Türk makine sanayisinin doğuşu 1950’li yıllardır. Sektörde ilk büyük ölçekli sanayi yatırımı yüzde 100 devlet eliyle gerçekleşmişse de, özel sermayeli firmalar 1960’lı yıllardan bu yana sektör...

SEKTÖRÜN BULUŞMA NOKTASI

Türk makine sanayisinin doğuşu 1950’li yıllardır. Sektörde ilk büyük ölçekli sanayi yatırımı yüzde 100 devlet eliyle gerçekleşmişse de, özel sermayeli firmalar 1960’lı yıllardan bu yana sektörde faaliyet göstermeye başlamış ve bugün makine imalat sanayimizde kamu iştirakleri, yerini özel sektör firmalarına bırakmış durumdadır. Makine sanayisi, ülkemizin diğer birçok sektörü gibi son yıllarda büyük gelişim göstermiş, katma değer performansı açısından diğer imalat sanayi sektörleri arasında ön sıralara çıkmıştır. Ne mutlu ki, artık Türk makine sanayimiz her türlü parça ve aksamı yüksek kalitede ve rekabet edebilir fiyatlar da üretebilmektedir. Özellikle son yıllarda önemli bir trend haline gelen “müşteri istekleri doğrultusunda makine imalatı” kapsamında sipariş üzerine imal edilen makine ve komple tesislerde, ülkemizin rekabet gücü oldukça yüksektir. Türk firmalarının teknolojik birikimleri de bu rekabetçi yapıya imkân vermektedir. Türk makine imalatçıları artık sadece “makine” üretmemekte, komple tesis ve mühendislik hizmetleri de verebilmektedir.

SEKTÖR İHRACATI 10 YILDA 2,5 KAT ARTTI

Sektör, ihracatını da sürekli olarak genel ihracat ortalamasından daha hızlı artırmayı başarmıştır. Özellikle, makine ve aksam imalatçılarının önemli bir kısmının 1995 yılından itibaren başta Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere ihracata yönelmeleri ve bunu da AB Direktifleri ve diğer teknik düzenlemelere uyumlu bir şekilde gerçekleştirmeleri, ihracatçılarımızın önemli bir bölümünün “CE” işareti ile diğer uluslararası kalite belgelerine ve standartlarına sahip olmasını sağlamıştır. Birçok alt sektörde yurt içi talebi kendi üretimi ile karşılama kapasitesine sahip olan makine imalat sanayimiz, gün geçtikçe artan uluslararası rekabete Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmaya daha fazla önem vermek, üretimde daha yüksek katma değer yaratmak suretiyle uyum sağlamaktadır.

Makine sanayi ihracatımız, toplam ihracat içindeki payını son yıllarda sürekli olarak artırmıştır. Nitekim sektörün toplam ihracatımız içindeki payı; 2006 yılında 3,7 milyar dolar ile yüzde 4,4 iken, 2010 yılında 5,8 milyar dolar ile yüzde 5,1 seviyesine; 2014 yılında 9,6 milyar dolar ile yüzde 6,1 seviyesine yükselmiş ve 2015 yılında 8,6 milyar dolar ile yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bir diğer ifade ile sektör ihracat rakamı son 10 yıl içinde yaklaşık 2,5 kat artmıştır.

MAKİNE, İMALAT SANAYİSİNİN KALBİDİR

Türk makine sektörünün dünya ile paralel şekilde gelişmesi ve 2023 ihracat hedeflerine ulaşabilmesi için sektör temsilcilerine, kamu ve paydaşlarına da önemli görevler düşmektedir. Ekonomi Bakanlığı olarak, ihracatçı firmalarımızın; dış pazarlara açılma, küresel rekabet ortamına hazırlanma, uluslararası piyasa koşullarına uygun pozisyon alabilme, müşteri beklentilerini karşılayacak şekilde üretim yapma, uluslararası piyasadaki rakiplerini tanıma, uluslararası trendleri, sektörle ilgili beklentileri yakından takip edebilme, uluslararası standartlara sahip olma, ilgili pazar ve sektöre ilişkin gelişmeler hakkında bilgilenme, ülke ve sektörler itibariyle pazar paylarını artırma, hedef ülkelerdeki ithalatçı firmalarla ortak işbirliği imkânları geliştirme, kalite ve potansiyellerini birebir sergiledikleri ürünler ile profesyonel ziyaretçilere yansıtma ve tüm bunların sonucunda ihracat performanslarını artırmalarını amaçlamaktayız. Bu amaçla, firmalarımızı ihracata hazırlamak, başarılı birer ihracatçı haline getirmek ve söz konusu 2023 hedefine uzanan zincirin güçlü birer halkaları olarak görmek için oldukça etkili politika araçlarına sahip bulunmaktayız. Yatırım teşviklerinin yanı sıra belirli bir faaliyetin yapılması esasına dayanan çeşitli ihracat destekleri de Bakanlığımız uhdesinde yürütülmektedir. Bu destekler, makine sektöründeki firmalarımızın, özellikle sektörün yeni teknolojik gelişmelerden doğrudan etkilenmeleri nedeniyle ürettikleri Ar-Ge projelerinden, uluslararası standartlarda, yurt dışında gerçekleştirilen tanıtım, marka tescil giderleri ile yurt dışında açılan birimleriyle ilgili giderlerinden, hiç bilinmeyen pazarlar hakkında pazar araştırması yapmalarına, sektör ihracatı açısından önem arz eden ülkelerden ilgili sektör temsilcilerinin ülkemize davet edilmesinden, bu pazarlarda veya sektörün buluştuğu fuarlara katılımın desteklenmesine kadar belirli bir üretim aşamasını tamamlamış ve ihracat yapmak isteyen tüm firmalarımıza yurt dışı pazarlarda tecrübeli, rekabet edebilir seviyeye ulaşmalarını teminen her aşamada önemli destekler sağlanmaktadır. Son olarak, makine ve aksamları sektöründe Ar-Ge kültürü, yenilikçilik anlayışı ve yeni ürün, tasarım, teknoloji geliştirme hususlarında daha fazla farkındalık yaratabilecek ve yeni, kaliteli, özel tasarımlı, ileri teknolojiye sahip ürünlerin üretilmesini özendirebilecek önlemleri alıyoruz.. Sektörde istikrarlı bir ihracat artışının sağlanarak 2023 ihracat hedefine ulaşılmasında bu hususun da büyük önemi olduğunu düşünüyoruz.

SEKTÖRLERİN TANITIMI İÇİN SEKTÖREL YAYINCILIK ÇOK ÖNEMLİ

Gelişen sanayimizle birlikte sektörel yayıncılığın önemi giderek daha da ön plana çıkmaktadır. Sektörel yayınlar, sektöre ve tüm paydaşlarına haber kaynağı olmanın yanında, yayınladıkları haberler ile önemli bir tanıtım organı olma görevini de üstlenmektedir. Bu bakımdan, Moment Expo Dergisi de uzun yıllardır bu görevi başarılı bir şekilde yürütmekte, makine sektörüne bu anlamda önemli bir hizmet vermektedir. Bu vesile ile Moment Expo’nun 100’üncü sayısını kutluyorum. Moment Expo’nun makine sektörünün çalışanından üst düzey yetkilisine herkesi bir araya getiren, sektör temsilcileri için çok önemli bir platform, bir nevi buluşma noktası olduğunu düşünüyorum. Tüm sektör paydaşlarına dünyadaki son teknolojik gelişmelerden haberdar olma fırsatı sunarken, ihracatçılarımızı yeni pazarlar hakkında bilgilendirerek ve sektör sorunlarına çözümler üreterek sektörün gelişmesine katkıda bulunma misyonunu da en iyi şekilde yerine getirmektedir. Moment Expo’yu sektöre vermiş olduğu katkılardan ötürü kutluyor, basımdan yayıma emeği geçen herkesi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

MAKİNE SEKTÖRÜNÜN KILAVUZU

Türkiye ekonomisine yüksek katma değer sağlayan sektörlerin başında yer alan makine sektörümüzün ihracattaki payı her geçen yıl yükselmeye devam ediyor. 2015 yılında 144 milyar dolar olarak gerçekleşen toplam Türkiye ihracatından yüzde 9,2 pay alan makine sektörü, Türkiye’nin ihracatında kara taşıtlarından sonra ikinci sırada yer aldı. 2016 yılı Ocak-Eylül dönemine bakıldığında ise yaklaşık 10 milyar dolarlık bir ihracatımızın olduğunu görüyoruz. Yine, 2016 yılında ülkemizin toplam ihracatı içinde yüzde 9,5 pay almayı başaran Türk makine sektörü, Avrupa’nın 6’ıncı büyük makine imalatçısı konumunu sürdürüyor.

İhraç ettiği ürünlerle dünya genelinde 200 ülkeye ürün ve hizmet sunan Türkiye’nin Makinecileri, ihracat pazarlarında güvenilir bir iş ortağı olmaya, Ar-Ge ve inovasyon alanında yaptığı çalışmalarla takdir toplamaya da devam ediyor. Yine, en büyük ihracat pazarlarının AB ülkeleri ve ABD gibi gelişmiş ülkeler olması ise Türk makine sektörünün ne denli ilerleme kaydettiğini gösteren önemli bir gelişmedir.

POTANSİYELİMİZİ ORTAYA ÇIKARACAĞIZ

Makine sektörü olarak, 2023 hedeflerimiz kapsamında toplam 75 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek dünyada ilk beş makine ihracatçısı arasına girmeyi amaçlıyoruz. Yine, Türkiye’nin toplam ihracatı içindekini payını, makine sektöründe söz sahibi olan ülkelerde olduğu gibi yüzde 20’ye çıkarmayı bir diğer hedef olarak belirlemiş durumdayız. Hali hazırda küresel pazarların devleriyle rekabet etme kapasitesine haiz Türk makine sektörünün potansiyelini ortaya çıkarmak için neler yapmamız gerektiği üzerinde yoğun çalışmalar sürdürüyoruz.

Bu kapsamda, gelişmişlik mühendislik becerileri ve yeniliklere erken adapte olma, kalite bilinci, uzmanlaşmış, yüksek nitelikli yönetici kapasitesi, genç iş gücü, gelişmiş yan sanayi gibi Türk makine sektörünün temel ve fark yaratacak özelliklerini öne çıkarmayı ve bu alanlarda gücümüzü artırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, Türkiye makine sektörünün potansiyelini ortaya koymak ve sanayideki dönüşümü gerçekleştirmeye yönelik ihtiyaçlarını tariflemek üzere farklı analiz ve değerlendirme çalışmaları yürütüyoruz. Bu itibarla, Türkiye ekonomisinin rekabet gücünün artırılması açısından yüksek teknolojiyi ve yenilikçiliği temel alan Endüstri 4.0’ın Türk makine sektörü için büyük fırsatlar sunacağını düşünüyorum. Zira rekabet gücü yüksek ekonomiler kümesi içinde yer almak isteyen Türkiye için, küresel düzeydeki bu gelişmeleri takip etmek ve bunun ötesinde Endüstri 4.0’ın uygulayıcı ekonomileri arasında yer almak apayrı bir değer taşıyor.

MOMENT EXPO SEKTÖRÜ BİR ADIM ÖNDEN TAKİP EDİYOR

Öte yandan, bizler, üç milyon kişiye istihdam sağlayan 65 bin ihracatçı firmamızın temsilcisi Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, 2023 yılında dünya ticaretinden yüzde 1,5 pay almak ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilmek için yüksek katma değerli üretimin olmazsa olmaz bir şart olduğunu hep dile getiriyoruz. Çünkü ancak bu şekilde dünya devleri ile rekabet edebilir, ihracatımızı kalıcı bir biçimde artırarak ekonomimizin sağlıklı ve istikrarlı büyümesine katkıda bulunabiliriz. İşte, tam bu noktada, Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma alanlarında ihracat hedeflerimize ulaşmak amacıyla pek çok eylem ve etkinlik içerisindeyiz. İhracat hedeflerimize ulaşılması yolunda, başta sektörel yayıncılık olmak üzere tanıtım faaliyetlerinin de rolünün şüphesiz yadsınamaz bir gerçek olduğunu söylemeliyim. Moment Expo Dergisi, bu önemli görevi makine sektörümüz adına büyük bir titizlik ve özveriyle yerine getirerek, Türkiye’nin Makinecileri’ne kılavuzluk yapıyor. Bu vesileyle, makine sektörüne ilişkin en güncel haber ve gelişmeleri ihracatçımız adına bir adım önden takip eden, bunu değerli bilgi ve deneyimlerinin süzgecinden geçirmek suretiyle bizlere aktaran bütün Moment Expo sorumluları ve yayın ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunuyor, başarılarının devamını diliyorum.

TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SEKTÖREL LOBİ ARACI: MOMENT EXPO

oment Expo’yu ilk kez yayıma hazırlarken, makine sektörünün yaşadığı dönüşüm sürecine tanıklık eden, gelişmelerden haberdar ederken önerilerde de bulunan bir dergi olmasını hayal etmiştik. Gerçekten de ilk sayılarımızı elimize aldığımızda, o tarihlerde neler yapmışız, dünyada neler olup bitiyormuş, nerelerden bugünlere gelmişiz gayet rahatlıkla izleyebiliyoruz. Demek ki Moment Expo’nun tarihsel bir değeri olduğunu da söyleyebiliriz. Bu anlamda Moment Expo’nun sektörün arşivi olması bizim ilk dileğimizdi ve bunu başardığımızı görüyorum.

Moment Expo, elbette okuyan ve merak eden insanlar için çok önemli bir dergi oldu. Dolayısıyla merak duygusunu geliştiren, gündemi takip eden insanlar ne kadar çok artarsa, Moment Expo’nun sektör için üstlendiği bu rol de değerlenecektir. Mutlulukla söyleyebilirim ki, sektörümüz de bu doğrultuda bir gelişim gösteriyor ve insan kaynaklarımız her yıl daha da güçleniyor.

TANITIM STRATEJİMİZ BAŞARIYA ULAŞTI

Moment Expo, bütünlüklü bir stratejinin parçasıdır. Biz, göreve geldiğimizde, bırakın makine sektörünün önemini, sektörümüzün varlığından bile birçoklarının haberi yoktu. Dolayısıyla, popüler kültürü kullanarak, “Tıkır Tıkır” kampanyası ve Moment Expo’nun yayın hayatına başlatılmasını sağlayarak sektörümüzün tanıtımını amaçlamıştık. Bunların hepsi, bir stratejinin parçalarıydı. Çok şükür ki bu tanıtımı başarıyla gerçekleştirdik: Türkiye bugün, siyasetçisi, bürokratı ve kamuoyu ile bir ülkenin üretim araçlarını üretmesinin ne kadar önemli olduğunu biliyor. Ama bu bilincin oluşması demek, gereken güce ulaştığımız anlamına gelmiyor. Üretim kültürümüz arttıkça, nitelikli ve kalifiye insan kaynaklarımız arttıkça, vizyoner girişimcilerimiz çoğaldıkça daha da güçleneceğiz.

Tüm dünyadaki teknoloji üretiminin arkasında, güçlü bir devlet desteği vardır. Biz ise devlet desteğinden sadece teşvikleri anlıyoruz. Oysa olaya sadece bu yönüyle bakmamalıyız. Devletimizin mühendis yetiştirmeye, üretim kültürüne ve finansman kolaylıklarına vereceği önem, salt mali teşviklerden daha kıymetlidir. Bizim teşvik olarak gördüklerimiz, Batı’da hayatın normal akışında yer alan, sıradan konular halinde seyrediyor. ABD’de bir yatırımcı, üç yılı ödemesiz, 10 yıl vadeli ve yüzde iki faizle hemen kredi bulabiliyor. Ve üretim için gerekli arazileri çok uygun fiyatlarla bulabiliyor. Dolayısıyla Batı’nın normaline biz teşvik diyoruz ki bu sözünü ettiklerimize de henüz rahatça ulaşabiliyor değiliz.”

SEKTÖRÜN HİKAYESİNİ ANLATIYORUZ

Elbette, sektörümüzde çok önemli gelişmeler de yaşanıyor. Ama biliyorsunuz işin olan kısımlarını değil, olmayan kısımlarını konuşarak ileriye yol alabiliriz. Bu anlamda eleştirel bakışımızı hiçbir zaman kaybetmemeliyiz. Moment Expo’nun, bu anlamda, hem bu rolü de üstlendiğini hem de sektörde takdir hissini de yaşattığını söyleyebilirim. Çünkü bizler çok zor bir sektörde yer alıyoruz. Binlerce girdi ile ciddi bir mühendislik, bilgi birikimi gerektiren bir sektörün içerisindeyiz. Dolayısıyla bu alanda çalışan insanlar, ülke açısından da çok önemli bir rol üstleniyor ki biz, Moment Expo sayfalarında, uzun yıllar bu sektörde mücadele vermiş insanlara da yer verdik; hazırladığımız Makine Hikayeleri kitaplarıyla onları anlattık, takdir ettik ve genç kuşaklara sektörün mücadeleleri, tecrübelerini aktarabildik.

Bu doğrultuda, Makine İhracatçıları Birliği olarak, resmi yayın organımız Moment Expo’nun sektörel yayıncılık anlamındaki pek çok ilk uygulamasıyla, diğer sektörlere de yol gösterdiğimizi gururla söyleyebiliriz. Makine Hikayeleri ise Türkiye’nin ihtiyacı olan bir hikâyeyi anlatıyor. Nedir o hikâye?

