COVID-19 SALGININA KARŞI ÇOK SIKI OLARAK UYGULANAN İZOLASYON VE KISITLAMA GÜNLERİNDEN SONRA, 1 HAZİRAN İTİBARIYLA KONTROLLÜ BİR NORMALLEŞME SÜRECİNE GİRDİK. BU YENİ SÜREÇTE, ALINACAK TEMEL ÖNLEMLERİN DIŞINDA KORUYUCU OLARAK PROFLAKTİK VE TEDAVİ AMACIYLA “OZONTERAPİ” UYGULAMALARI DA FAYDALI SONUÇLAR SAĞLAYABİLİYOR.

Haziran ayı başında yürürlüğe giren kararlar uyarınca normalleşme sürecinde                                            sağlık verilerinin her geçen gün iyiye gitmesi, virüsün etkisinin azaldığı olarak algılanmamalı. Normalleşme sürecinde kişisel hijyene daha çok dikkat edilmesi, sosyal izolasyonun korunması, dengeli ve sağlıklı beslenme, egzersiz, düzenli uyku gibi bağışıklık sistemimizi güçlü tutacak önlemleri kesintisiz sürdürmeliyiz. Almamız gereken bu temel önlemlerin dışında koruyucu olarak proflaktik ve tedavi amacıyla “Ozonterapi” uygulamalarının da faydalı sonuçlar sağlayabildiğini gözlemliyoruz. Ozon, doğada bulunan üç oksijen atomundan oluşan, renksiz, keskin kokulu bir moleküldür. Çok önemli bir antioksidan ve dezenfektan olan ozon, antibakteriyel ve antiviraldir. Ayrıca bağışıklık sistemini de güçlendirir. Covid-19 virüsü akciğerlerde ACE2 proteinlerine bağlanarak hücreleri enfekte ediyor. Ayrıca bağışıklık sistemi virüse karşı kendini korumak için aşırı bir bağışıklık cevabı oluşturuyor ve bu durum savunma sisteminin anormal aktifleşmesini sağlayarak “Sitokin Fırtınası” denilen bir olaya sebep oluyor. Bunun sonucu olarak solunum yetmezliği, kalp yetmezliği ve ikincil enfeksiyonlara yol açarak ölüme uzanan sonuçlarla karşılaşılabiliyor. Bu sürecin yaşlılarda, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde ve diyabet, tansiyon, kalp yetmezliği ile solunum sistem rahatsızlığı olan kişilerde ise çok daha hızlı ve ciddi olarak seyrettiğini biliyoruz. Ozon; Covid-19 virüsünün lipid yapıdaki hücre duvarını parçalayarak virüsün doğrudan ölümüne neden olması açısından önemli bir savunma unsurudur. Bağışıklık sistemini uyaran, sitokin fırtınasının tersine dönmesine yardımcı olan ozon, ayrıca hücrelerdeki oksijenlenmeyi de arttırır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de “Ozonterapi” yoğun bakımdaki hastalarda tedavi sürelerinin kısaltılması ve hastaların iyileşmesinde başarıyla uygulanıyor. Ayrıca bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve virüsün hastalık oluşturmasının önlenmesi için proflaktik olarak da ozon tedavisi uygulanabiliyor. Bu yöntemde, kişinin 100 cc kanı alınarak ozonlanıp yeniden kendisine veriliyor, böylelikle hücrelerin oksijenlenmesi arttırılıyor ve antioksidan etki harekete geçirilerek bağışıklık sistemi  güçlendiriliyor. Bu tedavi yöntemleriyle, Covid-19 virüsü enfeksiyonundan korunmanın yanı sıra daha sağlıklı ve enerjik bir etki de elde edilebiliyor.