HIZLI, YORMAYAN VE ÇİN’DE YAŞAYAN KULLANICILARIN GÜNLÜK HAYATTA YAPMALARI GEREKEN HER ŞEYİ TEK BİR UYGULAMA İÇİNDE YAPMALARINA OLANAK TANIYAN BİR HİZMET OLAN WeChat, ÖDEMELERDEN MAHKEME EVRAKLARINI DOLDURMAYA, PARA GÖNDERMEYE, YEMEK SİPARİŞİ VEYA TATİL REZERVASYONU YAPMAYA KADAR BİRÇOK MOBİL HİZMET İÇERİYOR.

Aposto!’nun 18 Şubat 2021 tarihinde gönderilen “Süper bir uygulama fikri, Zuckerberg apolitikliği” bülteninde yer alan ve Handegül Sert’in kaleme aldığı “Gelecek süper uygulamalarda mı?” başlıklı makale, son dönemde giderek popülerleşen, “her şeyi yapabilen” uygulamalara odaklanıyor. Örneğin, Asyalı sosyal medya kullanıcıları arasında müthiş bir tanınırlığa sahip olan WeChat gibi... Öyle ki, Doğu Asya’da günlük hayatın vazgeçilmezi olan bu uygulama, hiç kullanılmasa da Batı dünyasında da önemli bir etki uyandırmışa benziyor. Silikon Vadisi’ndeki genç girişimciler bir süredir “Süper app” fikriyle haşır neşir olmaya başlamış durumdalar. Handegül Sert’in de vurguladığı gibi, gizlilik endişelerini bir an için bir kenara bırakırsak, WeChat, gerçekten de türünün tek örneği bir hizmet ve ABD teknoloji devlerinin açıkça ilham almak istediği oldukça iyi bir fikir. Çünkü WeChat’in önemli bir diğer özelliği de 2017’de başlattığı mini programlar kavramı. Mini programlar kavramı şöyle açıklanabilir: Mini programlar, Apple’ın App Store’unda bulunan iOS uygulamalarının yarısına eşit kazançtan fazlasını sağlıyor. McDonald’s ve Tesla gibi küresel şirketler ve restoranlar, kuaför salonları ve spor salonları gibi yerel işletmeler mini programları kullanıyor. Hepsi, WeChat’in muazzam sayıda kullanıcısının ve standartlaştırılmış yazılım altyapısının çekim gücüne boyun eğiyor. Mini programlar, bir pazar ekosistemi yaratması açısından Avrupa Birliği’ne benziyor; mini program geliştiricileri kolay entegrasyon sayesinde ortak bir para biriminden (WeChat’in mobil ödeme sistemi), bir kullanıcı kimliği sisteminden (WeChat’in kullanıcı adı ve şifresi) yararlanarak alışverişin önündeki engelleri büyük ölçüde azaltıyor. Mini programlar WeChat içinde kolayca çalışabildiğinden şirket ve işletmelerin müşterilerinin ayrıca kaydolması, oturum açması veya kredi kartı numaralarını eklemesi gerekmiyor. Dünyanın geri kalanı WeChat’in muazzam başarısını izlerken, Mark Zuckerberg’ün Facebook, WhatsApp ve Instagram’ı birbirine entegre etmek için başlattığı süreci düşündüğümüzde, Batı dünyasının “süper uygulamalar” iştahını da anlayabiliriz. Times dergisinde yakın zamanda yayımlanan bir makalenin bir cümlesi, aslında durumu çok iyi özetliyor: “WeChat, internet dünyasında yakın zamanda neler değişebileceğinin çok güzel bir örneği.”