“Yeşil Gelecek ve Akıllı Teknolojiler” temasıyla 12-18 Kasım tarihlerinde Hannover’de düzenlenen Agritechnica Fuarı’nda Türkiye’nin Makinecileri de...

“Yeşil Gelecek ve Akıllı Teknolojiler” temasıyla 12-18 Kasım tarihlerinde Hannover’de düzenlenen Agritechnica Fuarı’nda Türkiye’nin Makinecileri de yerini aldı.

Hannover’de düzenlenen ve 53 ülkeden 2 bin 762 firmanın yer aldığı Agritechnica’yı 130 farklı ülkeden 450 bin kişi ziyaret etti. Bu yıl “Yeşil Gelecek ve Akıllı Teknolojiler” temasıyla kapılarını açan etkinliğe Türkiye’den de 108 firma katıldı. 1985 yılından bu yana iki yılda bir düzenlenen fuara MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Erkunt Armağan, Türkiye’nin Makinecileri Almanya Temsilcisi Ahmet Yılmaz ile Makine Şube Müdürü Mehtap Önal ve Makine Şubesi Uzmanı Tuğçe Karabörk Okan katıldı. Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyesi derneklerden Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği de (TARMAKBİR) fuarda yer alarak Türk tarım makineleri sektörü ve dernek üyelerinin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin Makinecileri, fuarın beşinci günü, Türkiye’nin Hannover Başkonsolosu Banu Malaman’ın da katılımıyla düzenlediği kokteylde, yabancı muhataplar ve Türk makine sektörü temsilcilerini bir araya getirdi.

Türk ve yabancı davetlilerden oluşan ve yaklaşık 200 kişinin katıldığı kokteylde Zeynep Erkunt Armağan sektör adına temaslarda bulundu. Fuar çerçevesinde çeşitli temaslarda bulunan TARMAKBİR Genel Sekreteri Selami İleri, Agritechnica’nın klasik bir fuardan öte gerçek bir şova dönüştüğünü aktararak şunları söyledi: “‘Yeşil Gelecek ve Akıllı Teknolojiler’ sloganıyla kapılarını açan Agritechnica’da bu yıl yabancı katılımcıların oranı yüzde 60 ile en yüksek değere ulaştı. Özellikle Hint-Asya bölgesinden üreticilerin ilk kez fuara katılması, Agritechnica’nın dünyanın önde gelen tarımsal makine ve ticaret fuarı olarak öne çıktığını açıkça gösteriyor. Türkiye, yaklaşık 108 katılımcı firma ve yaklaşık 6 bin metrekarelik stant alanıyla bu yıl fuara artı bir değer kattı. 2017 yılının resmi istatistikleri henüz açıklanmadı fakat katılımcı ülke sıralamasında yine ilk beşte yer almamız muhtemel gözüküyor. Fuara katılan traktör ve ekipman firmalarının neredeyse tamamının üyemiz olması da bizler için bir övünç kaynağıydı. Fakat bu sayının daha da artması gerekiyor. Katılımcı sayısında çok iyi olsak da hem metrajlarımız küçük hem de komponent ve yedek parça sektöründe faaliyet gösteren firmaların yüzdesi çok daha fazla. İşin prestij kısmı bir yana, fuara katılan üyelerimiz bu yıl çok daha memnun ayrıldı. Özellikle Kuzey Amerika, Doğu Avrupa, Asya ve Afrika’dan gelen ziyaretçi sayısında da kayda değer artış yaşandı. Bu da zaten fuar kapsamında yapılan yeni sözleşmelere, yeni siparişlere yansıyor.” 21 ülkenin milli katılım organizasyonuyla katıldığı fuar çerçevesinde Türkiye’nin Makinecileri çeşitli görüşmeler gerçekleştirerek, Türk tarım makineleri sektörünün tanıtımı için etkin bir faaliyet yürüttü.

“TARIM 3.0 DÖNEMİ BAŞLADI”

MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran fuarla ilgili yaptığı değerlendirmede, tarımsal üretimin gelişmiş ekonomilerdeki yerinin gittikçe derinleştiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Pek çok ülke kaynakların ve çevrenin korunmasını gözeten sürdürülebilir tarım dönemini yakalayamaya çalışırken üretimin niceliğinden ziyade niteliğine odaklanan Tarım 3.0 dönemi geldi. Tarım 3.0’da üreticiler teknolojik altyapı ve tarımsal bilgi birikimiyle üretim yapacak. Unutmayalım ki, modern tarımsal faaliyetler artık ileri ekonomiler için de gelişmişlik göstergesi. Dünyada son 10 yılda hiçbir malın fiyatı tarım ürünleri kadar değer kazanmadı. Tarımın ihracat değerlerine de doğrudan yansıyan bu gelişimini kendi lehimize kullanmak için teknolojik yatırımları, üreticinin eğitimini ve kamu desteğinin niteliğini yeniden konuşmalıyız.” Türkiye’de tarımın son yıllardaki teşviklerle önemli bir atılım yaşadığının altını çizen Dalgakıran sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye’de 2018 yılında tarıma yaklaşık 15 milyar liralık destek verilmesi öngörülüyor. Diğer yandan, tarım makinelerinin teknolojik açıdan iyileştirilmesi, teşvikler kadar büyük önem taşıyor. Yerli üreticinin tarım makinelerinin rekabetçi özelliklere kavuşturulması için çalışmalıyız. Tarım 3.0 kavramının ülkemizde yerleşik hale gelmesi için eğitim ve teknolojiye öncelik vermeliyiz. Dünyanın öncü tarım ülkelerine baktığımızda uzun vadeli stratejiler ve politikalarla bu noktaya geldiklerini görüyoruz. Bizim de stratejik planlamalarla aynı başarıyı yakalayacağımıza inancımız tam.”