Teknolojik gelişmeler insan hayatında daha fazla yer tutmaya hızla devam ediyor. Sanayileşmenin temel taşlarından olan makine sektörü de teknolojik gelişmelerden nasibini alıyor. Türk makine sanayii de dünya pazarında rekabet...



Teknolojik gelişmeler her geçen gün insan hayatında daha fazla yer almaya başlıyor. 20. yüzyılın ikinci yarısında insanlık tarihinin geri kalan bölümünden kat be kat daha fazla bilimsel buluş ve teknolojik ilerleme gerçekleştiği düşünülürse, yaşamın teknoloji ile ne kadar iç içe geçtiği daha iyi anlaşılır. Bütün dünyada son sürat devam eden bu ilerlemeye Türkiye de ayak uyduruyor. Kentsel dönüşümden ulaşıma, eğitim sisteminden sağlığa, modern spor tesislerinden dijital kütüphaneciliğe pek çok alanda yeni projeler hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu teknolojik ilerlemeden modernleşmenin ve kalkınmanın başlıca göstergelerinden biri olan Türk makine sanayi de payını alıyor. Türk makine sektörü, dünya pazarı nda henüz istenilen noktaya gelmemiş olmasına rağmen son yıllarda ihracat rakamlarında Türkiye’nin genel ihracatından daha büyük oranlarda bir büyüme gösteriyor. İhracatın yaklaşık yüzde 60’ının Avrupa Birliği ülkeleri ile ABD ve Kanada gibi ülkelere yapılması da sektörde yapılan üretimde, ürünlerin dayanıklılığına, teknolojik yeterliliklerine ve ürünlerde yenilikler sunulduğuna işaret ediyor.

Türkiye’de, makine sektöründe imalat ve ihracat yapan başarılı firmalardan biri de Simge Group. Simge Group taahhüt grubu şirketleriyle, bölgelerinde kurulu üretim tesislerinde, kamu kurumları ve özel sektör kuruluşları için agrega ve asfalt üretimi uygulamaları yapıyor, mermer ocakları işletiyor, ayrıca otoyol ve baraj proje taahhütleri gerçekleştiriyor. Simge Group makine grubu şirketlerinden E-MAK ise, eşitli tip ve kapasitelerde asfalt üretimi ve agrega hazırlama plentleri üretimi yapıyor. Üretimleri yurt dışı ve yurt içindeki agrega ve asfalt üreticileri tarafından kullanılıyor. SİMGE-MAK dış ticaret şirketi, YAK-PA ise Simge Group şirketlerine Lojistik destek sağlıyor. Aynı zamanda Simge Group şirketlerinden E-MAK Orta Anadolu İhracatçılar Birliği’nin de bir üyesi.

DÜNYA PAZARINDA BİR TÜRK ŞİKETİ: E-MAK

Simge Group bünyesindeki E-MAK, dünya pazarında yabancı firmalarla rekabet halinde olduğundan, üretmiş olduğu asfalt plentlerinde teknolojisini sürekli yenilemek ve ürün kalitesini artırmak durumunda. Moment dergisi olarak biz de ilk sayımızda, teknoloji sayfamızda, üretiminde teknolojik yatırımlara büyük önem veren Simge Group’u haber yapmayı tercih ettik.

Asfalt plentlerinin her birinin bir fabrika, bir üretim tesisi olduğunu söyleyen Simge Group Yönetim Kurulu Başkanı M. Nezir Gencer, “Her müşterinin üretmek istediği asfaltın spesifikasyonları da dahil olmak üzere, üretim kapasitesi, plent ünitelerin kombinasyonları, kullandığı hammadde (agrega, taş) özellikleri, tesisin coğrafi özellikleri ve iklim şartları farklıdır. Bu nedenle her sipariş ayrı bir proje olarak ele alınmak ve her seferinde yeniden gözden geçirilmek durumundadır, yani işimiz çok sayıda tekrara dayalı, seri, standart üretim yapmak değildir” diyor. Asfalt plentlerinin yapısında mekanik, hidrolik, pnömatik, elektrik, elektronik, termodinamik, otomatik kontrol gibi çok fazla sistem olduğunu söyleyen Gencer, “Günümüz şartlarında çok hızlı değişen teknoloji nedeniyle bütün bu sistemlerdeki gelişme ve değişmeleri yakından takip etmemiz ve kullanmamız gerekmektedir” diyor.

