Ülkemizde Ağustos ayında finansal piyasalarda yaşanan çalkantı ve ortaya çıkan iç pazar krizi ile yatırımların durması noktasına gelmesi, kısaca iç pazardaki...

Ülkemizde Ağustos ayında finansal piyasalarda yaşanan çalkantı ve ortaya çıkan iç pazar krizi ile yatırımların durması noktasına gelmesi, kısaca iç pazardaki daralma, pompa ve vana imalatçılarını yeniden yurt dışı pazarlama faaliyetlerine odaklandırdı. Daha önceki yıllarda, özellikle sektörümüzün ana müşterileri olan Devlet Su İşleri, İller Bankası ve Belediyelerin projelerinin yoğunluğu ve bu projelerin ödeneklerinin olması sebebiyle üreticiler de iç piyasaya kilitlenmişlerdi. İç piyasadaki işlerin yoğunluğu sayesinde üreticiler hem insan kaynaklarına hem de teknolojik gelişimlerine, makine ve ekipman yenilemelerine bütçe ayırabildi. Sonucunda, üretilen ürün ve hizmetin kalitesi de yurt dışında daha fazla projeye teklif verebilmemizi sağladı ve özellikle 2018 yazındaki döviz kurlarının yükselmesi, yabancı alıcılar için Türk üreticilerini daha cazip hale getirmiş oldu.

Dünyadaki ve bölgedeki olumsuz süreçlere rağmen 2018 yılı sektörümüz için ihracatta başarılı bir yıl oldu ve bir önceki yıl ile karşılaştırdığımızda, pompa ve kompresör ihracatı miktarsal olarak yüzde 14,2 arttı ve 109 bin ton seviyesinden 124 bin ton seviyesine yükseldi. Değer bazında ise ihracatımız yüzde 19,3 artarak 811 milyon dolardan 967 milyon dolara ulaştı. Bununla birlikte, vana ve armatür ihracatı da miktar bazında yüzde 13, değer bazında yüzde 15,9 arttı. Bu istatistiklerden de görüldüğü üzere, ortalama birim satış fiyatımız da yükseliş gösterdi.

Ancak, ticaret dengesine baktığımızda, hala istenilen seviyede olmadığımızı, ithalatın ihracata göre 752 milyon dolar daha fazla gerçekleştiği görülüyor.

2019 yılı için açıklanan bütçe ve kısa vadeli programda da görüldüğü üzere, iş dünyasını zorlu koşulların beklediği aşikârdır. Bu sebeple kısa vadeli dalgalanmalardan korunmak için, bugünkü koşullar altında tedbiri elden bırakmadan, ülke ve firmalar olarak uzun dönemli hedeflere odaklanmalıyız. 2019 yılında üreticilerimiz için, özellikle de ihracat yapan firmalara yapılacak desteklerle büyüyemesek de, kendimizi koruyabileceğimiz ortamlar yaratılmalıdır.

Önümüzdeki yıllarda ancak teknoloji ve insan gücünü etkin kullanan şirketler ve ülkeler dünyada söz sahibi olabilecek. Hal böyleyken ülkemizin yüksek katma değer yaratan bir üretim yapısına geçmesi, yeni dijital çağda bizi rekabetçi kılacak ortamı hazırlaması gerekiyor. Bu nedenle firmalarımıza teknolojik dönüşüm, insan kaynağı ve eğitim desteklerinin artarak devam etmesi çok önemli.

Büyüme oranı gerileyen Çin’in 2019 yılında daha da yavaşlaması bekleniyor. Jeopolitik olarak çok önemli bir konumdayız. Bunun bizim için fırsata dönüştürülmesi gerekli. Korumacı ve kutuplaşan dünyada, dünyanın merkezinde gördüğüm ülkemizi sorumluluk sahibi, aklı selim yaklaşımlarla; hiçbir ülke ile kutuplaşmadan, uluslararası işbirliklerini geliştirerek, tek başına değil daha fazla entegrasyon sağlanarak, ihracat yapmak isteyen üretici firmaların önü açılmalıdır.

Ülke olarak bir an önce istikrar görüntüsünü vermemiz lazım. Ülkenin istikrarsız görüntüsü sebebiyle yabancı alıcı firmalar üreticilerimize finansmanla ilgili olarak şüpheyle yaklaşıyor. Yabancı müşteriler için finansal güven ortamının bir an önce

geliştirilmesi gerekli. Yine, yeni pazarlara ulaşılabilecek, daha fazla tanıtımlarımızı yapabileceğimiz ortamların oluşturulması gerekli. Buralara özellikle sektör derneklerinin katılımlarının desteklenmesiyle kendini anlatabilme imkânı olmayan üreticilerin de yurt dışında görünürlüğü sağlanmalı.

Bununla birlikte, dış pazarda güçlü olduğumuz gibi iç pazarda da güçlü olmalıyız. Ülkenin ihtiyaç duyduğu yatırımlarının yeniden başlaması gerektiğine inanıyorum. İller Bankası koordinatörlüğündeki projelerin, özellikle yabancı kredili projelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekli. Bizim ana müşterimiz olan Büyükşehir Belediyelerindeki su ve atık su paralarının ilgili genel müdürlüklerden alınıp başka yatırımlarda kullanılamaması, bunların tekrardan asli işleri olan su ve atık su yatırımlarında kullanılması önem arz ediyor.

2019 yılının, sektörümüze ve ülkemize daha ileriye gideceği, gücüne güç katacağı başarılı bir yıl olmasını diliyorum.