EFSİAD üyeleri olarak imalat süreçlerinde kullanılan malzemelerin işlenmesini, kullanımda dayanıklılığı arttıracak ısıl işlemler uygulayan, metalleri ergiten endüstriyel fırınlar üretiyoruz. Ürettiğimiz fırınların kullanım ömürleri 20 ila 30 yıl olup yeni fırın ihtiyacı tamamen yeni yatırım ya da müşterilerimizin kapasite artışlarına bağlıdır. Endüstriyel fırınlar genellikle özel siparişler oldukları için projelendirilmeleri, imalatları, yerinde kurulup devreye alınmaları toplamda bir yılı bulabiliyor. Sektörümüz 2020’ye, 2019’dan devam eden siparişler ve yatırımların artarak devam edeceği sinyalleriyle çok olumlu beklentilerle başlamıştı. Çin de başlayan salgın nedeniyle Avrupa’dan bazı siparişlerin Türkiye’ye kayacağı ve ekonomimize olumlu yansıyacağı yorumları yapılıyordu. Mart ayında salgının Avrupa’yı ve ülkemizi de etkisine almasıyla, olumlu hava tersine döndü. Planlanan yatırım ve kapasite artışları askıya alındı; yurt dışı seyahat kısıtlamaları ihracatımızı çok olumsuz etkiledi.  Buna rağmen üyelerimizden aldığımız geri bildirimlere göre, sektörümüz bir yıl önce almış olduğu siparişler sayesinde büyük oranda kapasite düşüklüğü problemi yaşamadı. Temel sıkıntılarımız, çalışma koşullarında alınan kısıtlayıcı önlemler, iş gücü kayıpları, montaj ve devreye almaya eleman yollayamamak oldu. Bu sorunlara karşı aldığımız önlemler ise bulaşmayı önlemek için kısa süreli kapanmalar, vardiyalı çalışmalar ve kişisel mesafe ve hijyene en yüksek önemi göstermek oldu. Yurt dışı müşteri görüşmelerimizi olabildiğince çevrim içi gerçekleştirmeye; montaj ve devreye almaları ise uzaktan destek vererek lokal ekiplerle yapmaya çalıştık. Ürettiğimiz fırınlar, üretim süreçlerinin olmazsa olmazıdır; son derece stratejik ekipmanlardır ve önemli ihracat potansiyeline sahiptir. İhracatta Türkiye ortalama fiyatı yaklaşık 2 dolar/kilogram seviyesindeyken, sektörümüzde 6 ila 7 dolar/kilogram civarındadır. İştigal alanımızda Türkiye’den yılda ortalama 80 milyon dolar seviyesinde ihracat yapılıyor. 2019’da yapılan ihracatımız yüzde 17 oranında artmıştı. Buna rağmen ne yazık ki sektörümüzde gerçekleşen ithalat 160 milyon dolar civarında devam ediyor. Bu makas mutlaka kapanmalı ve artıya geçmelidir. Bizler, Türkiye’nin ihtiyacı olan fırınların yüzde 90’ını aynı kalitede ve daha uygun fiyata yapabilecek bilgi ve tecrübeye sahibiz. Fakat sektör olarak yerli sanayicilerimize, yatırım yapan kamu kurumlarına kendimizi yeteri kadar tanıtamıyor ya da yabancı hayranlığını tam olarak kıramıyoruz. Son derece yüksek teknolojili fırınları yurt dışına rahatlıkla satarken, aynı ilgiyi yerli sanayicilerimizden göremiyoruz. Bu nedenle de ilgili Devlet yetkililerinin yerli fırın alımını teşvik etmesini, yerli sanayicilerin Türkiye fırın ve makine sektörüne güvenmesini, ihtiyaçlarını yerli kaynaklardan gidererek gelişimlerine fırsat vermelerini talep ediyoruz. Yeni bir yılın henüz başındayız ve sektörümüzdeki pek çok firmanın 2020’de yeteri kadar sipariş alamadığını tahmin ediyorum. Müşterimiz olan demir-çelik, alüminyum, seramik, savunma ve havacılık, otomotiv sektörlerinde hızlı toparlanmanın bize yansıması, mevcut kapasitelerin doldurulması, yeni kapasite ihtiyacının oluşmasına bağlı yeni yatırım kararlarının alınması biraz zaman alsa da firmalarımıza olumlu yansıması olacağını düşünüyorum. Geçen yıl pek çok sektöre verilmiş olan SGK prim ve vergi erteleme destekleri 2020’de sektörümüze verilmedi. Bu yıl sektörümüzde yeterli sipariş alamamış firmalarımızın ayakta kalması önemli. Bu desteklerin, bu yıl da sektördeki firmalarımıza verilmesi gerektiğini düşünüyorum. 2022 yılının sektörümüz için çok daha verimli geçeceği düşüncesi ile 2021’in toparlanma yılı olmasını diliyorum.