Sanayileşme konusunda esasen ülkelerin kendilerine özgü yol hikâyeleri bulunuyor. Almanya’da hemen hemen her yerleşim yerinde oraya hayat veren ve çevreyle...

TARİHİ 19’UNCU YÜZYILIN BAŞLARINDA ABD’YE UZANAN ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ (OSB) UYGULAMALARINDA TÜRKİYE OLDUKÇA BAŞARILI BİR KONUMDA BULUNUYOR. BUGÜN İTİBARIYLA YURT GENELİNDE 309 OSB MEVCUT OLUP, SANAYİLEŞMİŞ BÖLGELERDE TAM DOLULUK SÖZ KONUSU. DİĞER BÖLGELERDE İSE YATIRIM ALT YAPISI HAZIR KONUMA GETİRİLMİŞ DURUMDA.

Sanayileşme konusunda esasen ülkelerin kendilerine özgü yol hikâyeleri bulunuyor. Almanya’da hemen hemen her yerleşim yerinde oraya hayat veren ve çevreyle uyumlu bir üretim tesisi görülürken, Türkiye gibi daha sonradan sanayileşen ülkelerde OSB uygulamalarına daha yaygın rastlanıyor. Türkiye’de Cumhuriyet dönemi kamu yatırımları yurt geneline yayılırken, özel sektör kamu yatırımları İstanbul’da Haliç gibi bölgelerde plansız olarak gelişmişti. Ardından, 1960 yılında başlayan planlı kalkınma döneminde, ekonomik dengenin kurulması, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın birlikte gerçekleştirilmesi, belli bir hızda büyüme ve sanayileşmeye önem verilmesi gibi uzun vadeli hedefler belirlendi.

Belirlenen hedefler doğrultusunda; ülkede sanayinin geliştirilmesi amacıyla uygulamaya koyulan pek çok teşvik tedbirlerinden biri olan OSB uygulamalarına, ilk olarak Dünya Bankası kredisi ile 1961 yılında Bursa OSB’nin kurulmasıyla başlandı. Türkiye’de OSB uygulamaları, herhangi bir yasal mevzuatı olmadan 1982 yılına kadar devam etti. Nihayet, söz konusu mevzuat boşluğunun giderilmesi amacıyla, 31 Ocak 1982 tarihli ve 17591 sayılı Resmi Gazete’de “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Fonlar Yönetmeliği” yayımlanarak yürürlüğe kondu.

Böylelikle OSB’ler için fonun kullanımı, fon hesabının kaynağı ve işleyişi, kredinin tahsisi, arsa iktisabı, kredinin geri dönüşü gibi hususlar düzenlendi. Devlet bütçesinden fona kaynak aktarılıp bu fondan OSB’ler kredilendirilerek desteklendi. Sonrasında ise 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu 15 Nisan 2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu Kanun gereğince “Organize Sanayi Bölgeleri Yer Seçimi Yönetmeliği” ve “Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği” uygulama esasları oluşturuldu.

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’na göre OSB şöyle tanımlanıyor: “Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgeleri.” OSB’lerin kuruluş amaçları ise şöyle sıralanıyor: Sanayinin disipline edilmesi; şehrin planlı gelişmesine katkıda bulunulması; birbirini tamamlayıcı ve birbirinin yan ürününü teşvik eden sanayicilerin bir arada ve bir program dâhilinde üretim yapmalarıyla, üretimde verimliliğin ve kâr artışının sağlanması; sanayinin az gelişmiş bölgelerde yaygınlaştırılması; tarım alanlarının sanayide kullanılmasının disipline edilmesi; sağlıklı, ucuz, güvenilir bir altyapı ve ortak sosyal tesisler kurulması; müşterek arıtma tesisleri ile çevre kirliliğinin önlenmesi ve bölgelerin devlet gözetiminde, kendi organlarınca yönetiminin sağlanması.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın OSB’ler üzerindeki görev ve yetkileri ise şöyle sıralanabilir: Yer seçimini yönetmek ve seçilen yeri OSB alanı olarak tasdik ve ilan etmek, OSB’nin kuruluşunu onaylayarak tüzel kişilik vermek, imar planı ve altyapı projelerini tasdik etmek, kamulaştırma taleplerini inceleyerek “Kamu Yararı Kararı” vermek, kredi talebi uygun görülen OSB’leri kredilendirmek, gerekli gördüğü hallerde veya şikâyet üzerine OSB’lerin her türlü hesap ve işlemlerini denetlemek ve gerekli tedbirleri almak.

