Bursa’da 2007 yılında kurulan Barida Makina mühendislik, danışmanlık, anahtar teslim proje yönetimi, sistem tasarımı alanında faaliyet gösteriyor. İmal ettiği özel makineleri dünyanın 14 ülkesine ihraç ...

Bursa’da 2007 yılında kurulan Barida Makina mühendislik, danışmanlık, anahtar teslim proje yönetimi, sistem tasarımı alanında faaliyet gösteriyor. İmal ettiği özel makineleri dünyanın 14 ülkesine ihraç eden firmanın Ar-Ge merkezi de 2017 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylandı. Kurulduğu tarihten bu yana Ar-Ge ve inovasyon ekseninde büyümeyi hedefleyerek vizyonunu da bu şekilde tanımladığını söyleyen Barida Makina Genel Müdürü Onur Kalfa, “Özellikle Endüstri 4.0 konseptinin gündemde olduğu ve yaygınlaşmaya başladığı bu dönem, makine imalat sektörü için bir fırsattır ve bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekiyor” diyor.

Barida Makina’nın şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?

Firmamız satın alma, satış ve mühendislik hizmetleri, insan kaynakları ve idari hizmetler, üretim ve lojistik, Ar-Ge, kalite, finans ve muhasebe ile bilgi işlem olmak üzere sekiz farklı birimden oluşuyor. 150 personelin istihdam edildiği söz konusu birimlerin yanı sıra 60 kişilik Ar-Ge merkezimiz ise bilgisayar destekli tasarım ve mühendislik, proje yönetimi, yazılım geliştirme, kontrol-otomasyon, prototip imalat ve devreye alma, proje geliştirme ile inovasyon alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.

İmalatınızı nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (NOSAB) 2 bin 800 metrekarelik tesisimizde imalatımızı gerçekleştiriyoruz. Bursa Kayapa Organize Sanayi Bölgesi’nde ise inşaatı devam eden yaklaşık 15 bin metrekarelik yeni fabrikamıza ise 2017 yılı sonunda taşınacağız. Teklif hazırlama, sipariş alma ve sözleşme imzalama süreçlerinin sonrasında, siparişi alınan ürünlerin projelendirme sürecini başlatıyoruz. Bu projelerden Ar-Ge içeriği tatmin edici ve inovasyon düzeyi yüksek olanlar firmamızın Ar-Ge merkezinde; Ar-Ge içeriği ve inovasyon düzeyi belli bir eşiğin altında olanlar ise rutin mühendislik hizmetleri gerektirmesinden ötürü, satış ve mühendislik hizmetleri bölümümüzde yürütülüyor. Gerekli mühendislik, danışmanlık, anahtar teslim proje ve sistem tasarım hizmetlerini tek bir kaynaktan sunabilen firmamız tasarım ve tasarım doğrulama süreçlerinde çeşitli modelleme ve analiz programlarından yararlanıyor. Tedarik, imalat ve montaj süreçlerinin ardından ise imal ettiğimiz makineler gerekli otomasyon testlerinden de geçerek devreye alma ve müşteri onay süreçleriyle sonuçlandırılıyor. Barida Makina olarak yılda toplam 150 proje yürütebilecek kapasiteye sahibiz.

Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Geçen 10 yıl içinde Barida Makina başta otomotiv olmak üzere; beyaz eşya, inşaat, elektrik, gıda, ilaç gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren müşterilerine özel üretim montaj hatları, test makineleri ve kontrol ekipmanları tasarlayıp üretirken ihtiyaca yönelik her türlü mühendislik, proje ve otomasyon çözümü sunabilen bir firma konumuna ulaşma başarısını da gösterdi. Bugün firmamızın ürün portföyünde yer alan ve tamamen müşteriye özel olarak, otomasyon sistemleri ve robotik uygulamalarla birlikte projelendirilen makinelerimizi; özel üretim makineler ve hatları, montaj transfer makineleri ve hatları, test istasyonları, kameralı ve kamerasız kontrol istasyonları, robotik hatlar ve uygulamaları, yay ve tel bükme makineleri, makaralı/dönel sac şekillendirme (roll form) hatları, paketleme (shrink) makineleri, kaynak ve kontrol fikstürleri oluşturuyor.

Firmanız ve ürünleriniz konusunda yürüttüğünüz TÜBİTAK vb. gibi projeleriniz var mı?

