Ankara Sanayi Odası’nın 2014’te başlattığı “Nuc-IndusTRy Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi”, Ankaralı sanayicilere yeni vizyonlar sunuyor. Aralık ayında ASO...

Ankara Sanayi Odası’nın 2014’te başlattığı “Nuc-IndusTRy Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi”, Ankaralı sanayicilere yeni vizyonlar sunuyor. Aralık ayında ASO koordinatörlüğünde kurulan Nükleer Sanayi Kümelenmesi çalışmalarına başlarken, ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulacak İleri Teknoloji ve Nükleer Eğitim Merkezi projesinde de önemli adımlar atılmaya devam ediliyor.

Türkiye’de Sinop, Mersin Akkuyu ve Trakya Bölgesi’nde kurulacak olan Nükleer Güç Santrali (NGS) projelerinde yerli sanayinin yer alması hedefiyle gerçekleştirilen ve ASO bünyesinde 2014’ten bugüne sürdürülen “Nuc-IndusTRy Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi”, Ankaralı sanayiciler yeni bir vizyon yaratmaya devam ediyor. 13 Kasım 2014 tarihinde başlayan ve Ekonomi Bakanlığı’nın 2010/8 sayılı Ur-Ge Tebliği kapsamında yürütülürken, Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (URGE) projesine ASO üyesi 30 firma katılmış ve firmalara nükleer standartları ve sertifikasyonlarına yönelik temel eğitimler verilmişti. Yine, firmaları nükleer endüstri ile tanıştırmak için sektörde deneyim kazanmış ülkelere ziyaretler gerçekleştirilirken, Fransız Nükleer Enerji Enstitüsü’yle de bir iyi niyet anlaşması imzalanmıştı.

ASO Genel Sekreteri Doç Dr. Yavuz Cabbar, son olarak Çekya Enerji Sanayi Birliği ve Rusya Rosatom Sürekli Eğitim Merkezi ve Nükleer Sektörde İnşaat İşçilerinin Eğitimi Merkezi ile iyi niyet anlaşmaları imzaladıklarını söylerken, Japonya’ya düzenledikleri teknik gezinin ise URGE projesi katılımcılarına yeni bir ufuk açtığının altını çiziyor.

ANKARA SANAYİSİNİN NÜKLEER ATILIMI

ASO’nun başlattığı “Nuc-IndusTRy Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi” diğer yandan, Ankaralı sanayicilerin nükleer endüstriye bakışlarında yeni bir vizyon da doğurmuş durumda. URGE projesiyle bağlantılı olarak ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde “İleri Teknoloji ve Nükleer Eğitim Merkezi” kurulması için bir bina satın alındığı bilgisini paylaşan Cabbar, yapılacak tadilat ve gerekli teknik altyapının kurulması için ekipman, cihaz temini için bütçe çalışmalarının sonlandığını; 14 milyon TL’ye ulaşan finansmanın sağlanmasının ardından projenin hızla tamamlanacağını dile getiriyor. Türkiye’deki nükleer enerji santrallerinin inşasında yerli sanayicinin daha fazla yer alması ve yerlileşme sürecinin hızlanması amacıyla kurulacak “İleri Teknoloji ve Nükleer Eğitim Merkezi”nde öncelikle Sinop ve Mersin’de kurulacak nükleer santrallerin inşaatında çalışacak 20 bin işçi ve teknisyene eğitim verilecek. Ayrıca URGE projesinin katılımcı firmaları da bu merkezde aktif eğitim programlarını sürdürebilecek.

Diğer yandan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile imzaladıkları bir sözleşme ile ASO Nükleer Sanayi Kümelenmesi İktisadi İşletmesi adlı bir işletmenin kurulduğunu anımsatan Yavuz Cabbar, işletme kapsamında iki somut çalışma olduğunu söylüyor. Cabbar, bunlardan ilkinin nükleer vasıfta çelik üretmek olduğunu vurgularken, ikinci amacın ise nükleer santralin olduğu ülkelerde olmazsa olmaz bir birim olan teknik destek komisyonu kurulması olduğunun altını çiziyor ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na teknik destek verecek bir yapı oluşturmayı hedeflediklerini söylüyor.

“NÜKLEER PAZARINDAN PAY ALABİLİRİZ”

ASO koordinatörlüğünde kurulan Nükleer Sanayii Kümelenmesi’nin (NÜKSAK) açılış toplantı ise 20 Aralık’ta gerçekleştirildi. Toplantıya ASO Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, ASO Genel Sekreteri Doç. Dr. Yavuz Cabbar, EUAS International ICC Genel Müdür Yardımcısı Cihat Zorlutuna, Akkuyu Nükleer AŞ Direktörü Dr. Kürşad Tosun, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri ve kümelenmede yer alan çok sayıda sanayici katıldı.

Toplantının açılışında konuşan ASO Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, elektriğe bağımlılığımızın her geçen gün arttığına dikkat çekerek, en ekonomik elektrik üretiminin nükleer santrallerde gerçekleştiğini vurguladı. Yenilenebilir enerji kaynakları da dâhil olmak üzere tüm elektrik santrallerinin doğada tahribata yol açtığını ifade eden Özdebir; “Elektrik arz güvenliği son derece önemli. Bu bakımdan baz enerji sağlayacak santraller büyük önem arz ediyor. Enerji sürekliliği açısından en önemli santraller de nükleer santrallerdir. Çünkü nükleer santraller 7 gün 24 saat, 365 gün üretim yapan tesislerdir. Nükleer santrallerin yatırım maliyetleri yüksektir. Oysa işletme maliyeti olarak bakıldığında en ucuz elektrik nükleer santrallerde üretilmektedir” dedi. Türkiye’de kurulacak NGS projelerinin 60 milyar dolarlık maliyeti olacağını ve Türk sanayicilerin de bu büyük pazardan pay alabileceğini ifade eden Özdebir, “Yeter ki firmalarımız bu konuda çaba sarf edip istekli olsun. Dünyada yapımı süren ve yapılması planlanan birçok nükleer santral var. Bu santrallerin imalatçıları kendi kapasitelerini aştıkları için başka firmalara da iş vermek istiyor. Dünyadaki bu pastadan da ülkemizdeki firmaların pay alması mümkün” değerlendirmesinde bulundu.