Yuzyıllardır kaosun hakim olduğu topraklarda ekonomik buyumeye onem vermeye calışan ve diğer ulkelerin arasından sıyrılmayı başaran urdun ile serbest ticaret anlaşması turkiye’nin pazarda etkin olmasını sağlayabilir.


Ortadoğu’da gelişmek için büyük hamleler yapan Ürdün gerek ticari ilişkileri gerekse yapısı ile dünya ticaretinde yeni bir pazar olma konumunu yükseltiyor. İsrail ile olan komşuluğu ve revize ettiği ekonomisi ile gelişen bir ülke olan Ürdün sahnesinde ne yazık ki Türkiye hak ettiği konumda değil. Türkiye’nin Ürdün’e makine ve aksamları ihracatı 2008 yılında azalma gösterdi. Ancak sektörün toplam ihracat içerisindeki yüzde onluk payını koruyan ülke ile iş potansiyeli oldukça yüksek. Ürdün, sınırlı doğal kaynakları ve su sıkıntısına rağmen ekonomisini dışarı açma yolunda ciddi adımlar attı. WTO, GATT, GATS ve TRIPs üyesi olan ülke birçok serbest ticaret anlaşması imzalandı. Ayrı ca, ABD, İsrail ve Ürdün arasında mevcut olan Nitelikli Sanayi Bölgesi (Qualifying Industrial Zone-QIZ) Anlaşması ve birçok ülke ile imzaladığı Yatı- rımların Teşviki ve Korunması Anlaşması mevcut. QIZ özellikle tekstil sanayi için kuruldu. ABD’ye ihracatta kota muafiyeti tanıyan bunun karşılığında yüzde 35 Ürdün ve yüzde 8 İsrail girdisini şart koşan bir sistem. Ürdün-ABD Serbest Ticaret Anlaşması uyarınca 2010 yılında süresini tamamlayacak.

BOLGENİN GUCLERİ İLE İŞ BİRLİĞİ İCİNDE
2000 yılından itibaren Ürdün’de İsrail katma değer katkısıyla üretilen başta tekstil ve hazır giyim olmak üzere hafif sanayi mamulleri kurulmaya başlayan QIZ’ler ABD’ye ihracatta ciddi kolaylıklar ve menfaat sağladı. Başlangıçta ekonomik büyümenin ana unsurlarından biri oldu. Ürdün, 2006-2008 yılları arası nda özelleştirmeden ciddi gelir elde etti. Jordan’s Executive Privatisation Commission “Puplic Private Partnership” programı adı altında yeni bir rol üstlenmiş, özellikle altyapı konusunda pilot projeler geliştirmeye başladı. Bu projelerden bazıları güneş enerjisi, atık su arıtma tesisleri, otobüs terminallerinin yenilenmesiydi. İşsizlik ve enflasyon uzun yıllar Ürdün’ün temel problemi oldu. Ürdün, 2002 yılında IMF programı- na girmiş ve para politikaları, serbest pazar ekonomisinin gerekleri, özelleştirme, yabancı sermaye yatırımları açısından programı başarı ile yürüterek, makroekonomik düzeyde köklü yapısal de- ğişiklikler gerçekleştirdi. Ülke ekonomisinin temel dayanaklarından birisi aldığı dış yardımlar olarak dikkat çekiyor. Özellikle iş gücü yaratacak alanlara yabancı sermayeyi daha fazla çekmek, bütçe açığını azaltmak, dış yardımlara ihtiyacı azaltıcı tedbirler almak ülkenin ana meselesini oluşturuyor.


EKONOMİSİNİ DUZELTMEYE CALIŞIYOR
2008 yılında Ürdün iç siyasetinin gündemi ağırlıklı olarak ekonomik sorunlara odaklandı, hükümet ekonomik alanda ciddi sınamaları göğüslemek durumunda kaldı. Petrol ürünlerinin yanı sı- ra un ve şeker gibi temel gıda maddeleri üzerindeki sübvansiyonların kaldırılması, bütçe üzerindeki yükün hafifletilmesi bakımından doğru sayılabilecek bir adım olmakla beraber, ülkede ço- ğunluğu oluşturan dar gelirli kesimlerin yaşam koşullarında daha da zorlayan bir etki yarattı. 2008’in ilk yarısında petrol fiyatlarındaki büyük artış, enerji ihtiyacı nın büyük kısmını petrol ithalatı yoluyla karşılayan Ürdün ekonomisini derinden etkiledi. Enflasyon oranı 2008 yılı sonu itibariyle resmi verilere göre yüzde 13’ü aştı. Hükümet düşük gelirli kesimlerin yaşam koşullarının daha kötüleşmemesine yönelik tedbirlere öncelik vermeye başladı. Ülke toplu konut projeleri, memur asker ve emeklilerin maaşları na zam yapılması, bazı gıdaların ithalatı nda vergi muafiyeti gibi önlemler ile alt gelir grubuna yönelik çalışmalar ve hazineyi düzenlemek için önlemlere imza attı.