MAKİNE SEKTÖRÜNÜN OSB’LERDE YERLEŞİKLİĞİ Makine imalat sanayisinde

TÜİK rakamlarına göre 2017 yılı itibarıyla 13 bin 371 firma faaliyet gösteriyor. Buna karşın yasal zorunluluk olan Sanayi Sicil Belgesi’ne sahip olan ve 28 NACE alanında faaliyet gösteren toplam 9 bin 139 firma mevcut. Bu firmaların ancak 108’i büyük işletme (250’den fazla çalışan) ve 690’ı ise orta boy işletmedir (50-250 çalışan). Buna karşın, 3 bin 257 firma ise küçük işletme (10-50 çalışan) iken 4 bin 977 firma ise mikro işletmedir (10 ve daha az çalışan-Bağkur’lu firma sahibinin başka istihdam olmaksızın kaydı mümkündür).

Sanayi sicil kayıtlarında toplamda firmaların yüzde 28’i OSB’de yerleşikken, bu oran İstanbul’da yüzde 33, Ankara’da yüzde 48, Konya’da yüzde 30, İzmir’de yüzde 20, Bursa’da yüzde 22, Kocaeli’nde yüzde 33, Gaziantep’te yüzde 24, Adana’da yüzde 15, Tekirdağ’da yüzde 29, Çorum’da yüzde 28, Manisa’da yüzde 32, Kayseri’de yüzde 55, Eskişehir’de yüzde 55, Sakarya’da yüzde 17, Balıkesir’de yüzde 11 ve diğer illerin genelinde yüzde 14 düzeyindedir. Bununla birlikte söz konusu firmaların yarısından fazlasının mikro işletme olması bakımından 50 ve üzeri istihdamı olan toplam 798 işletmeye karşılık gelen firmalar değerlendirdiğinde ise makine imalat sanayisinin OSB yerleşiklik düzeyinin Türkiye genelinde yüzde 59 olduğu görülüyor.

Bu ölçekte, makine sanayisi yoğunluğuna göre iller sıralandığında, OSB yerleşikliğinde İstanbul yüzde 36, Ankara yüzde 66, Konya yüzde 87, İzmir yüzde 46, Bursa yüzde 57, Kocaeli yüzde 68, Tekirdağ yüzde 66, Manisa yüzde 66, Eskişehir yüzde 95, Aydın yüzde 75, Sakarya yüzde 57, Adana yüzde 50, Balıkesir yüzde 36, Kayseri yüzde 82, Çorum yüzde 80, Hatay yüzde 50 ve diğer illerin genelinde yüzde 61 düzeyinde oranlar söz konusu. Dolayısıyla orta boy ve büyük makine imalatçılarının OSB’de yerleşiklik oranı yüzde 59 gibi yüksek bir değere sahipken, bu oran sonradan planlı olarak sanayileşen illerde yüzde 80’lerin üzerinde ve İstanbul’da ise yüzde 36 düzeyinde gerçekleşiyor. İstanbul Avrupa ve Anadolu yakaları kendi içerisinde değerlendirildiğinde ise söz konusu işletmelerin OSB yerleşiklik oranı Anadolu yakasında yüzde 50 iken, Avrupa yakasında yüzde 28 seviyesinde ilerliyor. İstanbul’un doğusunda Gebze VI (İMES) Makine İhtisas OSB (Kocaeli- Dilovası) ve Makine İhtisas OSB (Kocaeli-Dilovası) olmak üzere iki bölge tam dolulukla faaliyet gösterirken, Sakarya ve Yalova gibi daha uzak bölgelerde yeni makine ihtisas OSB çalışmaları da başlatılmış durumda. Bununla birlikte Trakya bölgesinde de iyi koşullarla konumlanacak bir makine ihtisas OSB’nin, İstanbul’un Avrupa yakasındaki makine sanayisi kuruluşlarının ihtiyaçlarına cevap verebileceği düşünülüyor.