Türkiye’nin Makinecileri, kadınların iş yaşamına eşit katılımını teşvik etmek ve onların yaratıcı gücünü Türkiye sanayisine kazandırmak üzere hayata geçirdiği...

Türkiye’nin Makinecileri, kadınların iş yaşamına eşit katılımını teşvik etmek ve onların yaratıcı gücünü Türkiye sanayisine kazandırmak üzere hayata geçirdiği “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” projesi kapsamında, Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencileriyle bir araya geldi.

Sakarya Üniversitesi İş Hayatında Kadınlar Topluluğu’nun desteği ile SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde 19 Şubat’ta gerçekleşen “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” etkinliğine, MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Vispera Bilgi Teknolojileri CEO’su Profesör Dr. Aytül Erçil ile gazeteci ve yazar Ali Ağaoğlu konuşmacı olarak katıldı. Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte Adnan Dalgakıran, kadınların iş yaşamına katılımını artırmanın yolunun bir kültür değişimi gerektirdiğinin altını çizdi.

Dalgakıran, konuşmasında, “Türkiye’de işgücüne katılım oranı yaklaşık yüzde 50 civarında. Bu rakam, Almanya, ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde ise yüzde 70’lerin üzerinde gerçekleşiyor. Bu şu anlama geliyor: Almanya’da 100 kişiden 70’i çalışıp, üretirken; Türkiye’de 50 kişi çalışıyor ve üretime katkıda bulunuyor. İşgücünde kadın-erkek çalışan oranı da gelişmiş ülkelerde hemen hemen eşit. Türkiye’de ise kadın çalışan oranı 100 kişide 30. İşgücüne katılım ne kadar çoğaltılırsa, o ülke o kadar fazla değer üretir” derken, kadın çalışan oranını yüzde 70’e çıkarmanın da yeterli olmayacağını, bu alanın en nitelikli yerlerini mühendislik eğitimi alan kız öğrencilerin dolduracağına inandığını dile getirdi. Türkiye’nin kadınların iş yaşamına katılım oranı en düşük OECD ülkesi olduğunu belirten, ancak bu verinin Türk kadınının bilgi ve beceri eksikliğinden kaynaklanmadığını da vurgulayan Dalgakıran, “Ülkemizde bu oranların düşüklüğü, hem eğitim sistemimizde bir farkındalık eksikliğinden hem de birçok sektörün kapısının kadınlara yeterince açık olmamasından kaynaklanıyor. Erkeklerin yoğun olduğu bir sektör olarak kadınların iş hayatındaki varlığını, özellikle de mühendislik eğitimi alan kadınların sanayi üretimine katılımını çok önemsiyoruz” diyerek devam etti ve genç kadınların üretime yönelmeleri, kariyer fırsatlarını değerlendirerek yeni başarı hikâyeleri yaratmasını istediklerinin altını çizdi.

“Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” projesinin de kadınların işgücüne katılımındaki sorunları aşabilmek, üniversitelerin mühendislik fakültelerindeki kız öğrenci oranını artırmak ve yeni mezun mühendislerin iş dünyasına katılımını artırmak amacıyla yola çıktığını ifade eden Dalgakıran, tüm imalat sektörlerinin kadın disiplini, kadın bakış açısı, kadın titizliği ve hırsına ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.

Dalgakıran, konuşmasında, “Kadınlarımızın yeteneklerine, kabiliyetlerine gerçekten çok inanıyorum. İçinde bulunduğumuz erkek egemen kültürü terk etmemiz ve ayrımcılığı bırakmamız gerekli. Eğer bu kültürü bir parça değiştirebilirsek, ülke olarak hepimiz kazanacağız. Bu topraklarındaki kadınlar o kadar azimli ve kendisini göstermeye ihtiyaç duyuyor ki; o kadar farklı yetenekleri var ki!” vurgusunda da bulundu ve “Türkiye’ye yeni bir alan açacağınıza biz yürekten inanıyor ve siz genç mühendislerimizi sonuna kadar destekliyoruz” dedi.

