TEKNOLOJİK GELİŞMELER, İNSANIN MERAKI VE İŞ DÜNYASININ YIKICI OYUNCULARI BEKLENENDEN DE KISA ZAMANDA UZAY ENDÜSTRİSİNİ OLUŞTURACAK. KPMG’NİN ARAŞTIRMASINA GÖRE UZAYDA YAŞAM, UZAYDA ÇALIŞMAK VE UZAYDA TATİL 10 YILLIK MESAFEDE. 2030’LAR DERİN UZAYIN DERİNLİKLERİNİN KEŞFEDİLECEĞİ, UZAY İŞLETME MODELLERİNİN ORTAYA ÇIKACAĞI YILLAR OLACAK.

Denetim vergi danışmanlık hizmetleri sunan ve sektöründeki en büyük dört uluslararası şirketten biri olan KPMG, İsanlığın 2030’lu yıllarda uzaydaki varlığıyla ilgili öngörüleri araştırdı. Uzay ajansları başkanları, avukatlar, cerrahlar, yatırımcılar, girişimciler, akademisyenler ve politikacılar gibi sektörünü temsil eden 30 uzmanla görüşen KPMG, beklentilere dair heyecanlı ve zorlu bir gelecek vizyonu çiziyor.

Buna göre, önümüzdeki 10 yıl içinde küresel uzay endüstrisi 600 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacak. Uzay sektöründe 2021-2030 yılları arasında yüzde 55’lik büyüme öngörülüyor.

Birçok hükümetin iddialı uzay stratejileri başlattığı ve özel sektör oyuncularının heyecan veren atılımlar yaptığı belirtilen KPMG araştırmasında, “Uzayı bir sektör olarak değerlendirip geleceği düşünerek bütün endüstrilere meydan okumak mümkün. Hükümetler ve büyük şirketler liderliğindeki fikirler, bu vizyonla bir teoriden daha fazlası olabilir. Uzayı gelecek 10 yıldaki potansiyele bakarak, ticari faaliyet ve yatırım alanı olarak görmek gerekli. Keşiflere paralel olarak iyi finanse edilen küresel programlarla dünyadaki yaşamlarımıza fayda sağlayabilir, 2030’a kadar ilham veren fikirlerin önünü açabiliriz.” ifadesine yer veriliyor. Araştırmaya göre, önümüzdeki 10 yılda insanlar uzayda yaşayacak, çalışacak ve uzaya tatile gidecek. Uzay seyahatleri çok uluslu ve ortak çalışmaya dayalı girişimlerden oluşacakken, uzaya yolculuk pahalı olacak ama hızla gelişen sanal gerçeklik teknolojisi insanların bu deneyimi yaşamasını sağlayacak. deneyimi hayatında en az bir 2030’a kadar birçok insan bu kez yaşayacak. Diğer yandan araştırma, “astronot tanıdıkların” çoğalacağı öngörüsünde de bulunuyor.

TIPTA DEVRİM GİBİ TEDAVİLER
Araştırma, yeniden alevlenen uzay yarışında insanoğlunun elde edeceği kazanımlar konusunda da dikkat çekici beklentiler ortaya koyuyor.

Buna göre, sıfır yer çekimi ile yeni tıbbi araştırmalar yapılacak; daha önce mümkün görünmeyen pek çok tedavinin gerçekleştiğini görebileceğiz.

Yine, insan genomu, uzayın derinliklerini keşfedebilmek için değişecek. 2030’a kadar su bulmak için “Ay madenciliği” yapılacağına da kesin gözüyle bakan araştırmaya dair kanıtlar keşfedilecekken, uzayda tarım sıradan bir iş olacak. Yeni teknolojilerle suyu bileşenlerine ayırıp aydaki tarımı destekleyebilecek; teleskop teknolojileri sayesinde Büyük Patlama’dan sonra oluşan ilk galaksileri gözleyebilecek ve zamanda dört milyar yıl geriye bakabileceğiz.

STARTUP’LAR GELECEĞİN UZAY ŞİRKETLERİ
Benzer şekilde, araştırma, iş dünyasındaki dönüşüme de ışık tutacak öngörülerde bulunuyor. Örneğin iş dünyasında her şirket aynı zamanda bir uzay işletmesi olacak. Çalıştıkları sektörler ve müşteriler uzayla ilgili olsun ya da olmasın her şirket özel uzay ekipleri ve kaynaklarıyla uzaya yatırım yapacak. Ayrıca, 2030’un öncü uzay işletmelerinin bugünün startup’larından çıkacağını vurgulayan araştırmaya göre devletler, uzaydaki sivil işletmelerin müşterisi olacak ve uzayda özel sektör kamu iş birliklerini daha çok göreceğiz. Yine, dünyadaki temel endüstriler uzayda da varlık gösterecek; uzayda imalat gerçekleştirebilecek ve pek çok şirketin hemen her sektörde uzayda yenilikler deneyeceğine şâhit olacağız. Bununla birlikte uzay verileri tamamen metalaşacak ve bu veriler için düzenleyici bir kurum oluşturulacak. Ancak veri sahipliği olmayacak, veriler paylaşılacak; kişisel veri güvenliğinin korunması ise zorlaşacak.