Azimdir, hırstır, başarma arzusudur, mücadeledir, nitelik kazanma ve ortaya değer koymadır. Biz, Makine Hikayeleri kitaplarımızda, bu hikâyeleri alışılageldik metotların dışına çıkarak, farklılaşarak aktarmaya çalıştık. Bugün piyasada pek çok sektörel dergi ve yayın var ama okumayı seven bir ülke değiliz. Dolayısıyla ilgi çekici bir iş ortaya koyabilmek ve kendinizi okutabilmek, bir emek gerektiriyor, farklılaşmayı gerektiriyor ki biz Moment Expo ve Makine Hikayeleri ile bu farklılaşmayı başardık diyebilirim. Bugün birçok üniversitemizde Moment Expo arşivine ulaşabilirsiniz; ufku açık, meraklı öğrenciler bu dergileri ve kitaplarımızı inceleyebilir, tecrübe edinebilir. Bir insanın ömrü hayatı boyunca yaşayamayacağı tecrübeleri, biz, asla eskimeyecek yayınlarımızla gelecek kuşaklara aktardık ve aktarmaya devam ediyoruz. Belki 100 yıl okuyacaklar için bu sektörün nasıl yeşerdiğini, nasıl tohumlandığını tarihe kayıt olarak düştük. O mücadeleyi veren insanların hayat hikâyelerini anlattık, onları ve hikâyelerini onore ettik. Bu açıdan da çok çok önemli bir görevi yerine getirdiğimizi düşünüyorum.

ELEŞTİRİLER BİZİ GÜÇLENDİRİYOR

Moment Expo’yu takip edenler, olup bitenlere ve sektörün tarihsel gelişimine ilgili, sektörün gidişatını izleyen önemli insanlardır. Biz, elimizden geldiği kadar okuyucularımıza güncel, doğrulanabilir bilgileri aktarmaya çalıştık. Eleştirileri de her zaman kabul ettik, kendimizi ve Moment Expo’yu bu eleştiriler doğrultusunda geliştirdik. Bu anlamda, okuyucularımızın bilgi dağarcıklarını daha da zenginleştirecek içeriklerle yayın hayatımıza devam edeceğimizi söyleyebilirim. Biz, sektörümüzün, asla başkanlara bağlı, onlarla yürüyen ya da duran bir sektör olmasını istemiyoruz. Bu çerçevede, Moment Expo’yu da, etki alanı geniş kurumsal bir lobi aracı olarak görmemiz gerektiğini anımsatmalıyım. MAKFED de bu amaçla kurulmuştur. Dolayısıyla Moment Expo, sektörümüzün lobi faaliyetleri içerisindeki en önemli araçlardan biridir ve hatta Türkiye’nin en önemli sektörel lobi aracıdır. Bu anlamda, Moment Expo’ya sektörümüzün tamamının sahip çıkmasını, ilgi duymasını, desteklemesini arzuluyorum.

ART NİYETİNİZ YOKSA DOĞRULARI ÇOK KOLAY SÖYLERSİNİZ

Makine sektörünü ilerletmeden gelişebilmiş bir ülke olmadığını, çünkü teknolojinin sadece makineler üzerinden hayata karışabildiğini, somutlaştığını nihayet herkes kabul ediyor. Böylece, devletimiz de, gerekli tedbirleri kararlılıkla alabilir hale geliyor. Sivil örgütlerimizin yıllardır ısrarla dile getirdiği çözüm önerileri peyderpey yasalaşıyor; müteşekkiriz. Dileğimiz bütünsel bir yaklaşım sergilenmesi, kısmi tasarruflardan kaçınılmasıdır. Sektörün üstlendiği sorumluluğu yerine getirebilmesi, küresel rakiplerinin sahip olduğu faaliyet koşullarına ulaşmasından geçiyor. Bütün sektörleri birden

ART NİYETİNİZ YOKSA DOĞRULARI ÇOK KOLAY SÖYLERSİNİZ “TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI” MAKINE DÜNYASININ YENI YILDIZIDIR; BU IDDIAMIZIN ALTININ BOŞ OLMADIĞINI GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ.

kalkındırmak gayretleri işi yavaşlatıyordu; bunun bir sıraya koyulması doğru olan. Son 10 yılda geldiğimiz yer, bunun ilk beş yılında sergilediğimiz performansı sürdürebilse idik fevkalade olacaktı. Bütün sektörlerimizden önce Makine’yi geliştirebileceğimiz bir ekosistem teşekkül edemedi. İç, dış, türlü sebeplere bağlıdır. Biz doğrularımızı dile getirmekte sıkıntı çekmiyoruz; siyasi bir kaygınız veya kişişel beklentileriniz yok ise bu zaten kolay olandır, güvenilen, itibar görendir.

SORUMLULUĞUMUZ BÜYÜK, TALEPLERİMİZ DE ONA GÖRE

Teknoloji geliştirmenin olmazsa olmazları var; buna dair düşüncelerimiz de itibar gördüğünde makine ihracatını Çin’den daha hızlı artırabildiğimiz yıllara geri döneceğimize inanıyoruz. “Türkiye’nin Makinecileri” küresel sektörün, yani makine dünyasının yeni yıldızıdır; bu iddiamızın altının boş olmadığını göstermek zorundayız. İlk hedef makine ticaretinden oluşan cari açığın yok edilmesi olmalıdır. Bu açığın normalin çok üzerinde oluşması, ülke potansiyelinin farkında olunmadığı algısını uyandırıyor, moral bozuyor. Bir yanda yabancı hayranlığı öte yanda ucuz malla sınai yatırım yapmanın sıkıntıları sürüyor.

Refahın makinesi olmak, bize biçilen, tarafımızca da üstlenilmiş bir misyondur. Biz temsilcilerin görevi az evvel bahsettiğim eko-sistemin ihtiyaçlarını tespit ve biteviye talep etmektir. Bunu sağlayacak stratejileri paydaşlarıyla ve kamuyla birlikte planlamaktır. Hali hazırda yürüttüğümüz stratejik plan çalışması, mercek altına aldığımız ülkelerde çevresel koşulların yatırımcıya neler sağladığını, sektörün, tedarikçi ve kullanıcılarının nasıl denetlendiğini, piyasanın nasıl gözlendiğini, rekabeti serbest kılan kuralların nasıl uygulandığını gözden geçirmektedir. Hepimizin vazifesi Türkiye’nin teknoloji üretebilir hale gelmesini sağlamaktır. Eskimiş teknolojileri satın alarak rekabetçi olamayacağımızı biliyoruz. Bütün sektörlerimizin, teknoloji gelişitirebilmek için kendi “yerli” makinecileriyle işbirliği içinde olmak zaruretleri vardır.

ODAĞIMIZDA “MAKİNECİ” VAR, “KENDİ MAKİNECİMİZ”

Kendine has ve segmentleri itibariyle çeşitlenen yöntemleri var bu sektörün tanıtımda. Evlerde kullanılan makinelerde genel reklamlarla başarıya ulaşılırken, sanayide ve hizmette kullanılan makinelerde, yani yatırım mallarında sınırlı bir kitleye hitap etmek durumunda olunur. Bunların ticareti ve pazarlaması da ayrı bir uzmanlık konusudur. Sektörel yayınlar bu makineler için doğru mecralardır. Biz, tepe örgütlerimizde, çoklukla sektörün genel imajı üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’de sektörün geldiği yeri anlatmaya, bu başarıda en büyük etken olan ve “Makineci” dediğimiz imalatçımızın hasletlerini öne çıkarmaya gayret ediyoruz. “Türkiye’nin Makinecileri” kavramı da bu saikle türetilmiştir; küresel bir rekabet içinde ülkemizi öne çıkarmaya çalışan bir takım; milli bir vasfı var. Öte yandan, 22 kadar segmentimizin tanıtımını çok çeşitli mecralarda, az evvel dile getirdiğim incelikler doğrultusunda farklı biçimlerde yapmak vazifemiz vardır. Birlik ve federasyonlar sektörün geneli üzerine, dernekler ürünler üzerine çalışırlar.

MOMENT BİR FENOMEN OLDU

100. sayısına geldik. Aylık bir dergiyi 8. senesine taşımak, hiç aksamadan, reklamlara bağlamadan, magazine girmeden, bence önemli bir başarı. Hasbelkader parçası olduğumuz bu iş, bize yayıncılığın zorlukları yanında medya ilişkilerinin hassasiyetini de öğretti. Keyifli ve farklı bir tecrübe bizim için. Moment’e gösterilen ilgi hiç eksilmedi, okuyucu hiç sıkılmadı. Bunu sabit tuttuğumuz tirajdan değil elbette, ama gelen yorumlardan anlıyoruz; bir de elektronik ortamda artan takipçilerin sayısından. Arşiv değeri yüksek, bilgi üretimi ve veri analizi zengin ve güvenilir bir dergi çıkarmayı amaçlamıştık. Sektörün sözcülüğünü üstlensin, kendini Makineci kabul eden herkes burada düşüncesini dile getirebilsin istemiştik. Sorumlu kişilerden biri olarak, benim Moment’i övmem doğru olmaz. Bir yayının içeriği, okuyucuların ihtiyaç veya beğenilerine göre şekilleniyor. Yani daha iyi bir dergi, daha çok geri dönüş, eleştiri veya katkı ile mümkün. Dileğimiz bunun esirgenmemesidir. Neticede bu gönüllü olarak yürüttüğümüz bir iştir; gönüllü bütün hizmetlerin başarısı göreceği destekle baki olur. Mutlaka eksiklerimiz vardır; bunları okuyucularımızla birlikte gidermekten memnun oluruz.

Başta editörümüz olmak üzere, Origami Medya çalışanlarını ve Birliğimizden bu işe zaman ayıran arkadaşlarımı kutluyorum; teşekkür ediyorum.

SOLO DEĞİL, KORO SÖYLEMEK İSTİYORUZ

Makineciler, sağlam ve temkinli adım atar. Amaçları hızlı büyümek değil, kalıcı büyümektir. Son 10 yılda ilmek ilmek bir sektörün iletişiminin nasıl örüldüğünü gözlemledik. Lobi faaliyeti olmayan bir sektörden, ihtiyaçlarını ve dertlerini hep birlikte dile getiren bir sektöre dönüştük. Sektörü temsil eden derneklerin ve firmaların hem birbirleriyle, hem de devletle iletişimi güçlendi. Moment Expo bizim sesimiz, sözcümüz oldu. Türkiye’nin Makinecileri ve Moment Expo’nun fuarlarda yanımızda olması nedeniyle özgüvenimiz arttı. Sesimizin olduğunun bile farkında değilken, sesimizin yüksek çıkabileceğini öğrendik. Dertlerimizin anlatılınca çözüldüğünü gördük.

KALICI KALKINMA İÇİN GÜÇLENMEMİZ GEREKİYOR

Makine sektörü Türkiye’nin kalıcı kalkınması için güçlendirilmesi gereken bir sektör. Üretimin her çeşidinde var makine. Bugüne kadar olabildiğince yerli üretimle büyümeye çalıştık. Yüzde 30’larda olan dahilde işleme belgesi kullanım oranı, sektörün yerli ürünle büyüme çabasının en temel göstergesidir kanımca. Bir üye olarak, kendi adımıza, günlük sıkıntılar yerine stratejik pazarlara, yeni ürünlere, ürünlerimizin katma değerini artırmaya, ürünümüzü daha iyi üretmeye kafa yormak istiyorum. Buna uygun ortamın tesis edilmesi kamudan en büyük dileğim. Biz üyeler de her zamankinden daha çok ve verimli çalışmalıyız.

DERGİMİZİ İNTERAKTİF BIR HALE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ

Sektör için bir arşiv niteliği taşıyan Moment Expo’nun başka bir işlevi de yerli üreticinin birbirini tanıyarak işbirliğini artıracak ortam oluşmasını sağlaması. Ancak böyle, ölçek ekonomisini yakalayarak, rekabetçi hale dönüşebiliriz. İlginçtir, son yıllarda yurt dışı fuarlarda, diğer ülkeler kadar Türk firmaları da müşteri olarak ziyaret etmeye başladı. Dergimiz de, birbirimizi tanımamız için iyi bir araç.

Moment Expo ilk sayısından beri sektörde o güne kadar olmayan arşivi oluşturdu. Ayrıca, genelde, sektör dergilerinde karşımıza çok fazla reklam sayfası çıkıyor. Orada, tek sayfa ile firmaların vitrinini görüyorsunuz. Oysa, biz Moment sayesinde, firmaları daha derinlemesine, hikayelerini öğrenerek, dertlerini dinleyerek tanıyoruz. Bunun yanı sıra, sektörün sorunlarını akademik açıdan ele alıyoruz. Çözüm önerilerimizi etraflıca anlatacağımız bir araç oluyor Moment Expo.

Benim okuyuculardan beklediğim, derginin interaktif hale dönüşmesi. Biz dergiyi ve kitapları keyifle yayına hazırlıyoruz. Sizin de keyif almanızı dileriz; okurken yanınızda olamadığımız için aldığınız keyfi de hissetmek isteriz. Moment Expo hepimizin sesi. Solo değil, koro söylemek istiyoruz. Armonik çok sesliliğin zenginlik olduğunu biliyoruz. Daha çok ses getirelim istiyoruz. Bu nedenle makine sektörü olarak Moment Expo’ya daha çok katkı bekliyoruz.

 

SEKTÖRÜN SESİ, BİZİM SESİMİZ

Endüstri 4.0 hızla geliyor ve tüm hazırlıklarımızı buna göre yapmalıyız. Dünyada imalat sanayileri değer zincirinde ayrışma yaşıyor, üretim bölgeleri yer değiştiriyor. Bu rekabete hazır mıyız? Emek yoğun sektörlerde üretim gelişen ülkelerde, yüksek teknolojili üretim ise gelişmiş ülkelerde toplanıyor. Peki, Türk imalat sanayisi nerede konumlanıyor?

İmalat sanayisindeki bölgesel ve ikili anlaşmalarla küresel ticaret yeniden şekillenirken, Türkiye bu anlaşmalardan nasıl etkilenecek ya da etkilenmemek için neler yapacak? Orta gelir tuzağından son 50 yıldır çıkan sadece iki ülke var: Güney Kore ve Tayvan. İkisi de makine imalatına stratejik destekler sağlayarak bunu başardı. Sanayileşmiş dediğimiz ülkeler de GSYİH içinde sanayiden yüzde 40 pay ile yaralanıp ve bu arada KBGSYİH’yi 25 bin dolara çıkarıp daha sonra hizmet sektöründe ilerledi. Aynı ülkelerin sanayi sektörlerinin GSYİH’deki payı yüzde 25’lere gerilediğinde ise hizmet sektöründeki ileri teknoloji alanlarını geliştirecek altyapıları zaten oluşmuştu. Biz, sanayinin GSYİH’deki payını ancak yüzde 23’e çıkarabildik. Halen dünya makine ticaretinden yüzde 0,6 pay alıyoruz.

Güney Kore’nin payı ise yüzde 3. Hedefimiz 2023’de payımızı yüzde 2,5’e çıkarmak. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz. MAİB’in kuruluşunu takip eden altı yılda ihracatımızı beş kat artırdık. Ama önemli bir faktör vardı: Dünya ticaretindeki artış bizi destekliyordu. Şimdi dünyada bir daralma var, küresel ticaret geçen yıl yüzde 10 küçüldü. Yeni şartlar, ülkeleri de yeniden konumlandırıyor ve ülkeleri yükseltecek olan yine makine sektörü olacak.

MOMENT EXPO BİR ARŞİVDİR

İnsanlar ikiye ayrılır, okumayı sevenler ve sevmeyenler. Bunun sanayicilikle alakası yok. Ben, ne yazık ki Moment Expo’yu bilmeyen sektör paydaşları tanıyorum. Ama diğer yandan Moment Expo’dan arşiv oluşturanları da biliyorum. Moment Expo’yu takip ediyor olmak benim için gurur kaynağıdır. “Dergiyi neden herkes tanımıyor?” sorusunun cevabını da dergi içeriklerinin herkese hitap etmeyişi ya da eksikliğinde değil, insanların okumayı sevip sevmemesinde aramalıyız. Ben, bir bilgiye ihtiyaç duyduğumda, “Moment’i de tarayın!” demeyi alışkanlık edinmiş bir sanayiciyim. Yani bu vasıfta bir dergidir Moment Expo; sektörün, okumayı sevenlerin, bilenlerin arşividir… Kişisel olarak, Moment Expo gibi dergilerin çoğalması gerektiğine inanıyorum.

Son olarak, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu üyesi bir sanayici olarak aslında makine sektöründe ne kadar çok kadının olduğunu ve bu sektörde olmak için ne kadar çok kadının canla başla mücadele ettiğini görüyorum. Kadınlar, yapıları gereği çok titiz, çok detaycı, tekrar tekrar baştan başlamaktan yılmayan, korkmayan insanlardır. “Makine erkek işi değildir!” Ne olursunuz bunu unutun. Makine, makine üretmeyi isteyen, buna gönül veren herkesin işidir. Sektörde çok parlak genç kadınlarımız var, onlara destek olmamızı özellikle rica ediyorum.

 

SEKTÖR TANITIMINDA EN AZ FUARLAR KADAR ÖNEMLİ

Dünya Ticaret Örgütü’nün dünya ticareti büyüme beklentisi bu yıl için yüzde 1,7, 2017 için ise yüzde 2,8 olarak öngörülüyor. Bu bağlamda, dünya ticareti büyüme oranlarıyla Türk makine sektörü büyümesi aynı paralelde olmamalı, çok daha üst değerlerde olmalı diye düşünüyorum. Zorluk burada, bizler iki haneli büyümeyi yakaladık ama devam ettirmeliyiz. 2023 yılı Türkiye ihracat hedefleri içinde makine imalat sektörü için belirlenen yüzde 20’lik pay 100 milyar dolardır. 2015 yılında 144 milyar dolar olan Türkiye ihracatında makine sektörü yüzde 9,2 oranla 13,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir. Türkiye, halen Avrupa’nın 6’ncı büyük makine üreticisidir ve son yıllarda ortalama yıllık yüzde 15 ihracat artışı sağlayarak hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadır. Yine son beş yılda yüzde 67 ihracat artışı sağladığımızı anımsatmak isterim. Hedeflerimize ulaşmak için hem makine imalat sanayicileri olarak bizim hem de kamunun, üzerine düşen görevleri acil olarak yerine getirmesi gerekiyor. Çok fazla başlık altında yapılacaklar çeşitli platformlar altında tartışıldı ve detaylı raporlar hazırlandı. Alınan kararların uygulanması, eksik kalan uygulamaların bekletilmeden uygulanmaya başlanması en büyük isteğimizdir.

