TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM) TARAFINDAN TİCARET BAKANLIĞI KOORDİNASYONUYLA 25-26 ARALIK’TA ÇEVRİM İÇİ OLARAK DÜNYANIN SEYRİNE SUNULAN 8’İNCİ TÜRKİYE İNOVASYON HAFTASI, MİLYONLARCA KİŞİ TARAFINDAN BÜYÜK İLGİYLE TAKİP EDİLDİ. ALANINDA DÜNYACA ÜNLÜ İSİMLERİN DE YER ALDIĞI EKOSİSTEMİNİN EN ÖNEMLİ BULUŞMALARINDAN OLAN ETKİNLİK, SOSYAL MEDYA MECRALARINDA DA MİLYONLARCA ETKİLEŞİM ALDI VE ADINDAN SÖZ ETTİREREK GÜNDEM OLDU.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM), Ticaret Bakanlığı koordinasyonuyla bu yıl sekizincisini düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası’nda yine birbirinden değerli ve alanlarında uzman isimler deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Bu yıl salgın nedeniyle çevrim içi gerçekleştirilen etkinlik  www.turkiyeinovasyonhaftasi.com internet sitesinden ve sosyal medya hesaplarından yayınlanırken, Twitter’da da Trend Topic oldu. Milyonlarca kişinin izlediği ve iki gün süren Türkiye İnovasyon Haftası, inovasyon ekosisteminin en büyük buluşması olduğunu ispatladı. Etkinlik, bu yıl da inovasyonun fikir liderlerini, ilham veren deneyimleri, inovasyonun farklı yönlerinin alanında uzman kişiler tarafından enine boyuna konuşulduğu panelleri, inovatif gelişmeleri, girişimcileri, inovasyon odaklı projeleri, fark yaratan uluslararası profesyonelleri, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin yöneticileri ve kamunun en üst düzey temsilcileri dahil olmak üzere inovasyona dokunan tüm paydaşları bir araya getirdi. Türkiye İnovasyon Haftası’nın açılışında konuşan TİM Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle ise, “Yayınların izlenme sayısı ve etkileşimlere baktığımız zaman etkinliğin milyonlarca kişiye ulaştığını görüyoruz. Amacımız inovasyon kültürünün şirketlere yerleşmesi, gençler arasında kabul görmesi. Bunun altını dolduracak çalışmalar yapıyoruz. Tabii ki inovasyon bir haftayla sınırlı değil, yıla yayılarak devam ediyor. İnovaLig, İnovaTim ve TİM-TEB Girişim Evi başta olmak üzere hem sektörlerle hem üniversitelerle iş birliği içinde yürüttüğümüz birçok projemiz bulunuyor. Bizim kaynağımız, gençlerimiz. İnovasyon Haftası’nda 14 ve 19 yaşlarında büyük işler başaran isimler de hikâyelerini paylaştı. Benzer etkinliklerle icat çıkaran gençlerimiz çoğalacak. Özellikle yeni nesle kılavuz olabilirsek ne mutlu bize. İhracat bizim için ne kadar önemli ise inovasyonla geliştirilmiş ihracat da bizim için o derece önemlidir. İnovasyon Türkiye’nin geleceği, Türkiye’nin değeridir. İhracatın geleceğinin inovasyona dayalı kalkınma ile olacağına inanıyoruz. Özellikle gençlerimizin bundan sonraki hayatlarında, tercihlerinde, mesleklerinde inovasyona değer vermelerini, inovasyonla yeni fikirler oluşturmalarını, icat çıkarmalarını arzu ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

“YÜKSEK TEKNOLOJİ İHRAÇ ORANIMIZ ARTIYOR”

Türkiye İnovasyon Haftası’nın açılışında bir konuşma yapan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, inovasyona dayalı ve katma değerli ürün ihracatının arttırılmasının en çok önem verdikleri konulardan biri olduğunu belirterek, “Özellikle yerli katma değer alanında önemli ilerleme sunacak yenilikçi projeleri desteklemeyi arzu ediyoruz.” dedi. Bakan Pekcan, konuşmasında, Türkiye’nin bilgi toplumu olma niteliğini oldukça güçlendirdiğinin altını çizerken, Türkiye’nin bilgi üreten ve ihraç eden ülke olma noktasında kapasitesini her geçen gün güçlendirdiğini vurguladı. İnovasyonun üretimde olduğu kadar iş geliştirmede, pazarlamada, müşteri ilişkilerinde, dış ticaret operasyonlarında ve lojistikte de önemli olduğunu söyleyen Bakan Pekcan, inovasyonun artık ekonomik aktivitenin tüm boyutlarında geçerli bir olgu olduğunu ifade etti. Bakan Pekcan, tüm sektörler ve tüm ekonomik faaliyetlerde inovatif düşünceyi, inovatif yöntemleri ve inovatif uygulamaları hayata geçirmenin yollarının aranması gerektiğini bildirdiği konuşmasında, “2020 yılı Ocak- Kasım döneminde, teknoloji sınıflandırması bakımından, imalat sanayi ihracatı içinde en yüksek payı yüzde 35,5 ile orta-yüksek teknolojili ürünler aldı. Türkiye’nin teknoloji alanındaki atılımları her geçen gün daha da çeşitlilik kazanacaktır. Bu sayede özellikle yüksek teknoloji ihraç oranının artışına hep birlikte şahit olacağız.” değerlendirmesinde bulundu. Bakan Pekcan, inovasyon kapasitesinin güçlendirilmesini destekleyen en önemli unsurlardan birinin de “yerli üretimi ve yerli katma değeri geliştirme azmi” olduğunun altını çizerken, “Önümüzdeki dönemde de yerli üretimde güzel haberler almaya, yeni gelişmelere şahit olmaya hep beraber devam edeceğimize yürekten inanıyorum.” diye konuştu.

