DÜNYAYI VE ÜLKEMİZİ ETKİSİ ALTINA ALAN SALGIN NEDENİYLE HEPİMİZ EVLERİMİZDE İZOLE OLDUK. BUGÜNLERDE EN ÇOK SAĞLIKLI OLMAK VE BAĞIŞIKLIĞIMIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN NELER YAPABİLECEĞİMİZİ ARAŞTIRIYORUZ. EN FAZLA KONUŞULAN KONULARDAN BİRİ DE NEFES ÇALIŞMALARI. PEKİ, BU ÇOK KONUŞULAN NEFES ÇALIŞMALARINI NASIL YAPACAĞIZ, NEREDEN BAŞLAYACAĞIZ?

Bu yolda atılacak en kolay ve hızlı adım ilk önce nefesimizin farkına varmaktan geçiyor. Dünyada yaşayan insanların yüzde 90’ı solunum sistemlerinin sadece yüzde 30’unu kullanıyor. Öncelikle “Yeterli nefes” almadığımızı kabul etmeli ve ardından nefesimizi analiz etmeye başlamalıyız.

SİZİN NEFESİNİZ NASIL?

• Nefes alıp verirken ağzınızı kullanıyor musunuz?

• Sık sık burnunuz tıkanır mı?

• Çok fazla esner misiniz?

• Nefes alamadığınızı düşündüğünüz zamanlar oluyor mu?

• Yorgun olarak mı uyanıyorsunuz?

• Nefes alıp verirken göğsünüz hareket eder mi?

• Sabahları uyandığınızda ağzınız kuru oluyor mu?

• Sıklıkla iç çeker misiniz?

Bu sorulara verdiğiniz cevap çoğunlukla “Evet” ise; nefesinizin düzensiz, yetersiz ve gereğinden fazla olduğunu söyleyebiliriz. Yanlış okumadınız, “Gereğinden fazla solunum!” Çinli düşünür Lao Tzu’nun çok bilinen bir sözü var: “Sağlıklı kişi, sanki hiç nefes alıp vermiyormuş gibi solunum yapar.” Şimdiye kadar fazla oksijeni, bol bol nefes alıp vermeyi iyi bir şey zannediyor olabilirsiniz. Nefesle ilgili bildiğimiz en büyük yanlış budur. Fazla solunum yaptığınızda fazla karbondioksit kaybedersiniz ve hücrelere oksijen akışı kesilir. Yeterli ve sağlıklı solunum ise bol oksijenle değil oksijenin hücrelere ulaştığı anda gerçekleşmiş olur. Çok miktarda solunum yapıldığında beyne yeterli miktarda kan ve oksijen gidemez, bu da kişinin depresyona ve strese girmesine yol açabilir. Şimdi, sizlere nefesinizin durumuyla ilgili birkaç doğal ölçme yöntemi önereceğim:

• Burnunuzdan nefes alıp, burnunuzdan nefes verin. Ağzınız kapalı olsun. İlk nefes alma isteği gelene kadar nefesinizi tutun. Geçen süreyi ölçün. Sonuç 20 saniyenin altındaysa nefesinizle ilgili acil çalışmanız gerekiyor…

• Bir diğer yöntem; bir dakikada aldığınız nefes sayısı. Bu aralar yoğun stres altında olduğumuz için bir dakikada aldığımız nefes sayısı 20’lerin üzerine çıkmış durumda. Bu istediğimiz bir şey değil ve kontrollü nefes çalışmalarıyla aldığımız nefes sayısını düşürmemiz gerekiyor.

AĞZINI KAPAT, BAĞIŞIKLIĞIN GÜÇLENSİN

Asıl fizyolojik solunum yolumuz yani nefes alıp verme organımız burundur. Ağız sadece burundan yeterli nefes alamadığımız zamanlarda bir alternatiftir; ağzımız yemek yemek, konuşmak, şarkı söylemek için yaratılmıştır. Burundan nefes alıp vermenin faydaları;

• Gereğinden fazla oksijen alıp karbondioksit kaybetmekten kendinizi korursunuz.
• Burun filtreleme görevi görerek solunum yoluna giden havayı temizler, vücut sıcaklığına uygun hale getirir. Aynı zamanda nemlendirerek, solunum yollarının kurumasını engeller ve oksijenin akciğerlerin en alt kısmına kadar gitmesini sağlar.

• Az yemek yersiniz.

• Ağız florasını korumuş olursunuz. Vücudumuzun ilk savunma yeri ağız florasıdır.

• Burnumuzu kullanarak nefes aldığımızda nefes yolu uzar, lenfatik drenaj artar. Lenfatik sistem ne kadar verimli çalışırsa bedenimiz de o denli fazla temizlenir. Metabolizma hızlanır. Bağışıklığımız güçlenir. Ağız yoluyla yapılan nefes alıp verme sonucu solunum düzensiz ve yoğun olur. Bu şekilde sadece üst göğüs solunumu yapmış olursunuz. Bu solunum alışkanlık haline gelirse de, Sempatik Sinir Sistemimiz (“Savaş ya da kaç” sisteminin ana merkezi) sürekli olarak çalışarak sizi stresli ve solunum yolu hastalıklarına yatkın hale getirir. Üst göğüs solunumu bize sadece solunumda yardımcı olmalı, diyafram yeterli olmadığı zaman devreye girmelidir; tıpkı burun/ağız ilişkisi gibi. Birincil solunum kasımız diyaframdır. Nefes alırken önce diyafram yani karın bölgesi hareket etmeye başlamalı, göğüs bölgesine doğru nefes alma devam etmelidir. Bu şekilde nefes alıp verdiğimiz zaman tam solunum gerçekleştirmiş oluruz.


DİYAFRAMI FARK ETME EGZERSİZİ

Sırt üstü yatın. Dizler bükük pozisyonda ve bir eliniz karnınızda, göbek deliğinizin üzerinde olsun. Diğer eliniz göğsünüzde olmak koşuluyla nefes alıp verin. Nefes alırken karnınız yukarı doğru hareket etsin, nefes verirken aşağı... Diyaframınızı fark ettiyseniz harika… Nefesinizle ilgili yaşayabileceğiniz en güzel farkındalıklardan birini yaşadınız. Hintli mistik guru ve spiritüel Osho, şöyle söylüyor: “Zihnin, sakin olmadığını her hissedişinde; o gergin, endişeli, geveze, kuruntulu, sürekli hayal içinde olduğunda tek bir şey yap: Önce derin bir şekilde nefes ver. Havanın dışarı çıkmasıyla ruh halinde her şey dışarı atılacak. Çünkü nefes her şeydir.”