ORTADOĞU’DA BİR URDUN BUYUYOR
Geçtiğimiz yıl Ürdün’de büyüme oranı yüzde 5,6 olarak gerçekleşti. 2009 yılında ise ekonomik kriz dikkate alı- narak söz konusu oranının yüzde 3,5 olacağı tahmin ediliyor. 2008 yılındaki büyümede, ihracattaki artış, özellikle sağlık ve turizm sektöründeki büyüme, yabancı sermaye yatırımlarındaki düzenli artış, ana yatırım projelerinin ve yapısal reformların devamı rol oynadı. finans ve sigorta sektörü, elektrik ve su, sosyal hizmetler, restoran ve otel işletmeciliği, madencilik, nakliye ve haberleşme büyüyen sektörler içinde yer alıyor. Buna karşılık toptan ve perakende ticaret, imalat, gayrimenkul ve inşaat gerileyen sektörler oldu. Ülke, 2009 yılı bütçe açığı ise 971,5 milyon dolar veya GSYİH’nın yüzde 4,6’sı olarak hedefledi. Merkez Bankasındaki yabancı para rezervi, 2008 yılı sonu itibariyle 7,7 milyar seviyesine gelmiştir. Bu artış 2,1 milyar dolarlık Paris Klubü Kreditörlerine yapılan borç ödemesine rağmen gerçekleştirdi. 2008 yılı ekonomik yavaşlama dikkate alınarak Merkez Bankası birçok önlemi uygulamaya geçirdi. 2009 yılı sonuna kadar yerli ve yabancı para cinsinden bütün mevduat devlet garantisi altına alındı. 2007 yılı- na kıyasla, Amman Borsa’sında birçok gösterge negatif performans sergiledi.

TİCARET HACMİ 10 YILDA 5 KAT ARTTI
Türkiye ile Ürdün arasında 1999 yılında yaklaşık 105 milyon dolar olan toplam dış ticaret hacmi on yıl içerisinde yaklaşı k 5 katına çıkarak 2008 yılında 486 milyon dolara ulaştı. 2008 yılında gerçekleşen 460 milyon dolar ihracata karşılık söz konusu ülkeden 25 milyon dolar ithalat yapıldı. Ürdün ile Türkiye dış ticareti Türkiye lehine olup dış ticaret dengesi 2008 yılında 435 milyon dolar oldu. Mal grupları bazında verilere bakıldığında; 2008 yılında Türkiye’nin Ürdün’e en fazla mineral yakıtlar, yağlar ve mustahsalları (59 milyon dolar) ihraç ettiği görülüyor. Bu ürün grubunu, makine ve aksamlar (48 milyon dolar) ile demir ve çelikten eşya (41 milyon dolar) takip ediyor. Türkiye’nin Ürdün’e makine ve aksamları ihracatı 2008 yılında azalma gösterse de bu mal grubu toplam ihracat içerisindeki yüzde onluk payını koruyor. Türkiye’nin Ürdün’e ihraç ettiği başlıca mal grupları arasında en fazla artış yüzde 56,8 ile demir veya çelikten eşyada görülüyor. 2008 yılında Türkiye’nin Ürdün’den en fazla ithal ettiği ürün inorganik kimyasal mustahsallar, organik, inorganik bileşiklerdir ve bu mal grubunun ithalatı bir önceki seneye göre yüzde 344 oranında artış göstererek toplam ithalatın yüzde 65’ini oluşturuyor. İthalat artışında dikkat çeken diğer mal grupları ise aluminyum ve aluminyum eşya, eczacılık ürünleri ve demir ve çelik.

