Liderler karmaşayı sadeleştirdikleri; anlaşılması ve uygulanması kolay yöntemler geliştirdikleri ölçüde başarılı olurlar. Kolay anlatılan bir strateji, kolay anlaşılan bir yöntem, kolay kullanılan bir...

PEK ÇOK KİŞİ, ANLAŞILMASI ZOR OLANIN DAHA DEĞERLİ OLDUĞUNU ZANNEDER. OYSA EN DEĞERLİ ÇABA; KARMAŞIK STRATEJİLERİ, YÖNTEMLERİ, ÜRÜN VE HİZMETLERİ SADELEŞTİRMEKTİR. KOLAY ANLATILAN BİR STRATEJİ, KOLAY ANLAŞILAN BİR YÖNTEM, KOLAY KULLANILAN BİR ÜRÜN, KARMAŞIK OLANA KIYASLA ÇOK DAHA DEĞERLİDİR. SADE, YALIN BİR ÇÖZÜM, PAHA BİÇİLMEZDİR. RİCHARD KOCH VE GREG LOCKWOOD’UN YAZDIĞI “SADELEŞTİR: BAŞARILI İŞLETMELERİN BÜYÜK SIRRI” BAŞLIKLI KİTAP DA BAŞARILI OLMUŞ BÜTÜN İŞLERİN ARKASINDA, BASİTLEŞTİRME ANLAYIŞININ YATTIĞINI SÖYLÜYOR.

Liderler karmaşayı sadeleştirdikleri; anlaşılması ve uygulanması kolay yöntemler geliştirdikleri ölçüde başarılı olurlar. Kolay anlatılan bir strateji, kolay anlaşılan bir yöntem, kolay kullanılan bir ürün, karmaşık olana kıyasla çok daha değerlidir. Oysa insanlar, nedeni belirsiz şekilde, zor olanın değerli olduğunu zanneder ve sıklıkla da yanılırlar.

Yönetim danışmanlığından yetişmiş bir girişimci ve yazar olan Richard Koch ile Londra merkezli girişim sermayesi şirketi Piton Capital’in kurucusu Greg Lockwood’un birlikte yazdıkları “Sadeleştir: Başarılı İşletmelerin Büyük Sırrı” başlıklı kitap, temel olarak işte bu basit gerçeğin iş dünyasındaki önemli örneklerini anlatıyor ve basitleştirme anlayışının nasıl güçlü dönüşümler yaratabildiğinin yaşanmış başarı hikâyelerini sıralıyor.

FİYATI YA DA TEKLİFİ BASİTLEŞTİRMEK

Koch’a göre ürün ve hizmet dünyasında “basitleştirmenin” iki yöntemi var: Fiyatı düşürerek basitleştirmek (Price Simplifying) ya da sunulan teklifi basitleştirmek (Proposition Simplifying). Fiyatı düşürerek basitleştirmek, fiyat indirimi yapmak değil; kökten bir şekilde fiyatı daha düşük bir seviyeye çekmek demek. Bu, dönemsel bir indirim taktiği değil, farklı bir iş modeli yaklaşımı ancak bir ürün veya hizmeti radikal bir şekilde ucuzlatmak için, üretim maliyetlerini düşürmenin yollarını da bulmak gerekli. Bir ürünün yapımında kullanılan gereksiz parçaları çıkartarak, aynı işi görecek daha ekonomik malzemeler kullanarak ya da işin bir kısmını tüketiciye yaptırarak veya henüz kimsenin aklına gelmemiş yeni yöntemler bularak, söz konusu ürünün maliyetlerini -dolayısıyla da fiyatını- hissedilir bir şekilde düşürmek mümkün. Hangi küresel devlerden bahsettiğimizi, daha bu satırları okurken anladınız değil mi? Bir ürünün fiyatını düşürmek, kalitesini düşürmek anlamına gelmez. Mc Donalds’ın yemek sektöründe, IKEA’nın ev ürünleri sektöründe yaptıkları, fiyatları geçici bir süre aşağıya çekmek değil, bütün üretim sürecini yeni bir anlayışla tasarlayıp, satış fiyatlarını rakiplerin maliyetlerinin bile çok altına indirebilmeleriydi. İkinci basitleştirme yolu ise temel olarak sunulan teklifi basitleştirmek: Bir ürüne ya da hizmete kullanıcı gözüyle bakıp, şirketin sunduğu deneyimi, tüketiciler için daha basit ama kesinlikle daha tatmin edici kılmak mümkün. Bu yol da, tıpkı birinci yol gibi, şirketin inovasyon yapmasını gerektiren bir yol. Steve Jobs iPhone’u yaratırken “Ürün cebinize sığacak kadar küçük ve annenizin kullanabileceği kadar basit olmalı” demişti. iPhone, son derece karmaşık donanım ve yazılım kullanan, teknolojinin en son ulaştığı bütün yenilikleri içinde barındıran, sürekli güncellenen bir yapıya sahip ama kullanıcıya yansıyan yüzü son derece yalın, sade ve basit.

SADELİK, İŞLERİ KOLAYLAŞTIRIR

Koch ve Lockwood, basitleştirmenin en önemli kuralı olarak anlamlı olanı koruyup, gereksiz olanı çıkarmayı öne çıkarıyor. Henry Ford, ünlü T Modeli’ni her yıl daha da ucuza satabilmek için herkesi seferber etmişti. Steve Jobs, iPod’un tasarım sürecinde, bir ekrana ulaşmak için üç kereden fazla tıklamak gerekirse küplere binerdi. UBER’in hiçbir araca sahip olmadan kurduğu sistemle çalıştırdığı milyonlarca taksiyi düşünün! Unutmayın, “Sadelik, işleri kolaylaştırır!”