BAŞARILI AR-GE NİTELİKLİ ÜRETİM DEMEKTİR

Gencer, Simge Group kuruluşlarının agrera ve asfalt üretimi ve uygulamasındaki uzun yıllara dayanan bilgi birikimi ve deneyimlerin plent üretiminde değerlendirildiğini, Simge Group kuruluşlarının müşteri yaklaşımı ve plent işletme bilgilerinin sistematik olarak E-MAK’a verildiğini anlatıyor. Bu sistematik çalışmanın, E-MAK’ın yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarında önemli bir avantaj sağladığı görülüyor. Ar-Ge projelerinin deneyimli bir mühendis kadrosu, TÜBİTAK ve Uludağ Üniversitesi ile işbirliği içinde yürütüldüğünü söyleyen Gencer, “Bu sayede E-MAK, müşterilerinin bugün ve gelecekteki ihtiyaç ve beklentilerini daha iyi anlayarak ve algılayarak agrera ve asfalt üretim sistemleri konusunda Ar-Ge faaliyetlerini son derece etkin bir biçimde yürütebilmektedir” diyor.

İhracat dağılımlarının yüzde 60 Ortadoğu, yüzde 15 Avrupa Birliği, yüzde15 Afrika, yüzde 10 da Asya şeklinde gerçekleştiğini belirten Gencer, “E-MAK olarak rekabet alanımız global pazardır. Şirket amaç ve hedeflerimiz, büyüme ve gelişme stratejilerimiz tamamen dünya pazarında rakiplerimizle sadece fiyatta rekabete dayalı olmayan, ürün kalitesi, yenilikçi ve çevreci tasarımlarımızla rekabet edebilmeye dayalıdır. Bütün bunları yaparken en çok özen gösterdiğimiz şey, yaptığımız tasarımlarda başkalarını taklit etmekten kaçınmak, (bizi taklit etmelerine de fırsat vermeden) kendimize özgün olmaktır” diyor. Bir dünya şirketi olmayı hedeflediklerini ve bu hedefe doğru emin adımlarla yürüdüklerini söyleyen Gencer, “E-MAK içinde bulunduğu sektör gereği uluslararası kuruluşlar ile rekabet etmektedir. Rakiplerimizin tamamı gelişmiş ülke kuruluşları olup bu işi uzun yıllardan beri sürdürmektedirler. Bizim onların arasında yer alabilmemiz için daima onlardan daha iyi olmamız gerektiği bilinciyle çalışmaktayız. Nitekim geldiğimiz noktada kendimizi hem rakiplerimize hem de müşterilerimize kabul ettirmiş durumdayız. Tüm sanayicilerin bildiği gibi sektör fuarları kuruluşların pazarda konumlanması, geleceğe yönelik hedef ve stratejilerinin doğru belirlenmesi açısından çok önemlidir. Tüm sektörün, yan sanayi kuruluşlarının ve rakiplerin yan yana geldiği ortamlar sektör fuarlarıdır. Fuarlarda dünyanın çeşitli ülkelerinde asfalt plenti üreten rakip firmaların en büyükleri ile yan yana geliyoruz. Kendimizi onlarla karşılaştırıyoruz. Bu sektör fuarlarının en önemlisi olan Münih’te her 3 yılda bir düzenlenen BAUMA fuarlarında her yıl yepyeni ürünlerle E-MAK olarak gerek üretim, gerekse tasarım kalitemizle en iyilerden biri olduğumuzu, Avrupa Birliği direktif ve standartlarına uygunluğumuzu, yönetim sistemi kalitemiz açısından tam bir dünya şirketi olduğumuzu herkese gösteriyoruz. 2004 de Simge Challenger, 2007 de Majestik Tip Asfalt Plentimiz ile şaşırtan etkiler yarattık. 2010 için ise hazırlıklara şimdiden başladık” diyor.

