Açıklamada, Türkiye Uzay Ajansı’nın, Türkiye’nin milli çıkarlarını gözeterek, uzay alanında koordinasyon sağlayacak ve denetleyecek bir sistem oluşturacağına işaret edilirken öncelikli hedefin sektörü...

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMADA, TÜRKİYE UZAY AJANSI’NIN KURULUŞU
İÇİN TEŞKİLATLANMA ÇALIŞMALARININ EN KISA SÜREDE TAMAMLANACAĞINI BİLDİRİLİRKEN, UZAY TEKNOLOJİLERİ
ALANINDA ULUSAL BOYUTTA YAPILAN ÇALIŞMALARI KOORDİNE EDECEK VE ULUSLARARASI İLİŞKİLERİ YÜRÜTECEK
TÜRKİYE UZAY AJANSI’NIN YIL BİTMEDEN KURULACAĞI AÇIKLANIYOR.

Açıklamada, Türkiye Uzay Ajansı’nın, Türkiye’nin milli çıkarlarını gözeterek, uzay alanında koordinasyon sağlayacak ve denetleyecek bir sistem oluşturacağına işaret edilirken, öncelikli hedefin sektörü yönlendirmek, koordine etmek ve uluslararası ilişkileri tek elden yönetmek olduğunu bildiriliyor. Türkiye Uzay Ajansı’nın kuruluşunun 100 Günlük Eylem Programı’nda da yer aldığına dikkat çekilen açıklamada, teşkilatlanma çalışmalarının en kısa sürede tamamlanarak ajansın bu yıl içinde kurulacağı vurgulanıyor.

Uzay sanayisinin gelişmesi, yürütülen projelerle programa alınan yeni projelerin çoğalması sebebiyle uzay ve havacılık alanında koordinasyon sağlayacak ve ülkenin milli çıkarlarını gözetecek bir yapı ihtiyacının ortaya çıktığına değinilen açıklamada, ayrıca, Türkiye Uzay Ajansı’nın kuruluş amaçları sıralanıyor. Buna göre ajans, uzay sanayisinin güçlendirilmesi, uzay teknolojileri alanında bilimsel altyapıların ve insan kaynağının geliştirilmesi, kapasite ve yeteneklerin daha da artırılması için çalışacak. Kurum, uzay teknolojileri alanında belirlenen temel politika ve stratejilerinin uygulanmasını sağlarken, dışa bağımlı olmayan rekabetçi bir sanayinin geliştirilmesine de zemin hazırlayacak. Kapasite ve yeteneklerin artırılması için sürdürülecek çalışmaların yanı sıra ajans, bu alanlarda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşları koordine edecek; ulusal ve uluslararası ilişkileri yürütecek bir yapıda olacak. Aynı zamanda fırlatılan uyduların kayıtlarını da tutacak olan Türkiye Uzay Ajansı, BM nezdinde Türkiye’nin haklarını takip ederek diğer uzay ajansları ile ikili ve çoklu iş birlikleri de geliştirecek.

YERLİ VE MİLLİLİK ORANLARI ARTIYOR

Bakanlığın açıklamasında, yerli ve milli uydularda yapılan çalışmalar ve gelinen son durum hakkında bilgiler de yer alıyor. Türkiye’nin, 2000’li yıllardan itibaren uydu teknolojilerinde Ar-Ge çalışmalarına başladığını, ilk olarak gözlem uyduları üzerine yoğunlaşıldığını bildiren açıklamada, bu süreçte BİLSAT, RASAT ve GÖKTÜRK-2 gözlem uydularının tasarlanıp üretildiğini anımsatılırken, 17 Ağustos itibarıyla RASAT’ın yörüngede yedinci, GÖKTÜRK-2’nin ise 18 Aralık itibarıyla altıncı yılını tamamlamış olacağına işaret ediliyor.

Bu uydularla geliştirip üretilen yerli ve milli ekipmanların uzay ortamında ilk defa başarıyla kullanıldığına da dikkat çeken açıklamada, “Türkiye, 2014 yılı itibarıyla kazandığı özgüven ve tecrübelerle TÜRKSAT 6A ve İMECE gibi daha büyük ölçekli yerli ve milli uydu projelerine başladı ve bu alanda uluslararası anlamda bir üst lige çıktı. Türkiye’nin ilk milli haberleşme uydusu Türksat 6A ise geosenkron yörüngede 42 derece doğu boylamında hizmet verecek. Uydu, Avrupa’dan Hindistan’a çok geniş bir coğrafyada haberleşme hizmetleri verebilecek. Halen bu uydunun yapısal modeli test edilmiş olup, önümüzdeki aylarda mühendislik modeli çalışılacak. Uçuş modeli, 2020 sonunda fırlatma için hazır olacak” değerlendirmesinde bulunuluyor. İMECE ise metrealtı çözünürlüğe sahip Türkiye’nin ilk milli ve yerli gözlem uydusu olarak tasarlanmaya devam ediliyor. Tasarım aşaması devam eden uydunun prototip üretimlerine de başlanılmış durumda.

Bu uydularla yerli ve millilik oranlarının daha da artırıldığı ve 2021 yılı itibarıyla söz konusu uyduların hizmete alınmasının planlandığını vurgulayan açıklamada, “TÜBİTAK Uzay’a Bağlı Optik Sistemler Araştırma Merkezi (OPMER) ise açılışa hazır durumda. OPMER’de uzay kalifiye optiklerle ilgili araştırmalar ve üretimler yapılacak. Yüksek çözünürlüklü gözlem uyduları için aynalar ve lensler imal edilecek. Alanında ilk kez 800 milimetre çapında büyük çaplı optik bileşenler, lensler ve aynalar yerli imkânlarla üretilebilecek” ifadeleri yer alıyor.