TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, “BİRLİKTE BAKALIM” SERİSİNDE YAZARLAR, SPORCULAR, ŞEFLER, GEZGİNLER, TARİHÇİLER VE SANATÇILARLA; KISACA KENDİNE HAS BİR BAKIŞI OLAN HERKESLE TEKNOLOJİ KONUŞACAK. 6 BÖLÜMDEN OLUŞACAK OLAN İLK SEZONDA TEKNOLOJİ YAZARI SERDAR KUZULOĞLU VE TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ ALMANYA TEMSİLCİSİ AHMET YILMAZ, “YENİ TEKNOLOJİLER İNSAN YAŞAMINA NE GETİRECEK?” SORUSUNUN PEŞİNE DÜŞÜYOR.

Her biri 20’şer dakika sürecek olan ve toplamda 6 bölüm olarak planlanan “Birlikte Bakalım” serisinin bu ilk sezonunda, 27 yıldır teknoloji ve trendleri aktaran gazeteci Serdar Kuzuloğlu ile Türkiye’nin Makinecileri Almanya Temsilcisi Ahmet Yılmaz, “Teknik ve teknoloji arasındaki fark nedir?”, “Sanayileşmede hangi aşamadayız?”, “Gelecekte bireyleri neler bekliyor?”, “Geleceğe yön veren 10 teknoloji nedir?”, “Otonom sürüşler ne zaman başlayacak?”, “Gen düzenleme ile insan tasarlamak mümkün mü?” gibi sorulara yanıt arayacaklar. Türkiye’nin Makinecileri YouTube sayfasında yayımlanan ve keyifli bir sohbet havasındaki söyleşi serisinin ilkinde Serdar Kuzuloğlu, Türkiye’nin teknoloji üretimi konusunda pek hak etmediği bir algıya sahip olduğunun altını çizerken, örneğin makine ihracatında son 18 yılda ortalama her yıl yüzde 15 büyüme sergilendiğini, 220 ülkeye ve ağırlıklı olarak Avrupa ile ABD’ye makine ihracatı gerçekleştirildiğini, dahası salgın döneminde bile yüzde 60’ı yine Avrupa ve ABD’ye olmak üzere 17 milyar doların üzerinde makine ihraç edildiğini vurguladı. Söyleşinin ilk konu başlığı ise “Teknik nedir? Teknoloji nedir? Bu kavramlar bize ne anlatır?” soruları oldu. Ahmet Yılmaz, bu sorulara, “Biz, teknik ve teknoloji kavramlarını eş anlamlı olarak kullanıyoruz. Aslında teknik kelimesi Yunan kökenlidir ve el sanatlarıyla alet üretme becerisini anlatır. Bilimsel gelişmeyle birlikte, bilim ve teknik bilimlerin ürünlerine ise teknoloji ismini verdik. Özellikle Sanayi Devrimi’nden sonra teknik kelimesine teknoloji ile eş bir anlam yüklendi fakat bu yanlış bir çıkarımdır. Teknik, bir ürün ortaya koyma becerisi, bilgidir. Teknoloji ise tekniği kullanarak ortaya çıkarılan ürün ve hizmetlerdir.” şeklinde yanıt verirken, örneğin “Bilim=Teknoloji” çıkarımının da yanlış olduğunu vurguladı ve teknolojik ürünleri kullanırken bilim dışı disiplinlere de başvurulduğunu ifade etti. Yılmaz, geleceğe yön verecek teknolojileri konuşmadan önce işin felsefesini oluşturmak gerektiğine de işaret ederek, “Biz, 4,5 milyar yaşındaki Dünya gezegeninde 300 bin yıllık bir geçmişe sahip olan modern insanlığın, son 150 yıllık sürecini konuşuyoruz aslında. Ve bu son 150 yılda dünya nüfusu da yedi kat artmış. Dünyadaki tüm kaynakları verimli kullansak bile Dünya gezegeni en fazla 11 milyar insana ev sahipliği yapabilir. Sağlıklı olarak besleyebileceğimiz insan nüfusu ise 3,5 milyar olarak tahmin ediliyor. Dolayısıyla dünyanın, yeniden böyle bir nüfus artışını kaldırabilecek ne kaynağı ne de kapasitesi var. Yani diyoruz ki, sanayileşmenin olumlu ve olumsuz taraflarını tartışarak sürece önceden dâhil olabiliriz. Bunun içinde bir felsefeye ihtiyacımız var. Ve ne yazık ki geleceğe ait bir felsefeye sahip olmadığımızı için pusulamızı kaybetmiş durumdayız. Gelişen teknik ve teknolojilerin etik sonuçlarını da düşünmeli ve toplumsal bir uzlaşı oluşturmamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.