Pragmatizmin öncülerinden ABD’li filozof ve psikolog William James, yüz yıl kadar önce, “Duyanların yanlış anladığı bir doğrudan daha kötü bir yalan yoktur” demişti.

Doğruları kendi emellerine hizmet edecek şekilde evirip çevirmekte uzman politikacılar, sırf tık alsın diye manşette doğruyu eğip büken gazeteciler, işlerine yarayacak doğruları daha büyük bir doğruyu yanlış sunmak pahasına cımbızlayanlar... Hepsi basit bir gerçekten faydalanıyor: Hemen her konuda birden fazla doğru var ve bizler dünyaya seçtiğimiz doğruların merceğinden bakıyoruz. İnternet bilgi mi yayıyor, nefret mi? Et tüketmek iyi mi, kötü mü? Amazon, kitapçıları yok eden bir canavar mı yoksa daha fazla okumaya teşvik eden bir dost mu? Cevap,  hangi doğruya öncelik verdiğinize göre değişiyor ve özünde tarafsız olması gereken rakip doğrular, maharetli ellerde yalandan bile yanıltıcı bir ikna aracına dönüşebiliyor.

Hector MacDonald, “Hangi Doğru?” adlı kitabında, politika, iş dünyası, medya ve gündelik hayattan alınmış ilginç hatta kimi zaman dehşete düşüren çok sayıda vakayı inceleyerek, doğrunun gerçeklikten neden ve nasıl koparılabildiğini ortaya koyuyor.