BAŞ DÖNDÜRÜCÜ BİR HIZLA DUYGU VE DÜŞÜNCE DÜNYAMIZIN TAM ORTASINA ÇÖREKLENEN COVID-19 KORKUSU, KENDİ KAOSU VE BİLİNMEZLİĞİ İÇERİSİNDE KİŞİDE KONTROL EDİLEMEZ BİR HALE GELİRKEN, HALK ARASINDA ‘KORANAYAK OLDUK’, ‘PARANOYAK OLDUK’ GİBİ SÖYLEMLERİ DE BERABERİNDE GETİRİYOR.

Gerçek dışı bir korku, kaygı ve panik hali ile işlevselliğin bozulduğu durum “Koronafobi” olarak adlandırılırken, kimseye güvenmeme, gerçek bilginin saklandığına inanma, herkes ve her şeye hastalığı kapmaya yönelik şüpheci bir bakış açısıyla yaklaşma, izolasyonun yarattığı duygu durumu, aşırı şüpheci bir bakış açısıyla her haberi değerlendirme gibi paranoyak düşüncelerin gelişmesi ‘koronoyak’ olarak tabir edilmeye başlandı. Covid-19 salgınının insanları, içinde bilinmezlik barındıran ve bu bilinmezlikten dolayı sevilmeyen gri bir alana soktuğunu belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Uzman Psikolog Sena Sivri “Hastalığın özellik- leri dışında sürekli okuduğumuz haberler, sosyal medya, iletişim kanallarında maruz kaldığımız yanlış ve korkutucu bilgiler de bu kaotik duygu durumunu arttırıyor. Tüm bu süreçte virüsü kapmasa bile birçok bireyde psikolojik ve fizyolojik başka sorunların ortaya çıktığını gözlemlemeye başladık. Bu tip durumlarda sağlık kaygısının tetiklediği psikolojik ve fizyolojik birçok belirti olabilmekte” diyor. Uzman Psikolog Sena Sivri, koronafobinin vücudumuzda yol açtığı yedi önemli sorunu anlatırken, koronafobi ile baş etmenin de püf noktalarını da açıklıyor.

ANKSİYETE KAYNAKLI RAHATSIZLIKLAR

Hastalığın riskleri ve bilinmezlikleri karşısında yoğun kaygı yaşanabilir. Kişi kendini sürekli endişeli, korku içinde ve negatif düşüncelerde bulabilir. Bu düşünceler, kendisi ve yakınları üzerinde yoğunlaşır. Kendisini sürekli hastalığa yakalanacağı, hayatını kaybedeceği, başkalarına bulaştıracağı üzerine düşünceler içinde bulur. Özellikle bu düşünceler sırasında çarpıntı, nefes sıkışması, huzursuzluk, yerinde duramama, ellerde titreme, terleme gibi fiziksel tepkiler  ortaya çıkar. Yoğun strese bağlı olarak kaygılı düşüncelerin yoğunlaştığı anlarda tansiyonda yükselme, nabız hızlanması gözlemlenir

FOBİLER, OBSESİF KOMPULSİF DAVRANIŞLAR


Kişinin mevcut fobileri varsa ve özellikle sağlıkla bağlantılıysa tetiklenebilir, yeni fobiler ortaya çıkabilir, bunlara yönelik kaçınma davranışları artabilir. Bununla birlikte özellikle temizlik ve sağlığın korunmasına yönelik obsesif (takıntılı) düşünceler ve buna bağlı kompulsif (tekrarlayıcı) davranışlar ortaya çıkabilir. Kişi her yerin, kendisinin, eve gelen giden herkesin sürekli pis olduğuna, virüs taşıdığına inanabilir. Ne kadar yıkarsa yıkasın, temizlerse temizlesin yeterince temiz olduğuna inanmaz, tekrar tekrar her yeri silme, yıkama, temizleme davranışları gösterir. Obsesif kompulsif davranışlar artacağı gibi, aşırı temizlik ve hijyen sağlama girişimleri kişinin vücudunda da buna bağlı hasarlara yol açar.

BİR ŞEY OLMADIĞI HALDE “VARMIŞ” GİBİ HİSSETME

Fizyolojik hiçbir temeli olmayan semptomlar ortaya çıkabilir. Özellikle Covid-19 semptomları (öksürük, ateş, boğaz ağrısı gibi) ortaya çıkabilir. Kişi ateşi olmadığı halde ateşi varmış gibi hissedebilir ya da boğazında ağrı ya da öksürecekmiş hissi gelebilir. Bu semptomlar özellikle hastalıkla ilgili konuşmalar yapıldığında, haberler izlenip okunduğunda ortaya çıkar.

UYKU VE YEME PROBLEMLERİ


Yaşanılan kaygıya bağlı olarak uykuya dalmada güçlük, uyku bölünmeleri ortaya çıkabilir, kabuslar artabilir, uyku kalitesi düşer. Özellikle yatmadan önce haberlere, sosyal medyadaki virüsle ilgili bilgilendirmelere bakıldıysa uykudaki bozukluk daha yoğun olabilir. Yine kaygıya bağlı olarak iştahta artma/azalma ortaya çıkabilir. Özellikle sosyal izolasyon dönemiyle beraber can sıkıntısı ve rutinin değişimine bağlı olarak duygusal iştahta artış gözlemlenir.

ETİKETLEME (STİGMATİZASYON)

Uzman Psikolog Sena Sivri “Maalesef bu salgınla, en sık karşılaştığımız ve birçoğumuzun düşüncelerine yerleşen bir etiketleme de oldu. Virüsün çıkış noktası olan ülkenin insanları başta olmak üzere hasta olan bireyleri etiketleme ve buna yönelik negatif bir bakış açısı ve söylemler ortaya çıktı. Bununla birlikte, sosyal izolasyon süreciyle beraber bu etiketlemelere 65 yaş üstü bireyleri de ekledik. Bu tip durumlarda bir suçlu bulmak, olayın bilinmezliğiyle baş etmede yardımcı oluyor gibi geliyor ve hemen bu yola başvuruyoruz. Bundan kaçınmanın önemini unutmamak lazım. Tüm etiketlemeler için geçerli olmakla birlikte, özellikle konu sağlık olduğunda, etiketlenen birey ertesi gün siz olabilirsiniz” diyor.

AŞIRI KORUMACI VE KISITLAYICI TUTUM

Temel düşünce virüsü kapmamak ve çevremizi korumak olduğundan, davranışsal değişimler kaçınılmaz. Sağlığa yönelik aşırı ilgiyle birlikte yeni alışkanlıklar ortaya çıkabilir. Kişi, bu kaygısıyla beraber her duyduğu, gördüğü, bağışıklığına iyi gelecek şeyi yapmayı, yemeyi, içmeyi deneyebilir. Çocuklara karşı aşırı korumacı ve kısıtlayıcı bir tutum sergilenebilir.

DEPRESİF RUH HALİ

Özellikle süreç ilerleyip zaman geçtikçe vaka sayılarının artması, maruz kalınan haberlerin içerikleri, kendi çevremizde hasta olan/olmayan bilgisi ve sosyal izolasyonu nasıl geçirdiğimize bağlı olarak depresif belirtiler ortaya çıkabilir. Yaşamı tehdit etme özelliğine sahip bir durum söz konusuyken bu tip belirtilerin ortaya çıkması olağan ve doğalken, önemli olan bu belirtileri ne ölçüde yaşadığımızdır. Her türlü duygusal, psikolojik zorlanmada olduğu gibi burada da durumu, işlevselliğimizi etkileyip etkilemediğine göre değerlendirmek gerekiyor.