Firmamız kurulduğu tarihten bu yana 10 TÜBİ- TAK, iki FP7 (AB 7. Çerçeve Programı) ve iki de KOSGEB projesini başarıyla tamamladı. Ulusal destekli projeler ağırlıklı olarak çeşitli otomotiv bileşenlerinin otomasyona dayalı ve yenilikçi üretim yöntemleriyle üretilmesine; bunlara dair montaj, test ve kalite kontrol yöntem ve özel makinelerin geliştirilmesine yönelik. Ortak olarak yer aldığımız Avrupa Birliği FP7 projeleri ise alüminyum geri dönüşümü ve kaynak fikstürleri için optimizasyona odaklanan tasarım programlarının geliştirilmesini konu alıyordu. Şu anda devam eden bir TÜBİTAK projemiz bulunuyor. Aynı zamanda bir personelimizin doktora tez çalışmasına vesile olacak bu projede ülkemizde imalatı henüz yapılamayan bir yarı mamul için yenilikçi bir üretim yönteminin geliştirilmesi hedefleniyor. Otomotiv ve elektrik sektörüne yönelik özel makineler ve Endüstri 4.0 konseptine uygun yenilikçi üretim hatlarının geliştirilmesine yönelik projelerimizin hazırlık çalışmalarıysa devam ediyor.

Firma olarak inovatif çalışmalara gereken yatırımları yapıyor musunuz?

Özel makine imalatında Ar-Ge ve inovasyonun öneminin farkında olan bir firmayız. Barida Makina, kurulduğu tarihten bu yana Ar-Ge ve inovasyon ekseninde büyümeyi hedefleyerek vizyonunu da bu şekilde tanımladı. Yürütülen Ar-Ge ve inovasyon projelerinin çıktısı olarak firmamız beş adet tasarım tesciline sahiptir ve üçü ulusal bir tanesi de uluslararası olmak üzere dört patent başvurusunda bulunmuş durumda. Ayrıca Barida Makina olarak AB, Rusya ve Çin’de de marka tescil başvurularımız söz konusu. Tüm bu çalışmaların sonucunda firmamız, 2014 ve 2015 yılarında Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Ekonomiye Değer Katanlar Ödül Töreni”nde Bursa dördüncülüğüne ödülüne layık görülürken 2016 yılında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen İnovaLİG Programı kapsamında da inovasyon dalında Türkiye üçüncülüğü ödülünü alarak başarısını taçlandırdı.

Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz?

Firmamız global ölçekteki firmaların Türkiye’de faaliyet gösteren fabrikalarına yönelik geliştirerek devreye aldığı özel üretim hatları ve özel makinelerle başarısını kanıtladı. Öte yandan bu firmaların yurt dışındaki fabrikalarına tedarikçi olarak giriş yapma başarısı da gösterdi. Başta İspanya, Fransa, Slovenya, Bulgaristan, Rusya ve Çin olmak üzere farklı kıtalarda yer alan 14 ülkeye özel makine ihraç ediyoruz. Bunun yanı sıra Kanada ve Meksika pazarları için araştırmalarımızı tamamlayarak ihracat için çalışmalara başladık.

İhracat konusunda yaşadığınız problemler var mı? Sizce mevcut problemlerin çözüm yolu nedir?

İhracat süreçlerinde kronik problemler yaşadığımızı söyleyemem. Gerek gümrük gerekse bankalar nezdindeki finansal süreçler gayet oturmuş ve öngörülebilir bir yapıda. Bunu özellikle AB ülkelerine gerçekleştirdiğimiz ihracat için söylemek mümkün. Daha çok yeni pazarlarda sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Çin’e ihracat gerçekleştirdiğimizde, bu ülkenin gümrük ve finansal sistemi gereği işlemler öngörülebilir olmaktan uzaklaşıyor. Gümrük süreçleri uzadığı gibi döviz transferlerinde de standart dışı onaylar gündeme geliyor. Ülkeler arasında imzalanan ikili ticaret anlaşmalarıyla ticari süreçler ihracatçılar adına kolaylaştırılabilir. Çin’e benzer başka bir örnek de Meksika. Bu ülke ile Türkiye arasında ikili ticaret anlaşması olmadığı için ihracatını gerçekleştirmek istediğimiz ürünler üzerinde, AB ülkelerine kıyasla çok yüksek oranda (yüzde 30-33 seviyelerinde) gümrük vergileri uygulanıyor. Bu durum doğal olarak rekabet gücümüzü oldukça sınırlandırıyor. AB ülkeleri ile sağlanan yüksek ticari işbirliği ortamının Güney Amerika, Afrika ve Uzak Doğu ülkeleriyle de tesis edilmesi ihracat olanaklarımızı ve kapasitemizi artıracaktır.

Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

İleri teknoloji ile iç içe olan bir firma olarak, dünyadaki teknolojik gelişimi hızla takip edip ürünlerimize adapte edebilmek ve teknolojiye katkı sağlayacak ürün ve çözümler ortaya koyabilmek için çalışanlarımızın teknik gelişimine önem veriyoruz. Bu amaçla daha çok tasarım, sayısal analiz, proje yönetimi, hidrolik-pnömatik, robotik ve otomasyon konularındaki mesleki eğitimlere ağırlık veriyoruz. Diğer yandan personelimizin kişisel eğitimine yönelik çeşitli etkinlikler de organize ediyoruz.

Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda?

Ülkemizde her sektörde olduğu gibi makine imalat sektöründe de önemli gelişmeler söz konusu. Devletimizin Ar-Ge ve inovasyona verdiği destekler firmaların gelişiminde bir itici güç görevi üsteleniyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ar-Ge ve tasarım merkezleri çerçevesinde sağladığı destekler, KOSGEB ve TÜBİTAK projeleri ve Ekonomi Bakanlığı’nın verdiği ürün geliştirme ve uluslararası rekabete yönelik URGE destekleri; sektördeki firmaların Ar-Ge ve inovasyon ekseninde gelişiminde önemli rol oynuyor. Özellikle Endüstri 4.0 konseptinin gündemde olduğu ve yaygınlaşmaya başladığı bu dönem, makine imalat sektörü için bir fırsattır ve bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.

Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir?

Ülke sanayisinin genel problemleri elbette makine imalat sektörüne de yansıyor. Bu doğrultuda kayıt dışı firmaların oluşturduğu haksız rekabet, Çin’den kalitesiz makine ithalatı, nitelikli personel eksikliği, teknolojik ürünlerde yerli bileşen eksikliği, ithal ürüne bağımlılık, yüksek vergi, yüksek istihdam maliyetleri, finansman giderleri ve sermaye darlığı ile bürokrasi sektörde karşılaşılan sorunlar arasında yer alıyor.

Firmanız açısından 2017 yılı nasıl geçiyor? Yeni dönemde beklentileriniz nelerdir?

2016 yılı proje faaliyetleri çerçevesinde çok yoğundu ve 200’e yakın projeyi hayata geçirdik. 2017 yılına da hızlı başladık. Bu yıl içerisinde Ar-Ge merkezimizi kurarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan onay aldık. Aynı zamanda Ekonomi Bakanlığı tarafından ürün geliştirme projelerine verilen destekten de yine bu yıl içinde yararlanmaya başlıyoruz. Dolayısıyla 2017, Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına sistematik yaklaşımlarla odaklandığımız bir yıl olacak. Böylelikle rekabetçi koşullarda katma değerli ürünlerle sürdürülebilir büyüme sergileyen, ihracat potansiyeli ve üretkenliğiyle ülke ekonomisine katkı sağlayan bir firma olma vizyonumuz doğrultusunda adımlar atmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda 2017 yeni tesisimize taşındığımız yıl olacak. Bu modern komplekste, daha verimli bir çalışma ortamına kavuşacağımıza ve daha büyük projelere imza atacağımıza inanıyoruz.

Geleceğe yönelik projeleriniz ve hedeflerinizden bahseder misiniz?

Havacılık ve savunma sanayisi gibi ileri teknolojinin en üst düzeyde kullanıldığı veya biyoteknoloji, nano/mikro işleme gibi hassas işlerin söz konusu olduğu alanlarda projeler yürütmek istiyoruz. Endüstri 4.0 konseptine uygun araştırma projeleri yürüterek bu projeleri ticarileştirmek, farklı sektörlerde küresel ölçekte faaliyet gösteren firmalarla stratejik Ar-Ge ve inovasyon işbirlikleri kurmak, kontrol ve otomasyon sistemlerinde kendi yazılım ve donanımlarıyla belli ürünlerin imalat ve kalite kontrolüne adanmış özel üretim, montaj ve test makineleri geliştirerek uluslararası alanda firmamızın marka değerini artırmak da hedeflerimiz arasında yer alıyor.