FUARLAR, ÖZELLİKLE DE ULUSLARARASI ÖLÇEKLİ FUARLAR, ÜLKE EKONOMİLERİ İÇİN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR. SALGIN NEDENİYLE İPTAL EDİLEN/ERTELENEN FUARLARIN SADECE BU YILIN İLK YARISINDA 81,6 MİLYAR EUROLUK BİR KAYIP OLUŞTURDUĞU BİLDİRİLİRKEN, ÖZELLİKLE ULUSLARARASI ÖLÇEKLİ FUAR ORGANİZASYONLARININ ÖNÜMÜZDEKİ YILIN İKİNCİ YARISINA KADAR YAPILAMAYACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR. HİÇ KUŞKUSUZ, FUARLAR OLMADAN TİCARET YAPILABİLİR AMA ÖZELLİKLE KOBİ ÖLÇEĞİNDEKİ FİRMALARIN FİZİKSEL FUARLAR OLMADAN KENDİNİ ULUSAL VE ULUSLARARASI ARENADA GÖSTEREBİLMESİ ÇOK AMA ÇOK ZOR.

Geleceğin nasıl şekilleneceğini muamma olsa da hiç şüphesiz 2020, insanlık için hafızalardan kolay kolay silinmeyecek bir yıl olacak. Yaşam tarzımızın oldukça değiştiği, zaman zaman oldukça kısıtlandığı 2020 yılı, sosyal yaşam kadar iş hayatımızı da oldukça etkilemiş durumda. Bu dönemde farklı ve yeni bazı alışkanlıklarla tanıştık ve bu kapsamda birçok etkinlik için uzaktan erişim alternatifi hayatımıza girdi. Tabii, alternatif kelimesi yerine zorunluluk belki daha doğru bir tanımlama olacak ama sanal fuarlar, sanal ticaret heyetleri, uzaktan erişimli toplantılar iş hayatımızın önemli birer parçası oldu. Birçoğumuz uzaktan erişimli toplantılara kolay uyum sağladı ama aynı şeyi fuarlar, sergiler için söylemek çok zor. Hiç kuşkusuz üretim, verim ve kalitenin arttırılması, gelişen bilgi ve teknolojiyi takip etmek, anlamak ve uygulamakla mümkün. Gelişen bilgi ve teknolojiyi takip etmenin, hatta bunu karşılaştırmalı olarak yapabilmenin en kolay ve verimli yolu ise fuarlardan, özellikle de sektörel fuarlardan geçiyor. Fuarlar ayrıca firmaların ve ilgili diğer kitlelerin, sektör paydaşlarının aynı çatı altında bir araya gelmesi için de önemli bir sosyal etkinlik olarak dikkat çekiyor. Tabii, fuarların sektörlere katkısı dışında bir de genel ekonomiye olan katkısı var ve bu katkı aslında göründüğünün çok daha ötesinde. Bu önermeyi de Almanya üzerinden örneklemek, değerlendirmek mümkün. Almanya’nın fuar hikayesi kısaca şöyle: İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya, ekonomisini yeniden ayağa kaldırmak için çalışmalara başlıyor. Altı eyalette sanayi planlanırken, bazı şehirler hizmet sektöründe ön plana çıkıyor. Tabii bu seçimler rastgele olmuyor; özellikle savaştan çok daha fazla etkilenen ve azalan erkek nüfusuna bağlı olarak kuzey şehirlerinde hizmet sektörleri ön plana çıkarılırken, endüstri daha aşağı bölgelere kaydırılıyor. Örneğin makinecilerin çok yakından tanıdığı Aşağı Saksonya eyaletinin başkenti Hannover’de savaş sonrası erkek nüfus azaldığı için sıkıntı beliriyor. Bu yüzden bu şehir Alman ürünlerinin ihracatı için fuar merkezi olarak planlıyor. Hatta planlama o kadar başarılı yapılıyor ki, yüzde 85’i Alman menşeli ürünlerin sergilendiği endüstri fuarıyla başlayan süreçte şehre özellikle otel yatırımı yapılmıyor. Şehirde çok fazla sayıda dul ve yetim bulunduğu için bu kişilerin pansiyonculuk yapması üzerine bir konaklama organizasyonu, bu planlamaya dâhil ediliyor. İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden iki yıl sonra, bir metal fabrikasının artık kullanılmayan üretim bölümünde ilk “Hannover İhracat Fuarı” yapılıyor. 