AVRUPA’NIN EN GÜÇLÜ EKONOMİSİ ALMANYA, TÜRKİYE’NİN DE EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI. TÜRKİYE’NİN TOPLAM MAKİNE İHRACATININ YAKLAŞIK YÜZDE 15’İNİ GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ALMANYA’DA YAŞANAN EKONOMİK DURGUNLUK, TÜRK MAKİNE İMALATÇILARINI DA DOĞRUDAN ETKİLEDİ. TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜ, 2019’DA KÜRESEL MAL TİCARETİNİN ÜZERİNDE BİR İHRACAT ARTIŞI SAĞLAMIŞ OLSA DA ALMANYA’YA İHRACATTA YAŞANAN DÜŞÜŞ DOLAYISIYLA BURUK BİR SEVİNÇ YAŞADI. PEKİ, ALMANYA EKONOMİSİNDE NELER YAŞANIYOR? TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİNİ 2020 YILINDA HANGİ FIRSATLAR VE RİSKLER BEKLİYOR?

Almanya ekonomisi 2019’un üçüncü çeyreğinde 2018’in aynı dönemine göre yüzde 0,1 büyümüştü. Eğer 2019’un ikinci çeyreğinde olduğu gibi GSYİH’de artış kaydedilmemiş olsaydı, Almanya ekonomisi teknik olarak durgunluğa girmiş olacaktı. Üçüncü çeyrekte yaşanan bu büyüme olumlu karşılan- sa da Almanya ekonomisi henüz rayına oturmuş değil:

Almanya Federal İstatistik Ofisi verilerine göre, sanayi üretiminde artış beklenen geçtiğimiz Ekim ayında Almanya’nın sanayi üretimi yüzde 5,3 oranında daralmış durumda. Yine bu dönemde, fabrika siparişleri yüzde 0,4 oranında azalan Almanya’nın 2019’un son çeyreğini de zayıf bir büyüme performansıyla kapatacağına yönelik beklentiler de artıyor.

Başta otomotiv sanayisi olmak üzere, küresel belirsizlikler sebebiyle güçlü olduğu sektörlerden istediği performansı alamayan Almanya’da, ithalatın da geçtiğimiz Ekim ayında 2018’e göre yüzde 0,6 oranında gerilediğini anımsatmalıyız.

TÜRK MAKİNELERİ YÜZDE 5 UCUZLADI

Geçtiğimiz yıl Almanya’ya ihracatı 2018’in aynı dönemine göre yüzde 4,2 düşen Türk makine sanayisinde, Almanya’ya ihraç edilen ürünlerin ortalama birim fiyatları da 8,1 dolara geriledi. Makine fiyatlarında yaşanan yüzde 5’lik düşüşün de etkisiyle, Almanya’ya ihraç edilen makinelerin sayısı artsa da ihracatımızda düşüş yaşandı.

“DARALMA GEÇİCİ, YENİDEN YÜKSELİŞE GEÇECEĞİZ”


Türk makinelerine dünya ölçeğinde talep artarken, her ay 200 milyon dolar düzeyinde makine ihraç edilen Almanya’ya her zaman büyük önem verdiklerini belirten Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Avrupa ekonomisinin lokomotif ülkesi Almanya’nın, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olduğunun altını çizerken, Almanya’daki ekonomik gelişmelerin Türk makine sanayisinin dış ticaret performansını da önemli ölçüde etkilediğini vurguluyor: “Biz, Almanya’daki bu sürecin geçici olduğuna ve yeniden yükselişe geçeceğimize eminiz. Her ne kadar makine sektörünün tüm alt gruplarında dünya ölçeğinde rekabet edebilsek de Almanya pazarından vazgeçmek istemiyoruz. Almanya pazarında satış grafiğimizi yükseltmeyi, marka itibarımızın göstergesi olarak görüyoruz.”

Makine sektörünün en büyük ticari ortağı Almanya’yı, dış ticaretin yanında iş birliği ve stratejik ortaklık açısından da çok önemsediklerine dikkat çeken Karavelioğlu şunları söylüyor: “Dijital teknolojiye yön veren sanayi yapısı, lojistik yakınlığı ve uzun yıllara dayanan ikili ilişkilerin de etkisiyle, Almanya’nın birlikte teknoloji geliştirme ve ortak ihracat yapma konularında bizim için büyük potansiyel taşıdığına inanıyoruz."

ALMANYA’DAKİ DARALMA TÜRK ÜRETİCİLERİ NASIL ETKİLEYECEK?

Diğer yandan, MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sevda Kayhan Yılmaz da Almanya’nın 1990’dan bugüne en yüksek istihdam oranına ulaşması ve faizlerin düşük seyretmesinin hane halkının tüketimini de teşvik ettiğini söylerken, bu durumun geçtiğimiz yılın üçüncü çeyreğinde ülkenin ekonomik büyümesine katkı verdiğini, yani son çeyrekte gerçekleşecek büyümenin de iç talep ve genel kamu harcamaları kaynaklı olacağını söylüyor. “Maalesef, makine ve ekipman yatırımlarında düşüş var. Olumsuz kimi işaretlere rağmen geçtiğimiz Kasım ayında artan güven endeksi, istihdam ve ihracat rakamlarıyla korkulan büyük durgunluğun yaşanacağına inanmıyorum” diyerek devam eden Yılmaz, Alman hükümeti ve iş dünyasının alacağı tedbirlere güvendiklerinin de altını çiziyor. 

