MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ’NİN DE “MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜ OTURUM SPONSORU” OLARAK DESTEKLEDİĞİ 16’NCI KOBİ ZİRVESİ, TOSYÖV, KOSGEB, TOBB VE TİM İŞ BİRLİĞİYLE “PANDEMİ SÜRECİ VE İHRACAT” ANA TEMASIYLA DİJİTAL PLATFORMDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ. ZİRVEDE YAPILAN MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜ OTURUMUNDA SALGININ 2021’DE SÜRMESİ HALİNDE SEKTÖRÜN NASIL BİR YOL HARİTASI İZLEMESİ GEREKTİĞİ KONUŞULDU.

Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) tarafından, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliğinde 16’ncısı düzenlenen Kobi Zirvesi, 8-9 Aralık tarihlerinde çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Makine İhracatçıları Birliği’nin de desteklediği etkinlik, TOSYÖV YouTube kanalında canlı olarak yayınlandı.
Sivil toplum kuruluşlarının ve iş dünyası temsilcilerinin yer aldığı ve yoğun ilgi gören Zirve’de, ilk gün salgının ekonomiye etkileri, tehditler ve fırsatlar konuşuldu. KOBİ’lere sağlanan ihracat desteklerinin ele alındığı ilk ve ikinci gün oturumlarında makine imalat, ambalaj ve plastik, bilişim ve hizmet, gıda, tekstil ve hazır giyim ile kimya sektörlerinin durumu, ihracatı, sorunları ve çözüm önerileri ele alındı.

TEK ÇIKIŞ YOLU İHRACAT

Zirvenin açılışında konuşan TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Kuleyin, salgın nedeniyle dünyada 8,5 trilyon dolarlık zararla karşı karşıya olunduğunu belirterek, “Bu zararın sadece yüzde 1’ini alsak, ekonomimize en az 85 milyar dolar yük bineceği ortada. Bu dönemi 50 milyar dolar gibi zararla atlatmanın çok büyük şans olacağı ekonomistlerce dile getiriliyor.” dedi. TOSYÖV’ün salgının başından itibaren Ekonomi Çalışma Grubu kurarak, süreci değerlendirdiğini belirten Kuleyin, “Grubun görüşüne göre, süreç geçici değil. Uzun vadeli, merkeze KOBİ’lerin konulduğu bir stratejik plan oluşturulmalı. Çünkü ülke ekonomisinin yüzde 99,8’ini oluşturan KOBİ’lerin içinde olmadığı bir çalışmanın başarılı olma şansı yok.” diye konuştu. Kuleyin, kısa vadeli kredilerin pansuman etkisi yaptığına da değindiği konuşmasında “Tek çıkış yolumuz ihracattır. İhracatın önündeki engelleri aşmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ayrıca ülkemizin bu darboğazdan çıkacağına içtenlikle inanmamız gerekiyor. Şirketin başarısının aynı zamanda ülkemizin başarısı olacağına inanmalıyız.” açıklamasında bulundu.

“YERLİ İMALAT DESTEKLENMELİ”