“İNOVASYON ARTIK BİR ZORUNLULUK”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da Türkiye İnovasyon Haftası’nın açılışında yaptığı konuşmada iş insanlarına Ar-Ge, inovasyon ve girişimciliğe yatırım yapması çağrısında bulunarak, “Küresel rekabette önünüzdeki tüm yokuşları düz edecek siyasi irade arkanızda. Gençlerimizle, gözü kara girişimcilerimizle, üretken sanayicilerimizle Türkiye’nin yeni başarı hikâyesini hep birlikte yazacağız.” dedi. Türkiye’yi dünyanın en büyük ekonomileri arasına sokma yolunun katma değerli üretimden geçtiğini ifade eden Varank, inovasyonun da katma değerli üretimin anahtarı olduğunu söyledi. Türkiye’de inovasyon kültürünün gelişmesi, şirketlerin ve gençlerin rotalarını inovasyonla çizmelerinin öncelikleri arasında olduğunu vurgulayan Bakan Varank, yaşadığımız salgınıyla birlikte küresel ekonomideki daralmaya rağmen inovasyon ve dijital dönüşüm süreçlerinin hızlandığına işaret ederken, “Şirketler yetkinliklerini arttırmak için bu alanlara önemli yatırımlar yaptı. İşletmelerin birçoğu hizmet ve üretim süreçlerinde, yönetim yapılarında dijitalleşmeyi ve daha inovatif yaklaşımları benimsemiş durumda. Salgın sonrası dönemde de bu eğilimin hızlanarak devam etmesini bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Bakan Varank, yenilikçiliğin küresel rekabette artık bir tercih değil zorunluluk haline geldiğine de dikkat çektiği konuşmasında, “Bunun bilinciyle Türkiye’nin inovasyon politikalarını geliştiriyoruz. Bu noktada ülkemizin önemli bir potansiyeli var. Yenilikçilik ruhuna sahip genç ve dinamik nüfusumuz en önemli avantajımız. Güçlü sanayi altyapımız değişimlere hızla uyum sağlayabiliyor. Her geçen gün gelişen girişimcilik ve Ar-Ge ekosistemimizin pozitif etkileri hızlanarak artıyor. Üretkenliğimizi, teknolojik ilerlememizi ve inovasyon becerilerimizi hedeflerimizle uyumlu şekilde yukarı taşımak istiyoruz.” dedi.

“BAŞARILI GİRİŞİMLER DOĞRU ORTAĞI BULMAKLA BAŞLAR”

Türkiye İnovasyon Haftası’nın ilk gününde, Instagram Kurucu Ortağı Mike Krieger de konuşmacı olarak yer aldı. Krieger, Brezilya’dan Silikon Vadisine uzanan hikâyesini, Instagram’ın sadece iki kişilik bir ekipten milyar dolarlık bir şirkete nasıl dönüştüğünü, bugünün en ilginç trendleri ve teknolojileri hakkında fikirlerini paylaştı. “Bana göre her girişimcilik yolculuğu doğru ortağı bulmakla başlar ki Instagram gerçekten etkileyici bir yolculuktu. Ortağım Kevin Systrom ile Mayfield Fellows programı sırasında sıradan bir kafede ayaküstü tanışmıştık.” diyen Krieger, kendisini heyecanlandıran teknoloji alanlarını ise şu sözlerle anlattı: “Yapay öğrenmenin teknolojinin heyecan verici yeni bir alanı olduğu sır değil. İçerisindeki alanlardan beni özellikle heyecanlandıranı kişiselleştirme fikri. Instagram’da biz herkes için temelde aynı olan bir ürünü alıp, onu herkese özel hale getirebildik.”

