Elektrik motorlu traktörler konusuna girmeden önce aslında çok kabaca içten yanmalı ve elektrikli motorlar...

SELAMİ İLERİ

TARMAKBİR GENEL SEKRETERI

TRAKTÖRLERDE DİZEL MOTOR TEKNOLOJİSİNDEN ELEKTRİKLİYE GEÇİŞTE, TEKNOLOJİNİN İLERLEME HIZI SÜREÇ İÇİN BELİRLEYİCİ OLACAK. MOTORDA İHTİYAÇ DUYULAN TEKNİK GEREKLİLİKLERİN SAĞLANABİLMESİ VE BATARYA TEKNOLOJİNİN GELİŞMESİ BU GEÇİŞİN ZAMANLAMASINI BELİRLEYECEK. TABİİ, BURADA ASIL ÖNEMLİ SORULAR ŞUNLAR: “BİZ BU İŞİN NERESİNDE YER ALACAĞIZ? AKTÖR MÜ OLACAĞIZ YOKSA SEYİRCİ Mİ KALACAĞIZ? DEVRİM ARABALARI GİBİ AMA SONU İYİ BİTEN BİR BAŞARI HİKÂYESİ Mİ YAZACAĞIZ YOKSA BİR BAŞKA BAHARI MI BEKLEYECEĞİZ?” İŞTE BU YÜZDEN, NE ZAMAN TİCARİLEŞECEĞİNE BAKILMAKSIZIN, ÇALIŞMALARA HEMEN BAŞLANILMASINI ÇOK ÖNEMSİYORUM.

Elektrik motorlu traktörler konusuna girmeden önce aslında çok kabaca içten yanmalı ve elektrikli motorlar arasındaki farkı anlamamız gerekiyor. İçten yanmalı motorlar her şeyden önce teknolojik olarak çok karmaşıktır ve bu karmaşıklık, üretilen enerjinin çoğunun boşa gitmesine yol açar. İyi bir verimle çalışan bir içten yanmalı motorda bile enerjinin sadece yaklaşık yüzde 30’luk bir kısmı kullanılabilir. Elektrikli motorlarda ise yüzde 90’lara varan bir verim söz konusudur. Bu verimlilik doğal olarak torka da yansır: Motor, en yüksek torku en düşük hızdan itibaren sürekli ve sabit bir değerde sağlayabilir. Bu durum, vitesi de gereksiz bir teknoloji haline getirir. Aracı kaldırdıktan sonra en yüksek hıza çıkana kadar sadece tek bir vites kullanmanız yeterli olacaktır. Bu bilgilerden sonra asıl konumuza gelelim. Burada asıl soru aslında “Traktörler elektrikli motora, bu teknolojiye hazır mı?” olmalı. Özellikle toprak işleme gibi sürekli ve yüksek bir tork gerektiren işler için elektrik motorları buna ne ölçüde cevap verebilir? Batarya ne kadar süreyle enerji sağlayabilir? Bataryalar ne kadar sürede ve ne şekilde şarj olabilir? Ve elbette traktörün, bataryaların fiyatı ne olabilir? İşte bütün bunlar, elektrikli traktörlerin ne zaman üretileceği ve kullanılacağı konusunda belirleyici sorular olarak önümüzde duruyor.

ZAMANLAMA NE KADAR ÖNEMLİ?

Traktörlerde dizel motor teknolojisinden elektrikliye geçişte, teknolojinin ilerleme hızı süreç için belirleyici olacak. Motorda ihtiyaç duyulan teknik gerekliliklerin sağlanabilmesi, batarya teknolojisinin gelişmesi (boyut, kapasite ve fiyat) bu geçişin zamanlamasını belirleyecekken, burada asıl olarak şu soruların yanıtları zamanlamanın önemini belirleyecek: “Biz bu işin neresinde yer alacağız? Aktör mü olacağız yoksa seyirci mi kalacağız? Devrim Arabaları gibi ama sonu iyi biten bir başarı hikâyesi mi yazacağız yoksa bir başka baharı mı bekleyeceğiz?” İşte bu yüzden, ne zaman ticarileşeceğine bakılmaksızın, çalışmalara hemen başlanılmasını çok önemsiyorum. Diğer yandan elektrikli traktörlerin ilk etapta özellikle belediyeler için çok iyi bir seçenek olabileceğini düşünüyorum. Sınırlı güç ihtiyacı ile sessiz ve emisyon içermeyen kullanımı, yerleşim bölgeleri için cazip olacaktır.