Diğer yandan, sektörün tanıtımı için fuarlar başta olmak üzere sektörel yayıncılık çok önem arz ediyor. Yıllarca İtalyan ve Alman makine üreticileri uluslararası çeşitli dergi ve yayınlarla dünyada söz sahibi oldu. Bilindiği üzere, sektörel yayıncılık, veri iletimi, algı yönetimi ve bilinirlik olarak sektörün büyümesine olumlu katkılar sağlıyor. Moment Expo da makine imalat sanayisinin tüm kollarını kapsayan ve çeşitli istatistiki verileri açıklayan bir yayıncılık anlayışıyla, sektörün her noktasını tanıtma işlevini başarıyla sürdürüyor; dünyada ve ülkemizdeki ekonomik ve siyasi konjonktüre göre yayın stratejisini değiştirerek sektörde her zaman “işler rayında” mesajı veriyor. Bu günlerde verilen “Türkiye’de işler yolunda” mesajı, hepimiz için çok anlamlı değil mi? Makine imalat sanayicilerimiz ülkemize güvensinler ve çok çalışmaya devam etsinler. Hedeflerimiz var; dünyanın en aranan, en kaliteli, en teknolojik makinelerini yapmak için çalışmaya, bayrağımızı dünyanın her yerine dikmeye devam edelim. Nitelikli teknik insan kaynağı bakımından birçok ülkeden ilerideyiz. Bilgi birikimimizle, en son teknoloji ve akıllı makineleri Endüstri 4.0 ile bütünleştirerek dünyayı sallamaya devam edeceğiz.

Sektörde güç birliği oluşturmanın farkında olarak uluslararası fuarlarda boy gösterelim. Daha geçtiğimiz ay düzenlenen Euroblech Fuarı’nda katılımcı firma çokluğunda Türkiye üçüncü büyük ülkeydi ve yanlış hatırlamıyorsam bundan 24 yıl önce, aynı fuara Türkiye’den sadece altı firma katılmıştık. Devletimiz makine imalat sanayisini desteklemek için her türlü argümanı sağlıyor ve destekliyor. Bizler de makine ihtiyaçlarımızda önce yerli ve milli makine alımını destekleyelim.

 

 

SEKTÖREL YAYINCILIK ÖNEMİNİ HİÇ KAYBETMEYECEK

Makine imalat sanayisinin toplam imalat sanayisi içinde özel ve önemli bir yeri var. Araştırma ve geliştirmenin yoğun ve vazgeçilmez olduğu bu sektör, ekonomi içinde de bir çekici, lokomotif rolünü üstleniyor. GSYİH içindeki payı yüksek olmasa bile bu sektör her dönemde lokomotif sektör olma özelliğini sürdürdü.

Biliyorsunuz, makine imalat sanayisi, imalat sanayilerinin hemen bütün sektörlerine girdi verir, bu sektörlerin itici gücü olur. Makine imalatının gelişmesi, diğer imalat sanayilerinin gelişmesi ile iç içedir. Makine imalat sanayinin GSYİH’deki payı gelişmiş ülkelerde yüzde 12 ila yüzde 16 arasında iken, maalesef ülkemizde hala yüzde 8 ila yüzde 10 arasında sıkışıp kaldı ve son 10 yıldaki tüm çabalarımıza rağmen bu durum değişmedi. Böylesi lokomotif bir sektörün çok daha fazla devlet desteği hak ettiği aşikar olmasına rağmen ne yazık ki idealist ve bireysel çabalarla sınırlı bırakılıyoruz.

Sanayileşen ve gelecek peşinde olan her ülkenin geleceğinde makine imalat sektörü lokomotif görevini üstlenmektedir. Teknoloji kullanımı hızla artan bu sektörde, sektör temsilcileri, kamu ve paydaşlarına düşen vazifeler ise geleceğin şimdiden planlanması ve ön hazırlıkların başlatılmasıdır. Sektör temsilcileri tüm dünya pazarlarını takip etmeli mevcut pazarlarda pay artırma çalışmalarının yanında yeni pazarlar oluşturmalı. Günlük yaşayış bir tarafa bırakılmalı ve yıllık, beş yıllık ve 10 yıllık planlar hazırlanmalı. Kamu ve paydaşlara düşen en önemli göreve gelirsek: Çok yüksek maliyetleri olan Ar-Ge ve teknolojik yatırımlara öncelik verilmeli; teşvik ve destekler nokta atışı olmalı; ülkeler arası ticaret antlaşmaları yapılırken makine imalat sektörü özel bir paragrafta ele alınmalı ve böylece sektörün rekabet gücü artırılmalı.

Diğer yandan, sektörün en önemli tanıtım faaliyeti fuarlardır. Tüm firmalar için bu fuarlar artık yüksek maliyetler oluşturuyor. Bu nedenle de artık sosyal medya ve bilişim, tanıtım için çok önem arz ediyor. Sektörel yayıncılık ise “sektörün hafızası” olması nedeniyle önemini hiç kaybetmeyecek. Ancak sektörel yayıncılığın ortak bir dile kavuşması ve ulusal dilin yanında ortak dilde de yayınlara hazırlık yapmasının çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu anlamda Moment Expo, zengin ve hızlı içerik yönetimiyle makine sektörü ve Türkiye’nin Makinecileri hakkında her türlü bilgiyi içerirken, aynı zamanda makine ihracatçısını da yurt dışında işini geliştirmeye yöneltmek misyonunu taşıyor. Moment’in 100’ncü sayısı için, yayın hazırlığı yapan arkadaşlarım ve tüm sektör temsilcilerini tebrik ediyorum. Bu çabaların daha da artmasını ve daha çok insana ulaşmaya çalışarak kendimizi detaylı anlatmaya devam etmeliyiz. Basın faaliyetlerinin yanı sıra temel görevimiz olan Türkiye’nin makine ihracatını artırma, Endüstri 4.0 ile entegrasyonu ve teknolojik iş birliklerini geliştirme yolunda kararlılıkla çalışmaya devam etmeliyiz. “Makineler görünmez kahramanlardır. Bizler de o kahramanların sessiz neferleriyiz!”

 

SEKTÖRÜN TANITIMINDA MOMENT EXPO’NUN ROLÜ BÜYÜK

Artık Avrupalı makine üreticileriyle aramızdaki fark büyük ölçüde kapandı. Rahmetli Turgut Özal döneminden sonra sanayi sektöründe, özellikle makine konusunda büyük yol aldığımıza inanıyorum. Türk ihracatçısı, sanayicisi, makine sektörü de ciddi bir ivme kazandı. Son 10 yılda da gelişimin büyük düzeyde devam ettiğini görüyorum. Endüstri 4.0’ı yaşıyoruz ve Türk sanayisi de bu devrimi benimsiyor, çünkü sanayicilerimiz gelişimi takip ediyor. Eğer endüstri 4.0’ı ve sektörlere getireceği yenilikleri yakalar, bu konuda geri kalmazsak, sektörümüzün daha da iyi gelişmeler yaşayacağından şüphem yok. Size bir anımı da anlatmak isterim: 2002 yılında Romanya’da katılımcısı olduğumuz bir sektör fuarında, sanayi camiasının yakından tanıdığı Alman kökenli bir firma standımıza ziyarette bulunmuştu. Uzun süre standımızda kalan firma yetkilileri makinelerimizi yakından inceliyordu. Bu arada aralarında geçen konuşmalarda şu sözü duyduk: “Makine Almanya, İtalya ve Türkiye’de yapılır.” Bu, Türk sanayisi ve makine sektörünün dünya üzerindeki varlığı ve etkisinin açık bir göstergesidir. Varlığımızı hissettirebiliyorsak, bu Türkiye’nin başarısıdır.

Eskiden, ülkede ekonominin iyi düzeyde olabilmesi için inşaat ve otomotiv sektörünün iyi düzeyde olması gerektiği söylenirdi. Ama artık buna çok rahat bir şekilde makine sektörünü de ekleyebiliriz. Makine sektörünün daha önlerde rol alabilmesi için, ilk olarak milletimizin yerli üreticileri tercih etmesi ve Avrupa sevdasında vazgeçmesi gerekiyor. Türkiye’de makine kullanıcıları, makine üreticilerine yön verebilecek düzeyde; eleştirileri ile ve Türk malını tercih ederek, makine sektörünün gelişimine katkıda bulunmalılar. Bu konuda en büyük rol ise devletimize düşmektedir. Devletimiz çok güzel teşvikler veriyor. Fakat bu teşvikler Türkiye’nin imkânları doğrultusunda verilmektedir. Rahmetli babamın çok güzel bir sözü vardı: “Neyin üstüne ne yeneceğini çok iyi biliyorum ama çorbadan başka bir şey yok.”

Sektörümüzün tanıtımı için özellikle yurt dışı sektör yayınlarında da bulunmaya gayret ediyoruz. Sektör yayınları direkt olarak hedef kitlemize hitap ettiğinden güzel de sonuçlar elde ediyoruz. Reklam bütçelerinin direkt sektör yayınlarına verilmesi, bence en doğru yatırımlardan biridir. Diğer yandan, MAİB ve Türkiye’nin Makinecileri’nin makine sektörünü tanıtım çabalarının bir o kadarını da Moment Expo gösteriyor. MAİB’in tek yayın kuruluşu olan ve tüm sayılarını yakından takip ettiğim Moment Expo’nun ciddi ve faydalı içerikler yayımladığını düşünüyorum. Bu vesileyle de Moment Expo’nun nice 100’üncü sayılara ulaşmasını ve başarılarının devamını temenni ederim. MAİB Yönetim Kurulu Üyesi olarak; sektörün tanıtımı için tüm faaliyetlerde bu zamana kadar hiçbir destekten kaçınmadık. Büyük başarılara ulaşma yolunda üzerimize düşen tüm görevleri üstlenmeye hazırız. Bu çerçevede, tüm sektör temsilcileri ve sanayimizdeki makine kullanıcılarının, tercihlerini yerli üretimlerden kullanması gerekliliğini bir kez daha anımsatmak isterim.

 

 

DENEYİMLERİ SONRAKİ NESİLLERE AKTARMAK

Zaman hızla akıyor. 1972 yılında üniversiteden mezun olduğum günün ertesi günü İmbat Makina’da ilk işe başladığımızdan bu yana neredeyse

45 yıl geçti. 1977’de kendi işimizi kurmamızın üzerinden de 40 yıl geçti. Moment Expo’nun sektördeki duayen deneyimlerini aktarmasını seven ve bu başarı hikâyelerini de takip eden bir makineciyim. Bu anlamda, bize makineciliği öğreten, sevdiren; ağabeyimiz, babamız Timur İmrag beyefendiyi anmak istiyorum. Timur İmrag bugün 84 yaşında, Almanya’da makine mühendisliğini tamamladıktan sonra Battenfeld Plastik Enjeksiyon Makinaları fabrikasında yıllarca mühendis olarak çalıştı. 1968’de Türkiye’ye gelerek İmbat Makina’yı Halkalı’da kurdu ve Battenfeld lisansı ile yıllarca Türkiye’nin en kaliteli enjeksiyon makinelerini, hidrolik preslerini, ekstruderlerini üretti. İmbat Makina, o dönemde ülkemizin en gelişmiş teknoloji ve makine parkına sahip özel firmalardan biriydi. Timur ağabey, bizleri, çalıştığımız dönemde dış ülkelere zaman zaman göndererek o ülke teknolojilerine adapte olmamızı da sağlamıştır. Yabancı teknolojileri iyi öğrenip kendimizi geliştirmemizi, yeni projeler üretmemizi, uygulamamızı ve ülkemize değer kazandırmamızı öğretmiştir.

Sendika kavgalarının en yoğun olduğu dönemlerde, işletme içi işçi-işveren ilişkilerinde izlenecek yollarda hep yol gösterici olmuştur. Sonuçta, her birimizin kurduğu firmaların dünya ile aynı teknik yeteneklere sahip olmasında, o cesarete erişmemizde büyük emekleri vardır. Bugün İmbat Makina’dan doğmuş 60 firma mevcut. Bazıları üretici, bazıları ticari müesseseler oldu. Bugün, eşi Bayan Roswitha İmrag’ın vefatı ile yalnız yaşayan Türk makine sektörünün duayeni Timur Bey’i hürmetle anıyor, kendisine uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum.

Peki, Timur İmrag’ı neden andım?

Biz, gündelik telaşımız içinde makine dünyamıza hizmet vermiş büyüklerimizi anmayı unutabiliyoruz.

Onları örnek alarak bizden sonraki nesillere, evlatlarımıza makineciliği sevdirmemiz; gelişmelerini, yeni teknolojileri öğrenmelerini ve onları, geliştirdikleri projeleri uygulamaya teşvik etmeliyiz. Makine üreticisi olmak zor ve meşakkatlidir. Yerine göre, 30 yıl sonra bile yaptığınız makinelere servis vermeniz gerektiğini bilerek bu mesleğe devam etmelisiniz. Yanınızda çalışan insanları günübirlik değiştiremezsiniz. Onlarla yaşamayı öğrenmek zorundasınız. Bizim kârlılığımız, taşıdığı riskler dolayısıyla diğer sektörlerle mukayese edilmeyecek kadar az olabiliyor. Ama makine üretimi olmayan ülkelerin gelişmesi mümkün değildir.

Sonuç olarak, makine sektörümüzün hedeflediği 100 milyar dolar ihracat hedefini yakalayabilmemiz için nesilden nesle aktarabileceğimiz makine firmalarını ayakta tutmak, birikmiş bilgileri gençlere aktarmak, önlerini açmak zorundayız. Aksi halde yeni neslin kolay ve daha rahat işlere kaçmalarını önleyemeyeceğiz.

Tüm makine sektörümüze nesiller boyu devam eden işletmeler dilerim.

TANITIM MİSYONUNU BAŞARIYLA YERİNE GETİRİYOR

Türk makine sektörü, geçmişte olduğu gibi günümüzde de stratejik sektör olmayı sürdürüyor. Makine dışındaki diğer sektörlerde, verilen emeklerle yapılan ürünler, ülkemiz ve dünyadaki çeşitli gelişmelerin ardından bir anda gündem dışında kalabilir; beğenilmez hale getirebilir. Fakat üretilen makine, zaman içersinde beklemekle belki pazar payını azaltabilir ama mutlaka satılır; hiçbir zaman “satılamaz, müşterisi çıkmaz” denmesi mümkün değildir. Örneğin, günümüz makine üretiminde genellikle CNC tezgâhlar kullanılıyor olsa da ülkemizdeki son uluslararası makine fuarında gördük ki, CNC tezgâhlar ağırlıkta olmasına rağmen, hala azımsanmayacak miktarda konvansiyel tezgâhlar, hatta standart özelliklerde, babalarımızın kullandığı torna tezgâhları bile alıcısını bekliyor. Bu tür tezgâhlar, elbette alıcısı olduğu için bu fuarlarda ziyaretçilere sunulmaya devam ediliyor.

2016 yılında genelde büyük olumsuz hadiseler olmasına rağmen, Türk makine sektörü, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracatını yüzde 4 oranında artırmayı başardı. Türkiye’nin genel toplam ihracatının azaldığı bu dönemde, Türk makine sektörü ihracatını artırarak 6,8 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi.

Bu görünüm, makine sektörünün iyiye gittiğinin bir göstergesidir. Fakat bu rakamlar bizi rehavete bırakmamalı; bu iyileşmeyi iyi analiz edip, ileriye dönük stratejileri doğru kurgulamamız gerekiyor. Ülkemizin geleceğinde bu sektörle ilgili tüm kişi ve kuruluşlara çeşitli görevler düşüyor. Dünya piyasalarını yakından inceleyip bu konuda önde olan gelişmiş ülkelerin halen uyguladıkları yöntem ve stratejileri yurdumuzdaki şartlar çerçevesinde yeniden yorumlayıp kendimize ev ödevleri çıkarmalıyız. Bu konular incelendiğinde ise karşımıza çok yönlü yapılacaklar listesi çıktığını görüyoruz. Örneğin sektörün tanıtım faaliyetleri gibi…

Ne kadar işlevsel ve yararlı ürünler geliştirirseniz geliştirin, iyi tanıtım yapamaz, sesinizi duyuramazsanız ürününüzü satamazsınız. Bu durum, karanlıkta göz kırpmaya benzer. Karanlıkta göz kırptığınızda sizi belki fark ederler fakat kimse gözünüzü görmez. Fark edilebilir olmanız için ilgili fuarlar, sektörel yayınlar ve diğer medya kuruluşları nezdinde çalışmalar yapmak gereklidir.

Bu ay 100’üncü sayısı ile okurlarının karşısına çıkacak olan Moment Expo; Türk makine sektörünün tanıtımında üstlendiği misyonu gereğince yerine getirebilen yayınlar arasındadır. 100’üncü sayısına ulaşan Moment Expo’yu tebrik ediyor, başarılı grafiğinin her sayıda daha da artarak nice nice sayılara ulaşmasını diliyorum.

