TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, COVID-19 SALGINININ MAKİNE SEKTÖRÜNE ETKİLERİNİ ÖLÇMEK AMACIYLA NİSAN AYI BAŞINDA KAPSAMLI BİR SERİ ANKET ÇALIŞMASI BAŞLATMIŞTI. 1-6 NİSAN TARİHLERİ ARASINDA İLKİ GERÇEKLEŞTİRİLEN ANKET ÇALIŞMASININ İKİNCİ FAZI İSE MAYIS AYI BAŞINDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ. 361 FİRMANIN KATILDIĞI “MAKİNE SEKTÖRÜNE KORONAVİRÜS ETKİLERİ VE TEDBİRLERİ DEĞERLENDİRME ANKETİ” ÇALIŞMASININ İKİNCİ FAZINDA, İLK ÇEYREKTE CİRO KAYBI YAŞAYAN FİRMALARIN SAYISININ ARTIŞ YAŞAYANLARDAN FAZLA OLDUĞU VE BU DURUMUN İHRACAT SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA DAHA DA BELİRGİNLEŞTİĞİ GÖRÜLÜYOR.

Türk makine sanayisi, Covid-19 salgını sürecinde, tüm gücüyle üretime odaklanmaya ve kamu sağlığı ile sosyal yaşamı aksatabilecek riskleri ortadan kaldırmaya yönelik altyapı hizmetlerinin kesintiye uğramaması için çalışmaya devam ediyor. Bununla birlikte, salgın sürecinde üretim ve talepte yaşanan düşüşler, sektörün sürdürülebilirliği üzerinde baskı oluşturmayı sürdürüyor. Nisan ayı başında Makine Federasyonu’nun (MAKFED), Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve TOBB Türkiye Makine ve Teçhizatı İmalatı Meclisi ile iş birliğinde gerçekleştirmeye başladığı “Makine Sektörüne Koronavirüs Etkileri ve Tedbirleri Değerlendirme Anketi” de bu durumu doğrular nitelikte sonuçlar vermeye devam ediyor. Seri anket tekniğiyle ve 361 firmanın katılımıyla 23-27 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen anket çalışmasının ikinci faz sonuçları 4 Mayıs’ta açıklanırken, yılın ilk çeyreğinde ciro kaybı yaşayan firma sayı- sının, ciro artışı sağlayan firma sayısından yüksek seyretmesi ve bu durumun ihracat söz konusu olduğunda daha da belirginleşmesi, makine sektörü üzerindeki baskıyı net bir şekilde ortaya koyuyor.

TALEP DÜŞÜŞÜ SÜRÜYOR

Nisan ayı başında yapılan birinci anket sonuçlarıyla üç haftalık değişimin izlenmesi ve yeni hususlara dair tespitlerde bulunulması ana amaçlarıyla gerçekleştirilen anket çalışmasına göre, firmaların yüzde 90’ı ihracat aksiyonlarına devam ediyor olsa da 2020’nin ilk çeyreğinde ciro kaybı yaşayan firma sayısının artış yaşayanlardan fazla olması ve bu durumun özellikle ihracatta daha da belirginleşmesi dikkat çekiyor. Diğer yandan, anketin ilk faz sonuçlarına göre firmaların mamul stoklarındaki artışın sürdüğünü de ortaya koyan anket sonuçları, bu oranın (firmalara göre değişiklik göstermekle birlikte) 2019 yılı cirosuna göre yüzde 30 ila yüzde 40 bandında ilerlediğine işaret ediyor. Yine, firmaların yüzde 20’si normal çalışma seyrindeyken, ankete katılan firmaların yüzde 15’inin faaliyetlerini durdurmuş ya da düşük kapasiteyle çalışma eğiliminde olmaları da dikkat çekiyor. Bu kapsamda, anketin ilk faz sonuçlarına göre elinde hiç siparişi olmayan firma oranı yüzde 10’dan yüzde 18’e çıkarken, bir ila üç aya kadar siparişi olan firmaların oranlarında da üçer puanlık azalış izleniyor: Yeni iç sipariş almama oranı yüzde 34’ten yüzde 39’a çıkarken, sipariş yoğunluğundaki düşüş eğilimi de artarak sürüyor. Yeni dış sipariş almama oranı da benzer şekilde yüzde 52’den yüzde 55’e çıkmış durumda.

İSTİHDAMDA DA DÜŞÜŞ VAR


Anketin ilk fazı ile ikinci fazı arasındaki belirgin farklardan bir diğeri ise tam istihdamda yüzde 38’den yüzde 33’e şeklinde beş puanlık bir düşüş yaşanmış olması. Kısa çalışma uygulamalarının yanı sıra tam zaman izinli uygulamalarının da sürdüğü sektörde firmaların evden çalışma eğiliminde de nispi bir artış söz konusu. Buna karşılık, çok sınırlı düzeyde seyreden işten çıkarma uygulamalarında belirgin bir değişiklik görülmezken, ankete katılan firmaların yüzde 23’ünde düşük yoğunlukla da olsa ücretsiz izin uygulamalarının başladığı, firmaların ancak yüzde 30’unun tam kadroda çalıştığı ve diğerlerinin ağırlıklı olarak üç aydan önce tam kadroya ulaşma beklentisinin olmadığı da görülüyor.

FİNANSAL SIKINTILAR ÇÖZÜM BEKLİYOR

Anketin ikinci faz sonuçlarında dikkat çeken bir başka konu ise firmaların yüzde 70’inin ağırlıkla 500 bin TL ila 5 milyon TL olmak üzere KDV alacağının bulunuyor olması. Firmaların kısa vadeli borç (1 yıl) oranları ağırlıkla yüzde 50’nin altındayken, firmaların yüzde 55’inde ise bu oran yüzde 25 seviyesinde gerçekleşiyor.

Yine, ankete katılan firmaların yüzde 70’i ihracatlarında Türk Eximbank kredisi kullanamadıklarını söylerken, firmaların yüzde 20’si de ihracat tutarlarının yüzde 10 ila yüzde 20’si oranında bu imkândan faydalanabildiklerini ifade ediyor. Benzer şekilde, firmaların yüzde 85’i Türk Eximbank sigortasından yararlanamadıklarını, firmaların ancak yüzde 5’i ihracatlarının yüzde 10 ila yüzde 20’si oranında bundan yaralandığını söylüyor. Firmaların yüzde 7’si ise başka sigorta imkânlarını kullandıklarını ifade ediyor.

Son olarak, ankete göre, firmaların gelecekle ilgili tedirginlikleri sırasıyla; ana pazarın açılış zamanı, müşterilerin tedarikçi değiştirmesi ve sağlık gerekçeleriyle satın alma alışkanlıklarının değişmesi olarak sıralanıyor. Sonuç olarak, ani düşen talebe bağlı finansal akışın sekteye uğraması kaynaklı likidite sorunu ve istihdamı sürdürme gayreti, firmalar üzerinde kendini gösteren en belirgin etkiler olarak öne çıkıyor. Bu bağlamda, alınan finansal tedbirlerin etkin şekilde uygulamaya geçirilmesi beklentisi ve talebi sektörde hâkimken, sorun ve yeni tedbir olarak ortaya konulan hususların başında sektörün mücbir sebep koşulu altına alınması yanı sıra diğer imalatçı sektörlerle birlikte Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerinin altışar ay ertelenmesi imkânından yararlanılması hususları geliyor.