 

“TÜRKİYE ARTIK KÜRESELMARKA ÇIKARMALI”

Türkiye’de yetenekli bir mühendislik havuzu olduğu ve kadınların katılımıyla bu kaynağın daha da zenginleşeceğini belirten Vispera Bilgi Teknolojileri CEO’su Prof. Dr. Aytül Erçil ise “Kadınların iş dünyasında uğradığı ayrımcılık küresel bir sorun; hele ki teknik bir konuda çalışan kadınsanız. Ama bir akademisyen ve bir girişimci olarak ben, bugüne kadar pek çok yeniliğin içinde yer aldım, ekibimle birlikte uluslararası alanda birçok projeye imza attım. En büyük hayalim, Türkiye’nin ilk ‘unicorn’unu çıkarmak ve çalışmanın önemine inanan bir kadın olarak bu projeyi yapan ekibin içinde yer almak. İş yaşamının her anı zorluklarla dolu, kadınların bu zorluklar karşısında yılmamaları, hayallerinigerçekleştirmek için çalışmaya devam etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. Türkiye’nin artık dünyaca ünlü markalar çıkarması gerektiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Erçil, “Türkiye’den de bir Apple, Google, Facebook çıkması lazım. Bunu yapacak potansiyel yeteneklerimiz var. Kolay değil, ama mümkün!” değerlendirmesinde bulundu.

“KADINLAR, GÜNEŞ GİBİ SONSUZ BİR ENERJİ KAYNAĞI”

Etkinliğin konuşmacılarından Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise kadınların sanayide yer alması ve mühendislik alanında çalışması yönünde onları cesaretlendirmek üzere “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” projesine destek verdiklerini belirtti.

“Bilgi temelli ekonomide teknolojik üretimin önemi artarken, bu alanları kadınlar için daha cazip hale getirmeliyiz. İstihdamda kadın eşitliğini artırmak üzere çalışmalar yaparken, kadınları STEM (Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik eğitimi) alanına yönlendirmeli, bu alanda tüm gençlerimize ileri teknolojili ülke ihtiyaçlarına uygun, iyi eğitim sağlamalıyız” diyen Okyay, “Türkiye’de bugün kadın girişimci sayısı yüzde 7 seviyesinde, bu sayıyı en az yüzde 25’e çıkarmamız gerekiyor. Kadınların enerjisi, güneş enerjisi gibi sonsuz ve kesintisizdir. Türkiye’nin başarı hikâyesi kadınları merkeze koyan bu anlayışın yerleşik hale gelmesi ile yazılacaktır” dedi. Türkiye’de sanayici olmanın zor, kadın sanayici olmanın ise daha zor olduğuna işaret eden Okyay, “Kadınlarımız toplum nüfusun yarısını oluşturuyor ama küresel rekabette gücümüzden yeterince istifade edemiyoruz. ‘Kadın girişimci oranımız yüzde 7 değil de gelişmiş ülkelerdeki gibi yüzde 25’lerde olsaydı, bugün ne durumda olurduk’ diye düşünmeliyiz. Kadınlarımızın iş gücüne katılım oranının yüzde 31 değil de yüzde 50 olsaydı, bugün çok daha müreffeh bir ülke olabilirdik. Kız çocuklarımızın eğitimini geleceğimiz açısından hayati bir konu olarak görüyorum” şeklinde konuştu.

GELECEĞİN DİJİTAL EKONOMİSİ

Gazeteci ve yazar Ali Ağaoğlu ise geleceğin dijital teknolojilerin egemenliğinde süreceğini temel alan ve geleceğin ekonomisinin nasıl olabileceğini öngören interaktif bir sunum ile Sakarya Üniversitesi öğrencilerini bilgilendirdi.

Etkinliğin ardından, katılımcılar ve Sakarya Üniversitesi öğrencileri, Sakarya’da bulunan Türk Traktör Fabrikası’nı ziyaret etti.