SEKTÖRÜN NİTELİKLİ TANITIMA İHTİYACI VAR

Değişmeyen tek şey değişimdir. Makineci dinamik olmak zorunda; son 10 yılda sektörümüzdeki en temel değişiklik, iş güvenliği ve verimlilik amaçlı otomasyona, yani ileri teknolojiye geçiş oldu. Daha güvenli, daha büyük, daha güçlü, daha hızlı, daha verimli ve aynı zamanda çevre dostu makineler yapıyoruz. Her şeyden önce pazarlar değişti. Geçmişte komşu devletlere makine satarken, şimdi Batı Avrupa ve ABD’ye makineler satıyoruz. Günümüz dünyasında kullanıcıların alışkanlıkları, beklentileri ve standartları çok yüksek; yaşamak için müşteri beklentilerini karşılamak zorundasınız. Sektörümüz de bu açıdan bakıldığında güncel ihtiyaçları yakalamaya çalışıyor. Yapacak çok işimiz, gidecek çok yolumuz var ve bunun bilincindeyiz. “Müşterisiz mal zayidir” derler, şöyle geçmişe baktığımızda sektörel fuarlarımız yoktu; bugün ülkemizde birçok sektörel fuarın yapılması, Türk makine sektörünün nereden nereye geldiğinin işaretidir. Aynı şekilde 10 yıl önce yurt dışı fuarlarına katıldığımız zaman bize olan bakışla bugün Türk firmalarına bakış çok değişti. Gidecek yolumuz, yapacak işimiz var ama geçmişe göre çok mesafe kat ettiğimizi mutlulukla söyleyebilirim.

Biliyoruz ki makine imalatı stratejik bir sektör. İhracat kilo değerini artırmadığımız zaman orta gelir tuzağından kurtulamayacağımız artık aşikâr. İleri teknoloji ve katma değerli ürünler yapabilirsek kişi başına düşen milli gelirimizi istenilen yerlere daha rahat getirebiliriz. Makine imalatında katma değeri yüksek ürünler yaparsak, hem ithalatın önüne geçebilir hem de ihracatı artırarak ülkemizin geleceğinde önemeli bir rol üstlenebiliriz. Ağaç yaşken eğilir misali, yeni nesillere üretimi sevdirilmeliyiz. Kendi makinemize olan güveni yükseltmeliyiz. Bunun için de elbette sektörümüzün nitelikli tanıtımına ihtiyacımız var. Buradan, özellikle Makine İhracatçıları Birliği ve Türkiye’nin Makinecileri’ndeki arkadaşlarıma, tüm ihtisas dernek yöneticilerine yaptıkları faaliyetler için teşekkürlerimi iletmeliyim. Daha önce de söyledim, hep söylüyorum: Makinecilik uzmanlıktır; herkese hitap eden yayınların bize hiçbir ekonomik faydası olamaz. Bu anlamda gerek iç, gerek dış piyasada sektörel yayıncılığın son derece önemli olduğuna inanıyor ve Moment Expo’nun, bu çerçevede önemli bir görev üstlendiğini düşünüyorum. Kendi adıma, yeni sayılarını ilgiyle takip ediyor, meslektaşlarım ve sektörümüz hakkında güncel bilgilere sahip oluyorum. Kişisel olarak, elbette Moment Expo’nun içeriklerinin zenginleştirilmesini isterim. Örneğin sektördeki birçok iş insanı yeni siparişler konusunda endişe duyuyor. Dolayısıyla Türk makinesi için yeni pazarlar, bu pazarların standartları hakkında yayımlanacak bilgilerin faydalı olacağına inanıyorum.

 

 

 

 

MOMENT EXPO TÜM PAYDAŞLARIN SESİ

Yurt içinde ve 200 ülkede pek çok sektöre yatırım malı sağlayan Türk makine sektörü son yıllarda ülkemiz için kalkınmada kilit sektör oldu. Ülkemiz makine ticaretinde ihracatın ithalatı karşılama oranı da bu süreçte her geçen yıl artarak, 2005 yılındaki yüzde 32 seviyesinden 2015 yılında yüzde 51 seviyesine ulaştı. Türk makine üreticileri bir yandan dünyayla boy ölçüşecek kalitede ürünler sunarken, yarattığı katma değer oranı, geniş bir yan sanayi ağı oluşturması, teknolojiyle iç içe bir sektör olması, nitelikli personele yönelik istihdam alanı oluşturması gibi sebeplerle ekonomide tetikleyici bir güce sahip.

HEDEF, TOPLAM İHRACATTAN BEŞTE BİR PAY ALMAK

Makine sektörü, ülke kalkınması ve toplumsal refah için olmazsa olmaz bir sektör ve Türkiye için önümüzdeki yıllarda da önemini koruyacak. Türkiye toplam ihracatından beşte bir pay alma hedefiyle çalışan sektörü bu hedefine ulaştırmak için tüm ilgili kurumlarımıza önemli görevler düşüyor. Bu yapılırken de kurumlar arası koordinasyon ve işbirliği kritik bir husus. Firmalarımıza en uygun yatırım ve üretim ortamını sağlayacak, katma değeri yüksek üretime teşvik edecek, ağır prosedürleri olmayan mekanizmaların işlerlik kazanması için çaba gösterilmelidir. Sektörün belirlediği hedefler için yapılması gerekenler ve ilgili kurumlar strateji belgelerinde detaylı tanımlanmış olup, takibi sürekli yapılmalıdır.

Özellikle Makine İhracatçıları Birliği ve Makine Tanıtım Grubu’nun kuruluşuyla Türk makinesi algısının yaratılması ve iyileştirilmesi için önemli bir mesafe katedildiğini düşünüyorum. En önemli pazarımız olan Almanya başta olmak üzere etkili kampanyalar yürütülüyor. Sektörel yayınlar ve bu yayınlar aracılığıyla yürütülen reklam çalışmaları ve lobi faaliyetleri de tanıtımın önemli bir ayağı. Sadece yurt dışında değil yurt içinde de algının iyileştirilmesi sektör için çok önemli. Bu faaliyetler sektördeki cari açığın kapanmasında ve marka yaratılmasında vazgeçilmez bir yerde duruyor.

MAKİNE SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER BU DERGİDE

Künyesinde adımın bulunmasından büyük gurur duyduğum, sekiz yıldır her ay aralıksız geniş bir içerikle özenle hazırlanan Moment Expo’nun sektörde tüm paydaşların sesi olduğunu düşünüyorum. Yurt içinde çok sayıda düzenli okuru olan dergi, elektronik olarak da çok geniş bir kitle tarafından takip ediliyor. İngilizce bölümlerinin olması okur kitlesini yurt dışına da taşıyor. Bu anlamda Moment Expo’yu sektörün tanıtımı için çok önemli bir yayın olarak görüyorum. Makine sektöründeki gelişmeler takip edilmek isteniyorsa Makine İhracatçıları Birliği’nin faaliyetlerinin, duyurularının ve aylık yayını Moment Expo’nun mutlaka okunması gerekiyor. Çıkarılan ek kitaplar da tıpkı Moment Expo gibi arşiv niteliğinde.

 

 

SEKTÖRÜN BİLGİ TRANSFERİNDE KÖPRÜ

Türk makine sektörü, dünden bugüne ihracatın ana sektörlerinden birisi olarak, yükselen bir grafikle gelişimini sürdürüyor. İhracattaki ortalama birim fiyatının Türkiye ortalamasının üzerinde olması, bu sektörün yarattığı katma değerin bir göstergesidir. Bir yandan makine ihracatı artarken diğer yandan da ihracatın ithalatı karşılama oranının yükselmesi, sektörün iç pazarda geliştiği ve dışa bağımlılığın azaldığına işaret ediyor.

Türk makine sektörü için asıl önemli olan, bundan sonraki süreçte orta teknolojili üretimden yüksek teknolojili üretime geçiş yapabilmek. Böylelikle 2023 hedeflerini yakalayabilir ve endüstrileşmiş ülkeler ligine girmek için gerekli zemini oluşturabiliriz.

İçinde bulunduğumuz bilgi çağında tüm gelişmeler çok hızlı cereyan ediyor. Makine sektörü geçmişte sanayileşmiş ülkeler için bir sıçrama tahtası olmuştu. Bundan sonraki 20 yıllık süreçte de endüstriyel gelişmeler açısından makine sektörü göz ardı edilemez durumda. Türkiye’nin sanayileşmesi, yüksek teknoloji üretebilen bir makine sektörü ile mümkün olacak. Kamu kesimi, sektörel temsilciler ve tüm paydaşlar bu üst ligde oynamak için gerekli çalışmaları yapmalı. Bu sektör, adeta bir kaldıraç etkisi yaratarak diğer sektörlerin gelişimine de katkı sağlayacak.

Bu çerçevede, MAİB ve Türkiye’nin Makinecileri, özellikle son yıllarda başarılı yurt dışı tanıtım startejileri ile sektörün adeta bir üst kimliği görevini üstleniyor. Sektördeki öncü kurumlardan biri olarak MAİB, tüm alt sektör kuruluşlarını bir araya getirmiş ve örgütlenmenin sektör için ne kadar önemli olduğunu ispat etmiştir. Tabii ki yapılan bu faaliyetlerin yer aldığı bir yayın organı olarak, Moment Expo da bu güçlü oluşumun daha geniş kitlelere mesajlarını iletmede etkin rol oynamaktadır.

Moment Expo; üniversiteler, STK temsilcileri, kamu ve sektör firmaları arasında bilgi transferini sağlayan önemli bir köprüdür. Bu anlamda, 100 sayıda sektörün tanıtımı ve bilinirliğine büyük katkı sağlamıştır.

Diğer yandan, Moment Expo sadece bir dergi olarak değil, yayımladığı kitaplarla sektörün tarihi adına da önemli bir arşiv hizmetini yerine getiriyor. Moment Expo’yu ilk sayısından bugüne aynı ilgiyle takip ediyorum. Hem derginin ilk yayın aşamasında yer almış bir kişi hem de bir okuyucu olarak, dünden bugüne aynı keyifle Moment Expo’yu okuyor olmam, derginin kalitesinden ödün verilmediğini de gösteriyor. Moment Expo’nun diğer okuyucuları da aynı keyfi alıyor olmalı ki bu yayın organı sekizinci yılında ve 100’üncü sayısına ulaşmış durumda.

SEKTÖREL YAYINCILIĞIN DUAYENİ

Endüstrinin hemen her koluna verdiği yan ürünlerle pek çok stratejik sektörün gelişmesine önemli katkılar sağlayan plastik sektöründe; zor koşullara karşın çalışmalarını başarıyla sürdüren ve ortak başarımızda yüksek payı bulunan plastik ve kauçuk işleme makine ve ekipman sektörümüzün gösterdiği gelişim, takdire şayandır. Plastikleri, ileri seviye ekipman ile işleyerek katma değeri yüksek ürünler haline getirip ürün bazında ve işe özel çalışmalar yapabilecek yetenek ve güce sahip plastik ve kauçuk işleme makine sanayimiz, Türkiye plastik sektörünün de gelişimine büyük katkılar sağlıyor; verimliliği sürdürülebilir kılıyor.

Plastik ve kauçuk işleme makine sanayimizin başarıları, sektörel raporlarımıza da yansıyor. Örneğin, 2016 Ocak-Nisan döneminde hazırladığımız rapora göre; ihracatını bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,3 oranında artırarak 46,9 milyon dolara yükselten plastik ve kauçuk işleme makineleri sektörümüzün ihracatını, İran ve Rusya’daki süreçlerde yaşanan iyileşmeye bağlı olarak bu yılın sonunda yaklaşık yüzde 20’lere varan oranlarda artıracağını öngörüyoruz. Ülkemizin geleceğinde stratejik bir öneme sahip makine sektörünün önemli bir rolü bulunuyor ve Türkiye makine sektörünün Avrupa ve dünyadaki yerini daha da güçlendirmek, konumunu sağlamlaştırmak için tüm sektör temsilcilerine, kamu ve paydaşlarına, hepimize önemli vazifeler düşüyor. Sektörün kamusal Ar-Ge ve inovasyon teşvikleri ile canlandırılmasına öncelik verilmesi gerekiyor. Almanya ve İtalya’nın plastik sektörleri ile paralel gelişim gösteren plastik ve kauçuk işleme makineleri sektörümüzün gerekli tanıtım ve pazarlama faaliyetleri yapıldığında, finansal kolaylıklar ve destekler sağlandığında gerekli atılım ve hamleleri yapacağı inancını taşıyorum. Verimli ve sürdürülebilir büyümeyi artırmak için katma değerli, yenilikçi ürün sunmanın yanı sıra etkin pazarlama ve tanıtım yapmak hem birim maliyetleri azaltır hem de pazarı büyütür. Bu anlamda, sektörel ve ürün ihtiyaç analizlerinin doğru yapılarak etkin pazarlama-tanıtım stratejileri oluşturan; tanıtım bütçesine katkı sağlayan sektör ve tüm alt kırılımların adil tanıtımlarının yapıldığı yapıları PAGDER olarak her zaman destekliyoruz. Çoğunluğu küçük ve orta ölçekli firmalardan oluşan sektörümüzün gelişmesi, tanıtımı için fırsatlar yaratmak, ihracat yapan firmalar haline getirmeyi hedeflemek; sektör temsilcileri, kamu ve paydaşlar olarak herkesin görevi…

Sektörel yayıncılığın duayenliğini yapan, Türk makine sektörünün resmi yayın organı Moment Expo’nun 100 sayıdır kalitesinden, zengin içeriğinden ödün vermeden yayın hayatını başarıyla sürdürmesi ise bizi gururlandırıyor. PAGDER olarak önemle takip ettiğimiz Moment Expo; öncü ve sektörel gündemi belirleyici rolüyle misyonunu başarıyla yerine getiriyor. Sektörel, mesleki ve teknik konuların yanı sıra verimliliği, kaliteyi artırmaya yönelik zengin içeriği, sektör sorunlarını çözüm önerileriyle birlikte sunan haber ve araştırmaları, önemli başvuru kaynaklarımızı oluşturuyor.

 

AİLEDEN BİRİ GİBİ

Türk makine sektörü, geride kalan 10 yılda ciddi bir atılım gerçekleştirdi. Bu gelişimi değerlendirmek için dış ticaret rakamlarına bakmamız yeterli. Şu an, 10 yıl öncesine göre üç kat daha fazla ihracat yapıyoruz. Artık iş yerlerimizde Ar-Ge birimleri kuruyoruz, üniversite-sanayi iş birliğinde önemli mesafeler kaydettik. Buraya kadar iyi geldik ama artık daha katma değerli ürünler yapma zamanımız geldi ve geçiyor. Örneğin tarımın geleceği, akıllı tarım teknolojilerine, yani makine ve mekatronik unsurlara bağlı. Bu yaklaşım tekstilden, mobilya sektörüne kadar uyarlanabilir. Yani makine sektörü, ekonomik kalkınma için olmazsa olmaz bir sektördür. Diğer yandan sektörün iç ve dış pazarlardaki doğru ve etkin tanıtımı da çok önemli. Bu konuda çok farklı enstrümanlar söz konusu. Sektörel fuarların, sektörel yayın yapan televizyonların ve dergilerin, en çok tercih edilen tanıtım faaliyetlerinin başında geldiğini söyleyebilirim. Sektörel yayıncılıkta ise bizim için iki farklı hedef kitlesi söz konusu oluyor. Bu kapsamda ürünlerimizin direkt alıcısı olan kitleye, yani tarım işletmelerine, çiftçilere hitap eden dergi ve televizyonlara daha özel bir önem veriyoruz. Sektörümüz için diğer bir hedef kitle ise kamuoyu oluşturmamıza katkı sunacak, diğer sektör paydaşlarımızı da içeren, bürokrat ve siyasilerdir ve bu anlamdaki yayınlar format ve içerik olarak çok daha farklı oluyor. Bu çerçevede, makine endüstrimizin platformla başlayan ve nihayetinde federasyona dönüşen sürecine tanıklık eden ve bu sürecin tamamını okuyucuları ile paylaşan Moment Expo’nun, sektörümüzü paydaşlarıyla buluşturma adına büyük işler başardığını söyleyebilirim. Ben, Moment Expo için şu tabiri gönül rahatlığıyla kullanabilirim: “Aileden biri gibi…” Bu vesileyle son olarak, Moment Expo’nun gelecek yıllarda uluslararası dağıtımı olan bir kimliğe sahip olması temennimi de dile getirmek istiyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BİLGİ HER ŞEYDİR

Bugün, sektör olarak 20 yıl önce ifade edilse asla inanmayacağımız konumda bulunuyoruz. İhraç ettiğimiz makinelerin yüzde 60’ını AB ülkeleri ve ABD’li tüketiciler kullanıyor. Yaklaşık 200 ülke insanı da Türk Malı makinelerle tanışmış durumda. Elbette geldiğimiz noktayla iktifa ediyor değiliz. İyide sınır yoktur. Bir memleketin ekonomik durumunu siyasi durumundan bağımsız düşünmek mümkün değildir. Dünyadan onurlu bir yer alma mücadelesi, ekonomik, siyasi, kültürel sahalarda bütün hızıyla devam ediyor. Dört bir yanı problemli sahalarla çevrili coğrafyamızda, birlik ve beraberliğimizin en önemli kazanımımız olduğu bilinciyle çalışıp, üreterek ayakta kalmaktan başka çaremiz yok. Bilindiği üzere, sektörümüz hem üretim potansiyeli hem ihracat bakımından en hızlı gelişme gösteren sektörlerden biridir. Türk makine imalatçıları son 10 yılda büyük bir performans göstererek ülkemizi Avrupa’nın 6’ncı büyük makine imalatçısı konumuna taşıdı. Elbette yeterli görmüyoruz. Daha üst seviyelere taşımak için de yeterli altyapı, personel potansiyelinin mevcut olduğuna inanıyorum.

