Geçtiğimiz yıl, tüm dünyada ve sektörlerde çok sıkıntılı ve zorlu geçti. Neslimizin daha önce hiç karşılaşmadığı küresel bir sağlık tehdidi karşısında önce insan sağlığı, sonrasında üretim ve ticaretin sürdürülebilmesi için yoğun çaba sarf ettik. Faaliyet alanımızın ambalaj ve paketleme üretimi olması nedeniyle, belki de 2020 yılı genelinde salgından nispeten daha az yara alan sektörlerden biri olduk. Özellikle hijyen konusunun ön plana çıkması, maskeden dezenfektan ürünlerine, gıdaların kapalı ambalajlanmasından tesislerin üretim süreçlerinin el değmeden devam etmesi gibi hijyen konusundaki hassasiyetlerin oluşması, ürünlerimize olan taleplerin artmasına da sebep oldu. Genel olarak 2020’de gerek yurt içi gerekse yurt dışına çok yüksek miktarda üretim, satış ve ihracat gerçekleştirdik ve yılı yüzde 4,6’lık ihracat artışıyla noktaladık. 2020 yılı hem toplum hem de işletmelerde hijyenin, kaliteli, otomasyonel ve en düşük insan iş gücüyle ambalajlama ve  paketleme yapılmasının ne kadar önemli olduğunu yaşayarak tecrübe ettiğimiz bir yıl oldu. Özellikle işletmelerin sürekliliği için ambalajlama ve paketleme konularında makine ve otomasyona olan gereklilik çok net anlaşıldı. Geride bıraktığımız yılda sektörümüzün en önemli sorunlarının başında, seyahat yasakları geliyordu. İşletmelerimiz özellikle yurt dışı pazarlarına fiziksel olarak seyahat edemedikleri için pazarlama ve satış faaliyetlerinde aksamalar yaşadılar; ihracat faaliyetleri zorlaştı. Sektörümüzdeki makine satışlarında, özellikle hat satışlarında müşteri sahasını ziyaret etmek, teknik tanıtımı yapmak ve müşteriye güven hissettirmek için yakın temas kurmak, pazarlama faaliyeti açısından çok önem arz ediyor. Aynı zorluğu, satışı yapılan makine ve hatların montajı, devreye alınması ve servis hizmetlerinin gerçekleşebilmesi çin firma personelinin sahaya gitmesi konularında da yaşadık. Bunun yanında özellikle maske, hijyen ürünleri ve gıda ambalaj makinelerine olan talebin bir anda çok artması firmalarımızı kapasite konusunda zaman zaman zorladı. Ambalaj makineleri üretimi diğer makine sektörleri gibi tecrübeli ve nitelikli teknik ekiplerle gerçekleşebilir. İnsan kaynağının sınırlı olması ise firmalarımızı ve süreçleri zorlaştırdı. Bu sorunun çözümü kısa vadede mümkün olamayacağı için, firmalarımız gerek mesai gerekse vardiya sistemiyle salgın kuralları çerçevesinde üretimlerine devam etti. Genel olarak makine sektörünün temel sorunlarından birini, makine ithalatının baş döndürücü hızı olarak görüyorum. İhracat kısmında ise Türk Eximbank’ın daha geniş bir bantta, miktar ve oran olarak daha cazip imkânlar sunmasını bekliyoruz. Yurt dışındaki, özellikle Avrupa’daki üreticiler makine sattıklarında kendi ülkesinin Eximbank’ı ya da ihracat finans kuruluşlarının uzun vadeli ve cazip oranlı kredilerine kolayca erişebiliyor. 2021 yılı için her ne kadar makine teçhizat yatırımlarında ve ülke ekonomilerinde daralma beklense de biz artış öngörüyoruz. Avrupa’daki KOBİ’lerin yaklaşık yüzde 14’ünün kapanmak zorunda kaldığı bir dönemde, yerli ambalaj makinecilerimiz doğru organizasyon ve yapılanma ile atılım yapabilirler. Üretim tesislerinin, özellikle süreç sonlarında kullandıkları, kapasite ve verimlilik sağlayan ambalajlama ve paketleme makineleri yatırımlarına daha fazla önem vereceklerini ve eksik yatırımlarını tamamlayacaklarını düşünüyorum. Makine sektörü, ülkelerin üretim, inovasyon ve ihracatçı sektörleridir. 2020 yılı genel makine ihracatımız toplamda yüzde 4 azalmışken, toplam makine ithalatımız yüzde 14 arttı. Bu, sektör açısından sürdürülebilir bir durum değildir ve ithalat konusunda acil önlemler alınması elzemdir.