Zirve kapsamında düzenlenen ve moderatörlüğünü Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mehmet Büyüksimitçi’nin üstlendiği Makine İmalat Sektörü Oturumu’na ise MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır, Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz ile Alapala Makina Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Alapala konuşmacı olarak katıldı. “Salgın etkilerinin 2021 yılının ortalarına kadar süreceği düşünüldüğünde ne yapmalıyız?” temalı oturumda konuşan MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, makine sektöründe dünya ve Türkiye’nin durumu hakkında bilgi vererek, 16 bini aşan üyesiyle MAİB ve sektördeki tüm STK’ların öncelikli hedefinin dış ticaret açığını ortadan kaldırmak olduğuna değindi. “Bunu sadece ihracatı arttırarak yapamayacağımızı biliyoruz. Dolayısıyla ithalat konusunda da fevkalade uyanık ve dikkatli olmaya çalışıyoruz” diyen Karavelioğlu, G7 ülkelerinin makine teknolojileriyle makine dış ticaretinde çok büyük marjlar yarattığını, bu ülkelerde en çok korunan ve kollanan sektörün makine olduğunu, sektörün elektrik ve elektronik, yazılım gibi tedarikçi sektörleriyle birlikte dünya ticaretinin üçte birini (6 trilyon dolar) oluşturduğunu hatırlattı. Karavelioğlu, salgında birçok ülkenin yerli imalatı önceliklendirdiği ve desteklediğine de dikkat çekti. MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır ise sektörlerde dijitalleşmenin öneminin ve üretilen makinelerin akıllanması gereğinin farkında olduklarını söylerken, salgın döneminde makine sektöründeki tek pozitif değerin Ar-Ge olduğunu, bu dönemde firmaların dijitalleşme sürecinde olumlu adımlar attıklarını ifade etti. Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı ve Extim GmbH CEO’su Ahmet Yılmaz da konuşmasında, ekonomik ilişkilerdeki hassasiyet ve kırılganlığın üst seviyelerde olduğunun altını çizdi. Dünya ekonomilerinin kırılgan vaziyette bulunduğunu, sistematik bir sorunla karşı karşıya olunduğunu söyleyen Yılmaz, bundan sonra atılacak her adımın sürdürülebilirlik ve bu gelişmeyi gözeten yeni bir stratejiyle atılması gerektiğini vurguladı. Alapala Makina Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Alapala ise konuşmasında makine ve sanayi malı üretiminin çok ciddi uluslararası sözleşmeler gerektirdiğini, bir tarafta cezai şartlar varken diğer tarafta vicdani sorumluluklar bulunduğunu ifade etti. Bu nedenle iş gücüne ihtiyaç olduğu halde çalışanları salgının bulaşıcılık riskiyle karşı karşıya bırakmak istemediklerini vurgulayan Alapala, salgında iş verenin sorumluluğunun net bir hukuki çerçeveye oturtulması talebinde bulundu.

YENİ NORMALDE ÖNCELİK KOBİ’LERDE OLMALI

Türkiye’nin kalkınma ve büyümesinde stratejik önemi olan KOBİ’lere ve girişimcilere bir yol haritası oluşturması amacıyla; kamu, özel sektör, STK ve akademi dünyasının değerli uzman görüşlerini, değerlendirme ve çözüm önerilerini içeren 16’ncı KOBİ Zirvesi’nin Sonuç Bildirgesi’nde ise uzun vadeli, KOBİ’leri merkeze alan bir strateji oluşturulması gerekliliği vurgulandı. KOBİ’lerin sorunlarının başında satışlarda azalma, tahsilatta güçlük ile finansmana erişim sorunlarının geldiğini ifade eden Sonuç Bildirgesi’nde, KOBİ’lerin salgın süresince işçi çıkarmamaya özen gösterdiği, ancak belirsizlikten dolayı ileriye dönük planlama yapamadıklarının altı çizilirken, küresel tedarik zincirlerindeki büyük dönüşümden faydalanmak için hızlı davranılması, AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının bir an önce yenilenmesi gerekliliği dile getirildi. Benzer şekilde, dış ticaret fazlası veren bir ülke haline gelmek için ihracat yapan KOBİ sayısını arttırmak gerektiğine de değinen Sonuç Bildirgesi’nde, “Salgın sonrasında dünya eskisi gibi olmayacak, dijitalleşmede eksiği olan KOBİ’lere destek verilmeli. Yıkıcı teknolojilere bir an önce geçmeliyiz. Genç KOBİ’lere, girişimcilere yol açılmalı. Fırtına karşısında duvar örmek yerine yel değirmeni inşa etmeliyiz. Salgın nedeniyle uygulamaya konan tedbirler ve kısıtlamalar maddi ve manevi birçok sorunu daha da derinleştirip ağırlaştırıyor. Artık teknolojiyle bütünleşen hibrit bir ekonomik, sosyal ve iş yaşamı oluşacak. Krizi bir fırsatlar yumağına dönüştürmenin yollarını aramalıyız. Tedarikçileri çeşitlendirmeye öncelik, parasal dolaşımın arttırılmasına önem vermeliyiz; küresel ve bölgesel üretimde yelpazemizi genişletmeliyiz. Otomasyonu rekabetçi bir avantaj olarak kullanabiliriz.” denildi.