REKABET İÇİN ÇEVREYE UYUMLU ÜRETİM

İçinden geçtiğimiz süreçte, insan kaynaklı çevre ve doğa tahribatı ve buna bağlı olarak gelişen küresel ısınma, gezegeni ve insanoğlunun geleceğini tehdit edecek seviyeye ulaşırken, sanayicilerin de çevre ve insan sağlığına duyarlı üretim yapmaları hayati önem taşıyor. Simge Group da ürünlerinde, rekabet açısından olduğu kadar, çevre ve insan sağlığı açısından da teknolojik yenilikler getiriyor. Konuya dair Simge Group olarak duyarlılıklarını dile getiren Gencer, “Avrupa da toplam çevresel kirliliğin büyük bir bölümü, endüstriyel üretim faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır.

Buradan hareketle Avrupa Komisyonu 1996 yılında, endüstriyel tesislerin izin ve kontrol işlemlerini düzenlemek için 96/61/EC Integrated Pollution Prevention Control (IPPC) Direktifini yayınlamıştır. Direktifin amacı yüksek dereceli bir korunma sağlayabilmek için çevrenin bir bütün olarak ele alınarak kirliliğin önlenmesi ve kontrolüdür. Avrupa Birliğine üye ülkeler bu direktifin koşullarını 30 Ekim 1999 tarihi itibari ile kendi ülke kanunlarına aktarmışlardır. Eski işletmelere 2007 yılına kadar geçiş süresi tanınırken, sekiz yıllık süre zarfında yönergenin tüm koşullarına uyum şart koşulmuştur” diyor.

Dünyada yılda 1 milyon 500 bin ton asfalt üretildiği göz önüne alındığında; klasik sistem ile asfalt agregası hazırlanması ve asfalt üretim süreçlerinde hava, su ve toprak kirliliği, atık oluşumu, hammadde tüketimi, enerji tüketimi, gürültü kirliliği, kazalar ve endüstriyel faaliyete son verilen alanların restorasyonu gibi önemli çevresel etkiler ortaya çıktığı görülüyor. Bu etkileri göz önüne alarak konuşan Gencer, “Biz, ürettiğimiz asfalt plentlerinde bütün bu beklentileri karşılayacak tasarımlar yapmanın yanı sıra buluşlarımız ile de ilgili direktif ile amaçlanan hedeflere önemli katkılar sağlamaktayız. Buna en güzel örnek, Simge-Challenger sistemi projemiz ve bu proje çerçevesinde elde edilen sonuçlardır. Simge Challenger Sistemi agrega üretimi sırasında ortaya çıkan çevresel etkilerin kontrol altına alınması konusunda kullanıcılara büyük kolaylıklar sağladığından, özellikle yağışlı bölgelerde üretim yapan Avrupalı müşterilerimizden ilgi görmektedir” diyor.

Üretimini bu çerçevede gerçekleştiren Simge Group’un Simge Challenger Sistemi Avrupa Asfalt Üstyapı Birliği– EAPA tarafından da Avrupa Komisyonu 6. th Environmantel Action Program çerçevesinde bir çevre projesi olarak kabul edilip destekleniyor. EAPA, yayınlarında bu sistemin kullanılmasını Avrupalı üreticilere tavsiye ediyor. Ayrıca, yine EAPA ve Eurobitume tarafından 21-23 Mayıs 2008 tarihlerinde Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da düzenlenecek olan 4. Euraspha & Eurobitume Kongresinde dünya çapında yapılan seçimle sunuma seçilen sadece 4 kuruluştan birisi E-MAK olmuş durumda. Bu sempozyumda Simge Challenger Sistemi’nin dünya ülkelerinden gelecek bin kişiden fazla katılımcıya sunumu yapılacak. Çevre ve insan sağlığına duyarlılığını tekrar dile getiren Gencer, “Bu konuda hem makine üretici olarak E-MAK ve işletmeci olarak diğer bütün Simge Group kuruluşları, sorumluluğumuzun farkında olarak, çalışmalarımızı sürdürmeye ve en önemlisi ilkesel olarak bu konuda örnek olmaya devam edeceğiz” diyor.

