TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN, İHRACAT ANA PLANI’NI KAMUOYUNA AÇIKLADIĞI TOPLANTIDA 17 HEDEF ÜLKE VE BEŞ HEDEF SEKTÖR BELİRLEDİKLERİNİ SÖYLEDİ. HEDEF SEKTÖRLER ARASINDA, MAKİNE SEKTÖRÜYLE BİRLİKTE OTOMOTİV, ELEKTRİK-ELEKTRONİK, KİMYA VE GIDA ENDÜSTRİSİ BULUNUYOR.

Türkiye’nin İhracat Ana Planı’nın kamuoyuna tanıtıldığı toplantıda ayrıntılı bir sunum yapan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı’nın istikrarlı büyümenin ihracata dayalı olduğu bir anlayışla hayata geçtiğini anımsatarak, İhracat Ana Planı’nı hazırlarken Kalkınma Planı hedeflerini dikkate aldıklarını ve 2023 yılı için 226,6 milyar dolarlı ihracat hedeflediklerini söyledi.


Asıl hedefin, dünyadaki ticaret savaşları ve teknolojik dönüşümlerini de yakından takip ederek bu hedefin üzerine çıkabilmek olduğuna işaret eden Pekcan, “Oluşturduğumuz bu plan kapsamında, sürdürülebilir bir ihracat anlayışını he- defliyoruz. Bakanlığımızca ilgili paydaşların katılımıyla yapılan titiz çalışmalar sonu- cunda 17 hedef ülke seçtik.

Bu ülkeleri seçerken, ülkelerin dünya GSYİH’sinden yüzde 60 pay almasını, dünya ithalatının yüzde 43,7’sini gerçekleştirdiklerini ve Türkiye ihracatından da yüzde 25,2 pay aldıklarını dikkate aldık. Bu ülkeleri sırasıyla, ABD, Brezilya, Çin, Etiyopya, Fas, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Irak, İngiltere, Japonya, Kenya, Malezya, Meksika, Özbekistan, Rusya ve Şili olarak belirledik. Buna ek olarak makine, otomotiv, elektrik-elektronik, kimya ve gıda endüstrisi olmak üzere beş hedef sektör seçtik. İhtisas Serbest Bölgeleri ile hedefimiz, Türkiye ihracatındaki payı yüzde 3,5 olan yüksek teknolojili ürün ihracatımızı yüzde 5 seviyesine çıkartmak” dedi.

Bakan Pekcan, küresel ekonomiye başarıyla dâhil olmuş tüm ülkelerde olduğu gibi ihracatın, uzun dönemli büyümeyi sağlayan, refahın ve ekonominin anahtarı olduğunun altını çizdiği konuşmasında, bu durumun ihracat politikası araçlarının günün koşullarına göre devamlı etkinleştirilmesini zorunlu kıldığını kaydetti ve “21’inci yüzyılda, hızını ve bo- yutlarını kavramada zorlandığımız büyük bir dönüşümün başlangıcındayız. Ana plan çalışmamızın bu dönüşüme dair bir strateji teşkil etmesini umut ediyoruz. Bu kapsamda, İhracat Ana Planı küresel eğilimleri dikkate alarak, hedef ürün, hedef ülke, yeni ve yenilikçi ihracatçı yaklaşımı ve küresel tedarik zinciri bakış açısıyla hazırlandı” değerlendirmesinde bulundu. Aynı şekilde, İhracat Ana Planı’nın başta bilişim ve yapay zekâ alanındaki küresel dönüşüm olmak üzere küresel ekonomideki büyük dönüşümü, eğitimli ve küresel becerilerle donanmış bir dış ticaret ailesini, kısacası çağımızın “Başarı anahtarlarını” yakalamak ve Türkiye’ye sunmak üzere hazırlanmış bir plan olduğunu aktaran Bakan Pekcan, küresel ekonominin görünümüne ilişkin değerlendirmelerde de bulundu ve “Son dönemde artan korumacılığa, bununla bağlantılı olarak, ticaret savaşlarına şa- hit olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. İçinden geçtiğimiz dönem, küresel büyümenin aşağı yönlü revize edildiği, çok taraflı dünya ticaret düzeninin terk edilmeye başlandığı bir dönem. Ticaret Bakanlığı olarak, bütün bu zorlu sürece rağmen, küresel koşulların yarattığı fırsatlara odaklanarak ihracatçılarımıza yeni bir rota çizmeyi hedefledik” dedi.

