Ankara Kalkınma Ajansı’nın desteği ile sürdürülen MAKFED MEYEM “Makine Sektörü Mesleki Yeterlilik Merkezinin Kurulması” projesi kapanış toplantısı, 27 Temmuz’da Ankara’da gerçekleştirildi.

Ankara Kalkınma Ajansı’nın desteği ile sürdürülen MAKFED MEYEM “Makine Sektörü Mesleki Yeterlilik Merkezinin Kurulması” projesi kapanış toplantısı, 27 Temmuz’da Ankara’da gerçekleştirildi.

Türkiye’nin sürdürülebilir gelişmesine hizmet eden Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu’nun (MAKFED), “Makine Montajı Seviye 3 ve Seviye 4 ile Makine Bakımcısı Seviye 4 Ulusal Yeterlilikleri için Ankara’da Yetkilendirilmiş Sınav ve Belgelendirme Merkezi Kurulması Projesi”nin kapanış toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında başlatılan proje çerçevesinde söz konusu üç ulusal yeterlilikte gerekli altyapı oluşturulurken, teorik ve uygulama sınav alanı olarak gerekli teçhizatla donatılan Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi’yle de anlaşma sağlandı. MAKFED MEYEM Projesi, makine sektörü için işsizlerin ve düşük gelirli çalışanların istihdam edilebilirlikleri ve gelir düzeylerinin artırılması, bu kişilerin hayat boyu öğrenme sürecinin desteklenmesinin yanı sıra nitelikli, belgeli işgücü anlayışının geliştirilmesi bakımından da önem taşıyor. Projeyle birlikte, çalışanların niteliklerinin tespit edilmesi ve bu çerçevede istihdam piyasalarına uyumlu hale getirilebilmesine yönelik olarak bireylerin belgelendirilmesi alanında faaliyet gösterilecek.

“GİRİŞİMCİLİKTE NİTELİK AÇIĞIMIZ VAR”

Projenin kapanış toplantısına MAKFED ve üye dernekleri yönetim kurulu başkanları, yönetim kurulu üyeleri ile genel sekreterleri katılırken, Ankara Kalkınma Ajansı ve ilgili bakanlık ve kurumların temsilcileri de katıldı. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, toplantının açılış konuşmasında makine sektörünün güncel durumu hakkında bilgi verirken MAKFED’in hedeflerine de değindi. “Türkiye’de sanayi üretimi yüzde 70 oranında orta ve düşük teknolojili ürünlerden oluşuyor. Hedef ve strateji belirlemeden önce durum tespiti yapmamız gerek. Bu topraklar yüzde 1 oranıyla son 300 yıldır dünya ekonomisinden aynı payı alıyor. Çin’in de aldığı pay da çok düşüktü ama son 20 yıldır yaptıkları atılımla dünya ekonomisindeki paylarını artırdılar. Peki, bunu nasıl yaptılar? Herkes ‘girişimcilikle’ diyebilir ama küresel istatistiklere bakarsanız nüfusa oranla en fazla girişimciye sahip olan ülkelerde Yunanistan birinci, Türkiye ise ikinci sırada yer alıyor. Demek ki girişimcilik konusunda nicelik sıkıntımız yok, nitelik sıkıntımız var” diyen Dalgakıran, ülke olarak nitelikli girişimci sayısını artırdığımızda, eğitim sistemimiz sorunlarla mücadele etse de nitelikli çalışanlar yetiştirebileceğimizin altını çizerek, “Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Makine sektörünün ihtiyaç duyduğu insan kaynağını sağlayabilmek için Ankara Kalkınma Ajansı’yla birlikte çok ciddi bir çalışma içindeyiz. Bu konuda bilgi sahibi olan herkesi de projemize katkı sağlamaya davet ediyoruz” açıklamasında bulundu. Dalgakıran, konuşmasında, Almanya’nın sadece 6 bin makine üreticisiyle Türkiye’nin toplam ihracatının iki katına karşılık gelen 300 milyar dolar tutarında ihracat yaptığını, Türkiye’nin ise 12 bin makine üreticisiyle ancak 15 milyar dolarlık makine ihraç ettiğini anımsattı. Dalgakıran, “Biz, var olan girişimcilik hareketlerini verimsiz işlerle kaybetme noktasındayız. Girişimciyiz ama ihracat yapamıyoruz. Dünya ölçeğinde firmalarımız yok, kaliteyi artıramıyoruz, yenilikçi teknolojilere kaynak, iş güvenliğine para ayıramıyoruz. Bu yüzden bütünleyici politikaları MAKFED çatısı altında çok daha ciddi şekilde hazırlamaya devam edeceğiz” dedi. Türk makine imalat sektörü olarak gelecek stratejisini sadece makine değil, teknoloji ve yazılım üzerinden kurgulayacaklarını da ifade eden Dalgakıran, makine ihracatında 10 yıldır 6 dolarlık kilo değerini aşamadığımızı, bu değeri artırmanın yolunun ise teknoloji ve yazılımdan geçtiğini söyledi. Dalgakıran son olarak, “Makine sektörü ancak bu şekilde katma değerini yükselecektir. Ürettiğimiz makinelere teknoloji katmak zorundayız. Bunun yanında verimlilik çalışmaları da yapmalıyız. Biz, Türkiye’de sektörel verimlilik ölçümleri yapılsın istiyoruz ve buna makine sektöründen başlayacağız. Yetkilendirilmiş sınav ve belgelendirme merkezimizle, sektörümüzün ihtiyacı olan nitelikli insan kaynağını sağlamak için elimizden gelen çalışmaları yürüteceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

