Sorunlarla dolu bir yıl daha geride kaldı. Küresel ekonomideki yüzde 4’lük kayıp, makine ticaretinde de etkili oldu ve 2015’te 1,47 trilyon dolar olan küresel makine ihracatı, Dünya Ticaret Örgütü’nün...

Sorunlarla dolu bir yıl daha geride kaldı. Küresel ekonomideki yüzde 4’lük kayıp, makine ticaretinde de etkili oldu ve 2015’te 1,47 trilyon dolar olan küresel makine ihracatı, Dünya Ticaret Örgütü’nün 2016 yılı tahminlerine göre 1,43 trilyon dolara geriledi. Dünya, 2016’da yine üretim ve tüketimi durdururken, Türkiye de bu süreçten elbette etkilendi. Türkiye ihracatı yılı yüzde 1 kayıpla kapatırken, makine ihracatı ise büyümeye devam etti ve 2015’e göre ihracatını yüzde 0,7 

artırmayı başardı. Küresel arenada yaşanan düşüşlere rağmen ihracatta artı yönlü bir performans ortaya koyan Türk makine sektörü, 

başta AB ülkeleri, Rusya, ABD ve Afrika ülkeleri olmak üzere dünyanın 200 ülkesine ihraç ettiği yüksek teknolojiye sahip ürünlerle ülke ekonomisine artı değer yarattı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) verilerine göre 2016’da ihracatını artıran sadece dört sektör oldu. Türk makine sektörü bu dönemde ihracat kilo değerini de 5,8 dolara yükseltirken, miktar bazında ihracatını ise yüzde 1,7 artırdı ve 200’den fazla ülkeye toplamda 2,3 milyon ton makine ihraç etti.

İçeride ve dışarıda yaşanan ekonomik ve politik çok sayıda soruna, ihraç pazarlarımızdaki
istikrarsızlık ve savaşlara, emtia piyasalarındaki kayıplara ve dünyada giderek güçlenen korumacı politikalara rağmen Türk makine sektörünün yakaladığı bu artışlar, doğal olarak daha da önemli hale geliyor. Uzmanlar, yüzde 0,7’lik ihracat artışını “mümkün olabilecek en iyi sonuç” olarak değerlendirirken, Türk makine sektörünün Türk ekonomisinin büyümesine yön vermeye devam ettiğine de vurgu yapıyor.

MAKİNE IHRACATI, 15 YILDA YÜZDE 700 ARTTI

Resme biraz daha yukarıdan bakılırsa, Türk makine sektörünün toplam ihracat değerinin geride kalan 15 yılda nasıl bir sıçrama gösterdiği daha iyi izlenebilir. MAİB’in kuruluşundan bir yıl önce, 2001 yılında, Türk makine sektörü sadece 1,7 milyar dolarlık bir ihracat kapasitesine sahipti. 2016’ya gelindiğinde bu rakam 13,4 milyar dolara yükseldi. Artışın boyutu çok çarpıcı: Yüzde 688.

Yine 2005-2015 döneminde Türkiye toplam ihracatı yüzde 8’lik artı değer üretirken, Türk makine 

sektörü ihracatta yıllık yüzde 16’lık bir büyüme oranı yakaladı. Sektör, Türkiye toplam ihracatından aldığı payı da yıllar içerisinde artırmaya devam ediyor. 2016’da bu rakam Ocak-Kasım döneminde yüzde 10 barajının üzerinde gerçekleşti.

Tüm bu verileri daha da önemli kılan, 15 yıllık süreçte hem Türkiye’nin hem de küresel ekonominin çok derin kriz dönemlerini de yaşamış olması. Halen küresel ekonomideki kayıplar da devam ediyor. Dünya makine ihracatı 2016’nın Ocak-Kasım döneminde, ancak 2010 yılındaki seviyeyi yakalayabilmişti. Bir anlamda dünya dururken, 2010-2016 döneminde Türk makine sektörünün yüzde 31’lik artışla, 

2010’daki 10 milyar dolar seviyesinden 2016’da 13,4 milyar dolar ihracat rakamına ulaşması; aynı dönemde miktar bazındaki ihracatını ise yüzde 35 artırarak 1,7 milyon ton seviyesinden 2,3 milyon ton seviyesine sıçraması hiç de azımsanmayacak bir başarıdır.