Bakan Pekcan, bugün yaşa- nan küresel korumacılık artışının ve ticaret savaşlarının arka planında da teknoloji savaşlarının bulunduğunu ifade ederek, İhracat Ana Planı’nda politika tercihini daha çok verimlilik, inovasyon ve dijitalleşme odaklı olarak yaptıklarını dile getirdi.

21. YÜZYILDA YÜKSEK GELİRLİ ÜLKELER ARASINA GİRECEĞİZ”

Günlük hayata, yapay zekâ, otonom robotlar, Blokzincir, Nesnelerin İnterneti ve Büyük Veri gibi kavramların hızla girdiğini belirten Bakan Pekcan, konuşmasına şöyle devam etti: “Gelecek 15-20 yıl içinde dünyadaki bütün üretim sürecinin dönüşeceğine şahit olacağız. Dolayısıyla ülkeler, yenilenen 21’inci yüzyılın teknolojilerine ayak uydurmuş, hızla gelişen ül- keler ve bu gelişimi seyreden ülkeler olmak üzere ayrılacak. Türkiye, küresel dil olan ‘dijitalleşmeyi’ benimsemiş, yeni nesil serbest bölgeleriyle bilişimin ve yapay zekâ tek- nolojisinin üretim ve ihracat adreslerinden biri olmuş, geleneksel sektörlerde küresel ligde üst sıralara yükselmiş bir ülke olarak 21’inci yüzyılda ‘yüksek gelirli ülkeler’ arasına yükselecek.”

Türkiye’nin bu dijital dönüşü- mü fırsata çevirmek zorunda olduğunun altını çizen Bakan Pekcan, Türkiye olarak dünya ekonomisini ve günlük ya- şantımızı kökten değiştirecek bu büyük dönüşümü ülkemiz açısından bir fırsata dönüştürmek zorunda olduğumuzu da vurguladı ve “Dolayısıyla trendleri doğru okuyarak sürdürülebilir büyüme ve rekabet için inovasyona, Ar-Ge’ye ve dijitalleşmeye yönelik özgün politikalar geliştireceğiz. Ar-Ge, bilgi, inovasyon, yüksek teknoloji, verimli üretim ve ihracat ekosistemini ortaya koymayı ve stratejimizi Türkiye’nin refahı için bir rotaya dönüştürmeyi hedefliyoruz. Değişim ihtiyacı kapımızı çalıyor. ‘Keşke’siz, ‘ama’sız ya da ‘belki’siz bir vizyonla hareket ederek hiç- bir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir teknoloji çağı ile olan randevumuza geç kalmamak mecburiyetindeyiz. Başka şansımız yok” değerlendir- mesinde bulundu.

YÜKSEK TEKNOLOJİLİ SANAYİ ÜRÜNLERİ İHRACATI SIRTLAYACAK

Bakan Pekcan, konuşmasında, son dönemde Türkiye’nin dış ticaret performansının büyük gelişme gösterdiğini vurguladı ve 2018’de Türkiye GSYİH’sinin 784 milyar dolar, ihracatının da rekor rakamla 168 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini dile getirdi. “2019’un ilk yarısında, 2018’e göre yüzde 66,8 olan ihraca- tımızın ithalatımızı karşılama oranı yüzde 85’lere ulaştı. Son 12 aylık dönemde dış ticaret açığında bir önceki aynı döneme göre yüzde 66,3 oranında, 57,5 milyar dolarlık bir azalma yaşandı. 2018’de ihracatın büyümeye katkısı 1,9 puan olurken, bu yılın ilk çeyreğinde 12,2 puan oldu. Haziran ayı itibarıyla 12 aylık dönem olarak incelediğimizde, 2002’den beri ilk kez cari işlemler fazlası verdik” diyerek devam eden Bakan Pekcan, ihracattaki olumlu performansı gelecek yıllara yaymanın, aynı zamanda ihracatın, teknolojik bileşimi ve katma değerini de arttır- manın ve geliştirmenin temel hedefleri olduğunu vurguladı: “2002’den beri ihracatı ar- tırmaya yönelik bir vizyonla, ihracatımızı 4,5 kat arttırdık. 2001’de yüzde 0,51 olan dünya ihracatından aldığımız pay 2018’de yüzde 0,87’ye yükseldi. Biz, küresel payımızı İhracat Ana Planı çerçevesinde hayata sokacağımız stratejilerle çok daha yukarı- lara çıkarmayı hedefliyoruz. Küresel ihracattan aldığımız payı arttırırken, aynı zaman- da yıllık yüzde 3,5-yüzde 4 bandına sıkışmış olan ‘yüksek teknolojili’ sanayi ürünlerinin ihracatımızdaki ağırlığını da güçlendirmeyi hedefliyoruz.”