“DAHA FAZLA İHRACAT YAPMALIYIZ”

MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır ise toplantıda yaptığı konuşmada projeyi tanıtarak MAKFED’nin amaç ve hedeflerine değindi. Türkiye’deki makine imalat sektöründe TÜİK verilerine göre sektörde 13 bin 74 girişimci olduğunu söyleyen Bakır, “Sanayi Sicil” kayıtlarına göre ise makine imalat sektöründe 6 bin 500 iş yerinin imalat gerçekleştirdiği ancak bunların çoğunlukla mikro ölçekli olduğunun altını çizdi. “MAKFED bugün makine sektörünün yüzde 95’ini temsil ediyor. Sektör 212 bin kişiye istihdam sağlıyor. İstihdam endeksinde makine sektöründe 100’den 147’ye çıktık. Türkiye’nin genel istihdam endeksi ise 120’de kaldı. Sadece bu rakam bile Türkiye’de en hızlı gelişen sektörlerden birinin makine olduğunu gösteriyor” diyerek devam eden Bakır, yine de sektörün yeterli gelişmişlik seviyesine ulaşamadığını, sektörel rakamların en az iki, üç katına çıkarılmasıyla Türkiye’nin hedeflerine ulaşılabileceğini vurguladı. Makinenin, petrolden sonra en fazla cari açık verilen sektör olduğunu da anımsatan Zühtü Bakır, yıllara göre değişmekle birlikte 12- 18 milyar dolar aralığında dış ticaret açığı verildiğine, Türkiye ekonomisi açısından bu tabloyu tersine çevirmenin önemli olduğuna değindi. Bakır, “Makine ithalatı yapmak bir gelişmişlik düzeyidir ancak makine ihracatı yapmak da sanayi ülkesi olduğunun göstergesidir. İthalat yapacağız ama daha fazla ihracat yapmak zorundayız” şeklinde konuştu.

“SEKTÖRE YÖNELİK ÇALIŞMALARIMIZ SÜRECEK”

Sunumunda, projenin detayları hakkında da katılımcıları bilgilendiren MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır, “Projenin başında soru bankaları ve İnternet sitemizi oluşturduk. İnternet sitemizde yeni bir yazılıma geçtik. Tıpkı diğer mesleki yeterlilik kuruluşlarında olduğu gibi bütün sistem bu yazılım üzerinden yürüyecek. Adaylar bu sistemden başvuracak, sorular sistemden rastgele seçilecek ve istatistiki bilgiler de oluşturulacak. Uzun bir çalışma sonrası sınav merkezimiz de faaliyete hazır duruma geldi. Makine bakımcısı, makine montajcısı 3 ve makine montajcısı 4 alanlarında yetkinliklerimiz olacak. Makine bakımcısı, zorunlu meslekler arasında yer almakta ancak kapsamımızda bulunan her iki alanda da devlet desteği söz konusu. Sanayicilerimizin tüm sınav ve belgelendirme giderleri İŞ- KUR tarafından karşılanacak. Çalışmalarımız elbette bitmedi, sektörün çatı kuruluşu olarak öncelikli ihtiyaçlar doğrultusunda kapsamımızı genişleteceğiz.Örneğin “Dijital Sanayi Operatörü” standardı üzerinde çalışılıyor, ayrıca iş makineleri bakımcıları konusu da var. Bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. MAKFED olarak bu hususta sektörümüz kapsamında belirleyici ve sürükleyici olmak istiyoruz” dedi. Toplantıda bir konuşma yapan Ankara Kalkınma Ajansı İzleme ve Değerlendirme Bölüm Başkanı Muhammed Seyit Pehlivan ise ajans ve faaliyetleri hakkında kısa bir bilgilendirmede bulunarak başarıyla sonuçlanan projeden dolayı emeği geçenleri kutladı. Türk Standartları Enstitüsü adına toplantıya katılan Akreditasyon ve Belgelendirme Uzmanı ve Makine Yüksek Mühendisi Hakan Ergin de “Mesleki Yeterlilik Sistemi-Sanayi ve Ekonomiye Etkileri” konulu kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi.