Buna göre, kalkınma planları ve orta vadeli programlar gibi temel dokümanları hazırlayan Kalkınma Bakanlığı görevlerine de haiz olan Strateji ve Bütçe Başkanlığı oluşturuldu. 

24 TEMMUZ SEÇİMLERİYLE ÜLKEMİZ FİİLİ OLARAK CUMHURBAŞKANLIĞI YÖNETİM SİSTEMİNE GEÇTİ. AKABİNDE BAKANLIK SAYISI 26’DAN 16’YA DÜŞÜRÜLÜRKEN, DOĞRUDAN CUMHURBAŞKANLIĞI’NA BAĞLI KURUL, OFİS VE BAŞKANLIKLAR OLUŞTURULDU. SÖZ KONUSU BAKANLIK VE KURULUŞLARIN YAPILARINA DAİR KARARNAMELERİN YAYIMLANMASI SÜRECİ DEVAM ETMEKLE BİRLİKTE, SANAYİYİ VE SEKTÖRÜMÜZÜ İLGİLENDİREN YÖNLERİYLE YENİ YAPI ŞEKLİ ORTAYA ÇIKTI.

Buna göre, kalkınma planları ve orta vadeli programlar gibi temel dokümanları hazırlayan Kalkınma Bakanlığı görevlerine de haiz olan Strateji ve Bütçe Başkanlığı oluşturuldu. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermayeler Genel Müdürlüğü, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlanırken, kalkınma ajansları da artık bu bakanlığın sorumluluk alanında olacak. Sektörümüz için büyük önem arz eden dış ticaretle ilgili hususlar iç ticaret, gümrük, tüketici, esnaf gibi diğer unsurlarla birlikte Ticaret Bakanlığı altında toplandı. Mali hususlar ise artık Hazine ve Maliye Bakanlığı kontrolünde olacak. Bunun yanı sıra temel politikaların oluşturulacağı etkin bir kurul yapası da oluşturuldu. Dolayısıyla kamudaki sadeleşmenin doğru tespitlerle hızlı karar alan ve uygulamaya koyan bir yapıya imkân sağlayacağını düşünüyoruz.

SANAYİLEŞMENİN LOKOMOTİFİ MAKİNE SEKTÖRÜDÜR

13 bin işletme ve 220 bin kişilik istihdamla 15 milyar dolar ihracat sağlayan sektörümüze dönecek olursak; ülkemizin kalkınmasındaki kritik rolümüzün sadece biz değil kamunun da farkında olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin 2023 ihracat hedefinde bugün yüzde 9’lara ulaşan makine sektörünün payının yüzde 20 olarak belirlenmesi de bunun açık bir göstergesidir. Ülkemizin kalkınması ve yüksek gelir sınıfına yükselmesindeki tek yol, sanayileşerek nitelikli üretim yapmaktan geçiyor. Bunun başka yolu yok. Sanayileşme treninin lokomotifi ise makine sektörüdür. Sanayileşerek kalkınan ülkelerde de bu durumu görüyoruz. Elektronik ve bilişim gibi sektörlerin yükselmesine rağmen bu ülkelerde makine sektörü önemini daima koruyor.

Sektörümüzün, imalat sanayisindeki istihdam ve katma değere olan katkısının artış eğilimi sürüyor. 2018 yılının ilk altı ayında toplam ihracat yüzde 7,4 artarken, makinedeki artış yüzde 20’lerin üzerinde gerçekleşti. Yani, 18 milyar dolarlık hedefimize doğru ilerliyoruz. Bunlar olumlu gelişmeler, ancak imalat sanayisindeki yüzde 6,2 olan payımızın sektördeki lider ülkelerdeki seviye olan yüzde 18’lere çıkarılması yolunda, önümüzde daha büyük bir mesafe var. Sektör tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de KOBİ yoğun durumda. KOBİ’lere yönelik destek ve politikalar şüphesiz çok önemli ancak dünya ölçeğinde firmalarımız ve markalarımız da mevcut. Bu firmalarımızın dünyadan aldığı payı nasıl büyüteceğimiz hususu başlı başına bir politika enstrümanı olmalı.

PİYASA GÖZETİMİ VE DENETİMİ FAALİYETLERİNİN ETKİNLİĞİ ARTIRILMALI

Kayıt ve kural dışı uygulamalar, kıyasıya rekabet koşullarında adeta sektörümüzün ayağına vurulan birer prangadır. Hal böyleyken piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin etkinliğinin artırılması gerekiyor. İmalatın çoğunda olduğu gibi sektörümüzde de beşerî sermaye en önemli varlığımızdır. Dolayısıyla bunun sürekli beslenmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor. Ancak gençler artık sanayide çalışmayı eskisi kadar tercih etmiyor. Bu durumu sanayinin dijital dönüşümü sürecini de yanımıza alarak tersine çevirmenin yanı sıra hem mühendis hem de diğer çalışanların niteliklerini artırıcı makro politikalara ihtiyacımız bulunuyor. Bunun yanı sıra gerek firmalarımızın gerekse ülkemizin marka değerinin artırılması hayati önem taşıyor. Türkiye’nin Makinecileri’nin yürüttüğü tanıtım faaliyetlerinin ve uluslararası fuarlardaki etkin yapının artırılarak sürdürülmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, makine sektöründe bin 900 kadar firmayı temsil eden 19 imalat sanayi derneğinin çatı kuruluşu MAKFED olarak, yeni dönemde de sektörün; ülkenin gelişmiş ve sanayileşmiş ülke olma hedefi çerçevesinde ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunun bilinci ve sorumluluğu içerisinde ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarla yakın diyalog içerisinde ve doğru politikalar geliştirilebilmesi için bilgi üretme, mevcutları analiz etme ve paydaşlarının istifadesine doğrudan sunma gayretlerimiz sürecek.