ELEKTRİKLİ TRAKTÖRÜN ARTILARI VE EKSİLERİ

Elektrikli traktörün en büyük artısı, sıfıra yaklaşan enerji kullanımıdır. Bunun yanı sıra bakım ve işletme maliyetlerinde müthiş bir gerileme de söz konusu olacaktır. Çünkü bu araçlar motor, filtre, yağ ve geleneksel teknolojiye dâhil olan birçok parçaya ihtiyaç duymadan çalışacak bir teknolojiye sahiptir. Diğer yandan batarya ile çalışan bu traktörler, CO2 emisyonlarını da önemli ölçüde azaltacaktır. Gerçi araç, kömür santralinde üretilen elektriği tüketiyorsa, o zaman elbette bir CO2 emisyonu gerçekleşecektir fakat o noktada bile elektrikli araçların daha avantajlı olduğunu söylememiz gerekir. Ancak bataryalar için sağlanan enerji yine çiftlikte üretilen yenilenebilir enerjiden sağlanıyorsa bu kez “Sıfır karbon ayak izi” söz konusu olacaktır. Son olarak, elektrikli traktörler sessiz çalışma ortamı sayesinde kullanıcı konforu ve memnuniyetini oldukça yükseltecektir. Bunun da başta verimlilik olmak üzere pek çok faydası olacaktır. Bu kısımda operatör memnuniyetine ayrı bir parantez açılmasını önemli görüyorum. Çünkü çiftçiliğin zor bir meslek olması nedeniyle tarımsal nüfusun giderek azalması ve kırsal alanda nitelikli eleman çalıştırmanın zorluğu, özellikle Avrupa’da “çalışan memnuniyeti” kavramını öne çıkarıyor.

AVRUPA’DA ELEKTRİKLİ TRAKTÖR KULLANIM ORANLARI

Bu konuda, bir oran verecek kadar büyük bir pazar oluşmuş değil. Çalışmalar küresel anlamda da oldukça yeni ve prototipler seçilmiş çiftlikler/işletmeler üzerinde deneme sürecine devam ediyor. Almanya’da sektörün öncü bir firması, gerçek çalışma koşullarında beş saate kadar çalışabilen, 50 kW güç çıkışlı bir akülü kompakt bir traktörü 2017 yılında piyasaya sürdü. Teknik verilere göre bu traktörün motoru, gücünü yaklaşık 100 kWh kapasiteli bir 650 V yüksek kapasiteli lityum-iyon bataryadan alıyor. Yine teknik verilere göre bu batarya, sadece 40 dakikada yüzde 80’e kadar şarj edilebiliyor. Firma, traktörün satış fiyatını bu yıl belirleyecek ve traktörün bazı belediyeler ve çiftliklerdeki deneme sürüşleri halen devam ediyor.