Malum, 2023 ihracat hedefi için öngörülen 500 milyar dolarlık ihracat rakamının içerisinde makine sektörü için belirlenen hedef 100 milyar dolardır. Şu an itibarıyla 15 milyar dolar civarında seyreden ihracatımızı önümüzdeki yedi yıl içerisinde 100 milyar dolar seviyesine çıkartmak kolay olmamakla birlikte imkânsız da değildir. Kamunun üzerine düşen en önemli görev, sadece sektörümüz için değil genelde ihracatın önündeki engelleri kaldıracak düzenlemelerin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesidir. Bunun dışında yerli firmaları güçlendirecek çok önemli bir düzenleme olan “Kamu alımlarında yerli ürün tercihi”nin uygulanmadığını, en büyük alıcı konumundaki kamu kurumlarının yerli ürünlere karşı bir tavır takındıklarını gözlemliyorum. Yerli üreticiler olarak bırakın pozitif ayırımcılığı, ithal ürünlerle eşit şartlarda dahi yarıştırılmıyoruz. Yeterli güce erişemeyen yerli firmaların bu ihracat hedefini nasıl gerçekleştireceğini kamunun ciddiyetle düşünmesi gerekiyor. Kamu kurumlarının ilgili birimlerinin Türk makine sektörünün imkân ve kabiliyetlerini, ürünlerinin kalitesini tam olarak anlayabildiklerini zannetmiyorum. Ön yargıların yıkılması gerekiyor.

Bununla birlikte, son yıllarda Türkiye’nin Makinecileri’nin “Turkish Machinery” logosuyla yaptığı tanıtım faaliyetlerini takdir etmekle beraber yeterli olduğunu düşünmüyorum. Daha büyük ve ses getirici kampanyalara ihtiyacımız var. Sektörel yayınların da kamu kurumlarının ilgili birimleri ve dışarıdaki hedef kitlelere tam ulaştığını zannetmiyorum. Ancak sektörel yayıncılığın önemi ve etkilerini de kabul etmeliyiz. Az önce andığım, kamu kurumlarının ön yargılarının kırılmasında Moment Expo’ya büyük vazife düştüğünü düşünüyorum. Bu vesileyle, Moment Expo’nun 200’üncü sayısında, “İhracatımızı 200 milyar dolara nasıl çıkarırız” başlıklı bir dosyanın yayımlanması temennimi de dile getirmeliyim.

 

SEKTÖRE KATMA DEĞER SAĞLIYOR

Makine imalatı, ülke ekonomimizin büyümesine yön veren önemli sektörlerden biri olmaya devam ediyor. Sektör, özellikle ara mal üretebilme ve inşaat, enerji, tekstil, tarım ve madencilik gibi diğer önemli sektörlere girdi sağlama yeteneği sayesinde, Türkiye’deki imalat endüstrisinin gelişiminde kilit rol oynuyor. Makine imalat sektörümüz, Ar-Ge yoğun olması ve yüksek değer yaratması itibarıyla da öne çıkıyor. Yerel kaynaklar, imalat seviyesindeki girdilerin yaklaşık yüzde 85’ini oluşturuyor.

Türk makine imalat sektörü öncesinde ve özellikle 2001 yılında karşılaşılan ekonomik şartlar sonucunda yurt dışına açılmaya çok daha fazla önem gösterdi ve çalışmalarına bu yönde ağırlık verdi. 2001 ve 2009 yılları arasında makine ihracatımızın yıllık artış oranı ortalaması yüzde 25 oldu. 2003 yılında ise yüzde 50 ile en büyük artış gerçekleşti.

Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda en önemli sektörü haline geleceğine inandığımız makine imalatı sektörü, son 10 yılda Ar-Ge’yi odağına alan hükümet ve teşvik politikaları ile önemli yollar kat etti. 2015 yılı ihracatımız 11,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşirken, ithalat tutarı 23 milyar dolar oldu. Aynı yıl içerisinde makine imalatımız ise yaklaşık 25 milyar dolara ulaştı. Ülke olarak 2023 yılı için hedefimiz 500 milyar dolar ihracat ve dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak. Bizler, Makina İmalatçıları Birliği olarak, 2023 yılında ülkemizde en fazla ihracat yapan sektör olmayı hedefliyoruz. Bugün otomotiv sektörünün ardından ikinci sırada yer alan sektörümüzün bu hedefe, yüksek teknolojili ara bileşenlerinin imalatı ve yine bu bileşenlerin yerli imal makinelerde kullanılarak katma değer yaratılmasıyla ulaşabileceğine inanıyoruz.

İmalat gücümüzü dünyaya göstermek ve ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek için üyelerimizle birlikte var gücümüzle çalışıyoruz. 25-29 Ekim tarihleri arasında dünyanın en önemli sac işleme fuarlarından biri olan ve iki yılda bir düzenlenen Euroblech 2016’ya birliğimize üye olan 38 makine imalatçımız ile katıldık ve Almanya ve Çin’in ardından fuara katılan üçüncü büyük ülke olduk. Fuarların yanı sıra yayıncılık faaliyetlerinin de sektörümüzün tanıtımına önemli katkılar sağladığına inanıyorum. İmalatçılarımız sektörümüzdeki gelişmeleri bu yayınlar sayesinde yakından takip ediyor. Uzmanlık gerektiren bu yayınlar sektörümüze büyük katma değer sağlıyor. Bu anlamda Moment Expo da sektörümüzün geçmişten bugüne gelişimini göstermesi açısından büyük önem arz ediyor. Gündemi, güncel faaliyetleri en yalın haliyle iletme konusunda gösterdiği hassasiyet nedeniyle de Moment Expo, sektörümüz açısından kıymetli bir yayındır. Moment Expo’nun 100’üncü sayısını en içten dileklerimle tebrik ediyorum. Türkiye’de makine ihracatı yapan imalatçılarımızın yakından takip ettiğine inandığım Moment Expo’ya katkıları için teşekkürlerimi sunuyor; imalatçılarımıza sektörümüzdeki yayınlarla ilgili görüş ve önerilerini paylaşmalarını temenni ediyorum.

 

 

TANITIM İÇİN SEKTÖREL YAYINLAR ÇOK ÖNEMLİ

Makine sektörü, bütün zorluklara rağmen son yıllarda ciddi bir atılım gösterdi ve 15 milyar doları aşan bir ihracat seviyesine ulaştı. 2023 yılı için konulan 100 milyar dolar son konjonktürel gelişmeler çerçevesinde imkânsız gibi görünse de Türk insanının beklenmedik zamanlarda beklenmedik atılımlar, mücadeleler verebildiği dikkate alınırsa; çalışarak, çok çalışarak hedefe doğru ilerlemek gerektiğini söylemeliyiz. Çok değil, son 20-30 sene öncesine kadar makine ihraç etme kapasitemiz yok mertebesindeydi. Bugün gelinen 15 milyar dolarlık seviye yeterli değil ancak iyi bir seviyedir.

Bununla birlikte, Türk makine sektörünün diğer sektörlere göre ayrıcalıklı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mevcut yönetim de bunu böyle görmüş ve 2023 hedeflerinde toplam ihracatta yaklaşık 3,5 katlık bir artışla 500 milyar dolar öngörülmüşken, makine sektörü 6,6 katlık bir artışla 100 milyar dolar olarak öngörülüyor. Makine sektörü karakteri gereği yavaş gelişir, parlak sonuçlar alabilir, ancak olumsuz şartlar bu sektörü çok hızlı da çökertebilir. Zira tasarımı, üretimi daha çok yaratıcı insan gücüne bağlıdır. Bu insanları kaybettiğinizde tekrar yetiştirmeniz kolay olmayacaktır.

Politik ve ekonomik istikrarın sağlanması, enerji, ham madde, yetişmiş insan gücü için gerekli eğitim yatırımı ve dünya çapında tanıtım faaliyetlerinin yapılmasıyla mümkün olacaktır. Bu anlamda kamuya da, sivil toplum kuruluşlarına da önemli görevler düştüğünü ifade etmek zorundayız.

Burada elbette sektörel yayıncılığın önemi de ortaya çıkıyor. Ciddi, güvenilir, ulaşılabilir ve ulaştırılan yayınlara ihtiyacımız var. Moment Expo’nun bu konudaki yeri elbette ayrıcalıklı. Ülke içinde ve dışında tanıtım her işin olmazsa olmazıdır artık. Bazen yurt dışı fuarlarda gördüğümüz Türk makine imalatçılarını tanımadığımızı fark ediyoruz. Tanınmadığı için de bu makinelere ihtiyacı olanlar hemen ithalatı düşünebiliyor ve bu durum sektörün gelişimine engel oluyor. Burada dış temsilciliklerimizde bulunan Ticaret Müşavirlerimizin bulundukları ülke kuruluşları ile iyi diyaloglar kurup, uygun ortamlar hazırlamaları tanıtımda önemli bir katkı olacaktır. Moment Expo, para kazanma gayesi gütmeden sektörü tanıtma çabalarıyla her türlü takdirin üstündedir. Bu yayını başarı ile sürdürdükleri için MAİB ve Türkiye’nin Makinecileri’ni kutluyor ve teşekkür ediyoruz. Bununla birlikte, derginin yabancı dil bölümünün daha fazla geliştirilmesi ihracat için daha çok katkı verebilir; hedef pazarlara yönelik dağıtımlar daha etkin sağlanabilir. Son olarak, Moment Expo’nun hazırlığında emeği geçen tüm ekibi kutluyor, daha nice 100 sayılara ulaşmanızı diliyorum. Bu noktada kendi sektörümüz, akışkan gücü başta olmak üzere hepimizin bu yayına ve benzer yayınlara destek vermelerini, katılımcı olmalarını, yanlış ve doğruları dillendirmelerini bekliyorum. Başka türlü büyüyemeyiz!

 

 

YAYIN ÇİZGİSİNİ HİÇ BOZMADI

Türkiye ekonomisinin büyümesine yön veren en önemli sektör olarak gördüğüm makine sektörünün son 10 yılına baktığımızda, toplam ihracat değerinin 2005 yılında 5,2 milyar dolarken, 2015 yılında bu rakamın 13,4 milyar dolara yükseldiğini görüyoruz. Bu 10 yıllık süreçte makine ihracatının yıllık büyüme oranı yüzde 16 olarak gerçekleşmiş, aynı dönemde ülkemizin toplam ihracatındaki büyümeyi ikiye katlamıştır. Makine sektörü Türkiye’nin toplam ihracatındaki yüzde 9,3’lük payıyla ülkenin en büyük ikinci ihracat endüstrisi durumunda ve ürünlerimiz 200’ün üzerinde ülkeye ihraç ediliyor. Çok önemli bir husus olarak belirtmeliyim ki; bu ürünlerin yüzde 60’ı AB ve ABD’ye gönderiliyor. Gelişmiş ülkelere baktığımızda, makine sektörünün ihracattaki payının yüzde 20’ler düzeyinde olduğunu görüyoruz. Türk makine sektörünün son 10 yıldaki gelişimine baktığımızda ise bu oranların ülkemizde de görülmemesi için hiçbir neden yok. Şu anda Türkiye Avrupa’nın altıncı büyük makine üreticisi konumunda ve sektörün 2023 hedefi 100 milyar dolar ihracat. Sektörün; tüm paydaşlarıyla işbirliği içerisinde hareket ederek, girişimci vizyonunu geliştirip Ar-Ge faaliyetlerine daha fazla yatırım yapması, yavaş yavaş teknoloji ithalatını düşürerek geçtiğimiz 10 yıla kıyasla çok daha fazla gelişmesi gerekiyor.

Günümüz rekabet koşullarında hiç şüphesiz tanıtım çok önemli, bugün istediğiniz ürünü üretin bunu tanıtamadıktan sonra üretimin hiçbir anlamı yok. Ürününüzü doğru bir şekilde, doğru kişilere, doğru yolla ve doğru mecrada anlatmanız gerekiyor. Elinizde çok iyi bir ürününüz olsun, eğer ülkenize duyulan güven seviyesi düşükse ne yazık ki imajı yüksek ve güven problemi olmayan bir ülkenin üreticisinin gerisinde kalıyorsunuz. Kullanıcılar aldıkları makinede sorun yaşamak istemiyor, bir makine alırken sadece fiyat odaklı yaklaşmak yerine, ömür boyu kullanım maliyetlerini göz önüne alıyorlar. Bu yüzden, öncelikle Türk makinesi imajını yurt dışında sağlamlaştırmalıyız. İç pazar tanıtımında ise hiç şüphesiz en etkin yollardan biri sektörel yayıncılıktır. İş yoğunluğu içerisinde artık herkes bilgiye en kısa yoldan ulaşmak istiyor, bugün etkin bir sektörel yayınla bunu insanlara sağlayabilirsiniz. MomentExpo, işte tam da bu yönden makine sektörüne ilgi duyan bir kişinin sektörel bazda tüm ihtiyacını karşılayabilecek, güvenilir bir yayın konumunda.

Moment Expo’nun, çizgisini hiç bozmadan, ilk çıktığı günkü misyonuyla bugün 100’üncü sayısında da içeriğini zenginleştirerek aynı noktada durduğunu görmek beni sevindiriyor. Geride kalan 99 sayıya baktığımda, derginin sektörün tanıtımı için çok büyük bir rol oynadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Moment-Expo, öncelikle içerik çeşitliliği bakımından öne çıkıyor; dergi zengin içeriğinin yanı sıra almanakları, makine hikayeleri ve makine sanayisinin tarihini bizlere anlatan kitaplarıyla, “sektörün hafızası” misyonunu 99 sayıda fazlasıyla yerine getirdi ve bundan sonra da getireceğinden hiçbir şüphem yok.

 

 

MAKİNE SEKTÖRÜNÜN YAYIN İKONU

Ulkelerin gelişmişlik seviyeleri ihraç ettikleri ürünlerin değerinden anlaşılabilir. Kendi ülkemizdeki ihracat değerlerine baktığımızda, bunun kilo başına 1,5-2 dolar olduğunu görüyoruz. Bu şekilde istediğimiz yere varamayız. Bunun için mutlaka bizim düşük teknolojili ürünlerden yüksek teknolojili ürünlere geçmemiz şart. Bu da başta makine sanayisi olmak üzere katma değeri yüksek ürünlere yönelmemizi gerektiriyor.

Makine sektörü sadece bizim için değil bütün batılı gelişmiş ülkeler için sanayinin olmazsa olmazıdır. Dünya Endüstri 4.0’ı konuşurken, biz henüz sanayi devriminin birincisini, ikincisini ve üçüncüsünü tam anlamıyla oturtamadık. Bu nedenle ben, tüm makine sektörünün yeniden kurgulanması gerektiğine inanıyorum. Bilhassa ekonomimizin lokomotifi olan tekstil ve otomotiv gibi sektörlerde dışa bağımlılığımız, sanayimizi fasonculuktan öteye götüremiyor. Örneğin her yıl tekstil sektöründe 2 milyar dolarlık dış alım yapılıyor. Bu makinelerin çoğu değil tamamı Türkiye’de üretilebilir. Bu anlamda bizim tekstilde söz sahibi olabilmemiz için o sektörün makine ve teknolojisine de sahip olmamız gerekir. İhracattan önce kendi iç pazarımızda yurt dışından alınan makineleri temin ederek, kendi sanayimize sunabilme kabiliyetine eriştiğimizde, ihracatın da doğal olarak yükseleceğini düşünüyorum.

Bence olaya buradan başlamak lazım; Türkiye’nin her yıl 25 milyar dolar verip ithal ettiği makineleri biz nasıl yapabiliriz ve bunları nasıl kullanabiliriz? Bizim için en önemli konu budur işte. Bunlarla ilgili vergi, yatırım gibi her şeyi Türkiye’de yapılacak makineler üzerinde yoğunlaştırarak, kendi teknolojimizi geliştirir ve buradan aldığımız ivmeyle çok iyi değerlere yükselebiliriz.

Sektörün tanıtımı da işte o zaman daha önem kazanacaktır. Yine de halen, sektörel yayıncılık alanında tanıdığımız kardeşlerimizin çok iştahlı bir biçimde sektöre katkı sağladıklarını söylemeliyim. Bu benim şahsi olarak da çok önemli bulduğum bir konu. Yani sektörler bilhassa kendi alanlarındaki ihtisas yayıncılığıyla çok doğru şekilde yönlendiriliyor. Sektörlerin kendi içindeki bu tarz ihtisas dergileri müthiş derecede sektörlere katkıda bulunuyor. Hem reklam, tanıtım, pazarlama anlamında hem de yeni teknolojiler bağlamında. Hatta bizim tekstil makine sektöründe beş ayrı dergi var. Bu yayınlar, akademik içerikleriyle de sektörün eğitimi ve gelişimi ile ilgili çok katkıda bulunuyorlar.

Bu bağlamda, makine sektörünün resmi yayın organı olan Moment Expo’yu da çok önemsiyoruz. Sektörel yayıncılığın önemi büyük. Dolayısıyla 100’üncü sayıya ulaşmak apayrı bir başarıdır. Makine sektöründe önemli ufuklar açan ve makine sektöründeki birimlerin birbirlerini tanımaları açısından da Moment Expo’nun müthiş bir misyon üstlendiğini görüyorum. Bu misyon bugüne kadar başarıyla getirildi ve Moment Expo, bizim tabirimizle, makine sektörü için vazgeçilmez bir sektörel yayın ikonu oldu.

 

SEKTÖRÜN TANITIMINDA EN ÖN SAFTA YER ALIYOR

Makine sektörünün son 10 yılına baktığımız zaman, gelişme içinde olduğunu görmemek mümkün değil ve bunun en net göstergesi ihracat rakamlarındaki değişim kadar Türk markalarının dünyada kabul edilir hale gelmesidir. Yurt dışında katıldığımız fuarlarda bize ve ürünlerimize gösterilen ilgi, kesinlikle herhangi bir gelişmiş ülkenin markasından farklı değil. Fuarlardaki ilgi ihracat rakamlarına da yansıyor ve yurt dışı bağlantılarımız artıyor. Türk firmaları için artık yurt içinde yapılan fuarlara katılmak hedef olmaktan çıktı, dünyanın dört bir tarafındaki fuarları takip ediyoruz. Özellikle Avrupa’nın merkezinde, Almanya’da organize edilen fuarlara her seferinde 50-100 arası Türk şirketi katılıyor ve her geçen yıl kaliteli ürünlerimizi yurt dışında tanıtmaktan dolayı pazarda etkin rol oynamaya başlıyoruz. Bildiğiniz gibi Türkiye 2023’e hazırlanıyor, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı ve ülke olarak hedefimiz 500 milyar dolarlık ihracata ulaşmak. Ama bu hedeflerin oldukça gerisindeyiz. Hâlihazırda 160 milyar seviyesindeki geçmiş yılların ihracat rakamlarına makine imalatçılarının katkısı yaklaşık 6-7 milyar dolar seviyesindeydi. Her ürün grubunu kendi içinde düşünürsek, hedeflere ulaşmaya yönelik, bu rakamı bizim en azından 2,5 katına çıkarmamız gerekiyor.