50 ülkeden yaklaşık 750 bin ziyaretçi, 30 milyon dolar tutarında ihracat anlaşmalarına imza atınca bu başarı, fuarı sürekli kılma konusunu gündeme getiriyor. Ve sonuçta Hannover Fuarı, Alman “ekonomi mucizesinin” sembolü haline geliyor. Bugün Almanya, yaklaşık 150 uluslararası sektör fuarına ev sahipliği yapıyor ve ülke uluslararası fuarların organizasyonu ve yürütülmesi konusunda dünya ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor. Küresel ölçekte, lider durumdaki sektör fuarlarının yaklaşık üçte ikisi Almanya’da gerçekleştirilirken, Almanya’daki bu 150 uluslararası fuarı her yıl yaklaşık 10 milyon kişi ziyaret ediyor. Tabii, fuarlar biraz da sebep-sonuç ilişkisiyle orantılı bir seçim olarak karşımıza çıkıyor. Alman sanayisi fuarcılığı, fuarcılık da sanayiyi destekliyor. Dünya Ticaret Örgütü’nün ihracat sıralamasında, Çin ve ABD’nin ardında Almanya’nın yer alması tesadüfi bir başarı değil. Almanya’da kazanılan neredeyse her iki eurodan biri yurt dışıyla yapılan işler üzerinden elde ediliyor. İstihdamın neredeyse dörtte biri ihracata bağlı; bu oran sanayi alanında yarıya ulaşıyor. Sonuçta bir turizm ülkesi olmayan Almanya, fuarcılıktan yılda 30 milyar dolara yakın gelir elde ediyor. Türkiye’nin turizm gelirleriyle neredeyse eşit olan bu değer, doğru stratejilerin, doğru yatırımların bir sonucu olsa gerek. Fuarlar bir ülkenin kaderini bu şekilde değiştirebilirken salgından dolayı tüm ezberler bozulmuş durumda. Fuar endüstrisi de dünya genelinde diğer birçok sektör gibi salgından derinden etkilendi. Sergiler durdu, fuar alanları birçok yerde acil tıbbi hizmetlerde kullanıldı. Geçtiğimiz aylarda UFİ (Fuar Endüstrisi Küresel Birliği) tarafından yapılan bir ankete göre, katılımcılar büyük çoğunlukla ulusal fuarların 2020’nin ikinci yarısında başlayacağına inanıyor. Bu tahmin kısmen de olsa gerçekleşmeye başlamış durumda. Yine aynı anket, katılımcıları uluslararası olan fuarlar içinse 2021’in ilk yarısını işaret ediyor. Diğer yandan, bu dönemde fuar endüstrisinin de büyük zararlar gördüğü rapor ediliyor. 2020 yılı ikinci çeyrek sonu itibarıyla yaratılmayan toplam ekonomik büyüklüğün 81,6 milyar euro olduğu düşünülüyor. Ankete katılan fuar katılımcılarının üçte ikisi, fuar iptallerinin işlerinde önemli bir olumsuz etki yarattığını ve hedef pazarlarında marka bilinirliği oluşturma becerilerini azalt- tığını bildirirken, yine anket sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 77’si, ziyaretçilerinse yüzde 83’ü başta daha iyi bir ağ oluşturma ve iletişim için gerçek fuarları sanal etkinliklere tercih ettiklerini söylüyor. Salgın sonrası dönemde ihtiyaç duyuldukça uzaktan erişimli toplantıların devam edeceği kuşkusuz ama fuarların bu boyuta evrilmesi oldukça zor görünüyor. Hiç kuşkusuz, fuarlar olmadan ticaret yapılabilir ama özellikle KOBİ ölçeğindeki firmaların kendini ulusal ve uluslararası arenada gösterebilmesi çok ama çok zor. Tabii fuarların sadece sergilere ev sahipliği etmediğini de unutmamız gerekiyor. Bilimsel ve ticari çok çeşitli etkinlikler ve soysal ilişkiler için de fuarlar en önemli mecra olarak hep gündemde olacak.