2017 yılı ilk altı ayına dair büyüme, sanayi üretim endeksi ve ihracat rakamları ümit veriyor. Üçüncü çeyrekteki daralma nedeniyle 2016 yılı GSYİH büyüme...

2017 yılı ilk altı ayına dair büyüme, sanayi üretim endeksi ve ihracat rakamları ümit veriyor.

Üçüncü çeyrekteki daralma nedeniyle 2016 yılı GSYİH büyüme oranı ancak yüzde 2,9 olarak gerçekleşirken imalat sanayisi büyüme oranı ise yüzde 3,9 olmuştu. 2017 yılının ilk çeyreğinde ise GSYİH ve imalat sanayisi büyüme oranları bir önceki yılın aynı dönemine göre önemli ölçüde artarak sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 5,1 olarak gerçekleşti. 2017 yılının ikinci çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre GSYİH yüzde 5,1 arttı. Gayrisafi yurt içi hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2017 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre zincirlenmiş hacim değeri olarak sanayi sektörü yüzde 6,3 artış kaydetti. Temmuz 2017 sanayi üretimi ise bir önceki aya göre yüzde 2,3 arttı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri (2010=100 temel yıllı) incelendiğinde, 2017 yılı Temmuz ayında imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,2, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yüzde 4,8 artış gösterdi. 2010 baz yılından bu yana makine imalat sanayisinin yıllık ortalama üretim endeksi, imalat sanayisi ortalamasına göre daha yüksek düzeylerde seyrediyor. 2017 yılı ilk çeyrek ortalaması 142,1 düzeyine çıkan endeks, Mayıs’ta ise 174,8 ile rekor düzeyine erişti. Makine imalat sanayisindeki büyümenin diğer bir göstergesi ise Temmuz 2017’de, Nisan 2015’te yakalanan rekor seviye olarak 81,2 düzeyinde gerçekleşen kapasite kullanım oranı oldu. Bununla birlikte, makine imalatı sanayi istihdam endeksi de son bir yıldaki konumunu koruyarak 2017 ilk çeyreğinde 140,9 düzeyine ulaşırken imalat sanayisi için bu değer bir miktar azalarak 117,4 olarak gerçekleşti.

“İŞVEREN ÜZERİNDEKİ ÜCRET YÜKÜNÜN AZALTILMASI GEREKİYOR”

Türk makine imalat sanayisi ihracatı, SITC gruplamasına göre son dört yılda yaklaşık 10 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken 2016 yılı ihracatı ise 9,9 milyar dolar oldu. Aynı dönemde ithalat ise yaklaşık 27 milyar doları seviyesinde kaydedilirken ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 36,7 düzeyinde kaldı. 2017 yılının ilk altı ayında, önceki yıla göre ithalat yüzde 12 gerileyerek 12 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracatta ise yüzde 2,9 düzeyinde bir artış sağlanarak 5,3 milyar dolara düzeyine erişildi. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise 44,1 oldu. Bu olumlu gelişmenin çeşitli nedenleri olmakla birlikte aşırı değerli olarak görülen TL sonrasında, kurun belli bir artışla belirli bir düzeyde kararlılık sağlamasının katkısı da olduğu düşünülüyor.

Bu olumlu gelişmelere karşın, makine imalat sanayisi brüt maaş endeksi, 2010 yılı ikinci dönem sonrası tüm dönemlerde imalat sanayisi brüt maaş endeksinin üzerinde ve aradaki fark giderek açılıyor. 2016 yılının son çeyreğinde brüt maaş endeks değeri 306 iken bu oran 2017 yılının ilk çeyreğinde 312,3 düzeyine erişti. Oysa imalat sanayisinde ise aynı dönemde 249,5 düzeyinden 254,7 düzeyine çıkıldı. Bu eğilim, sektörde maliyet içindeki ücret giderlerinin payının imalat sanayisi ortalamasına göre giderek yükseldiğini de ortaya koyuyor. Hizmet sektörünün hızlı gelişimine bağlı olarak nispeten yüksek nitelik ve emek gerektiren makine imalat sanayisinde iş gücüne erişim zorlaşırken bu durum da, ifade edilen brüt maaş artışı farkına neden oluyor. Bu çerçevede sektöre yönelik, işveren üzerindeki ücret yükünün azaltılmasına imkân verecek kamu politikalarının tasarlanması ve uygulanması önem arz ediyor. Bunun yanı sıra, makine imalat sanayisi yurt içi üretici fiyat endeksi, imalat sanayisi-ÜFE değerlerinin ve dolayısıyla ana metal sanayisi, elektronik sanayisi ve elektrikli teçhizat gibi girdilerini sağlayan sanayilerin Yİ-ÜFE endeks değerlerinin altında kalıyor. Özellikle ana metal ve elektronik sanayisinden sağlanan girdilerin endeks değerlerinde 2016 yılsonu başlayan ve 2017 yılının ilk beş ayında yaşanan hızlı artışın, makine imalat sanayisi girdi maliyetlerini önemli ölçüde yükselttiği ve bu maliyetlerin sektörün ürün fiyatlarına yansıtılamadığı ortaya çıkıyor. Bu husus makine imalat sanayisinin karlılık oranlarında erozyona uğrandığını da gösteriyor. Bu konuda kamu-özel sektör işbirliği ile çok yönlü girdi tedariki çalışmalarının artırılarak sürdürülmesi, sektörün uluslararası rekabet gücü açısından atılacak öncelikli adımlar arasında görülüyor.