Bunun için, yenilikleri desteklemeliyiz. Özellikle makine sektöründe destekleyici olmalıyız, yenilikleri ortaya çıkaracak eğitim sistemini desteklemeliyiz. Öğrencilerimizi devamlı araştırmaya yönlendirmeliyiz. Makine ile program ve bilgi ihraç etmenin yollarını aramalıyız.

Teknolojik yeniliklere gözünü kapatan bir ülke değiliz ancak salt kullanıcı olmak yerine teknolojiyi üretir hale gelmemiz gerekiyor. Son yıllarda dünyanın en büyük şirketleri sıralamasındaki firmaların faaliyet alanlarına baktığımızda, büyük bir değişikliğin yaşandığını görüyoruz. Petrol ve sanayi devi şirketlerin yerini, bilgisayar ve yazılım şirketleri almaya başladı. İletişimin çok hızlı olduğu, sosyal medyanın yoğun bir şekilde kullanıldığı bir dönemdeyiz. Bizim de bu döneme ayak uydurmamız gerekli. Bu yeniliklerin takip edileceği, sektörün bilinçleneceği ve sektörü tanıtacak en önemli mecralar ise sektörel yayınlardır. İlginin dağılmadığı, odaklanmanın daha kolay olduğu bir yayıncılık tarzı… Bu durum zaten ilgilendiğiniz ürün ve ürün gruplarına ulaşmada en kolay yol değil mi? Bizim için bu görevi Moment Expo’nun üstlendiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Moment Expo, bu anlamda, makine sektörünün ön saflarında tanıtıma çaba harcayan bir asker gibidir. Bu çerçevede, bugüne kadar tarafsızca sektörün başarı hikayelerine yer veren Moment Expo’nun, bu misyonuna da devam etmesini temenni ediyorum. Başarıyı yaşamak güzel, bunu herkesle paylaşmak daha da güzeldir. Öyle bir dönem içindeyiz ki, morale, motivasyona ihtiyacımızın en çok olduğu yılları yaşıyoruz. Birbirimizi kıskanmak yerine örnek almalı ve daha iyiyi nasıl yaparız diye düşünmemiz gereken bir dönemdeyken, önümüze güzel örnekler konulsa ve biz de onlardan feyz alsak iyi olmaz mı?

SEKTÖRÜN HİZMETİNDEKİ GÜÇ

Türkiye’nin 1970’li yıllardan itibaren içerisinde bulunduğu ekonomik ve siyasi koşullar göz önüne alınarak bakıldığında, Türkiye’nin gelişme isteği ve çabası gün geçtikçe büyüdü ve özellikle son 10 yıl içerisinde bu istek ve çaba zirve yaptı. Özel sektörün içerisinde bulunduğu gelişme ve büyümeye yönelik devinim, bu 10 yıllık zaman diliminde gün geçtikçe arttı ve artmaya da devam ediyor. Aynı süre içerisinde tüm dünya da etkin olan küreselleşme rüzgârı bizleri de içerisine alarak, gelişim ve büyümeyi zorunlu hale getirdi. İşte bu iki faktör, küreselleşme rüzgârı ve özellikle büyüme isteği, Türk makine sektörünün atılım yapmasını ve büyümesini sağladı. Türkiye’nin geleceğinde makine sektörünün olmazsa olmaz bir yeri var. Her ne kadar dünya çapında teknolojik gelişmeler çok hızlı gitse de, farklı farklı sektörler öne çıkarak trend rüzgarlarını kendi açılarından estirse de, bütün bu değişimlerin arkasında makine sektörü olduğunu görüyoruz. Dünyanın gelişmiş ülkelerine baktığımızda kesinlikle değişmeyen şey, makine sektörlerinin büyüklüğü, gelişmeye dönük devinimleri ve bir temel görevi görmeleridir. Dolayısıyla ülkemizde de makine sektörü bu rolü üstlenmeli ve ülkemizdeki tüm kesimler bu durumu benimsemelidir. Böylelikle sektör için gerekli olan insan, altyapı, sermaye gibi ihtiyaçlar daha karşılanabilir hale gelecektir. Sektörün bilhassa dış pazardaki tanıtım faaliyetlerinin tam olarak istenilen seviyede olmasa dahi belli bir aşamayı geçtiğini gözlemleyebiliyorum. Ancak bu gelişmenin iç pazarda aynı seviyede olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor. Bazı sektörlerde hali hazırda değerlendirmelerde ve alımlarda yurt içerisinde üretim olmadığı düşüncesiyle yurt dışına bakıldığı ve çıkıldığını bizzat izliyorum. Bu anlamda sektörün tanıtım faaliyetleri içerisinde en önemli araçlardan birisi olan sektörel yayıncılık faaliyetlerinin hem yurt dışı hem de yurt içerisinde geliştirilmesi ve artırılması gerekliliğine inanıyorum. Moment Expo, bu noktada, Türk makine sektörü için çok önemli bir konumdadır. Özellikle tanıtım için üstlenmiş olduğu görevin büyüklüğünü bir kez daha vurgulamak isterim. Sektörün çeşitliliğini, becerisini, büyüklüğünü ve teknolojisini anlatmanın en etkili ve en kestirme metodu olma özelliğini taşıyan Moment Expo, “sektörün hafızası” olma misyonuyla da sektör için bir başka önemli bir görevi üstleniyor. Sektörde nereden nereye gelindiğinin, kimin ne yaptığının, teknolojik gelişimin ve diğer bilgilerin arşivlendiği bir almanak olarak Moment Expo, zaman içerisinde önemini daha da artıracaktır. Ancak, içerik olarak konuya baktığımızda, Moment Expo’ya daha fazla görev düştüğünü belirtmek istiyorum. Özellikle her bir sayıda işlenecek farklı sektörler ve bu sektörlerin paydaşlarına ulaştırılacak dergiler, evet, belki yayıncı için zorluk olacaktır ancak o sektör için ulaşılması kolay bir kaynak ve makine imalatçımız için açılacak kocaman bir kapı olacaktır. Moment Expo, bu misyonu da yüklenerek sektöre büyük bir hizmette bulunabilir.

 

 

 

SEKTÖREL BİLGİ AKIŞINDA KÖPRÜ

Son 10 yılda ülkemizde yapılan tarihi yatırımlar, 20 bin kilometre üzerinde bölünmüş yol, yüzlerce baraj, hızlı tren projeleri, 3. Köprü ve 3. Havalimanı gibi projeler makine sektöründeki büyümenin tetikleyicisi oldu. Son beş yılda ise Türkiye ihracatında söz sahibi sektörler arasında en fazla artışın makine sektöründe gerçekleşmesiyle makine sektörünün Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri olduğunu söyleyebiliriz.

120’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren, Vizyon 2023 stratejisine göre 10 milyar dolar ihracatla 30 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşarak, 2030 yılına kadar ülkemizin 1,3 trilyon dolarlık alt/üst yapı, ulaştırma, bayındırlık, inşaat ve yatırımlarına yönelik tüm alanlara hitap eden iş ve inşaat makinaları sektöründe ise 2015 yılı itibarıyla 240 bin kişi istihdam ediyoruz. 2000’li yılların başlarına baktığımızda 1500 ila 2000 adet olarak gerçekleşen iş ve inşaat makinesi satış rakamları, geldiğimiz noktada yedi-sekiz kat büyüyerek 10 bin adet bandını aştı. Türkiye iş makineleri pazarı, bu büyüme oranıyla Çin ve Hindistan’dan sonra son sekiz yıldır en hızlı büyüme oranına sahiptir.

Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı vizyonları arasında olan 2 trilyon dolar milli gelirle dünyadaki ilk 10 ekonomiden biri haline gelmek,1 trilyon dolar dış ticaret hacmine ulaşmak, 500 milyar dolar ihracat hedeflerine ulaşmak, beraberinde ciddi bir altyapıyı da gerektiriyor. Türkiye’nin önünde 1,2 trilyon dolar değerinde projeler var. Bu projeleri gerçekleştirmek için makine sektörüne bugün olduğundan daha fazla ihtiyaç duyulacak.

Diğer yandan, sektörel yayınlarımız, bir ülkenin ekonomisi içerisinde belirli bir endüstriyel alandaki okura direkt olarak hitap ettiği için sektörün iletişim kaynağı özelliğini taşır. Gelişen sanayi ile birlikte sektörel yayıncılığın üstlendiği görevler de arttı ve sektördeki bilgi akışı konusunda köprü konumuna geldi. Sektörümüzdeki her türlü gelişmeyi takip etmeleri, bu alandaki kişilerle sürekli iletişim halinde olmalarıyla sektörel yayıncılık, sürekliliğin sağlanmasında da aktif rol oynuyor.

Türk makine sektörünün gelişimi ve tanıtımı adına yapmış olduğu çalışmalarla, adeta makine sektörü arşivi haline gelmiş Moment Expo’nun içeriklerini, sektör adına oldukça faydalı bulduğumuzu belirtmek isterim. Sektördeki çalışan herkese temas ederek, böylelikle bilinçlendirme görevini de üstlenen Moment Expo’nun başarılı çalışmalarını İMDER adına tebrik ediyorum.

 

 

SEKTÖR GELECEĞİNE IŞIK TUTUYOR

Makine sektörü sürekli olarak gelişme gösterse de yeterli seviyeye ulaştığımızı söyleyemeyiz. Avrupa, ABD ve gelişmiş Uzak Doğu ülkelerine göre katma değeri yüksek makinelerimiz henüz istediğimiz seviyede değil. Elbette gelişme ve gelişmeye açık bir yaklaşım var, ancak bu, günümüz dünyasında gelişmiş ülke makine sektörleriyle yarışmak için yeterli olmuyor. Günümüzde Endüstri 4.0 konsepti başladı ve bizim makinelerimizi de bu konsepte uygun tasarlamalıyız. Sektörün gelişmesi elbette başta makine üreticilerine bağlı ve dünyada başlayan Endüstri 4.0 konsepti bizim de hedefimiz olmalı. Yerli makine üreticilerini devlet tarafından desteklemeli, Endüstri 4.0 konseptine uyan/uyacak ürünlerin üretilmesine yardımcı olmalıyız. Bu sayede dünya ile rekabet eden bir üretici yapısına sahip olabiliriz. Aksi halde kesinlikle rekabet edemeyerek, zaten fazla etkin olamadığımız bir pazarda tamamen yok olmamız söz konusu. Ayrıca, Türkiye’nin küresel rekabet üstünlüğü sağlayabileceği endüstri segmentleri seçilerek bu segmentlere yönelik özel çalışmaların da yapılması gerektiğine inanıyorum. Teknolojiyi sadece kullanan değil, mutlaka üreten ve geliştiren bir ülke ve dolayısıyla makine sektörüne sahip olmayı hedeflemeliyiz. Endüstri 4.0 bu amaca yönelik çok iyi bir fırsattır. Dolayısıyla diğer ülkelerle karşılaştırmalar yapılarak, Endüstri 4.0 yol haritasının hazırlanması ve bu haritada kısa ve uzun vadeli adımların çok net olarak belirlenmesi gerekli. Elbette sektörel yayıncılık da sektörün gelişmesinde, bilginin paylaşımında en önemli rol alan paydaşlardan biridir. Çünkü sektörü ilgilendiren konular, gelişmeler ve yenilikler detaylı olarak ancak sektör yayıncılığı ile geniş kitlelere ulaştırılabilir. Bu çerçevede, Moment Expo, makine sektörünün tüm sorunlarını ele alan, sektörü ilgilendiren konular, gelişmeler ve yeniliklerle ilgili konuları detaylı olarak aktaran bir görev üstleniyor. Sektör paydaşlarının dış pazarlarda hedef ülkeleri belirlemelerine yönelik ve dünyada, Türkiye’de makine sektörünün geleceğine ışık tutacak çalışmalara yer veriyor. Buna mukabil, sektörel olmayan yayın organlarında konular genelde başlık olarak ele alınıyor ve detaylar ve örneklemelere girilemiyor. Moment Expo’yu, sadece sektörden haberler veren bir yayın olma vasfından ayıran, makine sektöründe dünyada ve Türkiye’deki gelişmeleri aktaran, makine sektörüne kaynak teşkil eden istatistiksel verileri içeren, sektörün sorunlarına yönelik çözüm önerileri ve yol gösterici değerde makalelerin, hükümet nezdindeki çalışmaların yer aldığı ve de makine üreticileri/ihracatçılarına yol gösterecek noktada farklı ülkeleri detay analizlerle, konulara özel bölüm başlıklarıyla anlatan bir kaynak niteliğine sahip olmasıdır. Ayrıca, “Makine Hikayeleri” ise sektörün tarih içindeki gelişimini ortaya koyarak, firmaların geçmişten günümüze yaşadıkları zorlukları, emek ve başarılarını sektörün evrimi niteliğinde ortaya koyan başarılı bir çalışma ve de başucu kaynağı değerindedir.

 

 

 

SEKTÖRÜN VAZGEÇİLMEZ KAYNAĞI

Makine sektörü, Türk sanayinin dönüşümünü, nitelikli insan kaynağını, katma değerini temsil eden bir grup olması sebebiyle sanayinin evriminde de lokomotif olma misyonunu üstleniyor. Makine sektörünün Türkiye’nin stratejik sektörü olması dolayısıyla bunu korumak ve sürdürmek adına elimizden geleni sektör adına yapmamız gerektiğine inanıyorum. Makine sektörü özelinde istif makinelerinden bahsedecek olursak, Türkiye, Avrupa’nın 6’ncı büyük pazarıdır. 2014 yılında yüzde 14 büyüyen forklift sektöründe 12 bin 500 adet satış gerçekleştirdik. 2015 yılında bu büyüme yüzde 6 olarak gerçekleşirken, tarihi bir rekor ile 13 bin 250 satış adedine ulaşıldı. Tüm bu gelişmelerin makine sektörünü olumlu yönde etkilemekte olduğunu ve ihracat hedefimizi yakalamamızda önemli gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz. Türk makine sektörü ihracatı Türkiye ortalamasının üzerinde artmaya da devam edecektir. 2023 için hedefimiz, istif makineleri sektöründe Avrupa’da ilk üç pazar içerisine girmek, 2 milyar dolar ihracatla Türk makine sektörü ihracatına katkıda bulunmak ve 20 bin adetlik pazar oluşturmaktır.

Makine sektörünün temsilcilerinden biri olarak, uluslararası alanda Türkiye markasının tanıtımı için Türk Cumhuriyetleri, Orta Doğu, Sahra Altı, Güney Afrika ve Latin Amerika’da çalışmalar planlıyoruz. Diğer yandan, makine sektörünün hedeflenen noktaya gelmesinde sektördeki tüm araçların üzerine düşen görevi yapması gerektiğine inanıyorum. Sektörel yayınlarımız da aslında bunun bir parçasıdır. Sektörlerinin gücünü temsil eden, hizmet verdikleri dalın değerlerini, niteliklerini okuyucularına kazandırma görevi üstlenen sektörel yayınlar, artık vazgeçilmez bir kaynak haline gelmiştir. Sektörel bilgilere ulaşmakta en faydalı kaynaklar arasında yer alan ilgili yayınlar, sektörün bilinirliğinin artmasında da aktif rol oynar.

Moment Expo, sektörümüzle ilgili genel bilgilere kolayca ulaşmamızı sağlaması, sektöre dair değişim, gelişimleri güncel olarak paylaşması, yalın dili ve zengin içerikleriyle kendi alanında farkındalık yaratarak başarılı çalışmalara imza atıyor. Sektörümüzün anlaşılmasında da önemli bir misyonu olan Moment Expo’nun, makine sektörü hakkındaki gelişmelerin geniş kitlelere ulaşması noktasındaki katkılarını yadsıyamayız. Sektörümüz için yaptığı tüm başarılı çalışmalar adına Moment Expo’yu tebrik ediyorum.