Yılmaz, bu durumun, Türkiye’deki üreticiler için bir avantaja dönüşebileceğini de dile getiriyor ve “Alman satın almacılar, işlerin yavaşladığı zamanlarda alternatif tedarikçileri değerlendirmeye başlar. Üstelik maliyetler konusunda yine hassas bir döneme girilmişken, bu bizim için bir avantaj olabilir. Yapmamız gereken, mümkün olduğunca farklı sektörlerden müşterilere kendimizi tanıtmak ve bir sektör yavaşlarken, diğerinin enerjisiyle yola devam etmek. Bu döneme ‘Birebir Markaj’ dönemi diyorum: Halen çalıştığımız ve çalışmayı planladığımız müşterilerin Türkiye algıları, ancak biz sahaya inersek değişebilir” diyor.

ALMANYA İLE TİCARETTE HANGİ SORUNLAR YAŞANABİLİR?


Sevda Kayhan Yılmaz, 2020 yılında Almanya ile olan ticari ilişkilerde yaşanabilecek sorun başlıklarını yorumlarken, en önemli önceliği “fiyat baskısı” olarak açıklıyor: “En önemli sorunumuzun fiyat baskısı olacağını düşünüyorum. Covid-19 salgınının da etkisiyle dünya ekonomisinde yaşanan daralma nedeniyle hem yerli hem de uluslararası rakiplerimizin fiyatları indirmeye çalışması, önümüzdeki en büyük bariyer olacaktır. Ancak verimlilik ve kaliteye yatırım yapmış olanlar, bu dönemden zorlanmadan çıkacaklar. Müşterilerimizden vade uzatımı konusunda da talep gelebilir, bunu da Türk Eximbank’ın verdiği sevk sonrası reeskont kredileriyle aşabiliriz. Türk bankacılık sektörü sıkıntısız bir yıl geçirir ve siyasi istikrarsızlık yaşamazsak, süreci daha kolay atlatabiliriz.”

“RUSYA VE KANADA İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ”

Yılmaz, “Almanya ile ticareti zayıflayan sektörler, hangi alternatif pazarlara yönelmeli?” sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Bu, ürüne ve sektöre göre değişir. Rusya ve Kanada’nın iyi alternatifler olacağını düşünüyorum. Pazar kadar son kullanıcıya yönelik sektörleri çeşitlendirmek de önemli. Üstelik servis, satış ağı gibi faktörleri düşününce, aktif olduğunuz pazarda farklı bir sektöre ürün vermek nispeten daha kolay olacaktır. Türk makine ihracatçıları, stratejilerini belirlerken, bu konuyu da değerlendirmeli.”

ALMANYA’DAKİ FUARLARDA YERLİ FİRMALAR NASIL İMKÂNLAR BULACAK?

Sevda Kayhan Yılmaz, Türkiye’nin Makinecileri olarak, yıl sonuna doğru fuar organizasyonlarının yeniden hareketlenmesini beklediklerini de vurgularken, Almanya'da düzenlenecek sektörel fuarlarda hedefleyecekleri asıl kitlenin Türkiye’den mal almak isteyen yabancılar olacağını ifade ediyor ve “Onların talep ettiği ürünleri tedarik edebilecek üyelerimizi ve Türkiye’de iş yapma şartlarını anlatacağız. Ayrıca, Türk katılımcıların o ülkelerdeki ticaret müşavirlerimizle çözülebilecek sorunlarının konuşulacağı bir platform yaratacağız. Standı olmayan üyelerimiz de her zaman olduğu gibi görüşmeleri için Türkiye’nin Makinecileri standını kullanabilecek” değerlendirmesinde bulunuyor.

2019’DA ETKİN BİR TANITIM SÜRECİ YAŞANMIŞTI


Türkiye’nin Makinecileri, Almanya’daki tanıtım faaliyetlerine ve Almanya ile iş birliği geliştirmeye her zaman büyük önem veriyor; Türkiye’de yeni üretim teknikleri geliştirmek ve teknolojik çözümlerin mevcut sistemlere eklenmesini kolaylaştırmak amacıyla Almanya’da farklı kurum ve kuruluşlarla temaslar kuruyor. Bu kapsamda, Almanya’daki tanıtım faaliyetlerine devam eden Türkiye’nin Makinecileri, geçtiğimiz yıl Almanya’da katıldığı dokuz prestijli fuarda iş ticaretini etkisi altına alan Covid-19 salgını, Almanya’da da dikkatle takip ediliyor. Almanya Federal Sağlık Bakanlığının virüsün gelişimini günlük değerlendirme toplantılarıyla kamuoyuyla paylaştığı ülkede sıkı tedbirler alınmaya devam ediliyor: Dünya fuar merkezi olan Almanya’da fuar iptalleri devam ederken, fuar veya büyük katılım olan diğer etkinliklerin güncel değerlendirmelerle karara bağlanacağı ifade ediliyor. Hatırlanacağı üzere, Mart ve Nisan aylarındaki önemli birçok fuar yaz dönemine ertelenmiş, ancak Covid-19 salgınının Avrupa ülkelerinde pik yapması üzerine yine çok sayıda fuar, 2020 yılını pas geçerek 2021 yılı için yeni takvimlerini paylaşmıştı.