“SEKTÖR YENİ TEKNOLOJİLERİ KULLANDIĞI ÖLÇÜDE BÜYÜYECEKTİR”

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de makine sektörü sanayileşmenin en önemli ayağı olarak kalmaya devam ediyor. Makine imalat sanayinin üretimdeki payının, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere bütün dünyada arttığı görülüyor. Bu çerçevede Simge Group’un ihracata bakışından bahseden Gencer, “2004-2006 yıları arasında yapılan makine ihracat ile karşılaştırıldığında makine imalatçılarının 2007 yılında ihracat bakımından iyi bir performans gösterdikleri söylenebilir. Bu artışın teknoloji bakımından daha fazla gelişmiş makinelerin ihracatından kaynaklı olması ayrıca sevindiricidir” diyor.

İhracat artışında, yeni teknolojilerin uygulanması yanında makine tasarımının geliştirilmesine verilen önceliğin de büyük katkısı olduğunu vurgulayan Gencer, ihracatın yaklaşık yüzde 60’ının Avrupa Birliği ülkeleri ile ABD ve Kanada gibi ülkelere yapıldığının altını çiziyor ve bu ülkelere ihracat yapabilmek için ürünlerin kalitelerine özen gösterilmesinin, uzun süre arızasız çalışmalarının, ürünlerde güncel teknolojilerin uygulanmasının, rakiplere göre farklılık yaratılmasının, yeniliklerin olmasının şart olduğunu vurguluyor. Bu anlamda Türk makinecilerin, beklentileri yüksek olan bu pazarlara ihracat yapmış olmaları nın önemli bir başarı olduğunu söylüyor.

GİRİŞİMCİLERE VE DEVLETE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR

Makine sektöründe ihracat artışının sadece pazarlama ile sağlanamayacağını, teknoloji ve tasarım geliştirme çalışmaları ile gerçekleştirilebileceğini söyleyen Gencer, “Makine üreticileri, birlikler ve devlet kuruluşları, sektörün tüm bileşenleri çalışmalarını bu yönde ve daha etkin olarak sürdürmelidirler” diyor.

Enflasyonun yükselmesi, işçilik maliyetlerinin artması ve uygulanan döviz kuru politikaları nedeniyle hem dış pazarda hem de iç pazarda imalatçıların zor durumda kalabileceğine değinen Gencer, “İmalatçıların 2008 yılında zorlanacağını düşünüyorum, ancak ülkemizde işçilik maliyeti yanında mühendislik çalışmalarının da nispeten ucuz olması sebebiyle makine imalatçılarımızın rekabet gücü artmaktadır ve bu avantajı kullanabilmeliyiz” diyor. Gencer, Türkiye’nin dünya makine pazarı nda hak ettiği noktaya gelebilmesi için, üreticilerin, yeni teknolojileri uygulamaları, tasarım geliştirmeye önem vermeleri, dış tanıtıma ve özellikle yurt dışı fuarlara katılmaları gerektiğinin özellikle altını çiziyor.

Uluslararası rekabette başarılı olabilmek için firmaların, düşük maliyetlerle kaliteli ve yenilikçi ürünler sunmaları, verimliliği artırmaları zorunluluk haline geliyor. Firmaların üzerine düşen bu görevler dışında, devlete de bazı görevler düştüğünü söyleyen Gencer, “Devletimiz de bu alanda kuruluşların kaynak ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri konusunda destekleme projeleri oluşturmalıdır. Hepimiz bu konuda ülke ekonomisi için el ele vermeliyiz. Biz de kuruluş olarak kendi payımıza düşeni sonuna kadar yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Bilgimizi ve insan kaynağımızın niteliğini artırmaya ve elde ettiğimiz maddi değerlerimizi de işimize yatırım olarak kullanmaya devam edeceğiz” diyor.

FOTO ALTI:

M. Nezir Gencer

Simge Group Yönetim Kurulu Başkanı

21-23 Mayıs 2008 tarihlerinde Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da düzenlenecek olan 4. Euraspha & Eurobitume Kongresinde dünya çapında yapılan seçimle sunuma layık bulunan 4 kuruluştan birisi E-MAK olmuş durumda.

SPOT:

 “ Makine sektöründe ihracat artışının sadece pazarlama ile sağlanamayacağını, teknoloji ve tasarım geliştirme çalışmaları ile gerçekleştirilebileceğini söyleyen Gencer, “Makine üreticileri, birlikler, devlet kuruluşları ve sektörün tüm bileşenleri çalışmalarını bu yönde daha etkin olarak sürdürmelidirler” diyor.”