2018 yılına ait hesapların kapatıldığı, 2019 yılı hedeflerinin çalışıldığı bu günlerde bir durum değerlendirmesi yapmak elbette hem faydalı hem de gerekli. Konumuz ihracat olduğuna göre TÜİK verilerine...

2018 yılına ait hesapların kapatıldığı, 2019 yılı hedeflerinin çalışıldığı bu günlerde bir durum değerlendirmesi yapmak elbette hem faydalı hem de gerekli. Konumuz ihracat olduğuna göre, TÜİK verilerine göre sektörümüzün ihracatını değerlendirirken, üyelerimizle de görüşmelerimiz elbette oldu. Öncelikle akışkan gücü sektörünün yurt içi satış cirolarını yaklaşık 700 milyon dolar olarak hesaplıyoruz. Bu tutara ihracat dâhil değildir. İhracat için yaptığımız çalışmalarda ise son beş yılı dikkate aldığımızda yıl bazında ihracat tutarlarının 200 milyon dolar civarında seyrettiğini görüyoruz. Bu tutar bazen yüzde 10 yukarıda, bazen yüzde 10 aşağıda olmuş ama gidiş düzenli görünüyor: Önemli bir artış patlaması da, ciddi bir gerileme de yaşamıyoruz.

Tabii şunu unutmamak lazım; akışkan gücü ürünleri makinelerin teknoloji seviyesi en yüksek bileşenlerindendir ve ithalat oranları da yüksektir. 700 milyon dolar olarak verilen yurt içi satış hacminin yaklaşık yüzde 60’ının ithalat kaynaklı olduğunu kabul ediyoruz. Ancak yurt içi satışların tamamının yurt içinde tüketildiğini kabul etmeyelim. Bunların önemli bir kısmı makinelerle birlikte ihraç ediliyor ve bu ihracat akışkan gücü kayıtlarına dâhil edilmiyor. 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15,5 artarak 17,1 milyar dolar seviyesine çıkan makine sektörü içerisinde akışkan gücü ürünleri de yer alıyor.

2018 ve 2019 yılları Türkiye ekonomisi ve sonuçta Türkiye makine sanayisi için kritik yıllar olarak dikkate alınmalı. İçinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan gerginlikler sonucu ortaya çıkan dengesizlikler ve ayrıca dünyada süregelen ekonomik (deyim yerinde ise) savaşlar ülkemizi olumsuz etkiledi, etkilemeye devam edecek. Bu açıdan, 2019 yılını değerlendirirken en önemli sorun başlığını, halen Türkiye piyasa şartlarının belirsizliği ve güven kaybı olarak görüyoruz. Bu durum genel olarak ekonomik hayatı, özelde de makine imalat sanayisini ve sonucunda akışkan gücü sektörünü de olumsuz etkiliyor. Pozitif gelişim yaratabilmek için ya yurt dışında yeni pazarlar bulacağız ya da yurt içi yatırımları yükselteceğiz ki makine imal edilsin ve bu makinelerde akışkan gücü ürünleri kullanılabilsin.

Biz, yaşanan bu belirsizliğin yatırımların ertelenmesine neden olmasını, 2019 yılının başlıca sorunu olarak görüyoruz. Umarız bu durum mümkün olan en kısa zamanda atlatılır ve hem yatırımlar hem de genel ticari hayat pozitif ivme kazanır, işsizlik oranlarımız da düşer.