MAKİNEYE OLAN TALEBİ ARTIYOR
Birleşmiş Milletler verilerine göre; Ürdün’ün 2008 yılı itibarıyla makine ihracatı yüzde 55,9 artışla 304 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Ürdün’ün en fazla makine ihraç ettiği ülkeler Serbest Bölgeler’in ardından Irak, Suudi Arabistan ve BAE oldu. Ürdün’ün makine ve aksamları ihracatında ilk sırada 56,1 milyon dolar ile “klima cihazları” yer alı- yor. Ürdün’ün klima cihazları ihracatında 2008 yılında yüzde 92 oranında artış yaşandı. Klima cihazlarını buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları ve otomatik bilgi işlem makineleri takip etti. Ürdün’ün ihraç ettiği başlıca makineler arasında en fazla ihracat artı- şı “alternatif-rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar”da görülüyor. Söz konusu makinelerin ihracat değeri 2008 yılında 15,2 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ürdün’ün 84’üncü fasıl bazı nda makine ithalatı 2008 yılında bir önceki seneye göre yüzde 23,4 oranında artış göstererek 1,4 milyar dolara yükseldi. Çin, Almanya, İtalya, G.Kore Cumhuriyeti ve ABD Ürdün’ün makine ithal ettiği başlıca ülkeler oldu. Türkiye ise 2008 yılında Ürdün’ün makine ithalatı nda 9’uncu sırada bulunuyor. Ürdün’ün makine ve aksamları ithalatındaki başlıca kalemler arasında ilk sırayı 8471 nolu GTİP’de bulunan “otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri” alıyor. Ülkenin diğer önemli makine sektörü ithal kalemleri arasında ise; “kendine özgü fonksiyonlu makine ve cihazlar”, “yazı, hesap, muhasebe, bilgi işlem, büro için diğer makine ve cihazlar” gibi alt ürün grupları yer alıyor. Otomatik bilgi işlem makineleri ve kendine özgü fonksiyonlu makine ve cihazlar ithalatı toplam ithalatın içerisinde yüzde 21 oranında bir pay oluşturuyor. İHRACAT DUŞTU Türkiye’nin 2008 yılında Ürdün’e 84’üncü fasıl itibariyle makine ve aksamları sektörü ihracatı yüzde 2,8 oranında azalma kaydederek 48,4 milyon dolar gerçekleşti. Ancak aynı yıl ithalatta yüzde 93,1 oranında azalma gösterdi. İthalatta yaşanan azalma aynı yıl 207 bin dolara kaydedildi. Özellikle 2003 yılından itibaren Ürdün’e makine ihracatı hızlı bir artış gösterdi. 2002 -2008 yılları arasında Ürdün ile Türkiye arasındaki makine ve aksamları dış ticaret hacmi yaklaşık dört katına çıktı. Son 7 yıl içerisinde Ürdün’den makine ithalatına baktığı mız zaman düzensiz bir seyir izlediği göze çarpıyor. 84’üncü fasıl itibarıyla Ürdün’e yönelik makine sektörü ihracatı nda önemli yer tutan kalemler ise dörtlü GTİP bazında incelendiğinde; ilk üç sırada yer alan 8415 nolu GTİP altında tanımlanan klima cihazları-vantilatörlü, ısı, nem değiştirme tertibatlı”, “sı- vılar için pompalar, sıvı elevatörleri”, “buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları”, Türkiye’nin Ürdün’e makine ihracatında ilk 3 sırada yer alan kalemler oldu

SERBEST TİCARET ANLAŞMASI İLE TURKİYE PAZARDA DAHA ETKİN OLUR
Dışa açık ekonomisi olan Ürdün bu nedenle yaşanan ekonomik krizden de etkilendi. Ürdün’ün önemli ticari ilişkileri Körfez Ülkeleri, ABD ve AB ülkeleri ile yaşanıyor. Söz konusu ekonomik krizde körfez ülkeleri petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle mali kayıplar yaşadı ve bu durum Ürdün’e gelecek olan yabancı sermaye ve dış yardımı azalttı. Diğer taraftan, 2008 yılında petrol fiyatlarının düşmesi Ürdün’ün ithal kalemleri arası nda önemli yeri olan çelik, tahıl, hayvancı lık ürünlerinin fiyatlarının düşmesine ve Ürdün’ün önemli ihraç kalemleri. olan fosfat, potas ve gübrenin dünya fiyatları nın yükselmesi neden oldu. Global anlamda yaşanan ekonomik yavaşlama Ürdün’ün 2009 yılı verilerine de yansı dı. Ürdün’ün dış ticaret hacmi 2009 yı- lının ilk beş ayı verilerine göre azalma kaydedildi. Bir önceki yılın aynı dönemine göre ithalatta yüzde 22 oranında azalma, aynı dönemde ihracatta yüzde 6,6 azalma gözlendi. 2009 yılında Ürdün’ün fosfat ve potas ihracatı dışında bütün kalemleri geriledi. İthalatın aksine ihracatta yaşanan bu durum ülkenin dış ticaretindeki küçülmeye işaret ediyor. Türkiye’nin Ürdün’e gerçekleştirdiği ihracat ve Türkiye lehine seyreden dış ticaret dengesi yıllar içinde düzenli bir şekilde arttı. Ürdün’ün AB ve ABD ile imzalamı ş olduğu anlaşmalar ülkeyi bölgede farklı bir statüye koyuyor. Bu yüzden büyümeye müsait olan bu ülkede uygun ortak yatırımları geliştirilerek, Türkiye’nin bölgede daha aktif bir hale gelmesi mümkün. Ürdün yatırım, ekonomik ortam ve mevzuat açısından elverişli bir pazar. Küçük bir pazar olmakla birlikte, Ürdün’ün bölge ülkeleri ve AB ile ticari entegrasyonu ve Nisan 1997’de AB ile imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşması çerçevesinde ülke pazarı gün geçtikçe büyüyor. Bu çerçevede, Türkiye ile Ürdün arasında imzalanacak Serbest Ticaret Anlaşması’nın da bölgede genişleme açısından faydalı olacağı düşünülüyor. Spot: “ AB ile imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşması çerçevesinde ülke pazarı gün geçtikçe büyüyor. Ürdün’ün 84’üncü fasıl bazında makine ithalatı 2008 yılında bir önceki seneye göre yüzde 23,4 oranında artış göstererek 1,4 milyar dolara yükseldi. Bu çerçevede, Türkiye ile Ürdün arasında imzalanacak Serbest Ticaret Anlaşması’nın da bölgede genişleme açısından faydalı olacağı düşünülüyor.”