Yine sektörün öncü bir başka firması da geçtiğimiz yıllarda tamamen elektrikli bir traktörün lansmanını yapmıştı. Aslında bu traktör bildiğimiz anlamdaki elektrikli traktörlerden biraz ayrılıyor çünkü enerji kaynağı traktörün içinde yer almıyor, enerji bir iletim kablosuyla dışarıdan alınıyor. Traktörün model ismi ise oldukça anlamlı: Sustainable Energy Supply for Agricultural Machinery (Tarım Makineleri İçin Sürdürülebilir Enerji Tedariği) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bu model, aslında firmanın mevcut bir traktörü baz alınarak hazırlanmış. 1 kilometre uzunluğunda bir kablo üzerinden 300 kW civarında sürekli güç alan traktörde 100 kW değerinde bir elektrik motoru mevcut. 8,5 ton ağırlığındaki bu traktör aslında selefiyle aynı ağırlığa sahip ama ondan tam iki kat daha güçlü. Otonom çalışma özelliği olan traktör 400 beygirlik güç üretiyor. Merak edenler için belirtelim; 1 kilometre uzunluğundaki kablonun dolaşmaması ve kontrolü için traktörün üzerinde bir sarıcı tambur ve kabloyu kontrol eden bir robot kol da yer alıyor. Elektrikli traktörler konusunda Çin’de, Hindistan’da ve İtalya’da da çalışmalar sürüyor ama bu çalışmaların henüz prototip aşamasından öteye geçemediğini de söylemeliyiz.

ELEKTRİKLİ TRAKTÖRDE TÜRKİYE’DEKİ ÇALIŞMALAR

Peki, biz neler yapıyoruz? Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl bir çalışma başlatıldı ve bu çalışma kapsamında Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) öncülüğünde bir prototip geliştirildi. 75 kW (105 BG) gücündeki tarla sınıfı bu elektrikli traktör dört teker tahrikli manevra ve dümenleme kabiliyetine sahip. Tam 236 adet prizmatik LiPO4 batarya seri olarak bağlanarak 53 kWh batarya kapasitesine ulaşılmış durumda. Batarya şarj sistemi, kablolu şarj fişi (Plug-in) bağlantısına uygun bir şekilde tasarlanmış ve şarj için trifaze prize ihtiyaç duyuluyor. Batarya şarj sistemi, trifazeye erişim imkânı olmayan durumlar için monofaze prizlerden şarj edilebilmeye de olanak sağlıyor. Traktörde kullanılan yazılımın tamamen yerli olduğu da verilen bilgiler arasında.

Motor çıkışında 386 nm olarak üretilen tork ve yüzde 30 tork rezervi değeri, bu kategorideki bir traktör için oldukça yeterli görülüyor. Bataryalar Türkiye-Çin ortaklığıyla Çin’de üretiliyor. Kullanıcısına çok başarılı bir şarj süresi sunan bu prototip yerli elektrikli traktörde 45 dakikada yüzde 100 şarj değerine ulaşılıyor. Bu, benzer örneklerine bakıldığında kullanıcı için oldukça iyi bir değer. Traktörde ayrıca yedek bir batarya da bulunuyor. Bu da herhangi bir aksilik durumunda, yani şarjın tamamen bitmesi durumunda en yakın şarj istasyonuna gidinceye kadar kullanıcıya ek bir zaman tanıyor.

Prototipin ilk tarla denemelerinin yakın zamanda gerçekleştirildiğini de söylemeliyim. Bu denemeler kapsamında çekilir tip toprak işleme makineleriyle (1-4 kulaklı pulluklar, dip kazan ve kombikürüm) oldukça iyi bir performans gösteren yerli elektrikli traktör, eksikliklerinin giderilmesinin ardından uluslararası seviyede performans ve dayanım testlerinden de geçirilecek. Yapılması planlanan bir diğer test ise karşılaştırma kapsamında olacak. Prototip elektrikli Türk traktörü, muadili 105 BG gücünde dizel bir traktörle sahaya sürülecek ve tarla performansları ölçülüp karşılaştırılacak.

Tabii, tasarım açısından da elden geçmesi beklenen prototip için son süreç ticarileşme aşaması olacak. Yazının başında da belirttiğim üzere, prototipin ticarileşmesi süreci, büyük ölçüde teknolojinin gelişme hızına bağlı. Bir diğer bağıl etken ise bu traktörün edinimi için çiftçiye verilmesi gereken devlet destekleri. Çünkü kısa vadede belirli bir talep büyüklüğüne erişilmeden bunun ticarileşmesi kolay olmayabilir. Burada da en azından bir süre boyunca çiftçinin maddi yönden desteklenmesini önemli buluyorum.