ÇİLEKLİ, LİMONLU, ÇİKOLATALI, FISTIKLI, KAYMAKLI, KAVUNLU VE DAHA NİCELERİ... RENGARENK GÖRÜNTÜLERİ VE LEZZETLERİYLE DONDURMA ÖZELLİKLE YAZ MEVSİMİNDE EN SEVİLEN TATLILAR ARASINDA İLK SIRALARDA YERİNİ ALIYOR. ANCAK TOPLUMDA DOĞRU SANILAN BAZI HATALI BİLGİLER NEDENİYLE, DONDURMA FAZLA TÜKETİLDİĞİNDE AĞIRLIK ARTIŞI İLE BEL ÇEVRESİNİN YAĞLANMASI; GÜVENİLİR KOŞULLARDA ÜRETİLMEDİĞİNDE VE SAKLANMADIĞINDA İSE BESİN ZEHİRLENMESİ İLE BUNA BAĞLI GELİŞEN KARIN AĞRISI, İSHAL, KUSMA GİBİ FARKLI SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİYOR.

tüketim sıklığına, miktarına ve çeşidine dikkat edilmeli. Sağlıklı bir beslenme düzeninde haftada 2-3 kez dondurma tüketilebilir.

YANLIŞ 2:

KALSİYUM KAYNAĞIDIR, SÜT YERİNE TÜKETEBİLİRİM
Kemik ve diş sağlığında son derece önemli rol oynayan kalsiyumun kaynakları belirlenirken emilimi etkileyen etmenlerin de birlikte düşünülmesi gerekiyor. Fosfor, kalsiyum gibi kemik ve diş sağlığının korunmasında önemli bir role sahip. Sütte olduğu gibi, kalsiyum ve fosfor birbirine eşit miktarlarda alındığında emilim oranları artıyor. Ana bileşeni süt olan dondurma, bu açıdan bakıldığında; birbirine eşit miktarda kalsiyum ve fosfor içeriğiyle kalsiyum emilim oranı yüksek bir tatlıdır. Öyle ki yaklaşık 3-4 top dondurmada bulunan kalsiyum miktarı bir bardak (200 ml) süt veya yoğurttan alacağınız kalsiyum miktarına eşdeğerdir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, “Dondurma bir gıda maddesidir, ana bileşeninin süt olması nedeniyle kalsiyum alımını destekler, ancak temel kaynağı olarak tüketilebilir diyemeyiz” uyarısında bulunarak, bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Kalsiyum gereksinimini karşılamak için düzenli dondurma tüketmek basit şekerin alım miktarını arttırarak, ağırlık artışının yanı sıra bel çevresi yağlanması ve bununla ilişkili olan kronik hastalıkların oluşum riskini yükseltebiliyor.”

YANLIŞ 3:

ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİ OLUŞTURABİLİR
Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekli. Yüksek şeker içeren gıdaların sık ve fazla tüketimi bu dengenin artış yönüne kaymasına neden olarak çocukluk çağı obezitesi gelişiminde etkili olabiliyor. Çocukların sevdiği bir yiyecek olan dondurmanın içerdiği protein, vitamin ve minerallerin yanı sıra şeker, glikoz-fruktoz şurubu ve yüksek yağ oranına sahip olması nedeniyle tüketim sıklığının ve miktarının azaltılması gerekli. Ayrıca besin etiketi okunarak dondurmanın içerdiği şeker enerji oranına dikkat edilmesi önem taşıyor. Dondurma tüketim sıklığı ve miktarının azaltılması, çocuklarınızın gereksiniminden fazla şeker tüketmesinin ve obezite gelişim riskinin önüne geçecektir.

YANLIŞ 4:

AÇIK SÜTTEN YAPILANLAR DAHA SAĞLIKLIDIR

Mikroorganizmaların üremeleri için iyi bir besi ortamı olan süt, sıcak havalarda kolay bozulabilen bir besindir. Bu nedenle özellikle sıcak yaz günlerinde dondurmanın sağlık ve hijyen kurallarına uygun hazırlanmış olması çok önemli. Dondurma üretiminde kullanılan süt, en az pastörizasyon veya pastörizasyona eş değer bir ısıl işlem görmüş ve Türk Gıda Kodeksinde belirtilen şartlara uygun olmalı. Açık alınan sütler, ev koşullarında uygulanan kontrolsüz ve uzun süre kaynatma işlemiyle, barındırdıkları zararlı bakterilerden arındırılabiliyor. Ancak içinde bulunabilecek diğer tehlikeli unsurlar (örneğin antibiyotik ve toksin) yok edilemiyor. Ayrıca sütün içeriğindeki B ve C vitamini ile folik asit gibi birçok önemli besin öğesi, pastörizasyon gibi süre kontrollü ısı uygulamasına kıyasla daha fazla kayboluyor. Bu nedenle dondurmanın açık sütten değil, pastörize sütten yapılmış olması daha sağlıklı.

YANLIŞ 5:

DİYABET HASTALARI DA RAHATLIKLA YİYEBİLİR

Önemli bir sağlık problemi olan diyabette beslenme tedavisinin ana hedefi, kan şekeri dengesizliklerinin önüne geçilmesidir. Ezgi Hazal Çelik, “İnsülin kan şekeri seviyelerini düzenleyen hormondur ve en önemli uyaranı, tüketilen besinlerin karbonhidrat içeriğidir” bilgisini vererek sözlerine şöyle devam ediyor: “Dondurma, içerdiği şeker ve glikoz-fruktoz şurubu nedeniyle tüketildikten sonra sindirim kanalından çok hızlı emilerek kana karışıyor ve insülin seviyelerinin hızla yükselmesine yol açıyor. Diyabet gibi insülinin yetersiz salgılanması ya da vücutta etkin kullanılamaması gibi bir hastalık durumunda, alınan karbonhidrat kullanılamıyor ve diyabetin neden olduğu komplikasyonların gelişme riski artabiliyor. Ancak bu olumsuz etkiler, tüketim sıklığı ile miktarına dikkat edi- lerek ve günlük diyete uygun beslenme düzeniyle önlenebiliyor. Diyabet hastalarının kendilerine uygun porsiyonlarda süt/yoğurt ve meyvelerle, basit şeker kullanmadan evde yapabilecekleri dondurmaları tercih etmeleri daha uygun olacaktır.”