HEDEF PAZARLARDA YÜKSELİŞ SÜRDÜ

Geride kalan yılda Türk makine sektörünün altı çizilmesi gereken bir başka önemli başarısı ise hedef pazarlarında elde ettiği kazanımlar… Bilindiği üzere sektörün ana hedef pazarları, aynı zamanda küresel makine ihracatında da lider ülkeler olan Almanya ve ABD olarak sıralanıyor. Hedef pazarlara yönelik çok sayıda etkinlik düzenleyen ve bu üç ülkede toplam 12 küresel ölçekli fuara katılan Türk makine sektörü, bu çabalarının meyvelerini de toplamayı başardı. 2016’da Almanya’ya yüzde 3,1, ABD’ye yüzde 2 ve İtalya’ya yüzde 12 ihracat artışı gerçekleştiren makine sektörü, 2016’da ihracat kilo değerinde en yüksek katma değerli makinelerini de yine ABD ve Almanya’ya ihraç etti. Bu dönemde Almanya’ya gerçekleşen makine ihracatında ihracat kilogram değeri 8,8 dolar olurken, ABD’ye gerçekleşen makine ihracatında ihracat kilogram değeri ise 12 dolara yaklaştı. Böylece makine sektörü, bir anlamda dünyanın en güçlü makine üreticilerine Büyüme Makinesi’nin gücü ve kalitesini, teknolojisini ve katma değerini de kabul ettirmiş oldu. Bu çerçeveden bakıldığında, Türk makine sektörünün, özellikle 2009 krizinden sonra pazarı en iyi değerlendirenler olduğu da söylenebilir.

BÜYÜMENİN ANA NEDENLERİ

Özellikle 2010-2016 dönemi makine ihracatında küresel üretimin merkezi Çin’in yüzde 8 büyüdüğü, dünya makine ihracatını domine eden Almanya, ABD, İtalya, Japonya gibi ülkelerin yerinde saydığı bir dönemde Türk makine sektörünün yüzde 31’lik bir başarı grafiği sergilemesi, gerçekten de önemli bir başarıdır.

Bu başarının arkasında, güçlü bir yapı, organize bir çalışma ve elbette başarma azmi yer alıyor. Türk makine sektörü her yıl, bir önceki yıla göre Ar-Ge harcamalarını artırıyor, hatırlanacağı üzere 2014’te makine üretiminde Ar-Ge harcamaları 600 milyon dolara ulaşmış ve Türkiye’nin toplam Ar-Ge harcamalarının yüzde 10’unu oluşturmuştu. Yine, sektör mühendis ve ara çalışan kadrolarının eğitim
seviyelerini yükseltirken, üretim portföyünü çeşitlendirmeye ve katma değerli üretime ağırlık vermeye de devam ediyor. Az önce ifade etmiştik, dünyanın en güçlü makine üreticilerine daha yüksek fiyatlarda makine ihraç ediyoruz. Bu, makine sektörünün sahip olduğu teknolojik yeterliliğin de her geçen yıl yükseldiğine işaret ediyor. Diğer yandan bu güçlü ticaret ortakları, üretimin daha da çeşitlenmesi ve teknolojilerinin yükselmesi açısından da itici güç olmaya devam ediyor.

Bununla birlikte, Türk makine sektörü, neredeyse dünyanın her ülkesine makine ihraç etmeye devam ediyor. Halen Türk makinelerinin yüzde 60’ı Avrupa ve ABD’ye ihraç edilirken, kalan yüzde 40’lık dilimde yaşanan kayıplar, sürekli olarak yeni pazarlarla telafi ediliyor. Geçmişe kıyasla küresel ölçekte çok daha geniş coğrafyalara ulaşan makine sektörü, potansiyeli düşen pazarların canlanmasıyla, ihracat cephesindeki kazanımlarını artırmaya da devam edecek.