Her yıl ortalama yüzde 10 ila yüzde 20 ihracat artışı yaşayan tekstil makineleri sektörü, 2020 yılı içerisinde tüm dünyayı etkileyen salgının getirdiği etkiler neticesinde, ihracatında yüzde 5,9’luk düşüş yaşadı ve 752 milyon dolarlık ihracat yaptı. Ancak hedef ülkelerimiz olan Bangladeş, İran, Mısır, Hindistan, Pakistan, Özbekistan’da ihracat pazarımızı korumaya devam ettik. Bu dönemde tekstil makine ve aksamları üreticisi firmalarımızın üretimlerinin yüzde 74,1’i hedef pazarlarımıza ihraç edildi. Salgının etkisiyle özellikle Avrupalı tekstil makine ihracatçılarının yüzde 25 ila yüzde 30 aralığında ihracat kayıpları yaşadığını da görüyoruz. Ancak Uzak Doğu ülkelerinden Çin ve Japonya’nın salgına rağmen ihracatını arttırdığı ve özellikle Çin’in Avrupa’nın önemli tekstil makine markalarını satın almalarını da takip ediyoruz. Bu süreçte hem pazar payını hem de yeni marka alımlarını arttıran Çin, Türkiye tekstil sanayisinde de önemli bir yer edinmeye devam ediyor. Bu anlamda Türkiye tekstil makine imalatçıları ve ihracatçıları için pazar çeşitliliğinin korunması, ürün yeniliklerinin arttırılması ve küresel ilişkilerin iyi yönde sürdürülerek marka satın alımları gibi konularda gelebilecek fırsatları en iyi şekilde değerlendirmesi önem arz ediyor. Türkiye bir tekstil ülkesidir ve her geçen yıl artan kapasitelerde tekstil yatırımları yapılıyor. Salgın sürecinde bile ülkemizde önemli ölçüde tekstil yatırımlarının yapıldığına şâhit olduk. Bu yatırımlarda ithal tekstil makinelerinin yoğun olarak kullanılması, ülkemizin döviz kaynakları itibarıyla önemli bir problemdir. 2019 yılında 1,2 milyar dolar olan tekstil makineleri ithalatımız, ülkemizdeki tekstil yatırımlarıyla doğru orantılı olarak 2020 yılında yaklaşık yüzde 50’lik bir artışla yıl sonunda 1,8 milyar dolara ulaştı. Bununla birlikte, yerli muadili olan ürünlerimizin eskiye nazaran yurt içinde, istediğimiz seviyelerde olmasa da kullanımının arttığını görüyoruz. Ancak birçok alanda ithalatın önüne önemli ölçüde geçmemiz gerektiğinin de farkındayız. Diğer yandan 2020’de Çin, ilk kez Avrupalı ülkelerin önüne geçerek tekstil makineleri ithalatımızda birinci ülke oldu. Ürün detaylarına baktığımızda da hemen hemen her tekstil makine ürün grubunda ülkemizdeki ithalat payını arttırdıklarını görüyoruz. 2020 yılında geçtiğimiz yıla göre en fazla ithalatı gerçekleşen ürünler büyüklük sırasına göre; elyaf hazırlama/iplik makineleri, örgü makineleri ve dokuma makineleri olarak gerçekleştirilmiş. Bu ürünlerde salgına rağmen yüzde 100’lerin üzerinde ithalat artışı yaşandığını tespit ediyoruz. 2020 yılında her ne kadar yatırımlara bağlı olarak ithalat artmış olsa da yerli tekstil makine kullanım oranı da geçtiğimiz yıllara göre bir miktar arttı. Ancak maalesef yatırım teşvik belgeleri ile ithal makinelerin vergi oranlarının sıfırlanması, yerli makine tercihlerine finansman konusunda yeterli düzeylerde destek alınamaması gibi sebeplerle yerli üreticilerimiz zorluklar yaşamaya devam ettiler. Bunun yanı sıra dünya ile rekabet edebilir düzeyde teknoloji geliştiren ve dünya tekstil pazarlarında her geçen yıl payını daha da arttıran yerli üreticilerimizin ürünlerine karşı, yabancı marka ürün takıntısı veya algısının da tekstil sanayicilerimizce kırılması ve döviz sermayemizin yurt dışına aktarılmasının önüne geçilmesi de ülkemiz sanayisi için oldukça önemli bir husustur. Tekstil makine sektörümüzün ihracatını her yıl düzenli olarak arttırmasındaki önemli unsurlardan birisi, dünya tekstil sanayisi eğilimlerini ve bölgesel fırsatları yakından takip etmesidir. TEMSAD, 18 farklı ülke tekstil kurumları ile iş birliği anlaşmalarına sahip olmasının getirdiği avantajlarla, ülkemiz tekstil makine sektörünü dünyanın önemli pazarlarında tanıtabilme imkânlarına sahip olmuştur. Bu bağlamda yeni iş birliklerinin geliştirilmesini, tekstil yatırımlarının artması beklenen coğrafyalardaki etkinliğimizin güçlenmesini ve bu bölgelerde üyelerimizle yoğun tanıtıcı faaliyetler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.