 

MAKİNE SEKTÖRÜNDEKİ YAYINLARIN LİDERİ

Bundan 10 yıl önce, 2005’te 5,2 milyar dolar olan makine sektörü ihracatımızı yüzde 155 artırarak 2015’te 13,3 milyar dolara ulaştık. Türkiye’nin toplam ihracatı içinde otomotivden sonra ikinci sıraya yerleştik. 2001’de yüzde 27 olan ihracatın ithalatı karşılama oranını 2015’te yüzde 51’e yükselttik. Tüm gelişmiş ülkelere baktığımızda, makine sektörünün önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Ve aslında önemli olanın, geçmiş 10 yıl değil gelecekteki 10 yıl olduğunu düşünüyorum. Çünkü 10 yıl önceki şartlarla şu anki şartlar aynı değil. Şu an 200 ülkeye ihracat yapan bir ülke konumundayız. Avrupa’nın 6’ncı büyük imalatçısı konumuna geldik. Daha dijital bir çağdayız ve birçok bilgiye oturduğumuz yerden erişebilir durumdayız. 2023 yılı için devletimizin makine sektörüne koyduğu 100 milyar dolarlık ihracat hedefini nasıl yakalarız, onu düşünmemiz gerekiyor. Son 10 yılda her yıl ortalama yüzde 10 büyüyor ya da küçülüyoruz. Hiç küçülmeden, ihracatımızın her yıl ortalama yüzde 10 büyümeye devam edeceğini düşünürsek, 2023 yılında 25 milyar doları göreceğiz. Dolayısıyla, 2023 hedefimizde yüzde 75’lik bir açık ortaya çıkmış olacak. Büyük bir sıçrama yapmamız için makine sektörünün devlet nezdinde de öncelikli sektör olması ve imalatçı firmalara makine, teçhizat, teknoloji yatırımları için bölge ayırmadan maksimum destek verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Diğer taraftan, sivil toplum örgütleri de kendi alt sektörleri için yurt dışı pazarlama ve tanıtım görevlerini üstlenmeli. Her firmanın ayrı ayrı bütçe ayırmasındansa dernek ve birliklerin sektörü temsil ederek, yurt dışında faaliyetlerini artırmaları gerekiyor. Firmalarımızın yoğun ihracat yaptığı ülkeler yerine ithalatçı konumunda olup, ihracat yapmadığımız potansiyel ülkelere yönelmeliyiz. Tam bu noktada STK’lar devreye girip, o ülkelerdeki lehtar kurumlarla ilişkileri sağlamalı ve firmaların önünü açmalı. Firmalar ise gerek devletimizden gerekse oda, birlik ve üyesi olduğu diğer STK’lardan aldığı destekleri doğru değerlendirmeli ve arkasındaki gücün farkında olmalı. Bununla birlikte tüm STK’lar sektörel yayıncılarla iş birliği yapmalı. Moment Expo, makine sektöründeki yayınların MAKFED’idir desek yanlış olmaz sanırım. Dile kolay, 100’üncü sayıya ulaştı ve bu anlamda “sektörün hafızası” olma misyonunu başarıyla yerine getirdiğini çekinmeden söyleyebilirim. Sektörel yayıncılığın en önemli faaliyetleri, hatta en önemlisi daima üreticinin, STK’ların yanında olmaktır. Tam da burada Moment Expo farkını ortaya koyuyor; gerek firmalar, gerek sektörel STK’lara destek olarak, onların kendilerini ifade etmesine imkân sağlıyor.

Moment Expo, AİMSAD’ın kuruluşundan bu yana 2,5 yıl geçmesine rağmen yaptığı birçok faaliyeti haberleştirerek bizlere destek oldu. Bu anlamda biz de Moment Expo’yu kendi yayınımız gibi görüyor ve destekliyoruz. Bu vesileyle, nice 100’üncü sayılara diyerek, emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyorum; başarılarınızın daim olması temennisiyle.

 

MOMENT EXPO, SEKTÖRÜN HAFIZASI MİSYONUNA UYGUN DAVRANIYOR

Söz makine sektöründen açılınca 1990’lı yılların ortalarında Hürriyet Gazetesi’ne manşet olan haberim geliyor aklıma. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Eski Başkanı Osman Benzeş, Milano’daki makine fuarından döner dönmez gözlemini, “Otel odasında menemen yaptılar, milyar dolarlık makine aldılar” cümlesiyle özetlemişti. Geçen yılın Kasım ayında o fuarı gezerken Tekstil Makine ve Aksesuar Sanayicileri Derneği (TEMSAD) Başkanı Adil Nalbant, 135 üyeleriyle fuarda yerlerini aldıklarını belirtti. Bu katılım, Türk makine sektörünün ulaştığı aşamayı ortaya koyan işaretlerden biriydi. Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Erkunt Armağan, aynı günlerde 240 Türk şirketinin de Hannover’deki tarım makineleri fuarında ürünlerini sergilediğini aktardı. Fuarı gezerken sektörün ortalama kilo başına ihracat değerinin 5.9 dolar olduğunu duydum. Bu rakam, Türkiye’nin kilo başına 1.5 dolar olan ihracat değerine göre oldukça yüksekti. Sektör, Türkiye ihracat liginde otomotivin ensesindeydi. Yani, ortada bir başarı var. Yılda 40 milyar dolarlık makine üretimi, ülkemizin bu alanda ciddi gelişme gösterdiğini ortaya koyuyor.

KAMUYA ÖNEMLİ GÖREV DÜŞÜYOR

Geçen yıl kasım ayında Milano’daki sohbetlerde Adnan Dalgakıran, “Üretim araçlarını üretemeyen ülkeler, orta gelir kapanından çıkamaz. Ülkemizi orta gelir kapanından çıkaracak anahtar bizde” demişti. Sektör temsilcileri bu anlama gelen sözleri sıkça tekrarlıyor. Verdikleri bu mesajı yerden göğe kadar haklı buluyorum. Türk makine sektörü 40 milyar dolarlık üretiminin 14 milyar dolarlık bölümünü ihraç etme başarısını gösteriyor. Buna rağmen yılda 30 milyar dolarlık ithalat söz konusu. Bu durumda kamuya önemli görev düşüyor. Kamunun alım gücünü Türkiye’de üretilen makinelerden yana kullanım, sektörün ve teknolojisinin gelişmesine katkı vermesi gerekiyor. Başbakan’ın, “Yüzde 15 pahalı da olsa Türkiye’de üretileni alın” genelgesi bunu sağlamaya yetmiyor. Kamunun tavrını alımlarıyla ortaya koyması gerekiyor. Kamunun alım gücünün teknolojinin gelişmesine katkısını savunma sanayindeki gelişmelerden anlamak mümkün. Makine sektörünün tanıtım konusunda oldukça hareketli olduğunu izliyor, gözlüyorum. Bıkmadan, pes etmeden tanıtım faaliyetlerini sürdürmek gerekiyor. Tanıtıma ayrılan kaynağı kısmamak, sürekli artırmak en doğru yol. Tanıtımda sektörel yayıncılık önemli rol alıyor. Yaygın-yerel gazete ve dergiler, TV kanallarının tek sektör lehine sürekli yayın yapması mümkün değil. O nedenle sektörel yayınlar, yelpazesine giren sektörlerin sesini duyurmada önemli rol oynuyor. Bana çok sayıda sektörel yayın geliyor. Hepsini kısa da olsa incelemeye çalıştığım için masamı söz konusu dergiler kaplıyor. Kimi zaman dergi yığını arasında kayboluyorum. Moment Expo, sektörel yayınlar arasında oldukça ön sıralarda yer alıyor. Gerçekten de sektörün hafızası misyonuna uygun davranıyor. Sektörle ilgili birçok ayrıntıyı Moment Expo’dan öğreniyorum.

 

 

GÜNDEMDEKİ ÜÇ TEMEL SORUN

Sizinle, iki konuya ilişkin düşüncelerimi paylaşacağım: Birincisi, makine sektörümüzü yakın gelecekte bekleyen sorunlar ve çözümler; ikincisi ise sektörel yayınların tanıtım, tutundurma ve yeni iş ağlarında yer edinmedeki etkileri. Merkez düşüncemi de paylaşmalıyım: Gelişmenin iki kaynağı vardır; biri değerler sistemi, öteki de erişilebilen kaynaklar! Makine üretimi değerler sistemi ve kaynakların yarattığı ekosistemin etkileşimini dikkate almadan, hayatın öz gerçeğine yakın çözümler üretilemez. Türkiye’de makine üretiminin bir dizi sorunu var. Bir dergi yazısında sorunların tümünü anlatmak mümkün değil. Ancak bazı sorunlara kısa değinmeler yapacağım. Öncelikle makine sanayimizin ciddi bir “rekabet edebilir ölçek sorunu” var. Çağımızda ister ürün-hattı yapılarına dayanan klasik değer yaratma zincirinden, isterse internet ekonomisinin platform yapılarından söz edelim; üretkenliğin ve verimliliğin artırılması ve rekabet edebilir yapıların oluşturulmasının özünde “ölçeklendirme” vardır. Makine üretimi sektöründe ölçeklendirme sorununu hepimiz biliyor; her ortamda dillendiriyoruz ama organize olarak bu önemli yapı sorununu çözecek yol haritalarını belirlemede etkin olamıyoruz. Siyasi irade, bürokrasi, iş insanları ve ilgili STK’lar bir araya gelerek “strateji” oluşturma konusunda yetersiz kalıyoruz. Oysa üretim konusuna kafa yoran hepimiz biliyoruz ki, bir strateji kavramına dayanmayan meşrulaştırmalar, yaratmak istediğimiz sonuca bizi götürmez. Makine üretim sektöründe de, ekonominin bütün aktörleri paylaşılan bir stratejide, uzlaşılan bir politika uygulamasında birleşemezse, makine üretim sanayimizi istediğimiz düzeylere taşımak çok zor alacak.

Makine sanayimizin ikinci önemli sorunu ise “rekabet edebilir teknoloji” donanımı ihtiyacıdır. Ölçek kadar, teknolojik donanım yetersizliği varsa; orada kalite-maliye-fiyat dengeleri ister istemez “ucuz emek odaklı” hale gelir. Ucuz emek odaklı olmak, düşük üretkenlik, düşük verimlilik, düşük katma değer anlamına gelir. Küresel gelişmeler pazar ölçeklerini alabildiğine küçültmüş, karşılıklı bağımlılıkları alabildiğine sıklaştırmış, talep koşullarını alabildiğine değiştirmiş, faktör koşullarını alabildiğine farklılaştırmıştır. Rekabet stratejileri alabildiğine değişirken, rakip stratejileri geleneksel bilgilerimizin çok ötesinde “tüketiciyi tanımanın ötesinde anlamaya” çalışan bir yeni bakış açısına götürmüştür. Makine sanayimizin, ortaklıklar ve işbirlikleri yaparak ölçek sorununu da, teknolojik donanım sorunu da çözmesi gerekiyor. Bu işbirlikleri aynı zamanda “sermaye yetersizliğini aşan finansal olanaklara” giden yolun da kaldırım taşlarını oluşturur.

DOST ACI SÖYLER

Makine üreticilerimiz bizim içtenlik dışında bir yol seçmeyeceğimizi bildikleri için, onlara dostun acı sözünü söylemek isterim: Gerek iç örgütlenmeler, gerek birleşmeler ve işbirlikleri, gerekse çağdaş yönetim tekniklerini kullanma açısından sorunlarını kendileri üretiyor. Rekabet edebilir yönetişim kalitesine erişmeden umduğumuz yere ulaşamayız.

Makine sanayimiz kendi entelektüellerini gerektiği kadar desteklemiyor; yaygınlaşma ve derinleşmesini besleyen özveride bulunmuyor. Geçmiş dönemlere göre önemli mesafeler alındı ama Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün’ün belirttiği gibi, elektroniğin otomotiv içindeki payı yüzde 20’lere ulaştı ve bu oran kademeli olarak yüzde 70’lere çıkacak. Otomotiv sektöründe ürünlerin doğası hızla değişiyor. Otomotiv sektörü gibi makine üretiminin diğer alanlarının da bir “elektronik stratejisi” olmalı; bu strateji “makine üretimi stratejisine” uyumlu olmalıdır ki kaynak israf etmeyelim.

KENDİNLE BAŞA ÇIKMAK

İnsan yaşamını yönlendiren temel kavramlardan biri “kendinle başa çıkmasını bilmektir.” Makine üretimi de insanların örgütlediği bir etkinliktir; kendimizle başa çıkmasını beceremediğimiz zaman talepler havada kalır, aynı şeyleri yıllarda konuşuruz ama yaratmak istediğimiz sonuçları yaklaşamayız. Çok sık yinelediğim üç temel sorunumuza değindim. Bu sorunları çeşitlendirebilir, derinliğine tartışabilir, örneklerle dilediğimiz kadar somutlaştırabiliriz.

Yapmak istediğim çağrı çok açık: Değerler sistemimizi ve kaynaklarımızın bir dökümünü yaparak, açık ortamlarda tartışalım. Kendimizle yüzleşelim. O zaman eksiklerimizi daha iyi anlar, yeteneklerimizi daha iyi kavrar, entegre olarak ilerlemeyi daha etkin biçimde sağlayabiliriz.

MESLEKİ YAYINLARIN ÖNEMİ

Makine üreticisi dostlar bilirler ki, mesleki örgütlenme ve mesleki yayınlarla, gelişmeler hakkındaki bilgilenmenin yaygınlığı ve derinliğiyle sağlıklı gelişme arasında çok ciddi bağlar vardır. Bilgilenme ve bilgilendirmenin araçlarından biri de mesleki yayınlardır.

Ülkemizde makine üreticilerinin “rasyonel otorite haline gelmiş bir mesleki yayını” olmalıdır. İlkeleri iyi belirlenmiş, sınırları iyi çizilmiş bir mesleki yayının, meslektaşı geliştirmedeki etkisi kadar meslek dışında karar vericileri yönlendirme etkisini de dikkate almalıyız. ABD’de çok yaygın üretim alanlarından biri yem üretimidir. Konsolide olma eğilimi sürse de, yem üretimi ülkenin en ücra yerlerine kadar yayılmıştır. Ve yem üreticilerinin bir mesleki örgütü vardır; o örgütün “Yem” diye bir yayın organı, sanırım 200 yıla yakın bir zamandır yayın hayatını sürdürüyor. Sözünü ettiğim dergi tam anlamıyla bir “rasyonel otorite” haline geldi. Dergide yayımlanan bir analizi ne ABD siyasi iradesi, ne bürokrasi, ne çıkar gruplarını temsil eden sivil inisiyatifler görmezden gelemiyor. Yem dergisinde yayımlanan bir analiz, özetlenen bir rapor ya da bildiri halinde sunulan bir talep mutlaka karşılık görüyor; toplumun ortak aklını konu üzerinde odaklama konusunda etkiliyor. Dileyenler o dergiyi izler; iddiamızın ne kadar doğu olduğu test edebilir.

...MİŞ GİBİ YAPMAMALI

Yaşamın bütün alanlarında olduğu gibi mesleki yayınlar konusunda da “... miş gibi” yapılmamalı. Yapılan analizler ve saha araştırmaları kadar masa başı analizlere de önem vermeli; meta veriler ciddi bir arşive dayanmalı ve mutlaka sağlıklı bir envantere gönderme yapmalıdır ki ortak aklın güvenini kazansın.

Makine üreticilerimizin üç alana dikkat etmeleri gerekiyor: Birincisi sektörle ilgili “dinamik envanter” konusunu aşmadan, aynı sözleri tekrarlayarak enerji israf etmenin önüne geçemeyiz. İkincisi, bir “Makine Üretimi Enstitümüz” olmalı ki entelektüel gelişmeleri üreticilerle paylaşsın; bilincin temeli olan dünyadaki gelişmeleri sezme, anlama, açıklama konusunda doğru konumlama yapabilelim. Üçüncüsü de “rasyonel otorite” olabilecek bir “mesleki yayınımız” olsun. Yazdığım her sözcük tartışmaya açıktır. Gelin açık ortamlarda tartışalım; eksiklerimizi tamamlayalım, yanlışlarımızı düzeltelim ve entegre olan bir ilerleme yaratalım ki dünyada saygın bir konumumuz olsun.

KURUMSAL HAFIZAMIZ; MOMENT EXPO

Makine sektörü son 10 yılda, özellikle ihracat bazında gerçekleştirdiği atılımla ekonomimiz içinde en aktif faaliyet alanlarından biri olurken, pek çok sektöre yatırım malı sağlayarak Türkiye sanayiindeki verimlilik artışını desteklede önemli bir rol üstlendi. Sektörün bu gelişimi bir yandan dış ticaret açığının azalmasını sağlarken, nitelikli insan kaynağına yönelik de önemli bir istihdam alanı açtı. Teknolojideki yenilikleri takip eden dinamik ve yenilikçi karakteriyle, makine sektörünün Türkiye sanayiindeki yapısal kilidin kırılmasında en önemli aktörlerden biri olacağına inanıyorum. Dijital süreçlerin entegrasyonuyla bilişim alanındaki gelişmelerin yarattığı endüstriyel dönüşüm, gelişmiş ülkelerin tamamında ekonomi uzmanlarının ilk gündem maddelerinden biri. Türkiye sanayisinde her sektörün bu gelişmeyi aynı oranda iyi takip edemediğini, buna karşılık, ileri teknolojili sanayilerle aradaki farkı kapatmak için başta makine olmak üzere stratejik sektörlerin bu alanda daha etkin rol oynadığını görüyoruz. Bu anlamda makine sektörünün başlıca görevi, etkin bir insan kaynağı ile bilgi ve deneyimi bir araya getiren yatırımlarda uzmanlaşması, yarattığı katma değer ve diğer sektörlere sağladığı yatırım girdisiyle teknolojik değişime öncülük etmesidir.

Makine sektörünün ihracat odaklı faaliyetlerinin başarısının temelinde, uluslararası alandaki gücü ve itibarı var. İtibar yönetimi, sadece kaliteli ürün ve hizmet üretmekle değil, bunun pazarlamasını da iyi yapabilmenizle, kendinizi iyi anlatabilmenizle sağlanıyor. Bu anlamda sektör sözcülerinin kendilerini ifade edebilecekleri her türlü çalışmayı kıymetli buluyoruz. Özellikle sektörel yayıncılığın işin uzmanlarını kendini anlatmaya aracılık etmesi çok değerli bir imkanı ortaya çıkarıyor. Bu yüzden, Moment Expo gibi dergiler, hem yurt içinde, hem yurt dışında sektörün uzman paydaşlarla ve kanaat önderleriyle etkileşimini sağlaması açısından hayati bir önem taşıyor.

MOMENT EXPO, SEKTÖREL PAYDAŞLAR ARASINDA ETKİLEŞİM SAĞLIYOR

Moment Expo, bir yanıyla kurumsal hafızayı temsil ediyor. Öte yanıyla da sunduğu zengin içerikle sanayinin gelişimine önemli bir katkı sağlıyor. Derginin 100 sayılık geçmişini ele aldığımızda, buradaki içeriğin makine sektörüyle sınırlı kalmadığını, Türk sanayisinin tamamına hitap ettiğini görüyoruz. Başta yurt dışıyla iş yapan ihracatçılarımız olmak üzere, Türkiye sanayisinin gelişimiyle ilgilenen ve ekonomimizin rekabetçi bir karakter kazanabilmesi üzerine kafa yoran herkesin yararlanabileceği kıymetli bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Moment Expo’nun bu kadar uzun bir zaman boyunca kalitesini koruyabilmesinde ve 100. sayıya ulaşabilmesinde okuyucuyla etkileşim halinde olmasının önemli bir payı var. Bu anlayış doğrultusunda kendisini sürekli yenileyerek 200. sayıya doğru yol alacağına inanıyorum.

