. 1970’li yıllardan itibaren tarım makineleri imalatı alanında uzmanlaşan firma bugün ürünlerini 17 ülkeye ihraç ediyor.

Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Firmamız Söke’de İzmir-Bodrum çevreyolu üzerinde 7 bin metrekare alanda faaliyet gösteriyor. Toprak işleme, ekim, anıza doğrudan ekim ve bakım makineleri olmak üzere 16 kategoride 15-250 Hp traktör güçlerine hitap eden 280 çeşit makine imal ediyoruz. Bu ürünler arasında frezeli ara çapa makinesi, çift sıralı ekim makinesi, sırta tahıl ekim makinesi, kombine gübre ve çapalama makinesi, diskli ara gübreleme makinesi, rototiller sırt yapma kombinasyonu, parsel mibzeri, titreşimli dıskaro, mekanik ve hidrolik kaydırmalı rotovatör, hidrolik duyarlı rotovatör, rototiller ekim makinesi kombinasyonu, diskli anıza ekim makinesi, ripper, gübre serpme makinesi, kapalı drenaj makinesi gibi makineler bulunuyor.

Firmanız ve ürünleriniz konusunda yürüttüğünüz TÜBİTAK ve benzeri projeleriniz var mı?

1970’li yıllarda frezeli ara çapa makinesini Türkiye’de geliştiren ilk firma olduk ve ödül aldık. Bu çerçevede tarımsal mekanizasyonun gelişmesinde öncü olduğumuzu söylemek isterim. Altınöz Tarım olarak TÜBİTAK Ar-Ge desteği ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Ana Bilim Dalı ortak çalışmasıyla tamamen özgün, toprak işlemesiz doğrudan anıza ekim yapabilen tahıl ekim makinesini geliştirdik. Makinemiz son derece efektif bir dizayna sahip. Ayrıca birim alandaki yakıt giderinden yüzde 70 oranında tasarruf sağlayan ve erkenci ürün yetiştirmede verim ile ürün kalitesini arttıran bir makinedir. Özellikle Asya ve Avustralya’daki büyük üreticilerin beğenisini kazanan makinemiz Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Kuru Tarım Alanlarında Uluslararası Tarımsal Araştırma Merkezi (ICARDA) gibi kuruluşlar tarafından da takdire değer görüldü. Ayrıca makinemiz TOBB Aydın ili genelinde sanayi dalında Ar-Ge birincisi de seçildi. Firmamız geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği sekiz buluşun patentini de aldı.

Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür faaliyetler gerçekleştiriyorsunuz?

Personelimize mesleki gelişimleri doğrultusunda düzenlenen çeşitli kurslara katılma imkanı tanıyoruz. Üretim, proses, kontrol ve kalite kontrol noktasında da eğitim çalışmalarımız mevcut.

“17 ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”

Yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen çok sayıda tarım ve tarım makineleri fuarına katıldıklarını belirten Altınöz Tarım Genel Müdürü Ziya Altınöz, “Fuarlarda firmamızın ve ürünlerimizin tanıtımını yapmanın yanı sıra ihracat çerçevesinde de temaslar geliştiriyoruz. Firmamız tüm ürünlerini iklim ve toprak yapılarına göre farklı ülkelere gönderiyor. Balkanlar, Ortadoğu ve Asya’da toplam 17 ülkeye makinelerimizi ihraç ediyoruz” dedi.

İhracat konusunda yaşadığınız sorunlar var mı? Mevcut sorunların çözüm yolu sizce nedir?

İhracatta yaşanan en ciddi sıkıntı finansman ve vadeli satışlardaki riskler olarak önümüze geliyor. Hedef pazardaki müşteriler akreditif açmak yerine mal mukabili ürün satın almak istiyor.

Üretim ve satış aşamasından sonra vadeli satış yapmak ve hatta bunu mal mukabili göndermek oldukça risk taşıyor. Eximbank alacak sigortalı satış konusunda destek olmakla birlikte vadelere göre alınan primlerin oranlarını daha aşağıya çekmeli ve firma analiz geri dönüşleri daha hızlı sonuçlandırılmalı. Zira dünya pazarlarında ürünü hızla üretip, pazarlama ve finansman sorunlarını hızlı çözebilen firmalar tercih ediliyor.

Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda?

Son yıllarda gelişen teknolojik üretim prosesleri sayesinde Türk makine imalat sanayisinde kalite ve yapabilirlik imkanları arttı. Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki, Ar-Ge desteklerinin yetersizliği ve destek oranlarının düşük olması bizleri, pek çok çalışmayı şirket imkanlarını zorlayarak yapmaya itiyor. Bilindiği gibi Ar-Ge geri dönüşü oldukça uzun bir zaman ve bunun yanında finansman, sabır, bilgi birikimi gerektiren bir çalışma. Taklit ve kopya yerine yaratıcı fikirler öne süren, yetişmiş, uzman kadrolara ihtiyacımız var. Bunun için de öncelikle genç kuşakların eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve ara eleman yetiştirmeye yönelik meslek liselerinde eğitim özendirilmelidir.

Ayrıca 2023 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için nitelikli ara elemana ve üretim proseslerini yüksek teknolojiyle gerçekleştirecek sanayi tesislerine sahip olmalıyız. Bu kapsamda uzun vadeli ve düşük faizli yatırım kredileri ile yüzeysel ve geneli kapsayan teşvikler yerine; sektörel, derinliği olan teşvik sistemleri hayata geçirilmeli.

Firmanız açısından 2014 yılı nasıl geçti ve 2015 yılına dair beklentileriniz nedir?

Altınöz Tarım olarak 2014 yılında, pazarda, fiyat rekabetinden çok kendine has yeni ürünlerimizle adımızdan söz ettirdik. Küresel kriz ve artan girdi maliyetleri her işletme gibi firmamızı da etkiledi. 2015 yılındaki hedefimiz yeni pazarlar aramaktan ziyade daha özgün ve yaratıcı ürünler ile pazar payımızı artırmak olacak.

Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir?

Tarımsal işletmelerin ürün maliyetlerinin yüksek olması sektördeki en büyük sorun olarak öne çıkıyor. Ne kadar üzücü olsa da tarım sektörünün yıllardır gayri safi milli hasıla içindeki oranı küçülüyor. Oysa iklim ve toprak yapısı itibariyle her türlü tarımsal ürünün rahatlıkla yetiştirilebildiği ülkemizde, ürün planlaması yapılamadığı için pek çok ürün ithal ediliyor ve dolayısıyla yerli üreticilerimiz mağdur oluyor. Tarımda azalan işgücünün yerine yeterli finansman olamadığından mekanizasyon koyulamıyor. Mekanizasyon düzeyinin yükseltilmesi için faizsiz ve uzun vadeli kredi koşullarının yaratılması gerektiğini düşünüyorum. Yatırım ve büyüme ancak sürdürülebilir ve kalıcı politikalar üretilerek ortaya çıkarılabilir. Aksi halde anlık veya sezonluk olarak bazı ürünlerde yaşanan spekülatif talepler, sadece kötü niyetli gıda stokçularının işine yarar ve gerçek üreticiyle tüketici mağdur olur.

Sektörün geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?

Firmamız, köklü geçmişinden aldığı güç ve sektörde pek çok yeniliğe imza atmış olmanın verdiği güvenle, değişen iklim koşullarına uygun yaratıcı ve yenilikçi mekanizasyon araçlarını tasarlayarak üretmeye devam edecek. Dünya nüfusu hızla artıyor ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütüne göre 2050 yılında 9 milyar olması bekleniyor. Orta Asya ve Güney Afrika kıtasındaki işlenmeyen tarım alanlarında üretimin başlanmasıyla ancak yüzde 30’luk bir ürün artışı öngörülüyor. Nüfus artışının yanı sıra Çin, Hindistan ve Afrika’daki refah artışı ile de beslenme için ürün talebinin ikiye katlanacağı hesaplanıyor. Gelecek kuşakların beslenme konusunda oldukça rekabetçi bir ortamla karşı karşıya kalacağını ifade etmek gerekiyor. 50 yıl sonra dünyanın en zengin kurumları arasında büyük tarımsal işletmelerle gıda firmalarının olacağını söylemek hiç de yanlış olmayacaktır. Dileğimiz, bundan sonraki kuşakların daha kaliteli ve sağlıklı organik ürünler tüketerek yetişmesidir.