“10 YIL SONRA İNSAN VE MAKİNE AYRIMI OLMAYACAK”

8’inci Türkiye İnovasyon Haftası’nın konuşmacılarından ABD’li ünlü fütürist ve mucit Ray Kurzweil gelecekle ilgili ön görülerde bulunurken, “2030’larda insan ve makine, gerçek ve sanal gerçeklik ya da iş ve oyun arasında net bir ayrım olmayacak. Akıllı nanorobotlar çevreye, vücudumuza ve beynimize derinlemesine entegre olacak; tam sanal gerçeklik sağlayacak, sinir sistemindeki tüm duyuları birleştirecek, ışınlama deneyimi yaşayacak ve insan zekâsını arttıracak. 2040’lara geldiğimizde insan zekâsını bir milyar çoğaltacağız. Sadece zekâmızı geliştirerek dünyanın en büyük zorluklarını çözebileceğiz. Dünyayı değiştirecek araçlar bizim elimizde. Sorunları çözmek için insanın hayal gücünü sınırlayan varsayımları sorgulama cesaretine ihtiyacımız var” dedi.

“COVID-19 AŞISI KANSER TEDAVİSİNDE DE KULLANILABİLİR”

Etkinliğin konuşmacılarından ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz ise Covid-19 ve virüslerle nasıl mücadele edildiğini, virüsle mücadelede gelinen noktayı, aşı çalışmalarını, virüsün hayatımızı nasıl değiştireceğini, virüsten etkilenilmemesi için yapılacak çalışmaları ve alınacak önlemleri, salgın sürecinde inovasyonun nasıl önem kazandığını anlattı. Prof. Dr. Öz, “Türk asıllı Özlem Türeci ve Uğur Şahin, genetik teknolojiyi kullanarak aşı geliştirdi. Bu yeni yaklaşım, ilerde kanser tedavisinde de kullanılabilir. Özel yürütülmüş mRNA yani genetik molekül, hücrelerin içine enjekte ediliyor ve vücutta düşük dozda koronavirüs proteinleri üretilmesini sağlıyor. Bağışıklık sistemi de bu proteinlere karşı antikor üretip kişiyi virüse karşı koruyor. Böylelikle virüs bizi etkilemeden onu ortadan kaldırıyoruz. Bugüne kadar görülmüş yüzde 95 oranındaki başarı, bana sorarsanız salgının başından beri en ümit verici gelişme.” dedi.

“ALTI KAREKTERLİ ŞİFRE BİR SANİYEDE KIRILIYOR”

Siber güvenliğin nasıl sağlan ması gerektiğiyle ilgili tavsiyelerde bulunan Teknoloji İletişimcisi ve Ulster Üniversitesi Profesörü Kevin Curran, “Yapacağınız en önemli şey cihazlarınızı güncellemek: Güncelleme geldiğinde bütün uygulamaları güncelleyin. Ama şifre yöneticisi kullanmaya özen gösterin çünkü ziyaret ettiğiniz her bir site için uzun ve karmaşık şifreler olacaktır. Burada hatırlamanız gereken tek şey bir ana şifre olur. Şifre yöneticisi kullanamıyorsanız o zaman şifrelerinizin olabildiğince uzun ve karmaşık olmasına dikkat edin. Altı karakterli bir şifreyi kırmak için ortalama bir oyun GPU’sunda artık bir saniye yetiyor. Ama şifreyi 12 karakterli yaparsanız onu kırmak 2 bin yıl sürecektir.” dedi.

“HAYATIMIZA DAHA FAZLA İNOVASYON KATMALIYIZ”

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nde (NASA) çalışmalarını sürdüren Astrofizikçi Dr. Umut Yıldız ise şunları söyledi: “Bugüne kadar insanlığın ürettiği bilgiden daha fazla şeyi son 100 yılda üretmiş olduk. O nedenle hayatımıza inovasyonu katmamız gerekiyor. Kattığımız inovasyonla da kendimizi geliştirmemiz gerekiyor çünkü geliştirdikçe zamana ayak uydurabileceğiz. Biz ve bizden önceki insanlar uzay teknolojilerini ulaşılamaz olarak görürdü ama uzay teknolojileri ve uzaya çıkış çok daha ucuzladığında, örneğin uzayda bir otel kurulabilecek. Bu otelde çalışan insanlar ise astronotlar olacak. Yani bu şekilde farklı farklı mesleklerde devamı gelecek.”

“ROBOTLAR İŞLERİMİZİ ALACAK MI?”