 

 

NİCE 100 SAYILARA...

ürkiye’nin Makinecileri ile iletişimci kimliğimle yolumuz Makine Tanıtım Grubu’nun (MTG) kuruluşunun hemen ardından, yani 2008 yılında kesişti. O günden bu yana Türkiye’nin Makinecileri oluşumunu daha yakından tanıma fırsatı bularak, makine sanayiinin hak ettiği yeri alması için el birliği ile çalışmaya devam ediyoruz. Bazı şeylerin vazgeçilmezliğini anlatmak için kullanılan tanıtım kalıpları vardır, “ya olmasaydı” diye tanımlayabileceğimiz bu yol, “o şey” hayatımızda olmasa ne kadar çok başka şeyden de mahrum kalacağımızı anlatır. Sanırım bu en çok makine için çalışabilecek bir kalıptır bu. Çünkü her şey ama her şey onun üretilmesini sağlayan makineler sayesinde vardır. Yediğimiz gıdaların üretim süreçlerini mümkün kılan tarım makinelerinden başlayarak, aklınıza gelecek her türlü üretim, makineler aracılığı ile yapılır. Ve birileri de o makineleri üretir. Dolayısıyla üretimi en baştan başlatanlar, makine üretimini gerçekleştirenlerdir. “Türkiye’nin Makinecileri” de yıllardır tam da bu işlevi üstleniyor. Ve bunu ciddi fedakarlıklarla yapıyor. Neredeyse tüm makine üreticilerinin hikayesinde çok büyük emekler, tutkular ve inanılmaz bir azim var.

ÜRETİM REFAH DEMEKTİR

Makinecilerle 2008 senesinde bir araya geldikten sonra, tüm tanıtım gruplarının kampanyaları içinde de öne çıkan, örnek alınan ve makine sektörüne dikkatleri çeken “Tıkır Tıkır” kampanyasını gerçekleştirdik. Bu reklam aracılığı ile önce 200’den fazla ülkeye ihracat yaptığımızı anlattık, sonra da Türkiye’nin önde gelen sanayicilerinin Türk makinesine olan güvenini aktardık. Hepsi severek ve heyecanla bu çağrımıza cevap verip, kampanyamızda yer aldı. Zira makinenin ülke gelişimi için kritik öneminin farkındaydılar. Çünkü üretim refah demek, refahsa mutluluğun ve barışın koşullarından biri. Refah içindeki ülkeler daha mutlu yaşıyor. Daha da ötesi üreten ülkeler dünyayı da yönetiyor. Geçen sene Hannover Messe’deki açılış töreninde, ev sahibi Merkel ve konuk ülke olan o dönemin ABD Başkanı Obama konuşmalarını yaparken bunu bir kez daha hissetmemize neden oldu. Konuşmalarını dinlerken 21. yüzyılın hikayesini de üretimde güçlü olanın yazacağını anlamak zor değildi. Teknolojide, inovasyonda öne geçen, dünyayı da yönetiyor. İşte bu kurtlar sofrasında “Türkiye’nin Makinecileri” var olma savaşı veriyor. Hepimizin onlarla gurur duymak için çok nedeni var. Ülkemizin en önemli sektörlerinden biri makine imalat sektörü ve kesinlikle daha çok desteklenmeyi hak ediyor.

SEKTÖRÜN ÜRETİM YOLCULUĞU, MOMENT EXPO İLE KAYITLARA GEÇİYOR

“Türkiye’nin Makinecileri” sadece üretmek için değil, aynı zamanda Türkiye’nin üretim yolculuğunun kayıtlara geçmesi ve tarihe not düşmesi için de çalışıyor. İşte elinizde 100’üncü sayısını okuduğunuz Moment Expo da, bunun en önemli araçlarından. Şimdiye dek sektörü adım adım takip eden, yapılanları hem sıcağı sıcağına ileten hem de kayda geçiren Moment Expo, çok önemli bir misyonu gerçekleştiriyor. Bu vesile ile ben de emeği geçen tüm kadroya ve dergi içeriğini hazırladıkları haberlerle dopdolu kılan makine ailesine Türkiye’nin gelişimine katkıları için teşekkür ediyor, daha büyük başarılar diliyorum. Nice 100’lü sayılara…

MOMENT EXPO ZORLU BİR GÖREVİ YERİNE GETİRİYOR

Türkiye makine sektörünün son 10 yılda gösterdiği performansı üretim ve istihdamda sağladığı büyüme, yüksek ihracat performansı ve büyüme hızı ve yatırımlar açısından irdelediğimizde gerçekten takdire şayan bir gelişme izlediğini söyleyebiliriz. Bu başarıda ulusal ve uluslararası konjonktürün pozitif atmosferi önemli bir etkendi. Bilindiği üzere, makine sektörümüz uzun bir süre ülkenin ve uluslararası arenanın gereksinim/talep ve ihtiyaçlarına yanıt vermekten uzaktı. Sektörün kalkınma hızı gerek ülkeyi gerekse de bunu gerşekleştirecek olan işletmeleri memnun etme noktasından da uzaktı.

Ülkemiz sürdürülebilir ve kaliteli bir kalkınma gerçekleştirecek ve bunun yansıması olarak uluslararası pazarlarda önemli bir aktör olacak ise bunun yolunun her yönü ile güçlü bir makine sektörüne sahip olmaktan geçtiği herkesin malumuydu. Bunun biliniyor olması yeterli değil, güçlü bir sektör için gerekenlerin biran evvel uygulanabilir bir strateji ile ortaya konması gerekiyordu. Bu, tüm paydaşların da katkısı ile gerçekleştirildi. Stratejinin bir gereği olarak Türkiye makine sektörü üzerine bir algı/imaj kampanyasına ihtiyaç duyuluyordu. Zira, sektör Türkiye içinde bile pek fazla tanınmayan ve bu yönü ile de hak ettiği ilgi ve desteği görmeyen bir sektör konumundaydı. Makine Tanıtım Grubu’nun çok başarılı bir şekilde uyguladığı ‘Tıkır Tıkır’ kampanyası ile birden kendisinden söz ettirir, taleplerini belirtebilir bir fırsat yakaladı. Bu tür kampanyaların işletmelere verdiği motivasyon etkisi azımsanmamalıdır. Diğer taraftan da kamunun ilgisi ve alakası da arttı. Böylece bir anlamda başarı hikayesini gerçekleştirebileceğimiz bir atmosfer yakalandı. Bunun ticaretteki karşılığı miktar ve döviz cinsinden artan bir ihracat oldu. Hatta ihracatın en fazla gelişmiş pazarlara yapılıyor olması çok önemli bir durumdu. Hali hazırda AB ülkeleri ve ABD gibi bu alanda güçlü sektörlere sahip ülke ve coğrafyalara kaliteli ve rekabet edebilen ürün pazarlayabilen bir sektör gelişti.

SEKTÖR, DEVRİM NİTELİĞİNDE GELİŞMELERE GEBE

Mevcut durum bilhassa ihracat performansı anlamında iyi görünsede gelecek açısından önemli riskler taşıyor. Küresel anlamda sektör devrim niteliğinde gelişmelere gebedir. Akıllı makine, dijital ağlar ve sistemlerin üretim ve ihracat üstünde muazzam değişimler yaratacağı muhakkak. Bundan dolayı, Türkiye’nin makinecileri bugünden itibaren ya hızlı bir şekilde teknolojik atak gerçekleştirecek -ki, teknolojiyi içselleştirmenin bir proses olduğunu da bilerek- ya da gitgide önemini yitirecek olan klasik ürün gruplarında iş yapmaya devam edecek. Bunun da anlamı tabii ki daha az üretim, daha az ihracat ve daha iş demek.

GELECEK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN ÜZERİNE İNŞA EDİLİYOR

Bilindiği üzere yeni bir sanayi toplumu tahayyülü gündemde. Bazılarının “Endüstri 4.0” bazılarının “Internet of Things” üzerinden formüle ettiği bir gelecek vizyonu söz konusu. Bu yeni vizyonun en fazla beslendiği alan veya üzerine inşa edildiği sektörlerin başında da makine sektörü gelmektedir. Bilhassa Almanların gelecek sanayi toplumu yazılımı bir nevi makine sektörü üzerine kurgulanmış gibi. Dolayısı ile buradan çıkarsamalı olarak sektörün temsilcilerine, kamuya ve paydaşlara yeni görevler düşüyor.

Türkiye makine sektörünün ilerde gelişmiş ülkelerin makine sektörünün sadece tedarikçisi durumuna düşmesini istemiyorsak gerçekçi senaryolar üzerinden yine ve yeniden hedef tanımlama ve buna uygun iş/görev paylaşımları yapılmak zorunda. Endüstri 4.0 ve/ veya İnternet of Things, dijitalleşme alanlarında hali hazırda hala konuyu anlama noktasında gibi görünüyoruz. Oysa çok çabuk pratik anlamları ve sonuçları olan aktiviteler geliştirmek zorundayız.

KALICI VE DÜZENLİ BİR İLİŞKİ FORMATI

2014 yılından beri sektörün Almanya’da tanıtım faaliyetlerini yürütenlerden biri olarak belirtmek isterim ki, bu ülkede oldukça bir mesafe katettik. Şöyle ki, tanıtım faaliyetlerini bir bütünsellik içinde ele alarak buna uygun metod, form ve platformlar üzerinden bir strateji geliştirildi. Tanıtım faaliyetlerinin odak noktasını; Türkiye’de üretilen makine ve aksamların kalitesi üzerine imaj/algı/tanınırlık kampanyaları, ticari ve teknik işbirliklerini artırmak, kamu ve sektörel kurumlar nezdinde tanıtım, bilgi aktarımı ve ilişkilerin geliştirilmesi oluşturdu. Bu çok amaçlı, çok yönlü bir faaliyetler zinciri olarak kurgulandı ve aşamalı olarak pratiğe konuldu.

Turkish Machinery adı ve logosu altında fuarlarda, kongre ve seminerlerde sağır sultanların bile duyduğu kampanyalar neticesinde işletmelere ve sektöre yönelik algı/ ilgi artırıldı. Bilhassa sektörde aktif tüm aktörler MTG’nin bir tanıtım markası olan Turkish Machinery üzerinden sektör hakkında bilgilendirildi. Almanya sektörel yayıncılık bahsinde oldukça gelişmiş bir pazar. Aslında sektörün gelişmişlik oranı ile sektörel yayın organları sayısı arasında kausal bir ilişki söz konusu. Hemen hemen makine sektörünün önemli alt ürün grupları ve sektörleri olarak tanımlayabileceğimiz her alanda birden fazla yayın organı mevcut. Bu yayın organlarının içinde sadece mühendislere yönelik teknik dergilerin dışında, sektörün karar vericilerine yönelik hizmet sunan sayısız dergi mevcut. Almanya’da tanıtım kampanyalarımız içinde sektörel basında varlığımız önemli bir yer tutuyor. Türkiye makine sektörü için önem arz eden 18 alt sektör gruplarını içeren ve önemli okuyucu, takipçi kitlesi olan 20 sektörel dergide başlangıçta ilan kampanyaları yürütürken sektörümüz üzerine editoryal yazılar, makaleler, haberler, röportajlar yayınlanmasına vesile olarak sektörün ilgisini çekmeyi başardık. Burada da önemli olan kalıcı ve düzenli bir ilişki formatında sektörü sürekli yeni enformasyonlarla beslemek. Türkiye’nin makinecileri olarak bunun bir faydasını 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında izledik. Örneğin, genel Alman medyasında Türkiye aleyhine yanlı haberler fazlalaşır iken sektörel basında daha gerçekçi ve pozitif haberlerin yayınlanması gerçekleşti.

Sektörel dergilerin en önemli görevleri, sektördeki teknik ve ticari gelişmeleri okuyucuları ile paylaşmaları. Herhangi bir alt sektördeki gelişmeyi, bu dergiler üzerinden takip etmek ve bilgi sahİbi olmak mümkün.

MOMENT EXPO’DAN ZENGİN İÇERIK SUNUMU

Moment Expo sektörü bir anlamda tek başına yüklenmesi nedeni ile oldukça zorlu bir görev ile karşı karşıya. Bu görevi de bugüne kadar başarı ile yerine getirdiği su götürmez bir gerçek. Ama böylesi büyük bir sektör için tek dergi olması vasfı nedeni ile her şeye yetişmek zorunda olması aynı zamanda bir handikap. Bir taraftan ülke içindeki sektörel faaliyetler hakkında eksiksiz haber sunmak, sektörün genel ve acil sorunlarını dile getirmek, başarı hikayelerini sayfalara taşımak gibi önemli hizmetler verirken, diğer taraftan önemli ihracat pazarlarındaki gelişmeler ve yurt dışındaki gelişmeleri sayfalarına taşımaktadır. Sektörün tanıtımında bir bütün olarak önemli katkı sunan dergi, ingilizce özetler ile de yabancı okuyuculara kısa da olsa güvenli bilgiler sunuyor.

Moment Expo mevcutta içerik olarak oldukça geniş bir zenginliğe sahip. Daha fazla içeriğin artırılması bu formatta ve fonksiyondaki bir dergi için fazla olabilir. Ama başka yöntemlerle içerik fazlalaştırılabilir ve fazlalaştırılmak zorundadır. Örneğin, Moment Expo üç ya da dört aylık periyodlarda alt sektörlere yönelik özel sayılar ile sektörel yayıncılığı derinliğine zenginleştirebilir. Hatta bunu bir adım daha ileri taşıyarak, sadece teknik personele, mühendislere yönelik olarak teknolojik ek sayılar çıkartabilir. Ülkemizde en fazla eksikliği hissedilen alan teknik alanda makale azlığı ve görüşlerin beyan edileceği platform yoksunluğu. Belki üniversitelerin ilgili bölümleri ile ortaklaşarak bu açığı kapatmaya yönelik özel sayılar yayınlanabilir. Moment Expo’yu sektörle buluşturmaya önayak olan ve hazırlayan tüm arkadaşlara teşekkürlerimi sunar ve başarıların devamını dilerim.

MOMENT EXPO’DAN DÖRT ÖNEMLİ GÖREV

Sektör son 10 yılda üç eksende önemli gelişme gösterdi. İlki dünya ölçeğinde ve standartlarında kabul ve talep edilir makine üretimine ulaşması, ikincisi buna bağlı olarak ihracatta önemli bir artış sağlanmış ve ihracat yapılan pazarların çeşitlenmesi, üçüncü gelişme ise Makine sektörünün hemen tüm alt makine gruplarında gelişme sağlaması. Sektör, İş makinelerinden, tarım makinelerine, pompa ve kompresörlerden jet türbini parçalarına, tekstil makinelerinden iklimlendirme ekipmanlarına yayılan geçmiş bir yelpazede rekabet gücüne ulaştı.

Türkiye’nin geleceğinde sektöre önemli roller ve görevler düşüyor. Her şeyden önce sanayileşmiş ülke olmanın bir koşulu kendi üretim teknolojisine sahip olunması. Bu da ancak yerli üretim teknolojisine sahip makine sektörüne ulaşılması ile mümkün olacak. Türkiye son yıllarda sanayileşmede orta yüksek ve yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilere öncelik veriyor. Makine sanayi orta yüksek ve ileri teknoloji sınıflarına giren üretimi ile bu hedefe ulaşmada öncü rolü oynayacak. Sanayi devrimleri üretim teknolojisinin değişmesi ile gerçekleşiyor. Endüstri 4.0 devrimi de bu kez akıllı makineler ile hayata geçmektedir. Türkiye’yi Endüstri 4.0 devrimine ortak edecek sektör de yine makine sanayi olacak. Türk makine sektörü son olarak, Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine en önemli katkıyı sağlayacak sektörlerden biri konumunda olmayı da sürdürüyor.

TANITIMDA SEKTÖREL YAYINCILIK ÖNEMLİ BİR YERDE

Sektörün tanıtım faaliyetleri daha çok dışarıya ağırlık veriyor. Buna bağlı olarak dış talep istikrarlı ve sağlıklı bir gelişme içinde bulunuyor. İçeride ise özel ve kamu sektörü Türk makinelerini daha az tercih ediyor. Burada iç tanıtım eksikliğinden çok kırılamayan alışkanlıklar söz konusu. Bu nedenle dışarıdaki başarı hikayelerinin içeride tanıtımı ayrı bir kalan olarak kullanılmalı.

MOMENT EXPO YENİLENEREK GELİŞİYOR

Moment Expo Türk makine sektörü için çok önemli dört işlevi yerine getiriyor. Birincisi, sektörün yurt içi ve yurt dışı tanıtımı, ikincisi alt sektörleri birbirinden haberdar ederek makine sektörünün kendi iç iletişimini sağlaması, üçüncüsü sektördeki oyuncuların bilgi ihtiyaçları için en önemli kaynağı oluşturması ve son olarak da sektörün hafızasını oluşturması.

Moment Expo’nun içeriği sürekli yenilenerek gelişiyor. Bununla birlikte yeni içerikler de oluşturulmalı. Endüstri 4.0 her sayıda işlenmeli, teknolojik gelişmelere her sayıda yer verilmeli, alt makine sektörleri temelinde pazar dosyaları olmalı ve başarılı Türk makine ihracatçılarına daha çok yer verilmeli. Diğer taraftan patenti alınmış yenilikler tanıtılırken sürdürülebilirlik kapsamında standartlardaki ve teknolojideki gelişmelere de yer verilmelidir. Yurt içindeki alıcıların Türk makinesi tercihleri haberlerine yer verilmesi iç talebi de özendirecektir.