UiPath Avrupa Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen de yaptığı konuşmada değişen dünya, yazılımın iş dünyası ve hayatımıza etkileri, yapay zekâ, otomasyon, büyük veri ve 5G konuları üzerinde durdu. Yeğen, “Robotlar geliyor ve size burada iki şey belirtmek istiyorum. Robotlar işlerimizi alabilirler ama doğru becerileriniz varsa daha da iyi bir kariyeriniz olabilir. Yapay zekâ önümüzdeki 10 yılın en önemli iş fırsatı. Robotlar 2025’te 97 milyon yeni iş meydana çıkaracak ve 85 milyon iş ise yok olacak. Biz 2025 yılında yarı yarıya bir oranda robotlarla işleri paylaşacağız. Çalışanlarımızın yüzde 50’sinin becerilerini önümüzdeki beş yıl içinde güncellemek zorunda. Bireysel anlamda lütfen yapay zekâ ve yeni teknolojiler konusunda çalışmaya başlayın. Eğer bir yöneticiyseniz aynı yurt dışındaki şirketlerin yaptığı gibi şirketinizde çalışanların becerilerinin artması yönünde programları bir an önce başlatın.” dedi.

“GELECEKTEN KOPMAYIN, HAYAL KURMAYI BIRAKMAYIN”

Hayallerinin peşinden Los Angeles’a giden ve orada kurduğu atölyesinde sanatla yapay zekâyı birleştirerek projeler üreten Refik Anadol, “Sanatın da artık eski kalmaya başladığı zamanlar oluyor. Özellikle yeni jenerasyon akıllı telefon ve daha birçok bilişim sistemleri teknolojileri sayesinde aradıkları bilgiye çok daha hızlı biçimde ulaşıyor. Bu da ilgimi çekiyor. Tasarım bir probleme çözüm iken sanat bir problemi bir soru olarak tanımlıyor. Yaptığım işlerde insanlığın teknolojiyi nasıl kullandığını hep ön plana koydum. Yapay zekâ gerçekten de muazzam potansiyeller taşıyor. Teknoloji ve inovasyon birbiri üzerine eklenerek ortaya çıkan bir dünya. Bunu hayal gücüyle birlikte düşündüğümüzde evrenimiz genişliyor. Gelecekten asla kopmayalım, hayal kurmayı bırakmayalım” şeklinde konuştu.

“SOSYAL MEDYA ÖNEMLİ BİR İŞ ARACI OLDU”

Konuşmacılar arasında yer alan Yazar ve Küresel Düşünce Lideri Elise Quevedo; dijital dönüşümde en çok kullanılan beş teknolojiden söz ederek, “Bu yılki zorluklardan bağımsız olarak, bağlantı ve sosyal iletişimin hem iş hem de kişisel yaşamımızda çok önemli olduğuna hemfikir olmalıyız. Sosyal medya, internet, büyük veri, bulut bilişim ve yapay zekâ. Gördüğünüz gibi sosyal medya sadece kitlenize içerik sunmaktan çok daha fazlasıdır. Bu, uzun vadeli stratejilerin bir parçası olarak dâhil edilmesi gereken en iyi araçlardan biridir. Gerçek şu ki, sosyal medya önemli bir iş aracı haline geldi.” dedi.

İLHAM VEREN HİKÂYELER PAYLAŞILDI

Türkiye İnovasyon Haftası’nda bu yıl, diğer yıllarda da olduğu gibi herkese ilham veren hayat hikâyeleri de paylaşıldı. Bunlardan biri de Mars’a gönderilen keşif aracını tasarlayan şirketin yarışmasına proje gönderip bu ekibe dâhil olan; Yozgat’ın küçük bir köyünde doğup büyüyen, çocuklar okusun diye köy köy dolaşan 19 yaşındaki Elif Eda Güneş idi. Yazılımı ve donanımı kendisine ait robotlarla uluslararası ödülleri olan genç mucit, 14 yaşındaki Selin Alara Örnek de etkinliğin konuşmacıları arasındaydı.

İHRACATTA İNOVASYONUN ÖNEMİ KONUŞULDU

Onlarca konuşmacının çevrim içi deneyim ve başarı hikâyelerini paylaştığı Türkiye İnovasyon Haftası’nın programında önemli panel oturumları da yer alıyordu. Sektöründe büyük başarılar yakalamış ve Türkiye ekonomisine ihracatta sağladıkları katma değerle güç kazandırmış sektörlerin önde gelen isimlerinin yer aldığı “İhracatta İnovasyon”, sosyal medyanın tüm detaylarıyla konuşulduğu “Sosyal Medyada İnovasyon”, savunma havacılık sektörlerindeki inovasyon yaklaşımının değerlendirildiği “Yeni Nesil Milli Ekonomi ve İnovasyon”, dijitalleşmenin, inovasyonun ve ihracatın konuşulduğu “Dijitalde İnovasyon”, dünya ve Türkiye’de yeni gelişen eğitim modelleri, eğitim süreçlerinde inovasyonun yeri ve salgının eğitim süreçlerinde yarattığı dönüşümleri ele alan “Eğitim Paneli” ve medya sektörünün yaşadığı değişim sürecinin tartışıldığı “Medyada İnovasyon” başlıklı oturumlar ilgiyle izlendi.